Günümüzde bir yerden bir yere gitmek için herkesin farklı araçları kullandığı bir gerçek. Uzun ve denizaşırı yolculuklarda uçaklar en çok tercih edilen hava aracı olarak liderliğini sürdürmektedir.
Dünya seyahat endüstrisinde uzun yolculuklar yüzde 90 oranında ticari uçaklar veya business jetlerle yapılmaktadır.
Ulaşım için nasıl bir tercihte bulunulacağını tabi ki yolcunun ekonomik durumu belirliyor. Dünya üzerinde sayıları 20 bini aşan ve binlerce kişi tarafından kullanılmakta olan özel jetler Türkiye’de ne yazı ki çok yaygın olarak kullanılan araçlar değildir.
Ülkemizde sayıları ancak yüzü geçebilen jet uçaklarını öncelikle sahipleri ve sayısı üç beş bini geçmeyen iş adamları ve de onların misafirleri kullanabilmektedir. Son dönemde ekonomik sıkıntıdan olsa gerek el değiştiren bu uçakların sayıları da giderek azalmaktadır.
Eskiden özel uçak alınca bunu alayla valayla duyuran iş adamları bu işi şimdi gizlice yapıyor. Sebep, yolcu uçağına binmeleri de artık çok zor olan halkın ve bürokrasidekilerin tepkisini çekmemek için olsa gerek. Jet satın almadaki daralmayı bir kenara bırakalım ve halkın durumuna bakalım.
Türk halkının ezici çoğunluğunun alım gücü business jet veya iş jeti kiralamak için yeterli bir düzeyde değildir. Avrupa ve Amerika’da iş jetiyle seyahat yaygın bir yöntem olarak turizm için çok önemli bir alternatif ulaşım modelidir.
Avrupa ülkelerinde özel havacılığın ekonomiye katkısı yılda 90 milyar dolara yakındır. Değişik ülkelerden binlerce turist yakın mesafedeki ülkelere özel uçakla giderek zamandan ve konfordan kazanmaktadır.
COVID-19 nedeniyle getirilen değişik kısıtlamalar, seyahat talebini düşürse de, bu kayıplar seyahat güvenliği ve bazı sıkıntılar nedeniyle birçok turistin tekrar jetlere yönelmesiyle giderek azalmıştır. Avrupalı bir turist Akdeniz ülkelerine en az 5 bin Euro verip jet uçağı kiralayarak gidip gelebiliyorken Türkiye’de böyle bir seyahati yapabilecek insan sayısı azdır.
Bırakınız jeti, normal ticari uçaklarda da durum ne yazık ki çok farklı değildir. Şairin deyimiyle bu bir yaman çelişkidir.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın son yaptığı düzenlemeyle iç hatlarda tek yön en ekonomik uçuş için bilet fiyatı bin 150 TL olarak belirlendiği için bu fiyattan daha ucuz bilet bulmak gerçekten zor.
THY’den örnek vermek gerekirse, 15 Eylül’de 11 Ekim için, neredeyse bir ay öncesinden Trabzon için tek yön bileti bin 75 TL’ye alabildim.
Gecenin bir yarısında uçarım derseniz ancak 800 – 900 TL aralığında bilet alabilirsiniz ama o saatte havalimanına, inince de evinize nasıl ve kaça gidebilirsiniz hiç bilemem. Okullar kapandı ve tatilciler evine döndü yolcu sayısı azalmış ve de bilet fiyatları ucuzlamıştır düşüncemde yanılmışım. Fiyatlar düşmediği gibi bindiğim uçakta yüzde 80 doluluk vardı. Siz, siz olun ve artık kış geldi, bilet fiyatları ucuzlar diye beklememeliyiz.
Şimdi yapabilecek ilk şey havayolu şirketlerinin kış dönemindeki promosyonlarını takip ederek çok daha ucuz bilet almak için çaba göstermektir. Tabi seyahat zamanı size uymazsa, siz mecburen zamana uyarak 300 TL gibi çok düşük fiyata bilet alabilirsiniz.
