featured

 
DİKKAT ET THY… SON KARARIN MI? / THY PİLOTLARINA YENİ HABER 19 Ocak 2015 Pazartesi
Bu haftaki yazımın konusu; BoraJet’in THY ile wetlease anlaşmaya gitmesinin sakıncaları ve THY uçuş işletmenin eli kulağındaki yeni uygulaması olacak. Bu arada, THY Aydın’daki uçuş okulunun işletmesini yabancı bir uçuş okulu ile yürütme kararından sonra yazdığım eleştiri yazısı; “THY’YE HOŞGELDİNİZ” ve Türkiye’deki uçuş okulları ile birlikte neden hareket etmiyorsunuz diyerek sitemde bulunmam netice vermiş olacak ki; THY’nin isteği doğrultusunda, Türk uçuş okullarımız THY ile ilk görüşmelerini nihayet yaptılar
İnşallah neticesi hayırlı olur.
GÖRÜCÜ USULÜ THY-BORAJET ORTAKLIĞI
Sürekli okurlarım anımsayacaklardır; 20 Ekim 2014 de, BoraJet’in Sabiha Gökçen’den uçuş yapacağını duyduğumda, Borajet’in kendi başına bu alanda iş yapamayacağını ve THY’nin kanatları altına gireceğini,ilk kez ben yazmıştım; YENİ KURULAN HAVAYOLU ŞİRKETLERİNİ NELER BEKLİYOR? ve BoraJet’in Sabiha Gökçen’den tek başına THY ve Pegasus ile mücadelesinin mümkün olamayacağını ancak THY ile Code Share yaparsa bu işin altından kalkabileceğini belirtmiştim. Tahminim yanlış çıkmadı ve BoraJet ile THY arasında code share uçuşlar başladı. Ancak, birisi bana; THY’nin wet lease sistemi ile bu uçakları kendi bayrağı altında uçuracağını söylese, çok gülerdim…
Bildiğiniz üzere; BoraJet kurulduğunda, tek başına bölgesel havacılık yaparım diyerek ortalarda dolaşmış ve kısa zaman içinde bu inadından vazgeçerek, THY ile yaptığı flört sonrasında, kanatlar altına alınarak kapanmaktan kurtulmuştu. BoraJet, ATR’lerin tutmadığını düşünüp, bu sefer yeni bir serüvene başladı. Embraer 190 uçaklarını seçerek jetleşti de diyebiliriz. BoraJet, benim aylar önce dediğim gibi; Sabiha Gökçen’de iş yapamayacağını anlamış ve THY ile code share anlaşması yaparak işi götürmeye çalışıyorken, THY/Anadolu Jet’in BoraJet’in Embraer’lerini ACMI sistemi ile kiralayıp, THY/Anadolu Jet’in seferlerini yapacağını okuduğumda, bir anda THY’nin bu riske nasıl girdiğine anlam veremedim. Neden diye sorguladım. THY isterse, aynı kategoride onlarca uçak alabilir ve kendi uçuş emniyet sistemi ve kültürü ile operasyonlarını sürdürebilecek iken, tanımadığı bir uçak ve tanımadığı bir yönetim mantığı ile birlikte nasıl çalışabilir?
BoraJet; yürümeden, koşmaya başlayan bir şirket görünümünde. ATR’lerden Embraer 190’a geçti ama, kafa yapısı hala ATR’lerde kaldı. Bildiğiniz gibi; BoraJet, beş yıla yakın ATR’ler ile Siirt’e uçuyor. Embraer uçakları ile de Siirt’e uçabilirim zannettiler. SHGM tarafından denetlendi ve Siirt Meydanı B den C kategori olan en zor meydan statüsüne çevrildi. Kısaca; uçak tipi Jetleşti, ama, beyinler hala ATR mantalitesinde çalışıyor…
Yayınlanan yazı ve yorumları okuduğumda, bu riskten söz eden kimseyi göremedim. Aynı zamanda, önemli bir konunun işlenmemiş olduğunu ve yorumcular tarafından da değerlendirilmediğini gözlemleyerek, bu konudaki kuşkularımı yazmanın doğru olacağını düşündüm. Belki de kuşkularımda haksızımdır. Siz değerli okurlarım bakalım ne diyecek?
Konuya girmeden önce, hemen Isparta kazamızdaki AtlasJet’in World Focus firmasından kiraladığı MD uçağına bir bakış atmak gerekiyor.
Şimdi sizlere soruyorum: Isparta kazasını kim yaptı?
Doğru cevap: World Focus olacak.
Peki, kim suçlandı; Atlas JET.
Neden?
