Türk halkının bir bölümü yurt içinde tatil yapmak yerine, yurt dışına gidip daha az parayla tatil yapabilmenin yolunu bulduğunu sanarak sevindi.
Yunanistan’ın Ege Denizi’ndeki bazı adalarının “Kapıda Vize” verilerek ziyaret edilmesi bu nedenle ilgi gördü. Gidip gelenler ballandıra ballandıra Yunan Adaları’nın çok ucuz olduğunu ve esnafın da kendilerine çok iyi davrandığını söylüyor. Yunanistan Başbakanı Mitçotakis’ın dostluk nişanesi olarak Türklere böyle bir kolaylık sağladığı da dile getiriliyor. Bu uygulamayla bize jest yaptığını sandığımız Miçotakis, kendi ülkesinin mali yapısına Türklerden hatırı sayılı bir destek alarak bizi oyuna getirdi. Yunan’a milyonlarca euro kazandırdık. Türk turizmcilerin “Yunan Adaları”na değil, bize gelin” çağrısı ne yazık ki kabul görmedi. Yunan hala kazanıyor.
Ben öyle yapmadım, Yunan Adaları yerine, ilk kez eşimle birlikte bundan tam 40 yıl önce gidip gördüğüm Kıbrıs Adası’nın Kuzey’ine gitmeyi tercih ettim. THY ile iş birliği yapan Turkish Airlines Holidays adlı şirketten satın aldığım tatil paketiyle yola koyulduk. THY’nin TK 960 sefer sayılı uçuşuna tahsis ettiği A350-900 tipi uçak hınca hınç doluydu. Her renk ve milliyetten insanın yer aldığı bu uçuş uluslararası niteliğiyle, THY’nin bir dünya markası olduğunu kesinlikle ortaya koyuyordu. 1,5 saat bile sürmeyen rahat uçuşla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bir övünç kaynağı olan (Fehmi) Ercan Havalimanı’na indik. Nedense tam 10 milyon gibi yüksek kapasitede yapılan meydanda yoğunluk yaşanmıyordu. Sayıları 26’ya ulaşan üniversitelere kayıt yaptıran yüzlerce kişi öğrenci kimliğiyle işe girip çalışmayı tercih ettiği için muhaceret polisi titiz bir sorguyla bazılarını geri gönderiyordu.
Ercan Havalimanı, bu kapasiteyle ne zaman yapılacağı belli olmayan direkt uçuşlarda fazlasıyla işe yarayacak. İlk gelişimden sonra Kuzey Kıbrıs’a çok geldim gittim. 20 yıl kadar önce Basın Konseyi ile geldiğimizde Rauf Denktaş’ın misafiri olmuş, Kuzey’in geleceği konusunda kendisine bazı sorular sormuştuk. Özgürlüğün baş mimarı olan Denktaş’ın söyledikleri ekonomide iyi şeyler vaat etmiyordu. Beşparmak Dağları’ndan Girne’ye doğru inerken yapılaşmanın önüne geçilemediğini görmek beni üzdü. Dört katlı geleneksel mimarinin yerini çok katlı binaların alması ekonomik gelişme gibi görünse de hiç hoş değil.
Doğma büyüme bir Kıbrıslı olan eski arkadaşım Yakın Doğu Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zihni Turkan “Kıbrıs Adası bu kadar büyük binaların ve kaçak göçmenin ağırlığını kaldıramaz batar” derken ironiyle bir gerçeği dile getiriyordu. Kuzey Kıbrıs’ın kumarhane denilerek çok kötü gösterilmeye çalışılan talih oyunları salonları (Casinolar) artık bu ülkenin bir gerçeği olmuş.
Derler ki, bu salonlar olmasa o devasa oteller de olmayacak. Binlerce kişiye iş imkanı sağlayan casinolara 25 yaş altındaki gençler, üniversite öğrencileri, silah altındaki askerler ve KKTC vatandaşı olanlar kesinlikle giremiyor. Buraları güvenlik kuvvetleri çok sıkı denetliyor. Kuzey Kıbrıs’ta öteden beri dikkatimi çeken başka bir konunun anormal bir seviyede olduğunu görüp şaşırdım. Ülkenin yarısı oto galerisine dönmüş dersem inanın. Yüz ölçümü 3 bin 355 kilometre kare olan KKTC’de resmi olarak 700’ü aşkın oto galerisi var. Asgari ücretin yüzde 20’lık bir artışla 35 bin 188 liraya yükseldiği KKTC’de ülkenin nüfusunu hiç kimse net ve kesin olarak bilmiyor. 40 yıl önce nüfusu 200 bin olan KKTC, Rumların 1 milyon olan nüfusunu geride bıraktı. Bu karamsar tablonun yanı sıra bu küçük ülkede, iyi gelişmeler de var.
Bu kadar çok galerinin olması, oto alım satımında önemli bir ekonomik pazar oluştururken, aynı şekilde inşaat sektöründe yapılan konutlar İranlı, Arap, Rus ve İsrailli zengin alıcılar tarafından satın alınmış veya alınıyor. Kıbrıs’a gidip de, 30 yıllık bir hukukum olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar arkadaşımı görmeden geri dönmek olmazdı. Sağ olsun, Özel Kalem Müdürü Çağın Zort ve Basın Müşaviri Muslu Akgüney randevuyu ayarladı ve görüştük. Sohbetimizde 50’inci yılını kutlayan KKTC’nin iki egemen devlet tezi, Mavi Vatan ve diğer güncel gelişmelerin üstünden bir ufuk turu yaptık.