Örneğin sınırlı sayıda koltuk için geçerli olan indirimden yararlanan yolcular, 4-5 Ekim 2022 tarihleri arası satın aldıkları biletlerle 6 Şubat 2023 – 09 Nisan 2023 tarihleri arasında her şey dahil tek yön 299.99 TL’den uçacaklar.
Tabii bir de bazı ülkelere yönelik olarak düzenlenen indirim kampanyalarında da 109 USD’den başlayıp 299 USD’ye kadar yükselen fiyatlarla indirimli bilet alabilirsiniz. Hiç gitmeye niyetinizin olmadığı (zamanda) bir ülkeye gitmek size anlamsız gelmiyorsa ne ala.
THY’nin Orta ve Kuzey Avrupa için düzenlediği ve sınırlı sayıda koltuk için geçerli kampanyasından yararlanmak isteyenler 05 – 15 Ekim 2022 tarihleri arasında satın aldıkları biletlerle 01 Kasım – 15 Mart 2023 tarihleri arasında Berlin, Düsseldorf, Köln, Frankfurt, Bremen, Hamburg, Hannover, Leipzig, Münih, Nürnberg, Stuttgart’a 149 USD; Basel, Viyana, Salzburg, Zürih’e 169 USD; Cenevre’ye 199 USD; Londra’ya 209 USD; Amsterdam, Lüksemburg ve Brüksel’e 246 USD; Stockholm ve Oslo’ya 249 USD; Helsinki’ye 269 USD; Kopenhag, Birmingham, Edinburgh’a 279 USD; Dublin’e 289 USD; Göteborg ve Billund’e 299 USD ve Manchester’a 259 USD’den başlayan fiyatlarla uçabilecek.
Doğu Avrupa ülkeleri için düzenlenen ve yine sınırlı sayıda koltuk için geçerli olan kampanyadan yararlanmak isteyenler 10 – 20 Ekim 2022 tarihleri arasında satın alacakları biletlerle 1 Kasım 2022 – 31 Mart 2023 tarihleri arasında Köstence’ye 109 USD; Bükreş ve Varna’ya 119 USD; Sofya ve Cluj’a 129 USD; Prag, Tiflis ve Batum’a 139 USD; Budapeşte’ye 149 USD; Kişinev’e 159 USD; Gence ve Nahcivan’a 169 USD; Varşova, Riga ve Vilnius’a 179 USD; Bakü ve Tallinn’e 199 USD’den başlayan fiyatlarla uçabilecekler.
Demek ki, üşenmeden dikkatlice bu tip promosyon ve indirimleri takip edenlerin sınırlı sayıda ucuz bilet alması mümkün. Tabi bunu bir piyangoya benzetebiliriz. Kime çıkar belli olmaz, işte çelişki budur. Uçabilene iyi uçuşlar.
İnandırıcı olmayan iflasa mahkeme dur dedi. Atlasjet çalışanları ilk raundu kazandı
Bir zamanlar Avrupa’nın en büyük tur operatörlerinden biri olan Öger Tours’un sahibi, bir dönem de Avrupa Birliği’nde parlamenter olarak görev yapan Vural Öger, 2001 yılında Kaptan Pilot Tuncay Doğaer’ın yönetiminde Atlasjet adıyla bir hava yolu şirketi kurar.
Bu şirkete daha sonra Ali Murat Ersoy ve Mehmet Nuri Ersoy’a ait olan Ersoy Turistik Servisleri A.Ş (ETS TUR) adlı şirket ortak olur.
Aralarında çıkan bir anlaşmazlık sonucu Vural Bey ortaklıktan ayrılınca şirket Ersoy Kardeşler’e kalır. Onlar da kendi aralarında anlaşmazlığa düşünce bu kez şirket ETS’den Ali Murat Ersoy’a geçer, mavi olan hakim rengi kırmızıya adı da Atlas Global’e dönüşür.
