CUMHURBAŞKANINA MAKAM UÇAĞI SEÇMEK? ETOPS UYGULAMALARI

Köşe yazılarımın uzun olmasından rahatsız olup, Sefa Bey yazılarınız çok uzun oluyor diye ikaz edenler var. Aslında haklı da sayılabilirler. Özgün tarzda yazdığım yazılarda ilgili konuya dalıp, aklıma gelenleri kaleme aldığımda yazım maalesef uzun oluyor. Bu nedenle farklı konuları haftanın bir gününe değil birkaç gününe yayarak sizlerle buluşmak daha mantıklı geldi.
Bu hafta bu tarza başlayalım, bakalım şikâyetler devam edecek mi?
Haftanın konusu, cumhurbaşkanlığı VIP havuzuna alınan uçakların seçimi ile ilgili.
Şüphesiz birçok ülkenin olduğu gibi bizim ülkemizin de VIP uçak filosu var. Cumhurbaşkanının kısa seyahatlerinde kullanacağı uçak seçimi ile uzun mesafelerde kullanılacak uçak tipi aynı olmamalıdır.
Mesafelere göre yapılması gereken uçak tipi seçimleri yanlış yapıldığında uçuş maliyetleri artacaktır. Bu maliyetleri de biz ülke vatandaşları karşıladığından bu yanlış seçimin faturası bir şekilde bizlere yansıyacaktır.
Örneğin; İtalya-Yunanistan-Almanya-Fransa vb… ülkelere ziyaret gerekli olduğunda VIP havuzundan uygun uçak seçip gerek yakıt, gerekse diğer maliyetleri azaltmak mümkün. Avrupa ülkelerine B747 ile gidilecek değil ya…
Türkiye VIP uçak seçiminde pek başarılı görünmüyor. Şüphesiz gidilen ülkenin yakınlığı, uzaklığı kadar önemli olan, ilgili uçağın seyir halindeyken olası bir arızada zora düşmeden gidilmesi gereken yere ulaşılmasıdır.
Şimdi sizlerin, zora düşmek de ne demek? Sorusunu aklınızdan geçirdiğinizi düşünerek konuyu açayım.
Havacı dostlarımın ve meraklı okurlarımın bildiği üzere ETOPS (Extended-range Twin-engine Operation Performance Standards) veya buna Extended-range Twin Operations da denebilen bir uygulama var.
Bu standart uygulama sadece iki motorlu uçaklara yöneliktir (Twin Engine).
Öncelikle ETOPS uygulamasının şartlarına bir göz atalım.
Herhangi bir 2 motorlu uçak tipi, belli bir ETOPS iznine sahip olsa da, o ETOPS limitlerini kullanabilmesi için birçok şartın yerine gelmesi gerekiyor.
1-uçağı işleten Havayolu şirketinin söz konusu uçağı uçuracak olan pilotları ek bir eğitim almak zorundalar.
2- Havayolu şirketinin ETOPS Manueli olmalı ve bu manuel SHGM ce onaylanmış olmalıdır.
3-Teknisyenler, ETOPS için ek bir eğitim almış ve yetkilendirilmiş olmalı ve özel bakım prosedürlerini uygulayıp uçağın defterine Etops Servicing uygulandığını yazıp onaylamalıdır.
4-Uçakta ek yangın söndürücüler ve defibrilatör olmalı.
5-Uçuș rotasını planlayan Dispatcher lerinde ayrı bir eğitime ihtiyaçları var.
6-Söz konusu uçak – motor kombinasyonunda, belli bir uçuş saati içinde en fazla belirlenen sayıda motor arızası kabul ediliyor.
Örneğin, herhangi bir uçak modeli için ETOPS 180 dakika izni olan bir havayolu şirketinin işlettiği filoda, o uçak tipi 100 bin uçuş saatinde 2 kereden fazla motor arızası çıkarırsa, izin ETOPS 120 ‘ ye düşürülüyor.
7- ETOPS izinleri için, oksijen sistemi rezervleri ve maskeleri de önemli.
8-Uçakta birbirinden bağımsız en az iki komünikasyon sistemi olmalı.
9-APU kesin faal olmalı ve havada start edilebilmelidir.