Çünkü, ilgili sefer AtlasJet seferiydi ve uçağın tüm kokpit, kabin ve teknik ekibi World Focus tarafından karşılanıyordu. Kısaca, Atlas Jet’in MD uçakları ile ilgili; ne lisanslı pilotu, ne de teknisyeni vardı. Yani; World Focus’tan MD uçağını kiralamadan önce, yapılması gereken fiziki kontrolü, kadro olarak yapamazlardı. Bu nedenle uçağı kendi teknik kadrosu ile fiziki kontrol yapamayacağına göre diğer konularda bir eksiklik yok denmiş olmalı ki(!) SHGM bu kiralamaya izin verdi ve AtlasJet Isparta seferini o uçak ve ilgili ekibiyle yaptı ve ne yazık ki kazaya uğradı.
Hal böyleyken; yine de Atlas Jet in genel müdürü ve sahibi mahkemelerde süründü. Kaza olduğunda yazdığım yazı ve TV programlarında bu konuda Atlas Jet’in suçu yok diyordum ve yine de yok diyorum.
Peki;
Kamuoyu ve medyamıza göre kazayı kim yaptı? ATLASJET
Bugün bile halkımıza sorduğunuzda Isparta kazasını Atlas Jet yaptı diyorlar.
Şimdi de gelelim THY ve BORAJET konusuna.
Anadolu Jet kimindir? THY’nin alt markası olup resmen THY’nindir.
Isparta kazasında; World Focus’tan THY uçağı kiralasaydı ve sefer THY’nin veya Anadolu Jet’in olsaydı, kim kaza yapmış olacaktı? THY…
Çünkü THY’nin de MD sertifikalı ne pilotu ne de teknisyeni olmadığından, THY’de ilgili uçağı kiralamadan önce fiziki kontrol yapamayacaktı. SHGM’nin nasıl denetim yaptığı, adam kayırıp kayırmadığı, şirketin evrakları, eğitim dokümanlarının nasıl olduğunu THY bilemeyeceğinden, SHGM’ye sorulacak ve kayda değer bir arızası yok dendiğinde, uçak kiralanıp THY seferi olarak icra edilecekti.
Peki, şimdi THY’de EMBRAER sertifikalı pilot ve teknisyen var mı? YOK.
THY BoraJet’in Embraer uçaklarının fiziki kontrolünü yapabilir mi? Hayır.
Şimdi soruyorum: THY-BoraJet konusu AtlasJet-World Focus işbirliği gibi değil mi?
Sevgili THY;
Bu kiralama yapılmadan önce; Borajet’in uçuş işletmesi, pilotları ve uçuş emniyet kültürü, THY tarafından denetlenmiş midir? Uzmanlarınız Tip eğitiminin yapıldığı Embraer190 simülatörlerine gitmiş midir? Line eğitimi uçuşlarına katılmış mıdır?
THY’yi en çok eleştiren (bu yazımda da eleştiriyorum) biri olarak, belirtmeliyim ki; kim ne derse desin THY bir dünya markasıdır. Bu markayı başka bir havayoluna takmak bu kadar kolay olmamalı.
Borajet’in Embraer190 uçaklarında rüştünü (uçuş emniyet anlayışını) kanıtlamadan yapılacak böyle bir ortaklık, yüksek riskli bir ortaklıktır.
BoraJet Uçuş işletmesi, modern havacılık kurallarını bilen, benimseyen ve uygulayan bir yönetim midir?
Hamdi Topçu bu işlere bakacak değil ya. Bu işlere uçuş işletmenin başı olduğu söylenen Asaf isimli kişi veya ekibi bakmalıydı. Bakmış mıdır sizce? Bence Evet… Neresine? Tabii ki fotoğrafına…
Bilindiği üzere SHGM, “Raporlama Kültürü adı altında uçuş emniyeti esaslı bir sistemi” devreye soktu. Bu sistem çerçevesinde özellikle pilot ve teknisyenler uygunsuzlukları yazacak ve SHGM bu uygunsuzlukları araştırıp denetleyecek ve gerek görürse şikâyet edilen şirket veya kişi cezalandırılacak dendi.
Peki, bu sistem tuttu mu? Bu soruyu Bilal Ekşi beye sordum ve maalesef yeteri kadar ilgi olmadı diye yanıtladı. Çünkü, insanlar korkuyor… Pilotu da teknisyeni de kabin memuru da hatta yöneticiler bile korkuyor. Çünkü; ilgili şirket, şikâyet eden veya edenleri bir şekilde bulur ve defterini dürer.
