DİKENSİZ GÜL BAHÇESİNİN PRENSİ

Bildiğiniz üzere, Türk Hava Yolları ile Hava-İş Sendikası arasında 1 Ocak 2016 ile 31 Aralık 2018 tarihleri arasındaki üç yıllık dönemi ve yaklaşık 17 bin 500 çalışanı kapsayan 25. Dönem Toplu İş Sözleşmesi karşılıklı olarak imzalandı. Öncelikle hayırlı, uğurlu olsun diyorum.
THY ile Hava-İş arasında imzalandığı haberini aldığım an“THY’de Toplu İş sözleşmesi asıl şimdi başlıyor” isimli köşe yazımı tam yayınlıyordum ki, telefonla THY’deki sözleşme bitirildi haberini aldım.  Şaşırdım kaldım. Şimdiye kadar THY tarihinde yaşanmayan şeyler oluyordu.
Nasıl bitebilirdi ki?
Çalışana açık olarak yapılan toplu iş sözleşmesi bir anda nasıl kapalı kapılar ardında imzalanmıştı ki… Hava-İş’in taslağında yaptığı isteklerin hepsi nasıl geçmiş olabilirdi? Toplu sözleşmelerin evreleri vardır. Bu evreler henüz tamamlanmamıştı ki?
İşin ilginç yanı Uyuşmazlık bile tutulmadan bir anda imzalanması. Bu durum pek rastlanmamış olmasına rağmen tüm istekler yerine getirildiyse olabilir. Ancak, THY’ye giden ve Hava-İş’in sitesindeki taslaktaki istekler tamamı ile karşılanmamıştı ki…
Tabii ki şaşkınlıkla BİTTİ haberini yaptık. Ancak araştırmaya başladım. 61 sayfalık Hava-İş taslak metnini tekrar satır, satır okudum. Sonra kazanımlara baktım. Tutmuyordu… Bir tane bile istek tutmasa en azından uyuşmazlık tutulur ve işveren zorlanmalıydı diye düşündüm. Çünkü THY gerçekten müthiş bir gelişme gösteriyor. Bu gelişme paralelinde olası bir grev sözcüğü bile ortamı fazlasıyla gerer. Uyuşmazlık-Tarafsız arabulucu-grev kararı gibi söylemler bile THY’yi zora sokar ve çalışanları ile anlaşma yoluna gitmek için imkânlarının azamisini kullanırdı.
THY’nin bu zayıf yanı kullanılmalıydı. Bir boksör bile karşısındakinin zayıf yanını gördüğünde üstüne, üstüne vurup maçı kazanmaya gider.
Grev kararı alınsa bile THY’de yapılamazdı. Grev oylamasında çöküş başlardı. Ancak yine de grev sözcüğünün THY’yi yıpratması söz konusu idi. THY medyada “Greve mi gidiliyor” sözcüğünden bile irkilirdi. Kanunlarımızın verdiği her hak, her koz kullanılmalıydı.
Bakın hala toplu iş sözleşmesi iyi mi kötü mü yorumuna bile gelmedim.  Devamlı medyaya basın bültenleri atan Hava-İş yönetimi, en azından bu sürprizi yapmamalı ve THY’nin verdiğini THY çalışanları ile paylaşmalıydı. Örneğin;  THY yönetimine, bana bir hafta müsaade edin temsilcilerim toplumun nabzını yoklasın demeliydi. İşveren baba çalışan oğlu bile olsa fark etmez.
Denmedi. Alelacele, yangından mal kaçırır gibi medya önünde şov yapılarak imzalandı.
Neyse yazıyı uzatmadan Hava İş in başarısına(!) odaklanalım
Sevgili Hava-İş sendikamız işverenden resmi taslağı ile ne istemiş?
İlk altı aya %10 İkinci altı aya %9 sonraki altı aylar %9 olarak gidiyor. Peki, sizbu tarihi toplu sözleşmeden ne aldınız: %7, ikinci alt aya %6, İkinci sene ve üçüncü seneki altı aylık dönemler için %4 + enflasyon farkı.
