GÖKBEY ile özgün helikopterlerini tasarlayıp üreten bir ülke haline gelen Türkiye, Türk Havacılık Uzay Sanayii tarafından yürütülen Ağır Sınıf Taarruz Helikopteri ATAK-2, Ağır Sınıf Genel Maksat Helikopteri ile dünyanın önde gelen üreticileri arasına girmek için emin adımlarla ilerliyor.
Dünya Helikopter Günü, helikopterlerin katkıları konusunda farkındalık oluşturmak ve helikopterleri tasarlayan, uçuran ve destekleyenleri kutlamak amacıyla 9 yıldır ağustos ayının 3. pazar günü kutlanıyor.
Söz konusu gün kapsamında düzenlenen etkinliklerde helikopterlere hayat verenler, ekosisteme katkı sunanlar, ilgi duyanlar bir araya geliyor, döner kanatlı hava araçlarının askeri harekat, ulaştırma ve lojistik açısından taşıdığı değer ve başarılar gündeme getiriliyor.
Dünyada 50 binden fazla helikopter bulunduğu ve helikopter endüstrisinin 500 binden fazla kişiye istihdam sağladığı tahmin ediliyor.
Helikopterler askeri ve sivil ihtiyaçlara özel tasarlanıp farklı faydalı yüklerle çok çeşitli görevler yerine getirebiliyor. Helikopterler savunma, kurtarma, afet yardımı, nakliye, yangınla mücadele, tıbbi nakiller, elektrik hattı bakımı, turizm, tarım ve daha birçok görevde insanlara yardımcı oluyor.
TÜRK MİLLİ TAKIMI
Türk Silahlı Kuvvetlerinin taarruz helikopteri ihtiyacını karşılamak amacıyla başlatılan T129 ATAK Helikopteri Programı, Türkiye’nin özgün helikopterlerinin ortaya çıkması için önemli bir sıçrama tahtası oluşturdu. Türk Silahlı Kuvvetlerinin operasyonel kabiliyetlerine önemli katkılar sağlayan ATAK helikopteri ihracat başarısı da yakaladı.
Türkiye’nin havacılık sanayisindeki lider kuruluşu Türk Havacılık Uzay Sanayii (TUSAŞ), ATAK Helikopteri’ndeki kazanımlar ve geliştirilen yeteneklerle T625 GÖKBEY Genel Maksat Helikopteri’ni tasarladı, geliştirdi ve yüksek yerlilik oranıyla göreve hazır hale getirdi. İlk görevi için jandarmaya teslimata gün sayan GÖKBEY, kısa süre içerisinde birçok kurumun ihtiyaçlarını karşılamaya başlayacak.
Yerli helikopter motoruyla da ilk uçuşunu başarıyla gerçekleştiren GÖKBEY, yurt dışına bağımlılığı olmadığı için yüksek ihracat potansiyelini değerlendirebilecek.
TUSAŞ yine Türk Silahlı Kuvvetleri ihtiyaçları için bu kez Ağır Sınıf Taarruz Helikopteri ATAK-2’yi geliştirdi. Ağırlığı 11,5 tonu bulan ATAK-2, uzunluk açısından dünyanın en büyük taarruz helikopteri olarak dikkati çekiyor. İlk uçuşunu bu yıl yapan, 1,5 ton faydalı yük taşıyabilen, 175 knot gibi yüksek bir hıza ulaşabilen ATAK-2, 6 silah istasyonu ile yüksek caydırıcılığa sahip olacak.
İlk kez bu yıl sergilenen T925 Ağır Sınıf Genel Maksat Helikopteri ise GÖKBEY’in tamamlayıcısı olacak. GÖKBEY’deki 12 kişilik kapasite “Genel Maksat-2” olarak da adlandırılan helikopterde 20’ye çıkacak. Palleri katlanabilen helikopter, Türkiye’nin en büyük askeri gemisi TCG Anadolu’ya inebilecek. Genel Maksat-2 Helikopteri’nin ilk teslimatı yangın söndürme görevleri için Orman Genel Müdürlüğüne yapılacak. Helikopterin, ilk uçuşunu gelecek yıl gerçekleştirmesi planlanıyor.
TUSAŞ, ATAK-2’nin ilk teslimatını 2025’te, Genel Maksat-2’nin ilk teslimatını 2026’da yapmayı amaçlıyor.
Şirket, başta bu programlar olmak üzere yürüttüğü diğer çalışmalarla “döner kanat hava araçlarında” geniş bir ürün yelpazesi oluşturmayı ve dünyanın önde gelen helikopter üreticilerinden biri olmayı hedefliyor.
GELİŞİMİ DESTEKLEYEN ADIMLAR ATILMALI
Havacılık sektöründe 45 yıldır farklı görevler üstlenen Uçak Mühendisi Can Erel, AA muhabirine, Türkiye’de hem tüketim ve hem de üretim havacılığı işlevleri ile helikopter ekosisteminin son dönemde önemli gelişim gösterdiğini, bu gelişimin ilgili öğretim alanlarında atılacak adımlarla desteklenmesi gerektiğini söyledi.
Yüksek öğrenim ve ortaöğretim kurumlarındaki sivil havacılık programlarının içinde döner kanatlı hava araçlarına yönelik öğretim modülleri bulunmamasının eksiklik olduğunu dile getiren Erel, hava araçları ile ilgili tüm öğretim programlarının sabit kanatlı hava araçları yani uçaklar için yapıldığını belirtti.
Biri hariç tüm sivil havacılık uçuş okullarının da uçak pilotu amaçlı olduğuna değinen Erel, “Döner kanatlı hava araçlarını kapsayan pilotaj, teknik, teknolojik (bakım-onarım) ve destek alanı modüllerinin müfredata ilave edilmesine, hatta ayrı bölümler oluşturulmasına ihtiyaç bulunuyor. Girişimcilerimiz de küresel pazara yönelik olarak bu alana yatırım yapabilirler.” önerilerinde bulundu.
Benzer özgün özel öğretim ihtiyacının hızla gelişen insansız hava araçları ve sıcak hava balonları ile ilgili de olduğunu ifade eden Erel, kısa sürede önlem alınmasının önemli ölçüde zaman ve maddi kaynak tasarrufu sağlamanın yanında faaliyet etkinliği ve uçuş emniyetinin de gelişmesine katkı sağlayacağını vurguladı.
Can Erel, bu konuda her yeni girişim ve faaliyetin küresel pazarı hedeflemesi gerektiğini ve ulusal bir çalıştayla konunun tüm yönleriyle ele alınmasına ihtiyaç olduğunu söyledi.