Ercan Havaalanı’nda görev yapan 15 Cyprus Airport Services (CAS) çalışanının DEV-İŞ’e bağlı EMEK-İŞ sendikasına üye oldukları gerekçesiyle geçtiğimiz hafta işten çıkarılmasının yankıları sürmeye devame diyor. DEV-İŞ ve EMEK-İŞ, bugün Ercan Havaalanı’nda CAS çalışanlarıyla birlikte eylem gerçekleştirdi. Saat 09.00’da Ercan çemberinde eylem gerçekleştiren CAS çalışanları, Ercan çemberinden Ercan Havaalanı’na doğru yürüyüş gerçekleştirdiler.
DEV-İŞ Genel Başkanı Hasan Felek ve EMEK-İŞ Başkanı Koral Aşam, Ercan Havaalanı önünde açıklama yaparak, 15 çalışan işe geri alınana kadar eylemlerin devam edeceğini açıkladılar. Aşam, işten atılan 15 kişi yerine yeni istihdamlar yapılacağının açıklandığını ve buna müsade etmeyeceklerini vurguladı.
EMEK-İŞ Başkanı Koral Aşam’ın açıklaması şu şekilde:
“Bilindiği üzere Federasyonumuz DEV-İŞ’e bağlı EMEK-İŞ sendikasının, 26 Kasım 2016 Cumartesi günü Sendika binasında düzenlemiş olduğu personel toplantısına katılan 15 CAS emekçisi, DEV-İŞ’e üye olup sendika toplantısına katıldıkları için gayrı yasal bir şekilde, telefon mesajı ile işten durdurulup işyerine girişleri engellenmektedir. Resmi olarak gerekçeli işten durdurma belgeleri dahi verilmemiştir. Yapılmaya çalışılan bu insafsız, gayrı yasal, etik dışı uygulama kabul edilemez.
DEV-İŞ ve EMEK-İŞ olarak, bu hukuksuz, etik dışı ve despot uygulama karşısında, ilk günden itibaren öfkemizi bastırdık, karşılaştığımız hukuksuzluğu, sağduyulu birşekilde diyalog yolu ile çözmeye çalıştık. Önce sahiplerinin sesi olan genel müdür ve yönetim kurulu üyeleri ile sonra kurumun bağlı olduğu Ulaştırma Bakanı, yapılan yasa dışı durdurmaların muhatabı Çalışma Bakanı, ardından da Başbakan ile görüşme talebinde bulunduk fakat muhatap alınmadık. Genel müdür, aldığı direktifler doğrultusunda sendikamızı muhatap kabul etmediğini belirterek sözde işten durdurmaların sayısını artırmaya devam etti.Yasal olarak CAS emekçilerinin sendikası olan DEV-İŞ ve EMEK-İŞ’i muhatap almak yerine, çalışanlar üzerindeki baskı, tehdit ve şantaj Başbakan dâhil olmak üzere tüm hükümet yetkilileri tarafından sürdürüldü sürdürülüyor. 15 kişi rehin alındıktan sonra rehinelerin işe dönmelerini istiyorsanız DEV-İŞ’ten istifa edin dediler demeye de devam ediyorlar.
Buda yetmezmiş gibi, rehin alınan 15 emekçi yerine yine gayrı yasal bir şekilde kendilerine itaat edecek ve sömürülecek 15 yeni ve çaresiz emekçiyi istihdam etmeye çalışıyorlar.
Ama biz biliyoruz ki, ülkemiz yasaları ve Anayasası dâhilinde, hem sendikal örgütlülük hem de sendika seçebilme özgürlüğü tüm emekçilere bir hak olarak verilmiştir. DEV-İŞ ve tüm üyeleri bu hakkın kıymetini ve önemini çok iyi bilmektedir. Bugüne kadar olduğu gibi yarında bu hakka sonuna kadar sahip çıkacaktır.
CAS emekçilerine bu zulmü ve hukuksuzluğu yaşatan hükümete ve bu siyasi ahlaksızlığa sahip tüm siyasilere seslenmek istiyoruz.
