Sevgili okurlarımız; Bildiğiniz üzere THY çalışanlarının sesi olmuş Airlinehaber, THY Yönetimin yaptığı bir dolu yanlışlara ve haksızlıklara karşın örnek bir yayıncılık anlayışı ile karşı durmakta ve bu haksızlıkları sık sık siz değerli okurları ile paylaşmaktadır. Tarafımıza yollanan mektup veya mail aracılığı ile iletilen sorunların,tüm toplumu ilgilendirenlerini, noktasına,virgülüne dokunmadan aynen yayınlamaktayız.
İşte Yine Bu Tür Bir Mektup;
Öncelikle, Airlinehaber’in değerli okurlarına, kendileriyle birebir tanışma şansına sahip olduğum, olamadığım tüm arkadaşlarıma sevgi ve selamlarımı sunuyorum.
Kendisiyle bugüne kadar yüz yüze hiçbir görüşmemizin olmadığı Sayın Sefa İNAN’ın, Ortaklık Genel Kurulu öncesinde, telefonla arayarak, benden, özellikle pas biletler konusunda izlemiş olduğum hukuki yollar konusunda yazılı ve özet bir bilgi rica etmesi üzerine, telefonda, kendisine, özet bilgi vermeyi uygun bulmadığımı, ancak, yaşadıklarım ve yıllardır izlemiş olduğum hukuki yollar ile ilgili olarak, ileriki günlerde, ayrıntılı bir yazı hazırlayarak kendisine göndermeyi düşüneceğimi söyleyerek telefonu kapattım.
Yapmış olduğum değerlendirme sonucunda, aşağıda yer alan yazıyı, çeşitli başlıklar altında olmak üzere, hazırlayarak kendisine göndermeye karar verdim. Aynen veya kısmen yayımlayıp yayımlamamak Sayın Sefa İNAN’ın kendi takdirleridir, tercihim aynen yayımlanmasıdır, ancak, kararı ne olursa olsun, bu fırsatı bana verdiği ve Ortaklık’tan ayrıldıktan yaklaşık 6 yıl geçtikten sonra olsa da, beni ilk arayan köşe yazarı olduğu için de, kendisine, şimdiden teşekkür ediyorum.
A. Ortaklık Genel Kurulu (GK) :
Yaşadıklarım, Hukuki yollar ve Pas bilet konusuna girmeden önce, son yapılan Ortaklık Genel Kurulu hakkında da bir şeyler söylemek istiyorum.
Ortaklık, Özelleştirme mevzuatı çerçevesinde, ilk defa, 1990 yılı yazında, piyasaya hisse senedi ihracına karar verdiğinde, bir genelge yayımlayarak, tüm bağlı personeline, personel başına toplam 2.000 adet payı geçmemek üzere, birim bedeli 3.000 (eski) TL üzerinden ve taksitle hisse senedi alma hakkının öncelikle kullandırılacağını belirterek çağrı yapmış ve ben de, yanılmıyorsam 1990 yılının Temmuz ayında, anılan çağrı üzerine, gözüm kapalı olarak, bu hakkı kullanmış ve birim bedeli 3.000 TL üzerinden 2.000 adet pay almıştım.
Önce, Irak’ın, 2 Ağustos 1990 tarihinde Kuveyt’i işgal etmesi ile başlayan ve 01.03.1991 tarihinde ABD’ye yenilmesi ile son bulan Körfez krizi sırasında Ortaklık hisse senedinin birim bedeli, yaklaşık 5 ay içerisinde, 3.000 TL’den 360 TL’ye kadar düşmüş,
Sonra, 21.03.2003 tarihinde başlayan Irak – ABD savaşı nedeniyle, Ortaklık, personel maaşlarını dahi ödeyebilmek için, ki çalıştığım 26 yıl boyunca maaşların ödenmesi bir gün dahi gecikmemiştir, bağlı acentelerinden, gelecekte satacakları biletlerin bedellerine mahsuben borç istemek ve personelinden de maaşlarında geçici olarak kesinti yapılmasına istekleriyle rıza göstermeleri konusunda talepte bulunmak zorunda kalmış,
Olmasına da rağmen, sahip olduğum hisse senetlerimi hiçbir zaman elimden çıkarmadım ve tam 28 yıldan beri de, aralıksız olarak, sayısı kah artarak, kah azalarak, ancak en az yüzlerce olmak üzere, bu Ortaklık’ta pay sahibi olmaya devam ettim. Ortaklığın, bu geçen 28 yıl içerisinde, bir kez dahi, bizlere, pay sahiplerine kar payı (temettü) dağıttığını hatırlamasam da, bu Ortaklığa pay sahibi olmaktan da her zaman gurur duydum, hiçbir zaman da pişmanlık duymadım.
