Türkiye, Ege’de yayınladığı son havacılık bildirimi ile müstakbel ‘Uçuş Bilgi Bölgesi’ni bir kez daha dünyaya ilan etmiş oldu.
Türkiye, Yunanistan ile devam eden “diyalog süreci”ne rağmen Ege’de dikkat çeken bir havacılık bildirimi (NOTAM) yayınladı. Ege’yi doğu-batı yönünde ikiye bölen NOTAM, Yunanistan’da endişe yarattı. Türkiye’den yayınlanan A8844/23 sayılı NOTAM’da, 24 Kasım-19 Aralık tarihleri arasında Ege’de kuzeyden güneye uzanan beş bölgede “arama-kurtarma ve çevre koruma” tatbikatları yapılacağı duyuruldu.
Yunan tarafı ise söz konusu duyuruya, bir karşı bildirim ile yanıt verdi. Yunanistan’dan yayınlanan A4245/23 sayılı NOTAM’da, söz konusu bölgenin ATİNA FIR’ı (Uçuş Bilgi Bölgesi) içinde kaldığı, burada NOTAM yayınlama yetkisinin sadece Pire’deki Arama ve Kurtarma Operasyon Merkezi’ne ait olduğu iddia edildi.
‘TÜRKİYE 25 DERECENİN DOĞUSUNU İSTİYOR’
Türk NOTAM’ı, Yunan basınının da gözünden kaçmadı. Yapılan haberlerde, Erdoğan-Miçotakis görüşmesine iki hafta kala yapılan bu hamlenin, Ankara’nın “revizyonist” politikalarından vazgeçmediğini gösterdiği iddia edildi.
Pentapostagma gazetesi, “Sadece bu NOTAM’ın yayınlanması bile Atina FIR’ına ve Yunanistan’ın bu bölgedeki münhasır yargı yetkisine doğrudan bir meydan okumadır.” diye yazdı. Türkiye’nin Ege’de, özellikle de 25’inci meridyenin doğusundaki alanda, arama ve kurtarma operasyonlarının kontrolünü Yunanistan’dan almak istediğini belirten gazete, şöyle devam etti:
“Türkiye, Ağustos 1974’te NOTAM 714’ü yayınlayarak havadaki yetki alanını Ege Denizi’nin ortasına kadar genişletmeye çalışmıştır. Bunun üzerine Yunanistan da NOTAM 1157 ile Ege Denizi’ni tehlikeli bölge ilan etmiştir. Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO) her iki tarafı uyarsa da uzlaşı sağlayamamıştır. Ancak Ankara, 1980 yılında turizme zarar verdiğini belirterek kendiliğinden NOTAM 714’ü iptal etmiştir. Buna rağmen Türk tarafı yıllardır Chicago Sözleşmesi’nin devlet uçakları için geçerli olmadığını ileri sürüyor ve askeri uçaklarının Atina FIR’ına girişi için uçuş planlarını sunmayı reddediyor. Yunan Hava Kuvvetleri ise uçuş planı sunmadan Atina FIR’ına giren uçakları tespit etmek için bazı prosedürler uygulamak zorunda kalıyor.”
YUNAN İDDİASININ DÜNYADA ÖRNEĞİ YOK
Yunan iddiasının aksine ise Türkiye, 10 mil genişliğindeki Yunan hava sahasını tanımıyor. Çünkü dünyada, karasuları genişliğinin ötesinde bir hava sahası belirleyen ikinci bir ülke daha bulunmuyor. Türk Dışişleri Bakanlığı, bu itirazını şöyle açıklıyor:
“Yunanistan’ın 10 deniz mili genişliğinde ulusal hava sahası iddiası Ege hava sahası anlaşmazlığının temelini oluşturmaktadır. Bu ihtilafın ana nedenleri Uçuş Bilgi Bölgesi sorumluluğunun Yunanistan tarafından ısrarla istismar edilmesi ve Yunanistan’ın karasuları genişliğinin 6 deniz mili olmasına karşın, ulusal hava sahası genişliğinin 10 deniz mili olduğuna yönelik Yunan iddiasıdır. Uluslararası hukuka göre, bir ülkenin karasuları genişliği aynı zamanda o ülkenin ulusal hava sahasının genişliğini de belirler. Yunanistan, 1931 yılında o tarihte karasularının genişliği 3 deniz mili olmasına karşın, ulusal hava sahasını 10 deniz mili olarak deklare etmiştir. Yunanistan daha sonra 1936 yılında karasularını günümüzde uyguladığı 6 deniz miline çıkartmıştır. Bu nedenle Yunanistan’ın ulusal hava sahasının 10 deniz mili olduğu iddiası uluslararası hukuk çerçevesinde savunulabilir bir yanı bulunmamaktadır. Yunanistan’ın 6 deniz mili genişliğinde olan karasuları ile 10 deniz mili olarak deklare ettiği ulusal hava sahası arasında kalan saha uluslararası hava sahasıdır. Yunanistan’ın 10 deniz mili genişliğindeki hava sahası iddiası ne uluslararası alanda ne de Türkiye tarafından tanınmaktadır.”
EGE’DE UÇUŞLAR YENİDEN Mİ BAŞLIYOR?
Diğer yandan iki ülke arasında devam eden ve Ege’ye büyük bir “sessizlik” olarak yansıyan diyalog sürecinde de değişim emareleri gözleniyor.
6 Şubat depremlerinin ardından iki ülke, karşılıklı olarak Ege’deki askeri uçuşlarına ara vermişti. Bu süreçte Türkiye, Yunanistan’ın iddialarına da uygun olarak uluslararası hava sahasındaki uçuşlarını dahi durdurmuştu. Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler de geçen günlerde TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda bu durumu doğrulamıştı. Atina’ya göre Ocak 2023’te toplam 1172 hava sahası ihlali yaşanırken, bu sayı sonraki aylarda 0’a düşmüştü. Ancak Yunan tarafı, son 3-4 gündür üst üste “ihlaller” kaydetmeye başladığını duyurdu. Bu durumun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Yunanistan ziyareti öncesine gelmesi de dikkat çekti. Cumuhrbaşkan Erdoğan’ın 7 Aralık’ta Selanik’te düzenlenmesi planlanan Yüksek Düzeyli İş Birliği Konseyi’ne katılması ve Başbakan Kiryakos Miçotakis ile görüşmesi bekleniyor.