Bugünün yarını da var…

Geçen hafta TöSHİD’in Genel Kurulu vardı. Özel havayolu şirketlerimizin nerdeyse tüm yöneticileri, patronları ordaydı. Kendilerine yakışan seviyeli bir Genel Kurul yaptılar.
Tabiî ki, onlarında her grup gibi aralarında anlaşamadığı konular ve sorunları vardı. Ülkemizin bu seneki Turizm Gelirlerinde gerileme ve sektörümüzde yaşanması muhtemel duraklama ihtimali onların en büyük korkusuydu şüphesiz.
Çünkü hepimizin bildiği üzere, Havacılık sektörü Turizm e endeksliydi. Ve bu sene bazı siyasi gelişmeler yüzünden %40 civarında yolcu sayısında bir düşüş bekleniyordu. Ama Sektör temsilcileri, yinede geleceğe ümitli bakıyorlardı.
Yapılan Genel Kurul öncesi Sayın Ali Sabancı ile yaptığım görüşmede, kendisine “Bugün olsa yinede Sektöre girer miydiniz” diye sorduğumda, kendisinin net olarak “Tabiî ki” demesi Sektöre yeni girmiş bir Patronun geleceğe bakışı açısından önemliydi.
Ayrıca, Sayın Cankut Bagana ile ayaküstü yaptığım görüşmede ise daha değişik konular hâkim oldu söyleşimize. THY nin Low Cost uygulamasının gereksiz olduğunu Bayrak Taşıyıcılığı yapan Milli havayolumuzun iç rekabet yerine kendisine eşdeğer yabancı şirketlerle yarış halinde olması gerektiğini vurguladı konuşmamızdaki nokta aralarında.
Değerli okurlarım, 
Beni asıl düşündüren, Sektörün ticari kaygıları içersinde ne yapıp ne yapmayacakları değil, Sektördeki bu dalgalanmaların ve acımasız rekabetin çalışan kişilere nasıl yansıyacağı şeklindedir. Sektörde yetişmiş personel arasındaki eleman transferi açısından yaşananlar TÖSHİD in Genel Kurulundaki en önemli noktalardan biriydi. Sayın Şahabettin Bollukçu, bu soruna SHGM nin bir çözüm bulduğunu ve Etik olmayacak şekilde şirket değiştirmelerin mutlaka önüne geçileceği şeklinde, kendilerine göre müjde verdi Genel Kurulda.
Evet, gerçekten THY ve Özel havayolu şirketleri arasında yetişmiş eleman kavgası son günlerde yoğunlaştı. Türk Hava Kuvvetlerindeki Pilotlar bile Sivil Havacılık sektörüne geçmek için büyük uğraşı veriyorlar. Tabiî ki bu sorunların altında tamamen sosyal ve ekonomik nedenler yatmakta.
Şimdi gerçeklere bir bakalım isterseniz, Sektörümüzde kimler şimdilik revaçta diye sorduğumuzda aklımıza ilk PİLOT Ve UÇAK TEKNİSYENİ gelmekte.
Pilotlar genelde THY de uçmak istiyorlar sebebi senelik 16 maaş ödeme ve sosyal haklardaki gelişmişlik.
Özel sektör ise Pilotlar için rakamsal değerlerini THY den fazla tutmak zorunda kalıyor ama bu konudaki başarı oranları hala düşük.
Uçak Teknisyenlerinde ise durum daha da farklı, THY de yeni girmiş Uçak Teknisyeni Özel havayollarında çalışan Uçak Teknisyeninden daha az ücret alıyor. Burada ise Pilotların aksine ters kaçış gündemde. Yani, deneyimli Uçak Teknisyenleri özel havayollarını tercih ediyor.
Bu branşlardan başka transferler Kabin memurluğunda da yaşanıyor. Burada da THY en fazla maaş veren kurum görünüyor. Özel havayolları ile ücretsel bazda büyük farklılıklar var. Yani kısaca, THY Uçak Teknisyeni hariç(!), tüm branşlarda en yüksek ücret ve sosyal haklar veren kurumdur. Buda THY nin ve Sendikasının Uçak Teknisyenine verdiği değeri göstermektedir(!!!!!)…
Dünün, bugünü olduğu gibi bugününde yarını vardır. Çok kısa bir zaman sonra Pilotlarda yaşanan bu sıkıntı gelecekte kendini en çok Uçak Teknisyeni açısından gösterecektir. Yetişme süresi ve Yetişme maliyeti en yüksek gruplardan olan Uçak Teknisyenliğinin önemi ve yaptığı işin hayati ehemmiyeti hala Sektördeki birçok yönetici ve Sendika tarafından bile maalesef anlaşılamamıştır.
Özel Havayolu şirketlerimizin profesyonel yöneticileri sektördeki branşlar arasındaki ücret değerlendirmesini gerçekten başarılı bir şekilde uygulamaktadırlar. THY nin ise Amatör yöneticileri bu değerlendirmelere bakmadan her Toplu İş sözleşmesinde ya, Amerika’yı yeniden keşfetmeye çalışmakta ya da bozuk ücretsel değerlendirmelere % li eşit rakamlar koyarak ‘NE ŞİŞ YANSIN NE KEBAP’ diyerek günü kurtarmaya çalışmaktalar.
Sendikaları ise, bozuk olduğu her yönden bilinen ama hala kullandıkları 1978 model taslak yapısıyla Toplu İş sözleşmelerinde İşverenin karşısına çıkmakta, Sivil Havacılık Sektöründeki İş Değerlendirmeleri ve gruplar arasındaki dengelere bakmadan İşveren gibi %li rakamları savunmaktalar. Hâlbuki bugünün şartlarına göre düzenlenmemiş 78 model taslak yapısında %li rakamlar gruplar arasındaki olması gereken ücretsel farklılıkları daha da içinden çıkılmaz hale getirmektedir.
Sanırım, Sendika Yönetimi sektörel bazda, kimsenin itiraz edemeyeceği Avrupa şirketlerindeki ve Özel havayolu şirketlerimizdeki gruplar arası ücret dengelerine göre değerlendirme yapacağına, sandıktan çıkacak oy miktar nispetine göre İş değerlendirmesini uygun görmekte(!) Ve işin en komik yanı da en büyük desteği senelerdir Teknik camiadan görmektedir(??????).
Sonuç olarak, sektörümüzdeki bu dengesiz büyüme, acımasız rekabet sonucunda bazı şirketlerimiz darbe alırsa bundan en çok sektörde çalışan personel etkilenecektir. Bence Şirketlerimiz kendi aralarında Personel ücretleri ve transferleri hususunda bir centilmenlik anlaşması yapmalıdır.
Çünkü bu daha fazla rakamlar vererek eleman transferi sağlayan şirket, yarın herhangi bir kriz durumunda telefonunu, faksını kapatıp personeline kusura bakmayın arkadaşlar bu kadarmış diyebilecektir. Böyle negatif bir durumdan sadece ilgili şirket personelinin yanı sıra tüm Sektörde çalışanların menfi yönden etkileneceği şüphesizdir. Çünkü su anki ücretler arz-talep dengesine göre yapıldığından (THY hariç) arzın düşüp, talebin artması ücretlerde de kendini menfi yönden gösterecektir.
Saygılarımla.

Exit mobile version