Bununla birlikte, 28 yıldan beri aralıksız olarak Ortaklıkta yüzlerce pay sahibi olmama da rağmen, bu güne kadar, GK toplantılarına katılmayı hiçbir zaman düşünmedim, nedense, aklıma da gelmedi, belki de, katılımcılar tarafından GK toplantılarında Ortaklık lehinde gereken her şey mutlaka yapılıyordur, diye düşünmüş de olabilirim.
Ancak, ilk kez, merak edip de, 04.05.2018 tarihinde yapılan GK toplantısına ait Toplantı Tutanağı’nı ve özellikle de Katılım Listesi’ni gördüğümde beynimden vurulmuşa döndüm, sinirlerim diken diken oldu ve sinirimden, hala da kendime gelebilmiş değilim.
Zira; Ortaklığın ödenmiş sermayesinin % 50,88’ini oluşturan, toplam nominal tutarı 702.115.151 TL ve her birinin, nominal değeri 1 kuruş, piyasa değeri şu an 16 kuruş olan toplam 70.211.515.142 adet, halka açık hisseyi temsilen, GK’ya, yabancı olarak ve vekaleten katılan 666 “yabancı”ya karşılık, “yerli” olarak katılan yalnızca 33 kişi var, onların da, 1’i Başbakanlık Özelleştirme İdaresi’nin, 1’i ise Türkiye Varlık Fonu’nun temsilcisi ve Divan Başkanı, onları çıkardığınızda, GK’ya katılmış olan “yerli” katılımcı sayısı, 70 milyar küsur hisseye, dolayısıyla da olası pay sahibine karşılık, yalnızca 31, yazıyla “otuzbir” kişi.
Ortaklığın, nominal değeri 1, piyasa değeri şu an 16 kuruş olan 70.211.515.142 adet hissesine, dolayısıyla da olası hissedarına ve emeklisi, çalışanı dahil yüzbinlerce personeli de bulunmasına karşılık, GK’ya “yerli” olarak katılan yalnızca 31 kişi var ha, ben de dahil hepimize yazıklar olsun, bu güne kadar neden hiç bir GK’ya katılmadım, merak etmedim, düşünmedim bile, kendimi affedemiyorum.
Sayın Yönetim Kurulu (YK) Başkanı, İlker Bey, Sayın Genel Müdür, Bilal EKŞİ Bey, GK’da, arkanızda, sizin dışınızda 7 tane YK Üyesi, 8 tane Genel Müdür Yardımcısı, Basın Müşaviri ve Hukuk Müşaviri dahil 42 tane Başkan ve bağlı yüzlerce Müdür var, kendilerini tek tek sorgulayıp sormadınız mı, GK’da “yerli” olarak neden yalnızca 31 kişi var, bu Ortaklık, çalışanı ve emeklisi ile yüz binlerce personeline, binlerce bağlı acentesine ne yapmış, ne yaptı, ne yapar ve ne yapmaya da devam ediyor ki, GK’ya, yüzbinlerce kişiden ve binlerce bağlı acenteden yalnızca 31 kişi katılıyor, merak etmiyor musunuz, “ne yapalım, duyuru yaptık, gelmiyorlar” cevabı size yetiyor mu, yanıtları, yanıtınız bu mu, bu kadar mı?..
