KARAR TV’de Elif Çakır ve Yıldıray Oğur’un sorularını yanıtlayan Yönetici/Yazar Cem Kozlu, Yeni kitabı Bir Tıp Şehidi: Salahattin Mehmet Erk’in dedesinin hikayesi olduğunu, o dönemde büyük bir iyimserlik ve heyecanın olduğunu, İstiklal Savaşı kazanılacak ve yeni bir ülke yaratılacak heyecanı olduğunu dile getirirken, THY için ”Bizden sonra gelenler bir enkaz edebiyatı yapmadı. Stratejik bir istikrar sürdü. Gurur duyuyorum. Dünyadaki Türkiye’nin en başarılı markası” dedi.
BİR TIP ŞEHİDİ: SALAHATTİN MEHMET ERK
Aslında dedesinin kendi hikayesini yazmış olduğunu belirten Kozlu, ”Birinci Dünya Savaşı’nın tamamını cephelerde geçiren bir doktor. 1911 yılında tıbbiyeye giriyor 1915’te Çanakkale Savaşı nedeniyle tıbbiye kapatılıyor ve bütün öğrenciler cepheye gönderiliyor. Çanakkale de görev yapıyor. Ondan sonra Trakya Balkanlar’a gönderiliyor, en sonunda 1918’de Filistin cephesinde görev yapıyor. O dönemlerde Avrupa’ya radyoloji ihtisasına gidiyor.
Her gün neneme bir posta kartı ya da mektup yazmış bunların çoğunluğunu annem toplamış. Aradan 100 sene geçmiş ben bunları zamanla bir araya getirdim. Latin alfabesine çevirdim. Ve benimde tahmin etmediğim bir hayat hikayesi ortaya çıktı” ifadelerini kullandı.
Kozlu sözlerine şöyle devam etti:
”1915’ten 1923’e kadar tamamen ya işkal altındaki İstanbul’da ya ya işgal altındaki Viyana’da yahut da cephelerde en ufak bir kötümserlik yok. Çok büyük yokluk içinde bir teğmen, üniforma sıkıntısı var.
Viyana’da bir tıp asistanı olarak bir pantolonu, bir çift ayakkabısı, iki gömleği, yedi tane yakalığı var. Tüm bunlar içerisinde büyük bir iyimserlik ve heyecan var. İstiklal savaşı kazanılacak ve yeni bir ülke yaratılacak heyecanı var. Yeni ve devrimsel bir bilim alanı radyolojiye büyük bir tutkusu var. Bunu Türkiye’ye kazandıracak. Bunlar beni çok etkiledi. Cumhuriyetin kurulduğunda Türkiye’de doktor sayısı 180 kadar. Türkiye nüfusu 10 milyon civarında. Türkiye çeşitli bulaşıcı hastalıklardan yangın yerine dünmüş. Böyle bir ortamda 180 hekim mücadele veriyor. Cumhuriyet büyük bir heyecanla sağlık işini ele alıyor. 2 sende bir tıp kongreleri toplanıyor ve her kongre ana bir konuya odaklanıyor.”
THY’DEKİ 15 YILLIK DÖNEMİ NASIL BAŞLADI?
THY’ndaki görevine başlama sürecini anlatan Kozlu, ”Akşam vakti bir telefon geldi Başbakan Turgut Özal size Harbiye Orduevi’nde bekliyor dediler. Herhalde bana ihracatla ilgili sorular soracak çünkü benim tezim hükümetin yaptığının tam tersi, bunun bir münazarasını yaparız, verileri sorar diye düşündüm. Bana ilk sorusu Türk Hava Yolları ile ilgili ne düşünüyorsun oldu. Kargo açısından ele aldım, ihracat açısından ele aldım. seni genel müdür yapalım dedi. Bu şirketi üçüncü dünya ülkesi havayolu olmaktan çıkar. Birinci dünya havayolları haline getir dedi. Böyle başladı” dedi.
GURUR DUYUYORUM TÜRKİYE’NİN EN BAŞARILI MARKASI
Türk Hava Yolları’na 3 kere gidip geldiğini ve bunun bilinmediğini söyleyen Kozlu süreci şöyle anlattı: ”88’de göreve geldim 91’de seçimlerde ayrıldım, bir koalisyon da tekrar göreve atandım. Tansu hanımla rahmetli Erbakan yapınca 6 ay sonra görevden alındım, sonra Mesut Bey gelince tekrar göreve atandım. Burada Parantezi açıp kapanmasına bakarsak bu 15 yılda reklam araları olmasına rağmen 15 yıl ekibimizin stratejileri ve yönetimi iyi kötü istikrarlı bir şekilde sürdü.
Türkiye’de hep İstiklal deriz, 15 yıllık bir istikrar Türk Hava Yolları için çok önemliydi. Atılan adımlardan biri İstanbul’un bir merkez haline dönüşmesi, İstanbul’dan dağılımın yapılması. Daha önceki düşünce İstanbul’dan Amsterdam’a işçi ve turist taşırdı. Bunun yerine bir dalga sistemi ve dağıtım sistemi oluştu. ikincisi bugün Anadolu Jet adı o zamanlar Türk Hava taşımacılığı büyük şirketle iç hatları yurtiçi hizmetleri çeşitli nedenlerle ayırmak Sun Express Antalya merkezi haline getirmek. Antalya’yı Turizm Merkezi yapmak ve orada bir havayolu kurmak filoyu büyütme çabası.
Bunların hepsi bu 15 yıl içinde geliştirilen stratejilerden” Kozlu sözlerine şunları ekledi: ”Bizden hemen sonra Türk Hava Yolları’nda çok büyük ekip değişikliği yapıldı, hemen hemen tamamı değişti. Ama bir enkaz edebiyatı yapılmadı.
Bizden önceki yapılanlar çok farklıymış biz farklı yapacağız demediler. Stratejik bir istikrar sürdü o zamandan bu zamana da Candan Bey, Hamdi Bey, İlker Bey şimdi Ahmet Bey, Bilal Bey değişik yöneticileri, liderleri oldu Türk Hava Yolları’nın ama toplu olarak bakarsak ben Türk Hava Yolları ile gurur duyuyorum.
Türk Hava Yolları bugün dünyada en çok uçan şirket. Burada önemli olan Türkiye’nin yeri göçmenler Türkiye’nin üzerinden gidiyorsa, kuşlar Türkiye üzerinden göç ediyorsa, aynı şekilde yolcuyu da İstanbul üzerinden yönlendiriyor.
Geçtiğimiz süreçte de bu ana strateji büyüterek gelişti. Dünyadaki Türkiye’nin en başarılı markası”