Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan savaşın ardından birçok Avrupa ülkesi aktif silahlanma sürecine girdi. Özellikle Almanya gibi büyük Avrupa ülkeleri büyük savunma bütçeleri oluşturmaya başladı. Almanya’nın ABD merkezli Lockheed Martin şirketinin ürettiği F-35 Lightning II hayalet savaş uçaklarını almaya yönelik yaptığı anlaşma ülkede tepkilere yol açtı.
Alman kaynaklardan edinilen bilgilere göre; Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle başlayan savaş Avrupa ülkelerinde sratejik değişikliklere neden oldu. Savaş öncesi pasif silahlanma yolunu tercih eden Almanya dahi bu sürecin ardından ciddi bir savunma planı oluşturdu. Bu planlar arasında ABD merkezli Lockheed Martin şirketinin ürettiği F-35 Lightning II hayalet avcı uçaklarının satın alınmasını da içeriyor.
Almanya, Ukrayna’daki savaşın patlak vermesinin ardından F-35 uçaklarını alma niyetini açıklamıştı. F-35 savaş uçaklarının özellikle Alman Eurofighter Typhoon uçaklarının yerini alması da bekleniyor. Almanya F-35 savaş uçaklarını alma niyetinin yanı sıra 113 milyar dolarlık askeri modernizasyon sürecine gireceğini de açıkladı.
Alman Savunma ve Havacılık Sanayii Derneği, ABD merkezli F-35 Lightning II hayalet savaş uçaklarının alınmasına ilişkin açıklamalarda bulundu. Kurumdan yapılan açıklamada bu savaş uçaklarının alınmasının Almanya için büyük bir hata olduğu bildirildi.
Berlin, Washington ile Alman şirketlerinin uçakların bakımı ve yenilenmesi süreçlerinde yer almayacağı bir anlaşma yaptı.
ALMANYA’NIN F-35 ALIMLARINA TEPKİ
Dernek, Almanya’nın F-35 programı kapsamında satın alacağı uçakların bakım ve yenileme anlaşmalarını yapmadığından sitem etti. Savaş ve savunma alanında daha pasif bir yol İsviçre dahi, ABD ile uçakların bakımı için 3 milyar dolarlık bir sözleşme müzakere etmeyi başardı.
Alman yayın organı Wirtschaft, ABD ile yapılan bu anlaşmanın Alman sanayisine bir darbe olduğunu söyleyen raporunu yayımladı.
Havacılığın önemli oyuncularından biri olan Airbus, Alman hükümetinin bu tür eylemleri yalnızca yerli savunma sanayisinin varlığını değil, aynı zamanda son yıllarda yerel olarak geliştirilen teknolojileri de tehdit ettiğini söyledi.