EMEKLİLİĞE TEŞVİKTE YENİ KAMPANYA!

Değerli okurlar,

Huylu huyundan vazgeçmiyor… Ya da Anadolu’daki bir deyimle söylersek “Ayının bildiği kırk türkü var, kırkı da ahlat(armut) üstüne.”. Aylardır yazıyoruz, kriz geliyor diye… Nihayet kapıya dayandı… Bayrak taşıyıcı havayolumuz her zamanki refleksi ile ajandasındaki ilk önlemi uygulamaya koydu. Kabinden başlayarak adam atmaya başladı… Çocukların oynadığı Adam Asmaca oyunu son 13 yıldır THY’de Adam Atmaca olarak oynanıyor. Sıkıştın mı koy kapıya… Kendilerine göre kriterler de uydurmuşlar: Ceza alanı, rapor alanı, aksaklık yapanı, UDS denilen ucube sisteme göre karne notu düşük olanı listeye koymuşlar… Eğer bunlar yok ise yedek formül de hazır: “Kabin Amirlerinden alınan geri bildirimlerde …” diye başlayan, yazanın bile inanmadığı mazeretler üretmişler…”Hangi Kabin Amiri, hangi uçuşta, ne yapmışım, kimin tavuğuna kışt demişim?” diye soranlara İşten Çıkış tebliğini yapıştırıyorlar… Klasik kurt-kuzu hikâyesi sizin anlayacağınız, dertleri adam atmak… Bütün bunları yazdık söyledik ama dinleyen kim?

Derken geçen hafta Airlinehaber bir bomba daha patlattı. THY İnsan Kaynakları Başkanı Mehmet Yılmaz’ın, THY’deki başkanlara gönderdiği “emekliliğe teşvik” mesajını deşifre ediverdi. Çok önemli bir habercilik başarısıdır, kutluyorum emeği geçen sitedeki arkadaşlarımı... Bu mesaj ne anlama geliyor? Yazının başındaki deyime uyarlarsak “Kriz deyince, işler bozulunca THY’nin işbilir yönetiminin aklına sadece adam atmak geliyor”...Tazminatsız atalım, olmadı tazminatlı atalım, o da olmazsa emekli dilekçesi alalım, o da mı olmadı o zaman biraz fazla para verip emekliliğe teşvik edelim. Bildikleri kırk yöntem de adam atmak üzerine…

Başka nasıl tasarruf ederiz, nerelerden kısarız da çalışanların ekmeği ile oynamayız diyen yok.. Gözlerini çalışanın emeğine, ekmeğine dikmişler… Anlamıyorum nasıl rahat uyuyorlar geceleri? Veya uyuyabiliyorlar mı? Kafaları da hinliğe çalışıyor… Buldukları yöntemle personeli de ayrıştırıyor, bölüyorlar… Son 15 yılda işe giren torpilliler yönetimin doğal müttefiki …”Tabii canım, çeksin gitsinler, yıllardır bu şirketin kaymağını yemişler.” diyen torpilli tosuncukların sesi daha gür çıkıyor koridorlarda… Böylece aidiyet duygusunu geliştireceklerini sanıyorlar… Aslında bal gibi biliyorlar, bugün havuç uzatarak emeklilik baskısı yaptıkları personelin bu şirketin omurgası olduğunu... Ama ne gam…”Üste de para verdik, daha ne istiyorsunuz?” cümlesine yansıyan şark kurnazlığının ardında sopanın da sırada olduğunu çaktırmadan hissettiriyorlar çaresiz çalışanlara…”

3 YILDA NE DEĞİŞTİ?

Yukarıya alıntıladığım yazıyı tam 3 yıl önce Aralık 2016’da yazmıştım.

