Yazılarımda sıklıkla uçakların geçmişini ve gelişimini değerlendiririm. Peki ya havalimanları? Onlar olmadan uçaklar uçabilir miydi? Elbette hayır.
Bu defa, Simpleflying’de yayınlanan bir kaynak yazıdan yararlanarak dünyanın en eski havaalanlarına bir göz atalım istedim.
ABD ve Avrupa’da gelişen havacılık ile birlikte, bu en eski havalimanlarının bir çoğu halâ çalışıyor. Bugün halâ faaliyette olan en eski havaalanları hangileri?
Bunlara da Göz Atabilirsiniz
THY’nin En Uzun Rotalarından Biri: Santiago Uçuşları Başladı
Türk Hava Yolları ve IndiGo Ortaklığı: İstanbul Üzerinden ABD’ye Yeni Bağlantılar
THY DE ASGARİ ÜCRETE YAPILACAK İLAVE ZAMLARI YAPMALI
En eskisinden başlayarak sıralandırma şöyle :
1. College Park Havaalanı – Amerika Birleşik Devletleri
Dünyanın en eski havaalanı ödülü halen faaliyette olan ABD Maryland-College Park Havaalanına verildi. Burası 1909’da kuruldu ve ‘Havacılığın Beşiği-Cradle of Aviation’ olarak adlandırılıyor.
Bu havaalanının kökeni Wright Kardeşler’e bağlı. Wilbur ve Orville Wright kardeşler, ilk motorlu uçağını 17 Aralık 1903’te Kuzey Carolina-Kitty Hawk yakınlarında, sadece 12 saniye süreyle uçurdu. İki yıl içinde yani 1905’te uçağı geliştirdiler ve bu defa 39 dakika süreyle uçtu.
College Park havaalanı, Wright Kardeşlerin bu başarısı üzerine açıldı. Bu havaalanı Wilbur Wright’ın askeri pilot adaylarını, ABD devletinin ilk resmi uçağı olan “Wright Type A” çift kanatlı uçağında eğitmek için, bir üs oldu. Havaalanı, 1911’de ABD’nin ilk askeri havacılık okuluna ev sahipliği yapmaya başladı.
Bugün, halâ özel havacılık için kullanılıyor. Havaalanı ayrıca, bir Wright Flyer kopyası (replica), bir Bleriot XI kopyası ve birkaç Curtiss ve erken dönem Boeing uçağı dahil olmak üzere birçok tarihi uçağı sergileyen bir müzeye de sahip.
2. Hamburg Havalimanı – Almanya
Hamburg, Almanya’da halen faaliyet gösteren en eski ve dünyanın ikinci en eski havalimanıdır. 1911’de Zeplin hava gemilerinin üssü olarak açıldı. Havalimanı, Birinci Dünya Savaşı sırasında askeri kullanıma devredildi ve büyük ölçüde tahrip oldu ve onarılarak 1919’da yeniden kullanıma açıldı.
Savaş sonrasında önemli bir uluslararası havaalanı olarak büyüdü. İkinci Dünya Savaşından sonra
1955’de Lufthansa’nın ana üssü olarak yolcu hizmetleri vermeye başladı. 1959’da Hamburg ile New York ve Londra arasındaki uçuşları başlattı.
Gerçekte, Almanya Hamburg’dan daha eski bir havaalanı daha vardı. Berlin Tempelhof havaalanı 1909’da açıldı.
İlk yılında Orville Wright ve Fransız havacı Armand Zipfel’in gösteri uçuşlarına ev sahipliği yaptı. 1926’dan itibaren Deutsche Lufthansa’nın merkez üssü, İkinci Dünya Savaşı sırasında büyük bir askeri üs ve 1960’lardan itibaren Tegel havalimanı genişlemeye başlayana kadar, Berlin’e ana havaalanı olarak hizmet etti ancak, 2008 yılında kapatıldı.
3. Shoreham Havaalanı – İngiltere
İngiltere’nin en eski havaalanı Brighton yakınlarındaki Shoreham Havalanıdır. 1910’da, uçuş meraklıları için bir üs olarak açıldı.
