Hak İŞ konfederasyonu 11 Haziran da Boludan Ankaraya Emek ve Adalet yürüyüşü başlattı. Yürüyüş 22 Haziran da CHP Genel Merkezi Önünde sonladırılacak .Başta Bolu belediyesi olmak üzere son seçimlerde AKP den CHP ye geçen belediyelerde yaşanan işten çıkarmalar protesto ediliyor.
Belediyeler el değiştiriyor bedeli işciler ödüyor. Ve sendikalar Adalet için yollara düşüyorlar.
Sendikalar,belediyeler, kamu kuruluşları siyasallaşırsa her siyasi grup iktidara geldiğinde kendi yandaşını yaratmaya çalışır. Bu ülke de partizan yaklaşımların bedelini işçiler ödemeye devam ediyor.
Hak iş Türkiyenin ikinci büyük konfederasyonu. Son on yılda üye sayısını 150 binlerden 700 binlere çıkarmış durumda müthiş bir örgütlülük.Şapka çıkarmak gerekir bu örgütlenmeye.
TÜRK İŞ ve DİSK bu süreçlerde üye kaybetmişler ve daha az iş yerinde örgütlenebilmişler.
Memur sendikalarında da benzer bir durum söz konusu, Hükümete yakınlığı ile bilinen Memur sen konfederasyonu 2002 de 41.000(Kırkbirbin) olan üye sayısını 2018 rakamlarına göre 850.000’e (Sekizyüzellibin) çıkarmış durumda.Muazzam bir yükselme.
Aynı dönemlerde KESK(KAMU EMEKÇİLERİ KONFEDERASYONU) VE KAMU SEN üye kaybetmişler.
Bu rakamları verdikten sonra son 20 Yılın sonunda sendikal örgütlülük ne durumda diye baktığımızda çarpıcı rakamlar çıkıyor karşımıza.
1988 Yılında Toplam işgücü sayısı 5.918.000.000(BEŞMİLYON DOKUZYÜZ ONSEKİZBİN).
Toplu sözleşme yapan sendikalı işçi sayısı 1.590.000.000.(BİRMİLYON BEŞYÜZ DOKSAN BİN).
Tüm çalışanlar içerisinde sendikalaşma oranı (TİS yapan) %26 (KAYNAK DİSK AR ARAŞTIRMA )2019.
2019 Yılında Toplam işgücü sayısı 13.500.000.000 (ONÜÇMİLYON BEŞYÜZBİN) (KAYNAK ÇSGB) civarındadır.
Şu andaki sendikalı işçi sayısı 2019 Yılı Ocak ayı itibarı ile Toplam 1.859.000.000(BİRİMİLYON SEKİZYÜZ ELLİ DOKUZ BİN) %13,86
2019 OCAK( ÇSGB) AYI İSTATİSTİKLERİNE GÖRE TİS ( TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ) YAPAN İŞCİ SAYISI
SENDİKA ÜYE SAYISININ YARISINDAN BİRAZ FAZLADIR.
Sendika üyesi olan ancak Toplu sözleşme yapılmayan işyerleri var. Bunların büyük çoğunluğu TAŞERON Olarak çalıştırılan işyerleri. Bizde yani Havacılık da en büyük TAŞERON TGS. Asıl işleri yapan ancak daha ucuz emek sömürüsü için sendikalı olsalar dahi TİS imzalama yetkisi verilmeyen sendikalı işciler.Hava Sen gibi.
Değerli okurlar, bu bilgileri genel işci mücadelesi bakımından İstatistik bilgisi olarak verdim.Önce ne durumdayız onu bir görelim istedim.Şimdi asıl konumuza dönebiliriz.
Hak iş konfederasyonunun işten atılmalara karşı gösterdiği tepki ve eylem elbette çok değerlidir ve desteklenmelidir.Sendikaların gömleğine ve siyasi duruşuna bakmadan işciler için verdikleri mücadeleler mutlaka destek görmelidir.
Hak iş gibi yıllardır işten atılmaların,özelleştirmelerin ,hak kayıplarının yaşandığı zamanlarda sessiz kalmış bir konfederasyonun eylemi bu açıdan önemlidir.
Ancak sorgulanması gereken şudur, Taşeron sistemi ortada dururken,kıdem tazminatının kaldırılması gündemde iken, son yıllarda kamuda ,belediyelerde özel şirketlerde binlerce işci atılırken ses çıkarmayan Hak İş neden bugün ve neden sadece belediyeden atılan işçiler için Ankara yollarına düşmüştür.
Şu sıralarda Cenevre de devam eden İLO(Uluslararası Çalışma Örgütü) Toplantısına katılan TÜRK İŞ, HAK İŞ,DİSK ve diğer sendikalarımız, Tüm dünyadaki işci sorunları ve çözümleri konsunda görüş alışverişinde bulunuyorlar. Basından öğrendiğimiz kadarı ile Kamu toplu iş sözleşmeleri ile ilgili pazarlıkda orda yapılıyor.Çalışma bakanı da orada çünkü. Burda iken zaman bulamadılar, Cenevrede görüşme yapmışlar.
Ülkemizde; İş hayatımızdaki kuralsızlık ve sömürü düzeni malesef sendikalar eli ile idare edilmeye çalışılıyor.Bunda bütün sendikaların payı var dememiz yanlış olmaz.
Hak iş tek bir neden ile Ankara yollarına düşeceğine aşağıdaki üç konuda diğer sendika ve konfederasyonlara çağrı yaparak Ankara yürüyüşü yapabilirdi,yapmalıdır.
1- Taşeron sistemi tamamen kaldırılmalı ve tüm işciler kadroya geçirilmelidir. Taşoron çalışma yasaklanmalıdır.
2-Kıdem tazminatı ile ilgili hükümetin önerisi derhal geri çekilmelidir.
3-İşten atılma yasaklanmaldır.
Hak iş’in bu önerileri diğer konfederasyon ve sendikalar tarafından desteklenerek kitlesel bir Ankara yürüyüşü ile başlayıp en az birmilyon kişinin katılacağı bir miting ile büyük bir demokrasi ve adalet mücadelesine dönüşebilirdi.
İşte o zaman İLO toplantısında söylenenler ve Bolu yürüyüşü doğru bir anlam kazanabillirdi.
15 yılda 21.800 (YİRMİRBİNSEKİZYÜZ) İŞÇİNİN İŞ KAZALARINDA HAYATINI KAYBETTİĞİ VAHŞİ BİR KAPİTALİZM SİSTEMİNDE çok büyük birliktelik ve mücadelelere ihtiyaç var.Lokal eylem ve yürüyüşler,günü kurtarma menevralarından başka bir şey değildir.
Saygılarımla…