Hani seyyanen rakamlar yok mu? Tavan-taban arası her geçen gün daha çok açılan şirketlerde alt tabakayı düşünüyorsanız % li rakamların yanına + koyup seyyanen bir rakam konur. Örneğin %7+ 300TL gibi. Bu seyyanen yazılan rakam en üst kademede görev yapan kaptan pilot için bir şey ifade etmez ama en düşükten maaş alan da çok önemlidir.
Bence son derece acemice yapılmış bir toplu iş sözleşmesi demeden geçemeyeceğim.
İmza atılmış ama ortada daha tam olarak anlaşılamamış maddeler var. Başkan çıkıp diyor ki OTEL NÖBETLERİNİ KALDIRDIM. Bakın kararda ne yazıyor? 01.06.2016 da belirlenecek şartlar dâhilinde otel nöbetleri kaldırılacakmış. Tamam, nedir bu şartlar? Bilen var mı? Yeni gelen şartlar eskiyi aratmasın. Yahu Toplu iş sözleşmesi iki tarafın vazgeçemeyeceği şartlar içerir. Akittir akit…Adını koyun adını…
Sen imzalamışın topu işverenin ayağına vermişin ve bakalım ne yapacaklar diye bekliyorsun. Önce anlaş sonra imzala be kardeşim…
Daha neler var neler…
Kusura bakmayın bir örnek daha vereyim sevgili okurlarım
Madde 18: Uyuşmazlıkların çözümü; Toplu iş sözleşmesi uygulamasında işveren ve sendika arasında uyuşmazlıklar olursa (ki çok olur) Bu durumda Sendika ve işveren en üst düzeyde 3 er kişiyle temsil ediliyorlar. Kurul başkanı işverenden oluyor. Anlaşamama durumunda oylar 3 sendika temsilcisi hayır diyor 3 işveren temsilcisi evet diyor diyelim. Bu durumlarda kurul başkanının oyu iki sayılıyor ve tabii ki işveren ne derse o oluyor. Bence kurula gerek bile yok. Nasıl olsa işverenin dediği neyse o olacak.
Şimdi bu tarihi sözleşmeyi, Hak-İş ile Çelik-İş’in hiç beğenilmeyen ve tarihe not düşülememiş toplu sözleşmesi ile mukayese edelim.
 Teknik A.Ş’de maalesef 3 senelik sözleşme yaptılar Rakamlar şöyle idi; İlk altı ay %7,İkinci alt ay %5 sonraki altı aylarda enflasyon+0;5 yani yarım puan.
Hava İş-Çelik İş arasında ikinci altı ayda 1 puan fark var. Ancak Teknik A.Ş’nin ikinci sene ve üçüncü sene uygulanması gereken enflasyon+0,5 puan daha avantajlı.
Neden mi?
Örneğin; 2015 senesinde yayınlanan enflasyon rakamı 8,81, yuvarlarsak %9 olduğundan yarım puan daha ilave ediyoruz 9,5 oluyor. Hava-İş in ki %4 ü otomatik alıyor sonra enflasyon %9 açıklandığında aradaki fark olarak en fazla %5 daha alabiliyor ve bu durumda ikinci ve üçüncü senelerde Teknik A.Ş’nin toplu iş sözleşmesi%0,5 fazlası ile daha iyi duruma geçiyor.
Kısaca burada laf oyunu var. Ha Ali Veli, ha Veli Ali.   Ortada ben bir fark göremiyorum. Ancak enflasyon Türkiye’de %4 ün altına düşerse işte o zaman Hava-İş in yapmış olduğu enflasyon yerine %4 sözleşmeye koydurmuş olması avantaj olur.  Bu olasılık ise, önümüzdeki iki, üç sene içinde SIFIR gibi…
Hava-İş in sözleşmesi ikinci altı aylıkta 1 puan önde olduğundan bu fark yarım puana düşüyor ve Hava-İş Çelik İş’ten yarım puan fazlasıyla ipi göğüsleyerek Hava-İş’in tarihi sözleşmesi imzalanıyor.
