Dengeler Altüst Olacak! SHGM Genel Müdürü İle FTL ve Transfer Yasakları

Sayın Okurlarım;
Bildiğiniz üzere her hafta sonu yazdığım, aynı gün ve saat yayınlamaya özen gösterdiğim köşe yazımı ilk defa bu hafta yazamadım. Antalya’da düzenlenen Eurasia AirShow’un katılımcılarından biriydik. Ben ve ekibimizdeki mesai arkadaşlarım, oradan sizlere haberler yapmaya devam ettik. Sanırım yaşlanmaya başlamış olsam gerek ki bu tempo beni bayağı yordu. Pazar akşamı yazarım diye planladığım, haftalık makalemi, THY’nin Tk 2431 Antalya-İstanbul uçağının rötara girmesi nedeniyle zaman yetersizliğinden başaramadım.  Öncelikle yazımı her Pazar gecesi bekleyen okurlarımdan özür dilerim.
Öncelikle bu fuara ev sahipliği yapan ve Antalya’da bir ilki yaşatan Eurasia Airshow organizasyon ekibine, konukseverlikleri için, Airlinehaber ekibimiz adına teşekkür ediyor ve ikincisi 2020 yılında yapılması planlanan organizasyonun şimdikinden daha da başarılı olacağına inanıyorum.
Bu fuarın, her ne kadar uçak çeşit zenginliği çok olmasa da, 63 ülkenin sivil ve askeri delegasyonunun katılmış olması ve yapılan ticari anlaşmalar yüzleri güldürdü. Fuarın ticari açıdan faydalı olduğu, katılımcılarla yaptığım birebir sohbetlerde söylendi. Umar ve dilerim ki dedikleri doğru çıkar ve ticari anlaşmalar bugünlerde ve gelecek zamanlarda da sürdürülür
Yayın hayatına 2015 yılının Haziran ayında başlayan Airlinehaber’in henüz üç sene bile dolmadan geldiği noktadan son derece memnunum. Bu başarılı gidişatın mimarı, bizler değil okurlarımızın haber sitemize duyduğu teveccühtür.  Siyasi iktidara kim gelirse gelsin tarafsızlığımız ve çalışandan yana olan tavrımızdan kesinlikle ödün vermeyeceğimizi tekrar deklere ediyor ve bizleri lider konuma getiren okurlarımıza ve tüm havacılık camiasının emekçilerine bizlere, duydukları güven için teşekkür ediyorum.
Makalemin başlığına “Dengeler Alt Üst Olacak” diye başlamamın nedeni, çok yakında yapılacak olan seçim sonuçlarının sivil havacılığımızdaki ve THY’deki dengeleri değiştirebileceği ihtimali açısındandır.
Seçimle gelen seçimle gider… Demokratik ülkelerde bu söz çok doğrudur. Olması gerekendir. Bu söz her ne kadar seçimle gelen ve giden siyasiler için söylenmiş olsa da bizim konumuz siyaset olmadığından biz bu siyasi yapılaşmanın, siyasi uzantısı haline gelmiş THY’ye ve torpille gelen yöneticilerine bakmadan önce bunların yancılarına bakacağız. Çünkü THY’de üst yönetimlere gelebilmek iki dudağın arasındadır. Bilgiymiş, deneyimmiş, lisan bilip bilmemekmiş, bunların hiç birinin önemi yoktur. Önemli olan biat kültürünün gelişip gelişmediğidir.
Hatırlarsınız, THY’deki yöneticilerin kendi ağızlarından genel müdürlük ve yönetim kurul başkanı veya üyeliklerine nasıl geldiklerini yazmıştım.
Sakın yanlış anlamayın, dünde öyleydi bugün de öyle. Umar ve dilerim ki bu saçma sapan yapı bir gün değişir ve THY’miz gerçekten ehil ellerde yarınlara daha güvenle yürür.
Benim dikkatimi çeken ve yine her dönemde mutlaka oluşan asalak takımı. İşte en fazla kafamı taktığım bu tipler…    
Mevcut siyasi yapılanmadan faydalanabilmek için, THY’nin yöneticileriyle flört eden kişiler bile önümüzdeki seçimin ne getirip ne götüreceğini bilemeseler de, şimdiden ne olur ne olmaz diye, pozisyon almış bekliyorlar.  Çünkü bu tipler, doğrudan yana değil, güçten yanadırlar. Güç dengeleri değiştikçe bir oraya bir buraya döne döne sonunda fırıldak olurlar.
Sakın yanlış anlamayın, benim laf attığım kişiler siyasilerin getirdiği yöneticiler değildir. Zaten onlar siyasi iktidar değiştiğinde otomatik olarak değişecektir. Konumuz; Siyasi iktidar destekli gelenlerin, yanlarına alıp kullandıkları ve işleri bitince kaldırıp çöpe attıkları yancılarıdır.