Harold Piffard ilk İngiliz havacılarından biriydi ve 1909’dan beri uçaklarla deneyler yapıyordu. Bir ortağıyla birlikte, Hummingbird (Sinekkuşu) uçağını uçurmak için Shoreham’ı üs olarak seçti. Bu uçak hiçbir zaman bir milden fazla uçamadı, ancak İngiltere havacılığı için önemli bir başlangıç olarak kabul ediliyor.
1913’te Shoreham’da bir uçuş okulu açıldı ve her iki dünya savaşında da ordu tarafından kullanıldı. Bugün bu havaalanı Brighton City Havaalanı olarak biliniyor, özel uçak ve uçuş eğitimi için kullanımda olmaya devam ediyor.
4. Bükreş Aurel Vlaicu Havaalanı – Romanya
Aurel Vlaicu bugün Bükreş’teki ana havalimanı değil, iş uçakları için havalimanı olarak kullanılan küçük bir havalimanıdır (kısa süreliğine ticari uçuşlar da olabiliyor)
Havalimanında, 1912’de bir uçuş okulu kuruldu. Adı, ülkenin ilk motorlu uçağını yapan Romen havacılık öncüsü Aurel Vlaicu onuruna onun adı verildi. 1912 yılında Fransız öncü (Pioneer) havacı ve pilot Louis Bleriot burada bir uçuş okulu kurdu.
1920 yılında, CFRNA (Compagnie Franco-Roumaine de Navigation Aérienne-Fransız-Romanya Hava Seyrüsefer Şirketi) havaalanında hizmet vermeye başladı (bu şirket daha sonra ulusal havayolu TAROM adını aldı). Ana terminal binası, 1940’ların sonlarında başlayan inşaat 1952’de Romanya Başkanı Gheorghe Gheorghiu-Dej, (ilgili resimde Dej’in sağında Nicoleae Ceaușescu, solunda SSCB Başkanı Nikita Khrushchev) tarafından açıldı. Bina, bir uçak pervanesini temsil eden üç kanatlı ve merkezi bir kubbe olarak tasarlandı. 1965’te Otopeni Havaalanı açılana kadar Bükreş’e ana havaalanı olarak hizmet vermişti.
5. İstanbul, Yeşilköy (Atatürk) Havalimanı – Türkiye
Yararlandığım kaynak, listesine almamış ama, İstanbul Yeşilköy-Atatürk Havalimanı da dünyanın 5. sırasındaki en eski havaalanlarından birisi olduğu için, bu eksikliği ben tamamlamaya karar verdim.
Yeşilköy Havalalanı 1912 yılında, 2 hangar ve bir pist ile İstanbul Yeşilköy’de kurulmuştur. İlk kullanım amacı askeri maksatlıdır. Harbiye Nazırı Mahmut Şevket Paşa’nın askeriyede kullanılacak uçaklar için bir üs tesis edilmesini istemesi üzerine kurulmuş ve 21 yıl boyunca 1933 yılına kadar askeri maksatlı olarak kullanılmıştır.
Cumhuriyetin ilanının ardından 1925’te kurulan Türk Tayyare Cemiyeti’yle sivil havacılığın da ilk adımları atılmaya başlanmıştı. Yeşilköy’deki tesiste 1933 yılında Amerika’dan alınan 2 adet Curtiss King Bird modeli uçakla sivil uçuşlar başlamıştır. Tesisdeki bir hangar ve yakınındaki 2 katlı kâgir bina sivil uçuşlara ayrılırken, binanın üst katında bir bekleme odası ve bilet satış gişesi ile ilk terminal oluşturuldu. Terminalin üst katında 4 tarafı camlı bir Uçuş Kulesi vardı ki, halen mevcut olup, yoldan görülebiliyor. Şubat 1933’te protokol yolcuları için bir İstanbul-Ankara uçuşu gerçekleştirildi. O tarihte, uçaklar yakıt ikmali için, önce Eskişehir’e iniyor, ardından Ankara’ya devam ediyordu. Ankara’da Gazi Eğitim Enstitüsü’nün yanındaki bir tarla pist olarak kullanılıyordu. Yine 1933’te 5 uçaklık bir filo Türk Hava Postaları adı altında çalışmaya başladı. (Türk Hava Postaları adı sonradan sırasıyla; Havayolları Devlet İdare İşletmesi-Devlet Hava Yolları-Türk Hava Yolları oldu). Yeşilköy Askeri havaalanı halen Hava Harp Okulu tarafından kullanılmakta.