SEVGİLİ HAVA İŞ, TASLAĞINIZDAKİ İSTEK RAKAMLARI FAZLA DEĞİLDİ Kİ…
Yukarıda anlattığım üzere bu rakamlar Çelik İş’in Teknik A.Ş’de aldığı rakamlardan yarım puancık yüksek. Teknik A.Ş çalışanları Çelik İş’e bu sözleşmeden sonra isyan etmişti.. THY çalışanları bakalım bu duruma ne diyecek?
Anlayamadığım ve beni şaşırttığınız nokta ne oldu biliyor musunuz?   %10 istiyorsun %7 veriyorlar. Tabi ki pazarlık edeceksiniz. Çünkü biliyorsunuz ki THY işvereni Teknik A.Ş ye %7 vermişti onun altına inemez.
O halde en azından %7 yi cepte hissedin ve üstüne azamisini almaya çalışın. Arkanızdan at koşturmuyor ki… En az daha 2-3 ayınız daha var. Yahu bari bir uyuşmazlık tutsaydınız. Siz 10 istiyorsunuz onlar 7 diyor işte bir uyuşmazlık maddesi. Zaman vardı. Zorlasaydınız ya…
Hani bir yazımda taslağınıza koyduğunuz Madde:55 ile Madde: 99 a gülmüş ve bu iki madde ne alaka demiştim. Pardon ya geçti mi o maddeler? Hani sendikaya işçinin üstünden para kazandırmaya yönelik maddeler. Onlardan bahsediyorum.
 Sevgili Hava-İş; işin gerçeği, THY tarihinin en iyi değil ama en hızlı biten sözleşmesini yaptınız. 3 ay dolmadan imzalar attınız ve benim ilerde yazmayı planladığım, “THY’de Sendikal savaşlar” yazım için güzel bir malzeme verdiniz. Bu nedenle teşekkürler.
Bakın az kalsın hak yiyecektim. Hava-İş’i tüm çalışanları için 7500 TL isteyip, 5000 TL alabilmeleri adına kutlamak lazım. Gerçekten güzeldi.  Bu sözleşmedeki en büyük getiri bu oldu.
İlker Bey bu konularda bayağı hovarda. Nasıl hovarda olmasın ki? THY gibi büyük bir şirkette değil grev yapılması, uyuşmazlık bile tutturmadan sözleşmeyi bitirtti. Bu keyifle de 5000 değil bence 10.000 bile zorlanabilirdi.
THY yönetim kurulu başkanlığında henüz bir senesini 4 Nisan da dolduracak İlker Aycı’yı ilk defa kınıyorum. Bence çok büyük bir haksızlık yaptı. 
Neydi o haksızlık? 
THY Ailesi çok büyük.  Birçok ortaklıkları var. Ancak Teknik A.Ş’nin %100’ü THY’nin ve onlar da Toplu İş Sözleşmesini yeni bitirdi. Evlatlarınızın her ikisine hemen hemen aynı rakamları verdiniz. Bu konuda doğru yaptığınızı söyleyebilirim. 
Ancak; THY çalışanlarına ve Teknik A.Ş çalışanlarına verdiğiniz ekstra bonus ta haksızlık var. 
Teknik A.Ş sözleşmesi yapılırken çalışanlara 1000 TL net THY sözleşmesinde ise 5000 Net.
İşte bu bana göre son derece yanlış. Her ne kadar Teknik A.Ş ve THY’ye eşit zamlar vermiş olmanıza rağmen, yinede Evlatlar arasında bir ayrım söz konusu.
Nasıl mı?
 İki evladınız var diyelim. İkisi de sizden aynı isteklerde bulunuyorlar ve aynı yaştalar. Birine 1000 lira diğerine 5 Bin lira verir misiniz? Verirseniz bunu onlara nasıl açıklarsınız? Bu konudaki düşüncenizi gerçekten merak ediyorum. 4 Nisan’da kısmetse oradayım. Bir ara yanıma yaklaşıp kulağıma söyleyin lütfen.