Bu yancılar düne kadar beslendikleri siyasi iktidarın getirdiği uzantı yöneticilerle sarmaş dolaş iken, mamaları kesilmiş olsa gerek ki, yeni bir mama yiyecek yer bulabilmek için, farklı bir politika izleyerek temize çıkmaya çalışıyorlar. Tabii ki yersek…
Ancak yapıları gereği fırıldak olduklarından, olası bir siyasi kayıpta, yine eski yerlerine dönmeye çalışacaklardır.
Yazıların, konuşmaların, fotoğrafların herkesin ulaşabileceği bir dünyada yaşayan bizler dünümüzden kaçamayız. Kaçsak bile, birisi çıkar ve önümüze sarf ettiğimiz bir sözü veya yazıyı koyuverir. Mosmor oluveririz. Kısaca, kimse dününden kaçamaz. Dürüst olan yerini her zaman korur ve alnı açık her tarafta gezinir durur.
Allah tövbe edeni affeder ama insanlar etmez. Her zaman o kişilere temkinli yaklaşır ve sözlerine güvenmezler. Çünkü o kişicikler dönektirler. Bugün yanınızda, yarın karşınızda olabilirler.
Bugün THY çalışanlarının kamplaştığı ve iş barışının her geçen gün yıprandığı göz önüne alındığında bu durumun bir geçmişi vardır. Bir günde bu duruma gelinmedi. Siyasi iktidarın getirdiği yöneticilerin ve onların günlük yancılarının, koltuklarını veya pozisyonlarını sağlamlaştırmak için taraflı davranışları ve makaleleri unutulmaz.
Bugün THY’den işten atılan, haksız yere fetö veya Bylock kullanıcısı oldukları iddiası ile yargılanıp temize çıkmalarına rağmen, işlerine dönememekle kalmayıp bunun yanı sıra, yapılan suçlamalarla toplumsal algının kurbanı olarak, yaşamları ıstırap haline getirilen çalışanların mağduriyeti unutulmayacaktır.
Örneğin; bugün ki sendikal yapının mimarları yarın nereye dönerse dönsün alınlarında o kara lekeyi silemezler. Bugün, çalışanlar bir başka sendikal yapıya kavuşabilmek için kendilerini riske atıyorsa buna sebep olan faktör ve aktörleri unutabilmek mümkün müdür?
Bugün hala üzerlerinde güç gösterisi yapılan bazı çalışanların ekmeklerini kaybetme riskine karşın yine de dik duruşlarını takdir etmemek mümkün mü?
Yasaların çalışanlara verdiği haklardan biri olan sendikasını seçme ve seçilme hakkı için mücadele veren kişilerin, uğradıkları haksızlıkları kabul eden bir tek vicdanı olan kişi var mıdır?
Bu vicdansız uygulamaları yapan kişiler, sadece kendi koltuklarını koruyabilmek ve dikensiz gül bahçelerindeki sırça köşklerindeki keyiflerini bozmamak için, mücadele ediyorlar. Bu rahat yaşamları tehlikeye girdiğinde ise acımasızca saldırıyorlar.
Kendilerinden önce benzer davranışlarda bulunan ve sonra silkelenip atılanların bir “merhaba”dan bile mahrum yaşamak zorunda kaldıklarını da herhalde görmüyorlar veya algılayamıyorlar ki, yanlış yolda yürümeye devam ediyorlar. Beyler, düştüğünüzde sakın ağlamayın, gözyaşınızı silecek bir dostunuz dahi olmayacaktır.
SHGM Genel Müdürü Bahri Kesici ile Sohbet
Eurasia Airshow da aynı otelde kaldığımız Bahri Kesici ile rastlantı eseri aynı masada birlikte kahvaltı yaptık. Yarım saat kadar süren sohbet ortamında, nasılsınız, iyi misiniz tarzı klasik söylemlerin ardından tabi ki konumuz THY ve Uçuş okullarına geldi. Bu konularda, okurlardan gelen bilgiler doğrultusunda yazdığım yazıları okuduğunu ve öğrenci kaynaklı gelen uçuş emniyeti ile ilgili şikâyetlerle ilgilendiklerini söyledi.
THY ile ilgili FTL kaynaklı sorunlar hakkında ne düşündüğünü sorduğumda, o konuda çalışma yaptıklarını ve düzeltilemeyecek bir konu olmadığını söyledi. Şirketler arası pilot transfer yasağı ile ilgili konuya ise, aslına bakacak olursanız ben de karşıyım ama benden önce alınan bir karar diye geçiştirerek, bir nevi uygulanan transfer yasağının yanlışlığını dile getirmiş oldu.
 

Exit mobile version