Türkiye’nin 1944 Chicago Sivil Havacılık Sözleşmesi’ni imzalamasının ardından Yeşilköy Havaalanı’nın uluslararası sivil uçuşlara uygun duruma getirilmesi kararlaştırıldı. 1947’de havaalanıyla ilgili bir proje hazırlandı ve Bayındırlık Bakanlığı’nın verdiği yetkiyle 1949 yılında Amerikan Westinghouse ve IG White firmaları 06/24 pistinin kuzeyinde kalan arazi üzerinde inşaata başladı. 10 bin m²’lik bir alanı kaplayan bu meydan tesisleri hem iç, hem dış seferler için hizmet eden bir terminal binası, 2300 metre uzunluğunda 06-24 pisti (sonradan boyu uzatıldı ve 05/23 oldu), uçak bakımları için bir çelik hangar ve diğer hizmet yapılarından oluşuyordu. Havaalanında ayrıca radyo alıcı-vericisi ve bir enerji santrali de kuruldu. İnşaat 4 yılda tamamlanarak 1 Ağustos 1953’te hizmete girdi.
Açılışından 15 yıl sonra, 1968 yılında geniş gövdeli uçaklara uygun ikinci bir pistin inşaatına başladı. 3 bin metre uzunluğa ve 45 metre genişliğe sahip 18/36 pisti (sonradan 17-35 oldu) ve paralel taxi yolu, gecikmelerin sonucunda 12 Kasım 1972’de açıldı. Sonradan bu piste paralel, aynı uzunluk ve genişliğe sahip bir pist (üçüncü pist) daha yapıldı. Bu durumda 2 paralel, biri ayrı olmak üzere 3 pistli bir havalimanı oldu.
18/36 pistin açılışından 11 yıl sonra, Ünlü Mimarımız Hayati Tabanlıoğlu’nun yaptığı proje kapsamında yapılan yeni dış hatlar terminali 1983’te hizmete girdi. 29 Temmuz 1985’te Yeşilköy Havalimanı’nın adı İstanbul Atatürk Havalimanı olarak değiştirildi. 1980’lerin sonlarına doğru, çok hızlı gelişen ulusal ve uluslararası uçuşlar nedeniyle, havalimanının kapasitesini artırmak için çalışmalar tekrar yoğunlaştı ve 1988’de yap-işlet-devret (YİD) modeliyle ihaleye çıkıldı. 205 milyon dolar teklif veren Alarko-Lockheed-John Laing’den oluşan üçlü konsorsiyumu ihaleyi kazansa da, proje sıkça değişen hükûmetler nedeniyle hayata geçirilemedi.
Artan trafiği karşılayacak 20 milyon yolcu kapasiteli yeni terminal ve otopark için Yap-İşlet-Devret (YİD) ihalesini 17 Temmuz 1998’de Tepe-Akfen-Vienna Airport konsorsiyumu (daha sonra Vienna’nın ayrılmasıyla TAV (Tepe-Akfen-Ventures) kazandı. Yeni Terminal binasının inşaatı nedeniyle THY’nın uçak bakım çelik hangarı da yıkılarak sahneden çekildi. Yeni terminal, verilen tarihten daha önce, 3 Ocak 2000’de hizmete açıldı. Atatürk havalimanının işletme hakkı 2021 yılına kadar TAV Havalimanları şirketinin idi. 5 Nisan 2019’da Atatürk Havalimanı’ndan yapılan, tartışmasız çok başarılı bir organizasyon olan, BÜYÜK TAŞINMA ile tüm tarifeli uçuşlar yeni yapılan İGA-İstanbul Grand Airport Havalimanı’na aktarıldı.
Atatürk Havalimanı’nın yolcu uçuşları İGA’ya aktarılınca, İstanbul’da sanki başka uygun başka hiç bir yer yokmuş gibi, Nisan 2020’de Atatürk havalimanının 3.000 metre uzunluğu, 45 metre genişliği ve 2 Milyar Dolar değerinde olduğu belirtilen, 2 adet paralel pistin her ikisi birden, güney uçları kırılmak suretiyle, üzerine bir COVID-19 Pandemi Hastanesi inşaatı ile, bilinçli olarak katledildi. Doğrusu, 52 yıl Uçak Bakım Teknisyeni olarak hizmet verdiğim Yeşilköy-Atatürk Havalimanının bu bilinçli katliamını kabullenemiyorum.