Uçak tiplerine göre ETOPS:
Örneğin; A330 lar piyasaya çıktığında önce ETOPS 90, 1998 yılında ise ETOPS 180 alınmış ve 2009 yılından sonra tüm yeni A330’lara ETOPS 240 dakika izni verilmiş. (Bu rakamlar değişken otorite tarafından zaman zaman değiştiriliyor)
Aslına bakacak olursak ben ETOPS şartlarının her ne kadar uzun araştırmalar ve istatistikler neticesinde bu rakamlara ulaşıldığını bilsem de 2 motorlu bir uçakla Sydney-San Francisco hattı gibi uzun bir mesafede uçmaya cesaret edemem. Çünkü iki motorlu bir uçak tek motora düştüğünde her ne kadar o tek motorun 3 saat, 5 saat veya 7 saat uçabilirliği yazıyor olduğunu bilsem de, tek motora kalmış uçağın değil 7 saat, iki dakika sonra bile arıza yapacağının garantisini kimse veremeyeceğinden huzursuz olurum.
Şimdi bazılarınız 4 motor da olsa, 6 motor da olsa bu risk her zaman vardır diyerek savunmaya geçecektir.
Tabi ki risk her zaman vardır ama 2 motorlu bir uçağa nazaran 4 motorlu bir uçağın risk faktörü yarı yarıya azdır.
Bakalım devlet büyükleri bu konuda ne düşünmüşler; Benim gibi korkmuşlar mı?
Dünyamızdaki büyük ülkelerin VIP uçaklarına baktığınızda ETOPS uygulamasına gerek kalmayan 4 motorlu uçakların olduğunu gözlemleyebilirsiniz. Bu uçak tipi de genellikle B747 lerden seçiliyor. Tabii ki bu uçak tipi 4 motorlu A-340 da olabilir A380 de…
Cumhurbaşkanlığının uçak seçiminde kimden fikir alındığını bilemem ama şimdiye kadar aldıkları kararların tartışılır olduğunu söyleyebilirim.  Bir ülkenin en büyük makamlarında bulunanların 2 motorlu uçaklarla okyanus üstü  ETOPS şartları eşliğinde uçmasını pek kafam almıyor.
Düşünsenize iki motorlu ve ETOPS uygulamalı bir uçakta uçuyorsunuz ve tek motor duruyor. Her ne kadar ilgili uçağın ETOP lu olduğunu ve en yakın meydan ile uçağın arasındaki mesafenin hiçbir zaman 240 dakikadan fazla olamayacağını ve otoritelerin 240 dakika tek motorla uçabilir onayı verdiğini bilsem de üç veya beş dakika sonra diğer motorun da devreden çıkmayacağın garantisini bana kimse veremez.
Bu nedenle, VIP uçaklarının,okyanus üstü uçuşlarda ETOPS’lu değil 4 motorlu olanlardan seçilmeleri gerektiğini savunabilirim.
Cumhurbaşkanlığının VIP havuzunda ki en büyük uçak A340-500 idi. A340 da ETOPS şartlarına tabi değildi. Okyanus üstü uçuşlar için alınmıştı ve her nedense satıldı. Bu uçak satıldığı ve THY tarafından KAP’ a 09.04.2018 de bilgi verildiğinde bir başka 4 motorlu uçağın geleceği belliydi.
A340 -500 varken birde yanına B747-8 alınsa idi işte bu tam bir rezalet olurdu. 
Bu nedenle yeni gelen B747-8’in alınacağı o zamanlardan beri biliniyor olmalı. 
Bu nedenle, Cumhurbaşkanına alınan veya hediye(!) edilen B747-8 in satılan A340-500 ün yerine geldiği ve bu uçağında aynı A340 gibi ETOPS kurallarına tabi olmadığı bilinen bir gerçek. Bu uçağın sadece okyanus üstü uçuşlarda kullanılması gerekir. 
THY’nin A340 uçaklarında deneyimi,bilgisi,ekipmanı, yedek malzemeleri vardı. Ancak B747-8 için bunu söylemek,şimdilik mümkün değil.
A340-500 ün Nisan 2018 de satıldığı gerçeği ile düşündüğümüzde, o zamandan bu zamana pilot ve teknisyenlerin eğitimleri ve alt yapı ile ilgili gerekenler  yapılmış olmalı.Ancak, her zaman olduğu gibi “Kervan Yolda Düzülür” mantığı ile bakıldıysa iş zor.
Aslına bakacak olursanız, Ülkemizin ekonomik sıkıntılarının had safhaya ulaştığı bu günlerde bu uçak alımının yapılması veya hediye(!) olarak tanıtılması zamanlama açısından uygun olmadı…Ekonomik şartlarla boğuşan halka bu uçağın gerekliliğini anlatabilmek mümkün değil. Hatta örnekler vererek, tüm dünya liderlerinin hemen hemen hepsinin uzun yolculuklarda 4 motorlu VIP uçak kullandığı gerçeğini söyleseniz bile…
 

Exit mobile version