Tuncay Doğaner yönetimindeki şirket bir dönem iyi bir performansla adından söz ettirir. Patron Murat Ersoy, Ukrayna’da (Atlas Global UA) ve Irak Kürdistan Özerk Bölgesi’nde Barzani Ailesi’yle Zagros Air adıyla iki ayrı şirket kurar ancak başarılı olamaz.
Havacılıkta daha da büyümeyi düşünen Ersoy, Onur Air şirketini de almaya niyetlendiyse de başarılı olamadı. Havacılık dışında farklı birçok iş kolunda faaliyet gösteren ve iyi para kazanan Ersoy ne tesadüftür ki tam da Covid19 salgını öncesinde 26 Kasım 2019’da şöyle bir açıklama yaparak uçuşları durdurur.
“Yakın geçmiş dönemin olumsuzlukları ve beraberinde getirdiği ekonomik yük ve 2019 Nisan ayı itibariyle İstanbul Havalimanı’na geçişle birlikte lojistik ve operasyonel maliyetlerde yaşanan büyük artış, havayolumuz açısından 2016/2017 kayıplarımızı yeterli sürede telafi etme imkanımızı ortadan kaldırmıştır.
Nakit akışımızdaki gerekli yapılandırma ve iyileştirmeyi sağlamak amacıyla, tüm uçuşlarımıza 26 Kasım 2019 itibariyle 21 Aralık 2019 tarihine kadar ara vermek zorunda kaldığımız bilgisini arz ederiz” Şirket bu açıklamalardan sonra tekrar uçuşa başlasa da devamını getiremedi, mali sıkıntı gerekçesiyle 2020 başında iflas isteminde bulunacaklarını duyurdu.
Öyle de oldu ve İstanbul Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülen 17.06.2021 tarih ve 2020/15 Esas sayılı davada Atlasjet Havacılık A.Ş (Atlas Global) resmen iflas etti. Müflis şirketin tasfiye işlemleri için de Bakırköy 1. İcra Müdürlüğü görevlendirildi. “Hayallerin üstünde bir dünya” ve “Yolcusunu en çok seven havayolu” sloganını kullanan şirket, o çok sevdiğini söylediği yolcularının bilet paralarını, çalışanların maaş ve tazminatlarını bir çırpıda unutarak iflas zırhına büründü.
Şirket, kapandı ama “Atlaszedeler” adıyla örgütlenen çalışanlar işin peşini hiç bırakmadı ve seslerini duyurdular. İflasın hileli olduğunu, patronun çok sayıda şirketinin çalıştığını belirterek iflasın iptali için istinaf mahkemesinde dava açtılar.
Aylardan bu yana süren davada mahkeme, şirket yönetiminin iflas istemi için karar almadan başvuru yaptığı gerekçesiyle Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/135 Esas, 2021/528 karar, 17/06/2021 tarihli kararının kaldırılmasına hükmetti.
İstinaf mahkemesi, dosyanın karara uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere tekrardan ticaret mahkemesine iadesine hüküm verdi. İstinaf mahkemesinin kararı sonrasında 17 Haziran 2021 tarihinde Atlasjet Havacılık A.Ş. için verilen iflas kararı böylece bozulmuş oldu ve çalışanlar ilk raundu kazandı.
Şimdi, bu karar sonrası nasıl bir gelişme olacağını hukukçular değerlendirecek. Fakat, ortada bir gerçek var ki, şirketin ne uçağı ne de mülkü bulunmuyor.
Tabii diğer şirketlerin mal sahibinin değişimi mahkemelerin gözünden kaçmayacak diye düşünüyorum. Uzun zamandan bu yana hak arama mücadelesini büyük bir kararlılıkla sürdüren “Atlaszedeler”in de böylece haklarını almalarını bekliyoruz.
Çalışanlar adına, gecikmekle birlikte adaletin tam tecellisi en büyük dileğimiz.