Yeni İstanbul Havalimanı İGA’nın açılışından itibaren, Atatürk Havalimanı adece 05-23 pisti ile kargo, VIP ve özel uçaklar için kullanımda kaldı. İGA’nın kargo binaları kullanıma açılınca, 7 Şubat 2022 günü, tüm kargo uçuşları da yeni İstanbul Havalimanına aktarıldı. Atatürk Havalimanından son ayrılan kargo uçağı THY’nın TC-JDP tescil isimli Airbus A330-200F oldu. Bundan böyle Atatürk Havalimanı artık sadece özel ve VIP uçaklarına hizmet verecek. Hükümetin Millet Bahçesi yapmak düşüncesi gerçekleşirse Atatürk Havalimanının ne olacağı henüz bilinmiyor.
Bremen Havaalanı 1913’te açıldı. Hamburg gibi, önce Zeplinler için planlandı, ancak kısa süre sonra odak noktası uçaklara geçti. Her iki dünya savaşında askeri kullanım dönemlerin arasında sivil uçuşlar gerçekleştirildi. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, 1949’a kadar ABD Hava Kuvvetleri tarafından kontrol edildi. 1950’de sivil havaalanı olarak faaliyete geçti ve burada bir uçuş eğitim okulu kuruldu.
7. Don Mueang Havaalanı – Tayland
Don Mueang, Asya’da sürekli çalışan en eski havalimanları listesinde özel bir yere sahiptir. Aslında Tayland’da açılan ikinci havalimanıydı (ilki Sa Pathum, şimdi bir at yarışı pisti olarak kullanılıyor) Don Mueang Havalimanı 1914’te açıldı ve Tayland Hava Kuvvetleri ilk uçaklarını burada konuşlandırdı.
İkinci Dünya Savaşı sırasında Japon ordusu tarafından ağır bir şekilde bombalandı ve işgal edildi. İngiliz hava Kuvvetleri RAF (Royal Air Force), savaşın sona ermesinden 1946’nın ortalarına kadar burayı işgal etti.
Tayland’a ticari uçuşlar 1924 yılında KLM Royal Dutch Airlines ile başladı (KLM kuruluş yılı 1919 dur). 2006 yılında yeni Suvarnabhumi havaalanı açılana kadar Bangkok için ana havaalanı olarak hizmet verdi (Bangkok Uluslararası Havaalanı olarak biliniyor). Don Mueang Eylül 2006’da resmen kapandı, ancak birçok havayolu Suvarnabhumi’deki yüksek ücretleri protesto ettiği için, Don Mueang kısa süre sonra Mart 2007’de yeniden uçuşlara açıldı.
8. Amsterdam Schiphol Havalimanı – Hollanda
Schiphol, 1916 yılında önce bir askeri havaalanı olarak kuruldu. 1920’de Londra’ya (o sırada Croydon Havaalanı) hizmet veren ticari uçuşlar başladı. 1928’de Amsterdam’da düzenlenen Olimpiyat Oyunları için önemli ölçüde büyütüldü. Schiphol, İkinci Dünya Savaşı sırasında tahrip edildi, savaşın bitmesinden sonra yeniden inşa edildi. Bugün, dünya çapında uçak hareketi için en yoğun dokuzuncu havalimanıdır.
9. Roma Ciampino Havaalanı – İtalya
Ciampino havaalanı da 1916’da açıldı. İtalya’daki ilk büyük havaalanı olarak, ülkenin erken havacılık başarılarına tanık oldu. 1926’da İtalyan havacı Umberto Nobile, Norge Zeplin ile buradan havalanarak Kuzey Kutbu’na gitti. Umberto Nobile, öncelikle Kuzey Kutbu’na ulaşan ilk hava aracı ve tartışmasız kuzey kutbu üzerinden Avrupa’dan Amerika’ya geçen ilk hava aracı olan Norge Zeplini tasarlaması ve bizzat
pilotluğunu yapması ile hatırlanıyor.