Sayın AYCI, Sayın EKŞİ, bu Ortaklık, çalışanı ve emeklisi ile yüzbinlerce personeli ve bağlı binlerce acentesi sayesinde bu günlere gelmiştir ve onlar sayesinde de inşallah sonsuza kadar sağlıklı ve güçlü bir şekilde yaşamaya devam edecektir. GK’ya olan bu ilgisizliğin nedeni nedir, teşhisi derhal yapılıp, çözümleri düşünülüp, gereği en kısa süre içerisinde de uygulamaya konulmalıdır, görüşündeyim.
Sayın Hava İş eski Başkanı, Atilay Bey, sendikal haklar ile ilgili ve belki de haklı olarak, yıllarca, Ortaklık genel yönetim binası önünde konuştunuz, bas bas bağırdınız, çağırdınız, bugün, siz GK’ya niçin katılmıyorsunuz, sizi Ortaklık artık ilgilendirmiyor mu, GK’ya katılıp da anlatacak, söyleyecek, soracak herhangi bir sözünüz, konunuz artık kalmadı mı, bu kadar mı, bitti mi, nominal değeri 1, piyasa değeri 17 kuruş olan bir hisse dahi alamıyor musunuz?..
Sayın Hava İş Başkanı, Ali Kemal Bey, siz niçin GK’ya katılmıyorsunuz kardeşim, sizi Ortaklık ve geleceği ilgilendirmiyor mu, GK’ya katılıp da anlatacak, söyleyecek, soracak herhangi bir sözünüz, konunuz, sorununuz yok mu, siz de, piyasa değeri 17 kuruş olan bir hisse dahi alamıyor musunuz?..
Sefa İNAN Bey, değerli Kardeşim Bilal YILDIZ, Sevgili Bilal, öncelikle, GK toplantısına bizzat katıldığınız ve toplam 8’er satır da olsa Toplantı Tutanağı’na beyanlarınızı yazdırdığınız için teşekkür ederim, ancak, neden GK yapılmadan önce, GK toplantılarına kimsenin itibar etmediğini, katılmadığını, katılanların da konuşturulmadığını, konuşturulsa da Toplantı Tutanağı’na zaten hemen hemen hiç geçirilmediğini, toplantının verimsiz geçtiğini anlatmadınız, çağrı yapmadınız, yoksa ben mi kaçırdım, görmedim, Airlinehaber İnternet Sitesi’nde, içeriği doğru da olsa, GK ile ilgili onlarca, adeta tefrika halinde, mesaj yayınlayacağınıza keşke GK’ya katılım konusunda ciddi bir çağrı yapsaydınız..
Sevgili Bilal, toplantıya katılan diğer 28 adet “yerli” ile, toplantıya gelme amaçları şuymuş buymuş denilerek de dalga geçiliyor, ayrıca, sen de, GK öncesinde sunulan ikramı “haram” olarak nitelendiriyorsun. Öncelikle, bu Ortaklık, sen de çok iyi bilirsin ki, haram para kazanmaz, kazanamaz, kazanmamıştır da. Haram para kazanmayan bir Ortaklığın, sahiplerine sunmuş olduğu küçük bir ikram da bana göre haram olarak değerlendirilemez, değerlendirilmemelidir de. İkinci olarak ve daha da önemlisi, keşke, alay edilen “yerli” katılımcıları, GK’ya geldikleri ve Ortaklığa en azından sahip çıktıkları için, benim yerime de, hepsini tek tek tebrik edip, ellerinden veya yanaklarından öpseydin, gerçekten memnun olurdum.
Sevgili arkadaşlarım, amblemini Mesut MANİOĞLU’nun hazırladığı bu kutsal Ortaklığı, bu kutsal Yaban Kazı’nı, yalnız, sahipsiz, ilgisiz, kimsesiz, garip bırakmayın, aksine, O’na sahip çıkın, zira, Sertap’ın şarkısından uyarlama ile, bu kutsal Yaban Kazı’nı severseniz, O da sizi (hatta daha da çok) sevecek, ancak, O’nu yalnız bırakır, sevmezseniz, O da, ben de dahil hepimizi, bugün olmasa da bir gün mutlaka dövecektir.