Aradan 3 sene geçmiş. Sanki Dejavu yaşıyoruz. Emekliliğe Teşvik Kampanyası yine başladı THY’mizde. Demek ki yaşananlardan ders alınmıyor. 86 yıllık kültürü ve geçmişi olan bir şirket 3 yılda bir krize girer mi birader? Hadi 2016’yı anladık. 2016 yılında meydana gelen terör saldırılarında tam 284 kişi yaşamını yitirmiş, sadece Atatürk Havalimanına IŞİD saldırısında 41 kişi, PKK’nın gerçekleştirdiği İnönü stadının yanındaki patlamada 44 kişi öldürülmüştü. 15 Temmuz’daki hain kalkışmayı da sayarsanız tam bir felaket yılı olmuştu 2016… Hatırlarsınız ardından da THY Aralık ayında Emekliliğe Teşvik Kampanyası başlatmıştı. O günlerde yazdığımız yazılarla THY personelini uyarmış ve kampanyadaki(!) tuzaklara dikkat çekmiştik. THY’nin vaatlerine inanan personel sayısı sınırlı kalınca da THY ile sendikası Hava İş elele vermiş ve 2017 başında ücretlerin sünnetlenmesi konusundaki yeni formülü devreye sokmuşlardı.

ZIRT PIRT KRİZE GİREN ŞİRKET!

Şimdi bir nefeslenelim ve soralım: Bu şirket neden 3 yıl sonra yeni bir sıkıntıya girdi? Yaşananlardan ders alınmıyor mu acaba? Alınan önlemler palyatif olduğu için mi? Köklü, kalıcı ve sürdürülebilir önlemler alınsa idi, yeni bir krizle karşılaşma ihtimali azalmaz mıydı? Ya da krize daha dayanıklı bir yapıya kavuşamaz mıydı bayrak taşıyıcımız? Soru çok… Üstünde düşünen var mı? Sanmam. Diyeceksiniz ki, yeni havalimanına geçişin ciddi olumsuz etkileri oldu. Max uçaklarının yere indirilmesi üstüne tüy dikti… Doğru olmasına doğru da, yönetici dediğin bunları önceden görecek ve önlem alacak. Alıyor mu THY yönetimi. Alıyor işte, klasik işveren yaklaşımı ile önce adam atmakla başlıyor işe.

ADAM ATMAK ÇÖZÜM MÜ?

Geçen hafta personele gönderilen SERİ SONU TEŞVİK KAMPANYASI, THY’nin gidişatı ve yaklaşan krizi okumakta ne kadar yetersiz kaldığını göstermesi bakımından son derece ibretlik ipuçları veriyor. Teşhis doğru konulmuş mu ondan da emin değilim. Teşhis doğru değilse, tedavi de yanlış veya yetersiz olacaktır. Diğer alanlarda parmağını kıpırdatmayan THY’nin, yaklaşan sıkıntının 300-500 çalışanı işten atmakla çözümlenebileceğini düşünmesi, sorunu iyi okuyamadığını ve basite aldığını gösteriyor. Yani bir bölüm personeli atmakla pardon emekli etmekle THY kurtulacaksa bu işte bir tuhaflık var. Yapısal önlemler konusunda ise, bir hareket de yok, çaba da ! Olan, yüreği ağzında “ne zaman atacaklar veya teşvik(!) edecekler” diye bekleyen THY çalışanlarına oluyor. Doğal olarak bu psikoloji ile verilen hizmetten de hayır gelmiyor ve kalite etkileniyor. Uçuş emniyetini ise hiç sormayın!

PİLOTLARI DA “TEŞVİK EDEYDİNİZ” YA?

Gelelim yeni kampanyanın detaylarına… Muhterem THY yönetimi 2 yöntem öneriyor. Birincisi 2020 yılında ilk kez emekli aylığı almaya hak kazanacak personelle ilgili. Gerçekten garip… Erkeklerde 25 yıl fiili hizmet yılının yanı sıra işe giriş tarihine göre 5500-6000 Aralığında prim gününü tamamlayan ve maaş almak yaş ve daha üstünü doldurmuş kaç kişi vardır Allah aşkına?