Ciampino, Fiumicino Leonardo da Vinci Havaalanı 1961’de açılana kadar Roma’nın ana havalimanı olarak hizmet verdi. Bundan sonraki yıllar boyunca Low Cost Havayollarına, kargo uçuşlarına ve İtalyan Hava Kuvvetlerine ev sahipliği yapmaya devam ediyor.
Yeşilköy’de uçaklardan önce Osmanlı’nın balonları ve fişekleri vardı. 1911’de uçakların gelmesi ile pist (çayır) ve uçaklara uygun hangarlar eklendi. Ataköy, Yenibosna ile Yeşilköy arasında barut ve fişek atölyelerinin (fabrikalarının) olması tesadüf değildir. Hava Harp Olulunun bulunduğu sahil aynı zamanda deniz uçaklarının da harekatına elverişliydi. Yeşilköy Türk Havacılığının başladığı yerdir; hem askeri, hem de sivil havacılığın. Ocağına incir diker gibi, pistlerinin üzerine hastahane yapılması bizleri çok üzdü. Birinci Tayyare Bölüğü Irak Cephesinde; Birinci ve İkinci Tayyare bölüğü Kafkas Cephesinde kazanılan muharebelerin kuvvet çarpanı olmuş; keşif, bombardıman, hava savunma görevleriyle hem bizzat hava harekatı ile, hem de satıh birliklerini destekleyerek Küt-ül Amar gibi zaferlerin kazanılmasını sağlamıştır. Atatürk Havalimanı Güneyine sıkıştırılmış Havacılık Müzesinde görselleri görebilirsiniz. Bu bilgiler de benden gelsin.
Sn. Erhan Bey, bu güzel yazınızda İstanbul Yeşilköy’deki eski terminalde yaşananları yazmışsınız. Pasaportsuz yurtdışı uçuşlara kazara binenler oluyormuş. Benim de bu konuda bir anım var. Yıl 1978, bizde de ekonomik kriz var (Demirel’in 70 cent’e muhtacız dediği, ama milletin cebine 250 Dolar koyup her nasılsa Londra’ya hafta sonu alışverişine gidebildiği günler… O zamanlar İngiltere’de de ekonomik kriz var ve oradaki perakende fiyatlar gözü zor doyan Türk tüketicisine yine de cazip. Ben iş için BA ile IST-LHR-GVA uçacağım. BA 16:00’da kalkıyor. Bizden 10 ya da 15 dakika önce de Alitalia’nın (AZ) Roma seferi var. Tarihi (şimdi yıkılmış olan) terminalin gidiş o tarihte iç ve dış hatlar olarak artık ikiye ayrılmış; o nedenle karışıklıklar son bulmuş… Neyse ben BA B707’ye bindim fakat uçaktan tık yok. Purser ve bir hostes iki belki üç sefer kelle saydılar, sonra “bütün yolcular dışarıya, herkes bavullarını gösterecek!” Tıpış tıpış (mecburen) indik; bagajlar uçaktan da alınıp dizildi. Herkes bagajlarını gösterdi, uçağa tekrar binildi… Apronda 2 adet bavul kaldı. Ve de anlaşıldı ki iki uyanık ve aceleci yolcumuz, selametle 10-15 dakika önce kalkan Roma uçağına, Londra niyetine binip gitmişler!… Şimdilerde böyle birşeyin olması mümkün değil ama o günlerde bal gibi olmaktaymış… Tabi çıkış kapısında, bilet koçanlarını kopartıp alan yer görevlisinin de büyük ihmali… Haliyle benim o akşamki LHR-GVA uçuşum da kaçtı ve BA beni o akşam Londra’da misafir etmek zorunda kaldı. Sağlık ve esenlikle kalınız.
Hey gidi,Atatürk Havalimanı,Yerli yabancı yolcuların calışanların,herkesin yaşanmışlığı,anıları,hatıraları olan,Türkiyenin en sevilen, İnsanların ruhuna dokunan havalimanı,Şu an bir anket yapsalar ,yeni havalimanındamı ,yoksa tekrar Yeşilköy halimanındamı çalışmak istersiniz deseler,yüzden 90 dan fazla sayıyla yine herkes ,Atatürk,e dönmek ister.Dedimya bu havalimanının ruhu var.