B. Hukuki Yollar :
1. Ben, 1960 doğumluyum, 58 yaşındayım, ağabeyim Em. Emn. Müdürü Metin DEMİR’in vefat ettiği yaştayım. Kendisine tekrar Allah’tan rahmet diliyorum, Allah, sizlere ve kalanlarınıza da sağlık versin.
Ortaklık nezdinde, giriş, yeterlik ve liyakat sınavlarını başarıyla vermek suretiyle, yaklaşık olarak, 3 yıl Müfettiş Yardımcısı, 9 yıl Müfettiş, 9 yıl Başmüfettiş, 4 yıl da Uzman olarak, toplam yaklaşık 26 yıl görev yaptım.
Son olarak, Ortaklık Kalite Güvence Başkanlığı’nda Uzman olarak çalışmaya devam ederken, emekli olma hakkını kazandığım 01.09.2012 tarihinden yaklaşık 2 ay sonra, 13.11.2012 tarihinde, Ortaklık tarafından, hizmet sözleşmem, bildirimli (sebepsiz) olarak feshedilmiştir.
2. Ortaklık tarafından, hizmet sözleşmemin bildirimli (sebepsiz) olarak feshi ve 2012 yılına ait pas bilet haklarımızın da bana ve aileme kullandırılmaması üzerine, tarafımdan, Bakırköy İş Mahkemeleri nezdinde, sırasıyla,
a. 16.11.2012 tarihinde, Ortaklık aleyhinde, İşe İade Davası,
b. 20.11.2012 tarihinde (Ortaklık tarihinde belki de ilk defa olmak üzere), Ortaklık, Ender TOSUN, Candan KARLITEKİN, Hamdi TOPÇU ve Temel KOTİL aleyhinde, kendilerinden müştereken ve müteselsilen tahsil edilmek üzere, toplam 50.000 TL’lik Manevi Tazminat Davası,
c. 07.12.2012 tarihinde, Ortaklık aleyhinde, Pas Biletler ve Özlük Haklarım ile ilgili Tespit Davası,
d. 18.01.2013 tarihinde, Ortaklık aleyhinde, aylık ücretlerimin 4 yıl boyunca tarafıma eksik ödenmiş olması nedeniyle, Müktesep Ücret Davası,
e. 10.06.2013 tarihinde, Ortaklık aleyhinde, Müfettişler arasında Ayrımcılık yapılmış olması ve atamadan dolayı, almam gereken ücretten yoksun bırakılmış olmam nedeniyle, Tazminat Davası,
Olmak üzere, ayrı ayrı olmak üzere, toplam 5 adet dava açılmıştır.
3. Bakırköy İş Mahkemeleri tarafından,
“Pas Biletler ile ilgili Tespit Davası”, “Manevi Tazminat Davası” ile birleştirilmiş ve yargılamaya, “Manevi Tazminat Davası” adı altında,
“Ayrımcılık ve Tazminat Davası” da, “Müktesep ücret Davası” ile birleştirilmiş ve yargılamaya, ““Müktesep ücret Davası” adı altında,
Devam edilmiştir. Böylece, ayrı ayrı açmış olduğum dava sayısı, 5 iken, birleştirmeler nedeniyle 3’e düşmüştür.
4. Tarafımdan, İşe iade davası kazanılmış, karar Yargıtay tarafından da onanmış, ancak, Ortaklık tarafından, 02.07.2013 tarihinde, işe iade talebim kabul edilmemiş ve işe iade kararının gerektirdiği tazminatlar tarafıma ödenmiştir.
5. Bakırköy İş Mahkemesi tarafından, farklı tarihlerde yapılan tam 26 duruşma sonucunda, “Müktesep ücret Davası”nın reddine karar verilmiş, tarafımdan İstinaf’a (Temyiz’e) gidilmiş, İstinaf tarafından karar bozulmuş, bozmadan sonra yerel Mahkeme tarafından, ikinci kez, “Müktesep ücret Davası”nın reddine karar verilmiş olması üzerine, tarafımdan tekrar İstinaf’a başvurulmuştur ve halen de, İstinaf incelemesi devam etmektedir.