Artık yeter,
Yeter artık emekçileri köleleştirdiğiniz, aşağıladığınız, ekmek paralarını tabanca yapıp başlarına dayadığınız. Neden DEV-İŞ’ten korkuyorsunuz. Korkuyorsunuz çünkü emekçilerin hak aramasından korkuyorsunuz. Korkuyorsunuz çünkü yaptığınız yasa dışılıkların karşılıksız kalmayacağını biliyorsunuz. Korkuyorsunuz çünkü ekmek paralarının kendilerine silah olarak dönmeyeceğini bilen emekçilerin hür iradelerini kullanma ihtimalinden korkuyorsunuz. Korkuyorsunuz çünkü sizi bir daha seçmeme ihtimallerinden korkuyorsunuz.
Ama korkunun ecele faydası yok, Bilmelisiniz ki, DEV-İŞ ve CAS emekçileri arasında hem güven hem de gönül bağı çoktan kuruldu. Bilmelisiniz ki CAS emekçilerinin cellatlarına olan aşkları artık bitti, bilmelisiniz ki CAS emekçileri artık ne size güveniyor ne de sizden korkuyor. Çünkü CAS emekçileri artık zincirlerinden başka kaybedecek bir şeyleri olmadığını biliyor.
Bilmelisiniz ki, ne DEV-İŞ ne de CAS emekçileri yapılmaya çalışılan bu hukuksuzluğa ve despotluğa asla teslim olmayacaktır. Ne kader ortağı emekçi kardeşlerini feda edecek ne de sendikal örgütlülüğünden vazgeçecektir. Çünkü onlar siz ve köhnemiş politikalarınız gibi kan emici değildirler, çünkü onlar emekleri ile var oluyorlar, çünkü onlar tüm haksızlıklara ve yasa dışılıklara rağmen tüm güçleriyle üretiyorlar, ürettikçe de var oluyorlar. Çünkü onlar biliyorlar geçici olan sizsiniz kalıcı olan emek ve emekçidir.
Yasal gerekçeniz olmadığı müddetçe siz onları işten çıkaramazsınız ama onlar isterlerse günü geldiği zaman sizleri işten çıkaracaktır. Çünkü onların yasal gerekçeleri var! İşinizi yapmıyor emekçilere zulüm ediyorsunuz.
Kimse kendini ne vazgeçilmez ne de ölümsüz sanmasın. Mezarlıklar kendilerini ölümsüz ve vazgeçilmez sananlarla doludur.
Açık söylüyoruz durdurulan iş arkadaşlarımız işlerinin başına dönmeden ve Anayasal hakkımız olan Toplu İş Sözleşmemiz imzalanmadan bu kavga bitmez. Ve yine açık söylüyoruz işten çıkarılan emekçi kardeşlerimiz işlerinin başına dönmediği sürece hiçbir yeni istihdam bizleri çiğnemeden veya zindanlarınıza atmadan asla işbaşı yapamaz yaptırmayız.
Bizleri itmek istediğiniz kaosun farkındayız, işimize ve emeğimize duyduğumuz saygıdan dolayı hep sağduyulu davrandık, fakat istediğiniz kaos ve kavgaysa ona da varız.
Biliyoruz ki bu kaos ve kavgadan ötürü ortaya bir enkaz çıkacak ama sorumlusu ne sendika ne de CAS emekçileri olmayacak. Ve sizler bu enkazın altında kalacaksınız.
Tüm CAS emekçileri aynı geminin içinde yol almaktadır. Kimileri güvertede, kimileri kazan dairesinde kimileri ise kaptan köşkünde yolculuklarına devam etmektedirler ama herkes şunun farkına varmalıdır ki eğer bu gemi batarsa gemideki herkes denize düşecek ve karaya çıkmak için filika dahi bulamayacaktır. Çünkü ufukta görünen fırtına buna müsaade etmeyecektir.
Bizler emekçiler olarak paraya tapmıyoruz ne de sizler gibi makam ve mevki ile var oluyoruz. Bizler emeğimizle varız ve emeğimizle de var olmaya devam edeceğiz. Açlık sınırında çalışıyor olsak da ne daha fazla para ne de devlette istihdam peşindeyiz. Bizler yalnızca ekmeğimizin peşindeyiz ve emeğimize saygı duyulmasını istiyoruz.
Temel olarak işyerinde huzur ve örgütlü sendikal koruma altında iki dudak arasından çıkıp güvenceli ve adil bir çalışma hayatına sahip olmak istiyoruz. Çok şey mi istiyoruz.
Bugünkü uyarı grevimizle yola çıktık bir kere, bu yolculuk sırasında fırtına da çıksa kıyamet de kopsa geri dönüş yok. Haklarımızı ya kazanacağız ya kazanacağız.”