Kpt Plt. İskender ÇARKCI Zeytin Dalı Grubu adına Hava iş seçim süreci için son değerlendirmeleri yaptı.
ÇARKCI’nın son değerlendirmesi şu şekilde;
DEĞERLİ MESAİ ARKADAŞLARIM, SEVGİLİ MESLEKTAŞLARIM,
Çalışanların özgür iradeleri ile tercihlerini belirleyecekleri, tüm kamuoyunun imrenerek bakacağını düşündüğümüz Hava iş seçim süreci, mevcut sendika yönetiminin “ne pahasına olursa olsun” işbaşında kalma ısrarı ve inadı sonucu antidemokratik bir noktaya savrulmuş, Türk sendikacılık tarihinde bir utanç sayfası olarak yerini almıştır.
1- Ankara ve Pendik Şubelerine yapılan baskın ve işgaller, şube yönetimlerinin yetkilerinin gasp edilmesi, seçim takviminin şeffaf ve denetlenebilir olmaktan çıkartılması, seçim tarihlerinin belirlenmesinde ve üye listelerinin askıya çıkarılmasındaki usülsüzlükler, seçilme hakkına yapılan müdahale ve baskılar Hava iş Genel Kurulunun anlamını ve önemini ikinci plana itmiş, bir tarafta arkasında üye desteği olmayan bir azınlık, diğer tarafta 55 yıllık sendikalarına ellerindeki tek güç olan oyları ile sahip çıkmaya çalışan havacılık emekçilerinin mücadelesi eksenine sürüklenmiştir.
2- Bundan 1 ay önce dikkat çektiğimiz kamyoncu delege iddiamız, açıklanan delegelik sayıları ile kesinlik kazanmıştır. Bu noktada, kamyoncuların ağırlıkta olduğu bir sendikada uçuş işletme seçimlerinin öneminin kalmadığı algısı yaratılmaya ve yerleştirilmeye çalışılmıştır. Oysa, uçuş işletme seçimlerinin önemi asıl şimdi bir kat daha artmıştır.. Uçuş İşletme çalışanları, 14 Eylül günü yoğun bir katılımla içlerinden çıkan Zeytin Dalı grubunu Genel Kurula göndermekle kalmayacak, sendikalarına sahip çıkma ve kamyoncu işgalini reddetme konusundaki itiraz, irade ve kararlılıklarını güçlü bir şekilde ifade etmiş olacaklardır.
Bizler, sendikamıza sahip çıkmaya kararlıyız. İnanıyoruz ki; sadece Uçuş İşletme çalışanları değil, başta İstanbul üniteleri olmak üzere yurdun dört bir tarafından gelecek THY çalışanı delegeler de bu kirli oyunu bozmak ve “Hava İş, havacılarındır” ilkesi ile 14 Eylül günü yükselecek dalgaya destek vermek için bizlerle aynı safta buluşacaklardır.
THY çalışanlarına güvenmeyen bir sendika yönetiminin, iktidarını sürdürebilmek için kamyonculardan, kuryelerden medet umması utanılacak bir durumdur.
3- Haklarında ortaya saçılan yolsuzluk iddialarına belgeleri ile açıklama getirmek yerine delege seçimlerinden çıkan sonuçları aklandıklarına ve suçsuz olduklarına kanıt olarak gösterenler bilmelidir ki, harcanan paralar üyelerin aidatlarıdır. Üyelerin de aidatlarının nereye harcandığını bilmek en doğal hakkıdır. Mevzuatın öngördüğü denetimleri dahi yaptırmayan, 3 senedir mali tablolarını yayınlamayan sendika yönetiminin, uygulanan baskı ve tehditler sonucu hiçbir çalışanın delege adayı olamadığı delegelik seçimlerinde “dikensiz gül bahçesi” misali kazandığı seçimleri, haklarındaki iddiaların geçersizliğinin bir kanıtı olarak sunmaları, içine düştükleri acizlik ve çaresizliğin bir göstergesidir.
Sendika yönetiminin giderek güçlenen gerçek sendikacılık talebini bastırmak için, yangından mal kaçırır gibi neredeyse tüm delege seçimlerini 1 güne sığdırması işte bu acizlik ve çaresizliğin bir sonucudur. Seçim takvimindeki bu acelecilik aslında suçluların telaşı içinde olduklarını da ortaya koymuştur.
4- Sendika başkanının, bu ülkeye ve bu şirkete hizmet vermiş insanları köşeye çekilmeye davet etmesi ciddiye alınacak bir söylem değildir. Asıl sorun, emekliliğine birkaç yıl kalmış, yılların yorgunluğunu atmayı düşünen insanların bilgi ve birikimlerini, deneyimlerini toplumun hizmetine sunmak zorunda kalmasıdır. Bu eleştiriyi yapanların, bizlerin taşın altına sadece başımızı değil gövdemizi de koymak zorunda kaldığımız ağır tablonun sorumlusu olduklarını da akıllarından çıkarmamaları gerekir.
Henüz 4 yıllık THY personeli iken, THY ünitelerinin yerini ve işlevini öğrenme sürecinin başında iken bir de üstüne sendikacılığa soyunmak herkesin cesaret edebileceği bir davranış değildir. Kaldı ki, THY ve Hava iş deneme tahtası da değildir. Son derece iyi eğitimli, dünyayı görmüş, ufku ve zihni açık havacılık çalışanlarını, sahte kahramanlıklar ve göz boyama hamleleri ile aldatmanın mümkün olmadığının anlaşılması dahi çok önemli bir kazanımdır. Ancak bu deneme-yanılma yöntemi ile sendikacılık yapma anlayışı THY çalışanlarına pahalıya patlamış, uzun yıllar boyunca elde edilen kazanımlar sendikanıın gözetim ve nezaretinde bir bir kaybedilmiştir.
İşte Zeytin Dali hareketi, ekseninden savrulan sendikamızı tekrar rotasına oturtmak, şeffaf, dürüst, adil, çalışan haklarını önceleyen, yolsuzluk ve akçeli iddialarla anılmayacak çağdaş bir sendikacılığı yaratmak için yola çıkmıştır. Bu yolda hırsı aklının önüne geçmiş olanların yapacakları her türlü hile, desise, baskı ve hukuksuzluklara karşı gücünü havacılık çalışanların birliğinden alarak mücadelesini sürdürecektir.
Tüm uçuş işletme çalışanlarını 14 Eylül günü mutlaka oylarını kullanmaya, barışın simgesi Zeytin Dalına tutunarak sendikamız Hava İş’e sahip çıkma iradesini güçlü bir şekilde ortaya koymaya davet ediyor, hepinize emniyetli uçuşlar diliyorum.
Zeytin Dalı Grubu adına
Kpt Plt. İskender ÇARKCI