6. Bakırköy İş Mahkemesi tarafından, özetle,
a. “Manevi tazminat”a ilişkin Asıl davanın reddine,
b. Asıl dava ile Birleştirilen davanın KABULÜ ile, Davacı’nın 2012 yılına ait tüm yurt içi ve yurt dışı PAS BİLET HAKLARININ BULUNDUĞUNUN ve İş Akdinin geçerli nedene dayanmayan feshi nedeniyle özlük hakları açısından Ortaklık’tan Emekli olmuş personel ile aynı haklara sahip olduğunun TESPİTİNE,
Karar verilmiştir.
7. Bakırköy İş Mahkemesi’nin söz konusu TESPİT Kararı’nın gereğinin yapılması için, tarafımdan, Sayın Temel KOTİL’e, 09.05.2016 tarihinde, e-posta gönderilmiş, ancak, Yurt İçi Personel Yönetimi Müdürü İ. Hünkar Han ÇELİKHATİPOĞLU tarafından, tarafıma, 12.05.2016 tarihli e-posta gönderilerek, “Necmi Bey, Genel Müdürümüze iletmiş olduğunuz ekli talebiniz incelenmiştir. İlgi dilekçenizde belirtilen davanın Yargıtay safhasında olduğu ve henüz sonuçlanmamış olduğu için şu safhada Ortaklığımızca bir işlem yapılması söz konusu değildir.” şeklinde cevap verilmiştir.
8. Bakırköy İş Mahkemesi’nin söz konusu TESPİT Kararı, Yargıtay tarafından, 21.11.2017 tarihli Karar’ı ile Onanarak kesinleşmiştir.
9. Bakırköy İş Mahkemesi’nin söz konusu kararının kesinleşmesi üzerine, tarafımdan,
a. Anılan kararın “Manevi tazminata ilişkin Asıl davanın reddine” ilişkin bölümünün iptali ve “Manevi tazminat Davası”nın kabulü için Anayasa Mahkemesi’ne başvurulmuştur ve halen sonucu beklenmektedir.
b. “Emeklilik ve Pas bilet haklarımın talep ve ihtar edilmesi” konusunda ise, Ortaklığa, Noter aracılığı ile, 16.02.2018 tarihinde, İhtarname gönderilmiştir.
10. Ortaklık tarafından, Noter aracılığı ile göndermiş olduğum söz konusu İhtarname ile ilgili olarak, tarafıma herhangi bir cevap verilmemiş ve cevabi e-postasına da rağmen, “Kesin Hüküm” haline gelmiş olan söz konusu “Tespit İlamı”nın gereği olarak herhangi bir işlemin yine yapılmamış olması üzerine,
a. Personel Yönetimi Başkanı Mehmet YILMAZ ile Yurt İçi Personel Yönetimi Müdürü İ. Hünkar Han ÇELİKHATİPOĞLU hakkında, görevlerini kötüye kullanmaktan dolayı, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmuştur.
b. Personel Yönetimi Başkanı Mehmet YILMAZ ile Yurt İçi Personel Yönetimi Müdürü İ. Hünkar Han ÇELİKHATİPOĞLU hakkında, BİMER’e şikayet dilekçesi yazılmıştır.
c. Ortaklık aleyhinde Bakırköy İcra Dairesi’nde İlamsız İcra takibi yapılmıştır. Takibe Ortaklık tarafından itiraz edilmiş olması üzerine icra takibi durmuş ve bunun üzerine, tarafımdan, itirazın kesin olarak kaldırılması ve takibin devamı konusunda Bakırköy İcra Mahkemesi’nde dava açılmıştır.