Cumhurbaşkanlığı ofisi olarak kullanılan, ziyaretçi ve iş trafiğine cevap veremeyen bu tarihi binadan ayrılıp Lefkoşe’nin daracık sokaklarına daldım. Birleşmiş Milletler denetimindeki ara bölgede yer alan Lokmacı Sınır Kapısı önünden geçip Yeşil Hat’taki o meşhur Ledra Palas’a uzaktan bakıp, kalenin kenarında gündüz vakti canlı müzik yapan bir kafede çayımızı içerken, bir kitapçı dükkanının vitrinine yapıştırılmış bir afiş dikkatimi çekti. Tamamı yeşil renkli Kıbrıs haritası ve altındaki (UNITED FEDERAL CYPRUS) Birleşik Federal Kıbrıs yazısı beni taa Rumların kabul etmediği meşhur Annan Planı’na kadar götürdü. Tarihi yine bir yerlerde birileri yazmaya devam ediyordu. Mutlu yarınlar Kıbrıs Türk Devleti…
Devlet Hava Meydanları İşletmesi’nde ani değişim Enes Çakmak üç buçuk yılda zirveye yükseldi
Türkiye’de devlete ait havalimanlarını işleten ve hava trafiğini yönetmekle görevli olan Devlet Hava Meydanları İşletmesi’nin Genel Müdürlüğü’nü ve Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı altı yıldır yürüten Dr. Hüseyin Keskin’in yerine, kurum içi atamayla Genel Müdür Yardımcısı olan Enes Çakmak getirildi. Girne’deki Özel Amerikan Üniversitesi İletişim Fakültesi’nin Halkla İlişkiler Bölümü’ne 2004 yılında giren Çakmak buradan 2009 yılında mezun oldu. Çakmak, bunun yanı sıra Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Anabilim Dalı’nda Kurumsal Yönetim ve Liderlik alanında yüksek lisans yaptı. Daha sonra özel sektörde iş hayatına başlayan Enes Çakmak İnanç Dış Ticaret Hizmetleri Grubunda Bölüm Koordinatörü olarak görev aldı. İzmit’te Refah Partisi’nden Karşıyaka ve 2009’da kapanan Bekirpaşa’da AK Parti’den iki kez belediye başkanlığı yapan Abdullah Çakmak’ın oğlu olan Enes Çakmak özel sektörden ayrılıp, devlette ilk olarak Başbakanlık Halkla İlişkiler Daire Başkanlığı’nda Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri, Nisan 2015 tarihinde girdiği Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi’nde, Halkla İlişkiler Başkanlığı’nda CİMER Uzmanlığı ve Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı Özel Kaleminde 4 yıl 1 ay süreyle uzman olarak çalıştı. Havacılık konusunda hiçbir eğitimi ve uzmanlığı olmadığı halde, 2021 yılının Mart ayında gece kararnamesiyle Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürlüğü Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) Dairesi Başkanlığı’na, ardından müşavirliğe atanan Çakmak, daha sonra da Genel Müdür Yardımcısı ve Yönetim Kurulu Üyesi olarak atandı.
Enes Çakmak’ın Linkedin sosyal medya hesabında uzmanlıkları başlığı altında yer alan ekipman bakım ve proje yönetimi şeklindeki nitelikleri sadece bir kişi tarafından onaylanmış. Basamakları çok hızla çıkan Enes Çakmak, bu kuruma girdikten tam 3,5 yıl sonra DHMİ’ye Genel Müdür ve Yönetim Kurulu Başkanı olarak atandı. Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan ile 1980 yıllarından bu yana tanıştığı bilinen DHMİ’nin yeni genel müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı Çakmak’ın babası Abdullah Çakmak’ın oğlunun bu görevlere atamasından sonra yayınladığı mesajı çok dikkat çekti; “Sayın Cumhurbaşkanımızın tensipleriyle, mahdumumuz Enes Çakmak iki yıldır sürdürdükleri Devlet Hava Limanları (Meydanları olmalı) Genel Müdür Yardımcılığı’ndan, aynı kurumun genel müdürü olarak atanmıştır. Rabbim, başta dostum Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere tüm Devlet ricaline teşekkürlerimi arz ederim. Rabbim yar ve yardımcıları olsun.”
DR. HÜSEYİN KESKİN KİMDİ?
2019’da atandığı DHMİ Genel Müdürlüğü ve Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini Enes Çakmak’a devreden Dr. Hüseyin Keskin, Boğaziçi Üniversitesi Matematik Bölümü’nde lisans, Marmara Üniversitesi İşletme Bölümü’nde yüksek lisans yaptı ve sonra işletme doktorasını tamamladı. Türk Hava Yolları A.O.’ da Yer İşletme Başkanı ve TGS’de Kurucu Genel Müdür olarak görev aldı. İstanbul Deniz Otobüsleri (İDO) Genel Sekreteri olarak çalıştı. TAV Havalimanlarında bazı üst düzey görevler yaptı. İGA Havalimanı İşletmesi A.Ş.’nin İcra Kurulu Başkanı olarak, İstanbul Havalimanı projesine katkıda bulundu. Keskin, 25 Temmuz 2023 tarihinden bu yana Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Üyeliği görevini sürdürüyor.