FİLLER TEPİŞİR, ÇİMENLER EZİLİR..

Yazıma başlamadan önce; geçen hafta yazdığım Ahhh Kuşlar, Ahhh… İsimli yazımdan sonra, beni bizzat arayarak; gerek yazımın bilimsellik kriterlerine uygunluğunu, gerekse yazımın seviyeli uyarma tarzını belirterek, olumlu bulan ve en kısa zamanda bu sorunun çözülmesine yönelik faaliyetlere başlayacaklarını net bir şekilde ifade eden, başta DHMİ Genel Müdürü Sayın Mahmut Tekin’e ve Atatürk Havalimanı Başmüdürü Sayın Celal Özuğur’a teşekkür ederim.
Bana sevdiğim bir deyişi hatırlatan; Hükümet ile Yargı arasına sıkışmış hak, adalet kavramlarından çok, ne yazık ki, kişisel duygulara mahkûm edilmiş altta kalanın canı çıksın örneği bir uygulamadan söz edeceğim.
Demokratik rejimimizin Yasama-Yürütme-Yargı kuvvetler ayrılığında, bence en önemli olanı Yargı şıkkına karşı kişisel yaptırım gücü kullanmanın bir örneğini sunmak istiyorum.
Bildiğiniz üzere, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 29/2 maddesini öne sürerek; bu kanunun Maliye Bakanlığı tarafından yanlış yorumlandığını, takriben 13 sene önce Gelirler Genel Müdürlüğü nezdinde yazılı olarak belirtmiş ve kendilerinden cevap beklemiştim. Gelirler Genel Müdürlüğü verdiği cevapta, benim bu kanunu yanlış yorumladığımı ve kendilerinin, uyguladıkları sistemin doğru olduğuna hükmetmişti.
Mücadelem, üyesi olduğum Hava-İş sendikası ve THY’nin o zamanki yönetiminin desteğinden uzak, tek başına başlamış ve yenilen darbelere, yapılan spekülasyonlara karşın, bir vatandaş olarak başvurduğum davadan vazgeçmedim ve yıllar sonra Yüce Yargımız, haklılığıma hükmetti ve davayı kazandım.
Binlerce THY çalışanını da doğrudan ilgilendiren bu dava sonunda, tarafıma kayıplarımı tazmin etmek amacıyla ödeme de yapıldı. Yani, bir haksız uygulama saptanmış, düzeltilerek, kayıplarım iade edilmiş oldu. Bu gelişmenin ardından havacılık camiasında inanılmaz bir kıpırdanma başlamış ve bu davaya karşı olan Hava-İş sendikası bile, kerhen de olsa konuya sahip çıkmak zorunda kalmıştı.
THY teknisyenlerini yakından ilgilendiren bu olayın kısa geçmişini yeniden bilginize sunduktan sonra, şimdi gelişmelerin ne durumda olduğuna hep birlikte bakıp bir değerlendirme yapalım isterseniz. Bu davada ilk kazanımlar UTED üyelerinin açtığı davalarda olmuştur. İlk Danıştay onayları da aynı kişilere yapılmış olmasına karşın, Maliye Bakanlığı’nın anlamakta zorlandığım bir geciktirme içerisinde olduğunu gözlemlemek beni gerçekten son derece üzmektedir.
Danıştay’ın onayından sonra, çok kısa bir süre içinde hesaplatıp aldığım ödemenin ardından,kazandığım davayı örnek olarak göstererek değişik avukatlar tarafından sürdürülen ve şu anda kazanılan 750 civarında çalışanın hesaplarını yapmak, bu devirde aylarca sürmemeliydi diye düşünüyorum. Bilgisayar kullanımının vergi dairelerimizde yaygınlaşması ve hesaplamaya ilişkin bilgi alınan THY’nin bilgisayar ağının güçlülüğü e-devlet uygulamalarının yaygınlaştığı Türkiye’de bu hesaplamaların bu kadar uzun sürebileceğine kuşkuyla yaklaşıyorum.
Bu kadar zamandır beni arayarak, paraları ne zaman alırız? Diyen, davayı kazanan arkadaşlara yönelik verdiğim en kısa zamanda alırsınız cevabımı, son zamanlarda demokratik bir ülkede kesinlikle olmaması gereken Hükümet-Yargı kavgasına bağlamak istememekle beraber, kafamda yine deKomplo Teorileri üretmiyorum dersem yalan söylemiş olurum.
Maliye Bakanlığı, devamlı itiraz edip her davayı Danıştay’ca temyize yollamanın ve her seferinde kaybetmenin acısını acaba senelerdir kendine vergi veren mükelleflerinden mi çıkartmak istiyor diye düşünmeden edemiyorum.
Değil Hükümetin, Cumhurbaşkanının bile itiraz edemeyeceği Danıştay kararlarını uygulamak ve haksız kesilen vergilerin iadesini bir an önce mükelleflerine ödemek Maliye Bakanlığımızın görevidir.