11. Ortaklığın 2 yöneticisine de, birşeyler söylemeden geçmek istemiyorum.
Sayın Teftiş Kurulu Başkanı, Abdurrahman Bey, Başkanı olduğunuz Kurul’un bekası için, onlarca yıl çalışmış ve bütün çalışma hayatını Kurul’un gelişmesi, başarılı olması için harcamış olan onlarca Başmüfettiş’in (özlük hakları bakımından) akıbetinden hiç haberiniz var mı, Ortaklık’tan fiilen emekli de olmalarına ve ilgili davayı da kazanmış bulunmalarına rağmen, bu kişilerin, özlük hakları yok edilmiştir, bugün bir emekli kimlik kartları dahi yoktur, sahip oldukları mahkeme kararı da bazı Ortaklık Yöneticileri tarafından tanınmamakta, gereği ısrarla yerine getirilmemektedir, bu durumdan herhangi bir rahatsızlık duymuyor musunuz, bu arkadaşları bir çay içmeye davet ederek tanışmak, tecrübelerinden yararlanmak, aklınıza neden hiç gelmez, kimlerden çekiniyorsunuz, anlamakta gerçekten zorlanıyorum ve bu sessizliğinizi bir Teftiş Kurulu Başkanı’na yakıştıramıyorum. Ayrıca, merak da etmeyin, içecekleri bir bardak çayın ya da kahvenin bedelini de kendileri mutlaka öderler.
Sayın Hukuk Müşaviri, Ali Bey, bir emekli Başmüfettişin elinde, pas bilet ve özlük hakları konusunda Yargıtay tarafından da onanmış ve Kesin Hüküm haline gelmiş bir Mahkeme Kararı var, ancak bazı Ortaklık yöneticileri, e-postalarına da rağmen, ısrarla anılan kararı tanıyamıyor ve gereğini yapamıyor, sessiz kalıyor, siz, bu İlam’ı bilmenize, kesin hükmün ne anlama geldiğini herkesten daha iyi bilmeniz de gerekmesine ve hukukçu da olmanıza rağmen, bu durumdan ve görevini Ortaklık lehine yapmakta olduğunu sananların bu tavrından herhangi bir rahatsızlık duymuyor musunuz, neden bir şeyler yapmıyor, davasını kazananın haklarını neden teslim ettirmiyorsunuz, anlamakta gerçekten zorlanıyorum ve bu sessizliğinizi bir hukukçuya kesinlikle yakıştıramıyorum.
SONUÇ OLARAK; değerli arkadaşlarım, şunu da söylemek isterim ki, bu kutsal Ortaklığa karşı söz konusu davaları açmış ve özellikle de icra takibi yapmış, bazı personeline karşı da şikayet dilekçeleri vermiş olmaktan da, yıllarca Genel Müdürlük Makamı’nı temsil ederek Müfettiş’lik yapmış biri olarak, gerçekten büyük üzüntü duyuyorum. Ancak, mevzuat hükümleri, bazı yöneticilerin inisyatif almaktan, karar vermekten son derece uzak ve nedense korkuyor oluşları ve Ortaklık yöneticilerinin özlük haklarıma bu güne kadar olan yaklaşımları, bana, çeşitli hukuki yollara başvurmaktan başka bir yol ve yöntem ne yazık ki bırakmadı ve Yargıtay tarafından onanmış Kesin Hüküm’e de rağmen, halen de bırakmıyor.
Ne yapalım, Allah, hepimizi bildiği gibi yapsın ve gönlüne göre versin.
En büyük dileğim, yaklaşık 6 sene önce de dediğim ve her zaman da olduğu gibi, bu kutsal Ortaklığın, sonsuza kadar, çalışanı ve emeklisi dahil tüm personelini, sevgi, saygı ve şevkatle sarmalayacak, onları kötüniyetli kişilere muhtaç ve muhatap etmeyecek şekilde, sağlıklı ve güçlü olarak yaşamasıdır.
Yine, bir gün, bir yerlerde, ama yazarak, ama konuşarak, sağlıklı ve huzurlu bir şekilde mutlaka görüşmek üzere, hepinize en içten dileklerimle selamlarımı ve sevgilerimi sunuyorum. Sevenleriniz, vefa ve saygı gösterenleriniz, arayanlarınız, soranlarınız, hatırlayanlarınız ve ille de, çay ikram edenleriniz çok olsun.
Hepinizi Allah’a ısmarlıyor, iyi Ramazan’lar diliyorum. Hoşça kalın. 16.05.2018
Necmi DEMİR
Türk Hava Yolları Anonim Ortaklığı
Emekli Başmüfettişi