Yani 1995 öncesi işe girenler hedefte… İyi de zaten kabin ve özellikle kokpiti hariç tutunca kaç kişi kalıyor geriye? Zaten THY’miz de bunun farkında olmalı ki, 15 yıl+3600 prim gün sayısını tamamlayan ancak emekli maaşı için yaşının dolmasını dışarıda bekleyecek olan geniş bir grubu da gözüne kestirmiş. Bu gruptakilere Emeklilikte Yaşa Takılanlar(EYT) deniyor. Bu Örneklemek gerekirse, bu iki şartı yerine getiren bir erkek personel 60 yaşında emekli maaşı almaya başlayacak, maaşı da haliyle çok düşük olacak. Ancak bunun bir ön şartı daha var. O da 8 Eylül 1999’dan önce SSK’lı olarak çalışmaya başlamak. Ama THY’nin duyurusunda bundan hiç bahsedilmiyor. Sanki 2004’de işe girip 2019’da 15 yılını ve 3600 prim gününü dolduran herkes yaşının dolduğu tarihte emekli maaşı alacakmış gibi yansıtılıyor.

Buna THY açıklık getirmeli… Eğer 2020 Ocak ayında 15 yılını dolduran personel de kapsam içindeyse, demek ki 2004 yılından sonra işe girenler otomatik olarak kapsam dışı kalıyor. Yani torpilli tayfa (hakkı ile siyasi torpil olmaksızın THY’ye girenleri tenzih ederim) yine kollanmış oluyor. 15 yıl+3600 gün kriterinde asıl hedef kabin… 2020’de ilk kez emekli maaşı alacaklar kategorisinde kapsam dışı tutulan kabin personeli, bu kriterleri sağlamışsa kapıya konacak belli ki… Zaten bu iki kriteri sağlayanlara bir havuç daha uzatılmış ve verilecek 4 aylık brüt ücrete kredili uçuş parasının da ekleneceği belirtilmiş.

Özetlemek gerekirse, pilotlar hariç 1999 öncesi girişli olanlar ile kadınlarda 20, erkeklerde 25 yılını dolduran tüm personel topun ağzında.

BU SENE TEMİNAT YOK!

Unutmadan, 2016 kampanyasında şöyle bir soru vardı:

“Teşvik maili bana da geldi. Çalışmaya devam etmek istiyorum. Herhangi bir işlem yapmam gerekir mi?” THY’miz bu soruya şöyle cevap vermişti:

“Hayır, çalışmaya devam etmek istediğinizden herhangi bir işlem yapmanıza gerek yok. İşten ayrılmak istemeyen çalışanlarımıza herhangi bir işlem/yaptırım uygulanmayacak, tercih yapmaya zorlandırılmayacaktır. Durumunuzda değişiklik olmayacağından aynı koşullarla çalışmaya devam edebilirsiniz.”

Nasıl ama? Koskoca THY taahhüt vermişse akan sular durur. İyi de bu sene duyurulan kampanyada niye böyle bir teminat verilmemiş? Yoksa “kabul etmeyin de, bakın neler olacak görürsünüz.” mü demek istiyor muhterem THY yönetimi?

TEŞVİKİN OLUMLU YANI YOK MU?

Kampanya kapsamında emekli maaş hakkına ilk kez 2020’de kavuşacak olanlarla 15 yıl+ 3600 gün primi tamamlayanlara Kıdem Tazminatının yanısıra 4 aylık da brüt ücret verileceği belirtilmiş. Kabindeki tasfiyeyi cazip hale getirmek için de 4 aylık brüt ücrete kredili uçuş parası da eklenmiş. THY’de en az 10 yıllık çalışması olmak kaydıyla pass ve ced bilet hakları tanınmış.