Sevgili İlker Bey;  Teknik A.Ş çalışanları kendini zaten üvey evlat görürlerdi şimdi yetimhanede gibi hissediyorlar.(Yorumlara bir ara bakın)Bence zaman geç değil. Sonuç olarak; Sizin yapmanız gereken bir hovardalık daha var. Teknik A.Ş çalışanlarına 4.000 TL ilave yapmak…
Gerçekten çok çalışıyor ve hak ediyorlar. Yöneticileri bu rakamı onlara verin diye size teklif bile getirmez. Onlar kendi derdinde.Çalışanlar adına ben rica ediyorum. Yapın bir jest daha. Nasıl olsa 4 Nisan’daki genel kurulda da rahatsınız. Biliyorsunuz hissedarlar olarak el kaldırıp indireceğiz. Sadece benim bir iki sorum olacak.
Yazım yine uzuyor… Kısa geçeceğim.
Sevgili İlker Bey siz o kadar şanslısınız ki anlatamam. Dikensiz gül bahçesine geldiniz. Sizden önceki yönetim kurulu başkanı ortalığı iyice temizlemiş ve kendine göre eline battığını düşündüğü tüm dikenlerden bahçesini arındırmıştı. Ancak o bahçesinde kalamadı. Patron, Bahçıvanı  kovdu.  Kısmet sizeymiş. Kısaca o ekti siz biçiyorsunuz. Adeta dikensiz gül bahçesinin prensi gibisiniz. Maşallah
Düşünsenize eski gerçek sendikacılık olsa bu sözleşme iki buçuk ayda biter miydi? Ayrıca Türk Hava Yollarının yönetim kurulu başkanı olmak diğerlerine göre çok rahat. Neden mi?  Diyelim ki siz Lufthansa’nın Yönetim kurulu başkanısınız,  Pilotlar ayrı sendika, kabin ayrı sendika, diğerleri ayrı sendika. Nasıl kâra geçiyorlar ilginç.
Siz ya orada olsaydınız ne yapardınız. Adamlara şişt diyorsunuz grev, pistt diyorsunuz yavaşlatma yapıyor. Onların çalışanları da farklı ve çok duyarlı. Öyle bizimkiler gibi otobüslere, kamyonlara doldurularak sendikaya üye olmuyorlar. Kısaca gerçek sendikaları ve duyarlı çalışanları var.
Ben size inanın ki kızmıyorum.  Bende olsam dikensiz gül bahçesinde rahat rahat etrafı koklayarak gezmek varken kalkıpta, “aaaaaaaaa bu dikensiz bahçemi olur, getirin o dikenleri”  demez keyfime bakardım.
Benim kızdığım dikenini kaybeden güller. Benim kızdığım haklarını aramaktan aciz çalışanlar. Delege olduğu halde Sendika genel kuruluna gidemeyen çalışanlar
Ayrıca sözleşme sonrası, ne de güzel sendika başkanını motive ettiniz, inanın ki hayran kaldım.  .
Ne demiştiniz?
-Ali Kemal Tatlıbey ekibiyle beraber çetin bir müzakereci. Sağ olsun çalışanlarımız lehine bizi zorladılar.
– Kazanan iş barışımız, çalışma barışımız olmuştur. Kazanan THY çalışanlarımız olmuştur, kazanan sendikamız olmuştur.”
-Başkanınız iyi bir pazarlıkçı
Vallahi bravo… Gerçekten motive eden sözler.  Bu motivasyonla sendika gelecekte de başarılara imza atacaktır.
Aslına bakacak olursanız gerçekte kazanan işçi değil, sendika oldu.
En azından bir daha ki sendika seçimini garantilediler. Bu topluluktan rakip bile çıkmaz. Çünkü THY’nin içinde genel kurula delege seçilip, genel müdür yardımcısından korktukları için sendikanın genel kuruluna ayak bile basamayanlar var.
Hiç kuşkunuz olmasın rahat rahat çalışın. Medya da sizden yana. Medyayı elde tutmak en kolayı.  Bir iki seyahate götüreceksiniz, Business Class’ta uçuracaksınız, biletlerini UpGrade ettirteceksiniz. Yeter çok bile….
Ohhh be içimi döktüm rahatladım…

 
 
 
 

Exit mobile version