Bu konuda arkadaşlarıma tavsiyem, aklıselim içersinde sabırla hareket etmeleri. Hiç, ama hiçbir kurum, kuruluş veya kişinin bu kazanılmış davalardan elde edilen rakamları ödemekten kaçınamayacağını bilmeleri gerekmektedir. Ve aynı kanun geçerli olduğu sürece, dava için mahkemeye ilk müracaat yaptığınız tarihten bu güne kadarki zaman dilimini içeren dönem için,şimdiden, tekrar geriye dönük dava açmanızda büyük fayda vardır. 5 seneyi beklemenize gerek olmayıp, bir ay için bile bu davayı açabilir ve hakkınızı alabilirsiniz.
Fillerin tepiştiği bugünkü Türkiye’de, çalışan kesim olarak, belki çim misali görülebilir ve ezilebilirsiniz. Ama, bu çimlerin de canlı olmaları nedeniyle bu tepişmeye ne kadar süre dayanacaklarını ve karşılığında nasıl bir demokratik tepki sunacağını hep beraber göreceğiz.
Değerli okurlarım;
O zamanki UTED başkanı olmam nedeniyle, sadece üyelerimize yönelik önderlik yaparak açtığımız bu davalarda, şu anda tüm THY personelinin faydalanmak adına dava açtıklarını duyuyorum. Kanunları herkes farklı yorumlayabilir, ama kanunun çıkış nedenini en iyi mahkemeler ve tabii ki Danıştaybilecektir. Dileğim, tüm çalışanlara yönelik olması şeklindedir.

Ben emekli olmuş(!) bir çalışma arkadasınız olarak, bu düşüncelerde iken, THY’nin önemli derneklerinden birinin başkanı sıfatını maalesef taşıyan bir kişinin, bu kazanımların yanlış olduğunutarafıma söyleyerek laf dalaşına girmesi, maliyeden yana tavır alması, kraldan çok kralcı kesilmesi,Danıştay kararlarına yanlış diyebilecek seviyede(!) hukuk bilgisinden uzak olması beni sizler adına son derece üzdü. Tabii ki kendisine layık olduğu cevap yine sizler adına tarafımdan verilmiş olması nedeniyle, bu kişiyi tüm THY personelinin önüne atmanın yanlış olacağını düşünüyor ve ismini şimdilik deşifre etmiyorum.

Bu tür şoven yapılı, işverenci, kendinden başka çalışanların olduğunun ve ne kadar ücretle çalıştıklarının farkında olmayan, diğer çalışanların da ekmek kavgası içersinde olduklarını düşünmeyen, sistemin aslında zincirin halkaları kadar birbiriyle beraber çalıştığının farkında olamayan bu tür kişiler toplumcu kisvelerine rağmen her zaman olacaktır. Ve bu kişilere, benim gibi her zaman cevap verecek kişiler de bulunacaktır. Onun için önemsenmemeli ve yasalara saygılı olarak, çalışma hayatınızdaki haksızlıklara her zaman yasal yollardan karşı çıkarak yürümelisiniz.
İyi haftalar..
NOT/ THY Kabin hizmetleri başkanlığına getirilen Sayın Emine Lim ile Kabin Eğitim Müdürlüğüne atanan Sayın Berna Tanyolaç’a yeni görevlerinde başarılar dilerim.

Exit mobile version