Yeşilköy’de uçaklardan önce Osmanlı’nın balonları ve fişekleri vardı. 1911’de uçakların gelmesi ile pist (çayır) ve uçaklara uygun hangarlar eklendi. Ataköy, Yenibosna ile Yeşilköy arasında barut ve fişek atölyelerinin (fabrikalarının) olması tesadüf değildir. Hava Harp Olulunun bulunduğu sahil aynı zamanda deniz uçaklarının da harekatına elverişliydi. Yeşilköy Türk Havacılığının başladığı yerdir; hem askeri, hem de sivil havacılığın. Ocağına incir diker gibi, pistlerinin üzerine hastahane yapılması bizleri çok üzdü. Birinci Tayyare Bölüğü Irak Cephesinde; Birinci ve İkinci Tayyare bölüğü Kafkas Cephesinde kazanılan muharebelerin kuvvet çarpanı olmuş; keşif, bombardıman, hava savunma görevleriyle hem bizzat hava harekatı ile, hem de satıh birliklerini destekleyerek Küt-ül Amar gibi zaferlerin kazanılmasını sağlamıştır. Atatürk Havalimanı Güneyine sıkıştırılmış Havacılık Müzesinde görselleri görebilirsiniz. Bu bilgiler de benden gelsin.
Yıllarca kalite müdürlüğü yaptığın Onur Air hakkında da birşeyler yazsana. Biz çalışanlara attığı kazığı……….Bagana denen adamın yaptiklarını…..
Sn. Erhan Bey, bu güzel yazınızda İstanbul Yeşilköy’deki eski terminalde yaşananları yazmışsınız. Pasaportsuz yurtdışı uçuşlara kazara binenler oluyormuş. Benim de bu konuda bir anım var. Yıl 1978, bizde de ekonomik kriz var (Demirel’in 70 cent’e muhtacız dediği, ama milletin cebine 250 Dolar koyup her nasılsa Londra’ya hafta sonu alışverişine gidebildiği günler… O zamanlar İngiltere’de de ekonomik kriz var ve oradaki perakende fiyatlar gözü zor doyan Türk tüketicisine yine de cazip. Ben iş için BA ile IST-LHR-GVA uçacağım. BA 16:00’da kalkıyor. Bizden 10 ya da 15 dakika önce de Alitalia’nın (AZ) Roma seferi var. Tarihi (şimdi yıkılmış olan) terminalin gidiş o tarihte iç ve dış hatlar olarak artık ikiye ayrılmış; o nedenle karışıklıklar son bulmuş… Neyse ben BA B707’ye bindim fakat uçaktan tık yok. Purser ve bir hostes iki belki üç sefer kelle saydılar, sonra “bütün yolcular dışarıya, herkes bavullarını gösterecek!” Tıpış tıpış (mecburen) indik; bagajlar uçaktan da alınıp dizildi. Herkes bagajlarını gösterdi, uçağa tekrar binildi… Apronda 2 adet bavul kaldı. Ve de anlaşıldı ki iki uyanık ve aceleci yolcumuz, selametle 10-15 dakika önce kalkan Roma uçağına, Londra niyetine binip gitmişler!… Şimdilerde böyle birşeyin olması mümkün değil ama o günlerde bal gibi olmaktaymış… Tabi çıkış kapısında, bilet koçanlarını kopartıp alan yer görevlisinin de büyük ihmali… Haliyle benim o akşamki LHR-GVA uçuşum da kaçtı ve BA beni o akşam Londra’da misafir etmek zorunda kaldı. Sağlık ve esenlikle kalınız.
Hey gidi,Atatürk Havalimanı,Yerli yabancı yolcuların calışanların,herkesin yaşanmışlığı,anıları,hatıraları olan,Türkiyenin en sevilen, İnsanların ruhuna dokunan havalimanı,Şu an bir anket yapsalar ,yeni havalimanındamı ,yoksa tekrar Yeşilköy halimanındamı çalışmak istersiniz deseler,yüzden 90 dan fazla sayıyla yine herkes ,Atatürk,e dönmek ister.Dedimya bu havalimanının ruhu var.