Bu nedenle, sorun ve şikâyetlerini, güvendiği kişilerle paylaşmayı seçiyorlar. Bana gelen tüm şikâyetleri (ki SHGM’ye gelen uygunsuzluklardan fazla olduğu söylendi) yollayanın adını ve mail adresini saklayarak, Bilal Ekşi beye kendim yolluyorum. SHGM’nin kendisine yollanan şikâyetlerde duyarlı olduğunu söyleyebilirim. Hemen ekip yollayıp ilgili şikâyet araştırılıyor ve cevap veriliyor. Ben de aldığım yanıtı, şikâyette bulunana yolluyorum. Kısaca; güzel, emniyetli bir sistem sürdürüyorum. Tabii ki, şikâyetlerin hepsi uçuş emniyeti adına olmak kaydıyla…
Bunları neden yazdım? BoraJet ile ilgili, uçuş emniyeti konulu bir mail aldım ki; zehir zemberek.
Şimdi, bunu SHGM’ye yollamadan, yazıp ortalığı kızıştıracaktım, ama, bu sefer millet BoraJet’den ve uçaklardan korkar olacak diye bu maili yayınlamamaya karar verdim ve doğru Bilal Ekşi beye yolladım. Bakalım BoraJet’e yapılacak olan denetleme; “biz geliyoruz” diyerek mi? Yoksa, “habersiz” mi yapılacak?
Kontroller; line eğitimi uçuşlarında, yatı dönüşlerinde ve habersiz yapılmalı ki, kaçış olmasın.
Bu sefer Bilal Beyin işi bayağı zor olacak.
Çünkü, THY ile anlaşmaya varmış bir şirket var. Konu; THY olunca bilmem ki nasıl davranılacak? Isparta kazasından sonra SHGM yetkililerinin mahkeme aşamaları ve alınan hapis cezaları Bilal Bey’in de korkulu rüyası olmuştur.
Şimdi, bazılarımız sana gelen maillerin gerçek bilgiler içerdiğini nasıl biliyorsun diyebilir. Bir kere bana gelen mailleri, şikâyet edilen şirketin patronuna veya genel müdürüne sorup; “var mı oralarda böyle şeyler” diyecek değilim ya? Bu nedenle patron ve genel müdürlerden uzak olmaya dikkat ediyorum. Onlarla beni, ancak davetli olmam koşulu ile önemli bir resepsiyon veya kutlama gecesi dışında, bir arada göremezsiniz.
Bu nedenle tarafıma gelen şikâyet mailindeki bilgileri, az çok da olsa anlayabiliyor ve yine aynı şirkette çalışan ve şikâyet konusu olan bölümdeki arkadaşlarımla veya eski dostlarla tartışıyorum ve kafama yatarsa, yolluyorum. Tabii ki, SHGM hemen maile atlayacak değil ya. Onlar da gerekli araştırmayı yapıyorlardır. Şimdiye kadar hepsi gerçek çıktı ve ilgilenildi.
Bu nedenle, bana gelen mailleri SHGM’ye atıp, vicdanen rahatlıyorum. Düşünsenize; bana gelen iletiyle ilgilenmeyip, Allah korusun bir kaza oluşsa uyuyabilir miyim?
SHGM, şimdi ilgili maili okur okumaz BoraJet’i çok ama çok sıkı bir denetime tabi tutup yukarıda iddia edilen aksaklıkların var olup olmadığını kontrol edecek ve THY’ye bilgi verecektir. Bundan eminim.
Sonuç olarak; Herhangi bir havayolunun bir başka havayolunun uçağını böyle gözü kapalı olarak kiralaması bana göre sakıncalıdır. Bu kiralama yapılmadan önce, Borajet’in uçuş işletmesi, pilotları ve uçuş emniyet kültürü, THY tarafından denetlenmiş midir?
ATR uçaklarından ilk defa Jete geçenler, yeni uçaklara uyum sağlayabilmişler midir?
Borajet Uçuş İşletmesi, modern havacılık kurallarını bilen benimseyen bir yönetim midir? Çünkü her şirketin kendi kültürü ve uçuş emniyetine bakışı farklıdır.
