Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA), bazı pazarlarda hızla artan bloke fon seviyelerinin havayolu bağlantısı için bir tehdit oluşturduğu konusunda uyarılarda bulundu. Bloke fonların toplamı 2.27 milyar dolara ulaştı.
İlk beş ülke bloke edilen fonların %68,0’ını oluşturmaktadır. Bu ülkeler şunlar:
- Nijerya (812,2 milyon dolar)
- Bangladeş (214,1 milyon dolar)
- Cezayir (196,3 milyon dolar)
- Pakistan (188,2 milyon dolar)
- Lübnan (141,2 milyon dolar)
IATA, havayolu şirketlerinin bilet satışı, kargo alanı ve diğer faaliyetlerinden kaynaklanan bu fonları ülkelerine geri göndermelerini sağlamak için hükümetleri uluslararası anlaşmalara ve anlaşma yükümlülüklerine uymaya çağırdı.
IATA’nın Net Sıfır Karbon Emisyonu Hedefi ve Yol Haritası
Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA), havacılığın 2050 yılına kadar net sıfır karbon emisyonuna ulaşması için kritik eylemlerin detaylandırılmasını amaçlayan bir dizi yol haritasını açıkladı. Bu yol haritaları net sıfır hedefine giden yolda uçak teknolojisi, enerji altyapısı, operasyonlar, finans ve politika konularını ele alıyor.
LTAG’ın kabul edilmesiyle birlikte hükümetler ve endüstri, 2050 yılına kadar aynı net sıfır CO2 emisyonu hedefine ulaşmak için aynı hedefe odaklandı. Politika girişimleri, ihtiyaç duyulan yeniliklerin ve eylemlerin çoğunun dayanacağı temeli oluştururken, bu yol haritaları politika yapıcılar için ise kritik bir referans noktası olacak.
IATA Genel Direktörü Willie Walsh, şunları söyledi: “Açıkladığımız yol haritaları, 2050 yılına kadar net sıfıra geçişi hızlandırmak için gerekli kilit adımların ilk ayrıntılı değerlendirmesidir. Birlikte net bir yön göstermektedirler ve net sıfıra giden yolda ara kilometre taşlarını belirlemek için daha derine indikçe gelişecekler. Yol haritalarının sadece havayolları için olmadığını vurgulamalıyım. Hükümetler, tedarikçiler ve finansörler havacılığın dekarbonizasyon yolculuğunda seyirci olamazlar. Onların da bu oyunda payları var. Yol haritaları, havacılığın bu temel dönüşümünü net sıfır dünyaya uygun politikalar ve ürünlerle başarıya ulaştırmak için gereken araçları sağlamak üzere havacılığın tüm paydaşlarına yönelik bir eylem çağrısıdır.”
Yol haritalarında, her bir teknoloji için emisyon azaltımlarını hesaplamak üzere University College London’daki Hava Taşımacılığı Sistemleri Laboratuvarı tarafından sağlanan bir modelleme aracı ile tamamlanan eşler arası bir inceleme gerçekleştirildi.
Her bir yol haritasının öne çıkan özellikleri ise şunlar:
– Uçak Teknolojisi: daha verimli uçak ve motorların geliştirilmesi. Özellikle önemli olan, %100 SAF, hidrojen veya batarya ile çalışan uçakları mümkün kılmak için gereken adımlar. Tüm geliştirme kilometre taşları, ilan edilen yatırım ve demonstrasyon programları ile destekleniyor. Ayrıca yeni motorlar, aerodinamik, uçak yapıları ve uçuş sistemleri de yer almakta.
– Enerji ve Yeni Yakıtlar Altyapısı: SAF veya hidrojenle çalışan uçakların kullanımını kolaylaştırmak için ihtiyaç duyulan yakıtlar ve havaalanlarının yukarısındaki yeni enerji taşıyıcı altyapısına odaklanılıyor. Yenilenebilir enerji, havacılık sektörünün enerji talebinin karşılanmasında hayati bir rol oynuyor ve yol haritası, gerekli altyapı gelişmelerini sağlamak için kilometre taşlarını özetlemekte.
– Operasyonlar: mevcut uçakların işletilme şeklini iyileştirerek emisyonları azaltma ve enerji verimliliğini artırma fırsatları. Otomasyon, büyük veri yönetimi ve yeni teknolojilerin entegrasyonu, hava trafik yönetiminin optimize edilmesi ve hava taşımacılığı sisteminin genel verimliliğinin artırılması için kilit unsurlar.
– Politika: Havacılık sektörünün net sıfır geleceğe geçişi için teşvik ve destek sağlamak üzere küresel olarak uyumlu stratejik politikalara duyulan ihtiyaç. Diğer tüm başarılı enerji geçişlerinde olduğu gibi, dekarbonizasyon hedeflerine ulaşmak için gerekli çerçevenin oluşturulmasında hükümetler ve sektör paydaşları arasındaki işbirliği çok önemli.
– Finansman: 2050 yılına kadar havacılığın net sıfıra ulaşması için gereken kümülatif 5 trilyon doların nasıl finanse edileceği. Buna teknolojik ilerlemeler, altyapı geliştirmeleri ve operasyonel iyileştirmeler de dahildir.
SAF üretimini artırmaya yönelik zorluklar, bu yol haritalarının önemini iyi bir şekilde ortaya koyuyoır. Kullanıma hazır bir çözüm olarak SAF’ın 2050 yılına kadar net sıfıra ulaşmak için gereken karbon azaltımının yaklaşık %62’sini sağlaması bekleniyor. Ancak SAF’ın gelecekteki uçak filosuyla tamamen uygulanabilir olması beklense de, bu yol haritalarının kritik önem taşıdığı politika, uçak teknolojisi, enerji altyapısı, finansman ve operasyonlar konusunda hala önemli karşılıklı bağımlılıkları var.
UCL’nin Hava Taşımacılık Sistemi Laboratuarı Direktörü Prof. Andreas Schafer ise “Bu yol haritalarında da vurgulandığı gibi zaman çok önemlidir. Ölçeklenebilir sıfır karbonlu enerji taşıyıcılarının gerekli altyapı ile birlikte ticarileştirilmesi ve Gigawatt ölçeğinde hızlı teslimatları için bir iş vakası oluşturulması için derhal harekete geçilmesi gerekmektedir” dedi.