THY, İkale ile ayrılmak isteyenlere kıdem ve ihbar tazminatının yanısıra 6 maaş da tazminat ödüyor. Her iki durumda da ekstradan verilecek 4 aylık brüt ücret ve 6 aylık ikale tazminatı ikramiyeye esas ücret üzerinden hesaplanıyor. Brüt ücrette, kıdem ücreti, iş tazminatı, sosyal yardım, şeflik tazminatı, lisan tazminatı, vardiya primi dikkate alınırken İkramiyeye esas ücret ise sadece kıdem ücreti ve iş tazminatı ve şeflik tazminatı üzerinden hesaplanıyor. Bu da tazminatın kuşa dönmesi demek. Bu tazminatlardan vergi kesileceğini de hatırlatalım.

Diyeceksiniz ki, kampanyanın hiç mi olumlu yanı yok? Anlaşılan, 2016’daki kampanyada yaptığımız eleştiriler dikkate alınmış ve dilekçe verenlerin ilişiklerinin 31 Ocak 2020 tarihinde kesileceği belirtilmiş. Bu da 2020 Ocak TİS zamları dikkate alındığında ayrılanların eline daha fazla para geçeceğini gösteriyor. Aynı şekilde vergide de avantaj sağlanmış olacak.

TEKLİFE KARŞI NE YAPMALI?

“Peki, sen olsaydın bu teklif karşısında ne yapardın?” diye sorarsanız daha önceki önerilerimi tekrar edeyim:

  • Temel ilke, çalışabildiğiniz kadar çalışın. Piyasa giderek kötüleşiyor, dışarıda iş yok…
  • Emekli Maaşına hak kazandıracak üç kriteri (hizmet yılı, prim günü ve yaş) karşılasanız bile şirkette kalmaya çaba gösterin. Sizi atmak istediklerinde emekli dilekçesi verirsiniz.
  • Pass bilet gereksiniminiz varsa ve son 10 yılı THY’de geçmek kaydıyla hizmet yılı (kadınlarda 20, erkeklerde 25 yıl) ve prim gününü sağlamışsanız ayrılmayın. En kötü birkaç ay sonra savunma isterler, siz de emekli dilekçesi verir, maaş için dışarıda beklersiniz ancak pass hakkına kavuşursunuz. 1999 öncesi işe girip 15 yıl ve 3600 prim gününü tamamlayanlar için de bu öneri geçerli.
  • İkalede pass hakkı da olmadığı için yakınından bile geçmeyin. En kötü olasılık işinize tazminatlı olarak son verirler, siz de açacağınız davayı kazanırsanız, 6 maaş değil 9-10 maaş kazanırsınız. Kıdem ve İhbarı da alacağınız için 3- 4 maaş da kara geçersiniz, işten çıkartılana kadar çalıştığınız aylar da yanınıza kar kalır…

Değerli okurlar, ilkesel olarak işini doğru-dürüst yapanların işten çıkartılmasına karşıyım. Hele hiçbir iş yapmadan milletvekili arkadaşı, yakını olduğu için bir yerlerde post kapan ve eşşek yükü ile parayı her ay cebine indiren torpilli tayfa dururken ekmeğinin peşinde koşan gariban çalışanları işten çıkartmak için binbir numara çevrilmesini kabullenemiyorum. Adamın ünvanı müdür, altında araba, yetenek desen yerlerde ama el üstünde tutuluyor. Garibanlardan ise sade suya tirit gerekçelerle ha babam de babam savunma isteniyor, yok Etik Kurulmuş, yok Disiplin Kuruluymuş yok Uçuş Kuruluymuş buralarda sorguya çekiliyor. Yazıktır, ayıptır, günahtır. El vicdan, el insaf… İnsanların hayatı ile oynamayın beyler… Unutmadan, şu cazip(!) teklifinizi bir de Müdür ve Başkanlarınıza yapsanız nasıl olur acaba? Bakalım kaç mümtaz yöneticiniz kabul edecek?

Bugün Cumhuriyetimizin 96. Yılını kutluyoruz. Bu toprakları bizlere vatan yapan ülkemizin kurtarıcısı, Cumhuriyetimizin kurucusu büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını rahmetle, minnetle ve saygı ile anıyorum. Yaşasın Cumhuriyet!

       

Exit mobile version