Anadolu Jet B737 uçakları, bilindiği gibi SunExpress’in uçuş emniyet kültürü ile özenle seçilen ve eğitilen pilotlarca uçuruluyor. Bu kültürün arkasında; THY ile birlikte Lufthansa ve Condor uçuş emniyet kültürü var. Borajet’in uçuş işletme yönetimi bu seviyede bir kültüre sahip midir? Bu araştırılmış mıdır? Allah göstermesin, olası bir kazada, THY gibi uluslararası ismi olan bir şirket ölümcül bir yara alır ki, bunu hiç birimiz istemeyiz. Unutmayın ki; zirveye çıkmak zor, ama, inmek çok kolaydır. Bu tür istenmeyen bir olayın yaratacağı kötü imajı, THY’nin yeni yüzü olması düşünülen aktris Angelina Jolie bile kurtaramazJ
Bu yazıyı okuyacak olan BoraJet’in Yönetim Kurulu başkanı Fatih Akol beye önerim; SHGM tarafından iletilecek olan suçlamalardan sonra, şirket dışından olmak kaydı ile havacılık bilgisi yüksek bir veya bir kaç danışmanla, mevcut uçuş işletme yönetim sistemini ve ilgili bölümlerin işleyiş biçimini inceletin. Havacılıkta alaylı yapı vardır. Havacılıkta, devrecilik ve eskiye dayanan arkadaşlıklar vardır. Bu devrecilik ve arkadaşlık adına hataları görmeme, eksikliklere göz yumma olasılığı çok yüksektir.
Hani bir atasözümüz vardır, ben de bu sözü çok severim: “İti ite boğduracaksın” der. Bu atasözünü; nereyi kontrol edeceksen, o işin içinden gelmiş ve şirketle içli dışlı olmamış biri ile kontrolü sağlayacaksın olarak yorumlamak olanaklı.
THY’nin üstünde çok tartışılacak yeni uygulaması
Yazımı bitirip tam yayına vereceğim sırada, THY ile ilgili gelen bir haberle şok oldum ve zaman darlığından tam olarak araştırma yapamadığımdan ve imzalanmış hali karşıma çıkmadan henüz yorumlayamadım.
Bilindiği ve daha önceki yazılarımda yazdığım gibi; THY, sinyorite’lerle oynayıp pilotlar arasında kavgaya yol açan uygulamasından sonra, şimdi de yeni bir tartışma yaratacak uygulamaya imza atmak üzere.
Bildiğiniz üzere, pilotlar bir üst tipe (B737 den B777 gibi) geçtiğinde, üst tip primi alıyorlar. Bu uygulama, geniş gövdeli uçaklardaki kıdemli kaptanla, dar gövdeli uçaklardaki yeni kaptan arasında maaş farkı olarak 4,300 TL’lerde iken, THY’nin dar gövdeli uçaklarında uçanlara; iniş başına ekstra ek ödeme getirerek maaş farkını 1000-1500TL arasına indirmeyi hedefliyor.
Aslına bakacak olursanız, bu uygulama, tam detaylı inceleme yapamadığım halde bana pek de yanlış görünmüyor. Dar gövdeli uçaklarda görev yapanlar, büyük gövdeli uçaklarda görev yapanlardan çok daha fazla iniş kalkış yapıyorlar. Bu çalışma düzeni hem fizyolojik hem de psikolojik olarak pilotu baskı altına alıyor. Yani, daha çok yoruluyorlar. Mevcut durumda dar gövdeli uçaklarda 15 senedir görev yapan bir kaptan, bir üst tipe,, yani geniş gövdeye geçmiş bir senelik kaptandan bile daha az ücret alıyor. (üst tip primi ve harcırah vb)
Bu rakamların eşitlenmesi veya minimuma indirilmesi, dar gövdeden geniş gövdeye geçebilmek için yapılan ve yazdığım bir çok entrikaya son verilebilmesinin yanı sıra dar gövdeli uçaklardan geniş gövdeye geçme isteğini azaltarak, dar gövdeli uçaklardaki deneyimli kaptanların üst tip aşkına son verebilir diye düşünüyorum.
Bana göre; bu işin geniş gövdesi dar gövdesi olmamalı. Kaptan, kaptandır. Şirket kıdemi neyse ona göre maaşını alır. X şirketinden THY’ye gelip geniş gövdeye cumburlop oturacaksın ve şirket kıdemi senden çok yüksek olan B737 ya da A320 kaptanından daha çok para alacaksın. Bu bana hiç mantıklı gelmiyor.
Bir de yabancı kaptanlara maaşının dışında ev kirası yardımı yapılıyormuş. Az para mı veriyorsun da bir de kira yardımı yapacaksın. Bırak, nereden ev tutacaksa tutsun. Bu uygulamayı yapanlarda zerre kadar akıl yok.
İmzalar atıldıktan sonra daha detaya inip, bu uygulama ne getirir ve ne götürür birlikte tartışırız.
Kazasız, belasız birlikteliklere… Şimdilik benden bu kadar…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. 10 yıl önce

    Neden acaba diğer havayollarından atılmış pilotları topluyor anlamak zor.

    Cevapla