Weight kardeşlerden Orville Wright tarafından havadan ağır, kontrol edilebilir motorlu ilk uçuşu 17 Aralık 1903’te yapılmıştı. Yazıma konu süreç bundan 11 yıl sonra 1914’te başlayan I. Dünya savaşı.
Bir askeri savaş pilotunu “Savaşcı As” olarak tanımlamak, Birinci Dünya Savaşında düşmanla giriştiği hava savaşlarında 5 veya daha fazla düşman uçağını düşüren askeri pilotu ifade eder.
Bir askeri savaş pilotuna “Savaşcı As” denmesi fikri Birinci Dünya Savaşı sırasında ortaya çıktı ve beş Alman uçağını düşüren Fransız pilot Adolphe Pegoud’u Savaşçı As olarak adlandıran bir Fransız gazetesine atfediliyor. İngilizler, en iyi pilotları için sahne dünyasının popüler bir terimi olan Yıldız Dönüyor (Star Turns) olarak adlandırdılar, Fransızların “Savaşçı As” tabirini hiç kullanmadılar.
Fransız ve İngilizler gibi, Alman gazeteleri de savaş içinde propaganda yolu ile sivillerin moralini yükseltmek için Alman havacıların kahramanlığını övüyorlardı. Alman devleti, kahraman pilotlarını genellikle “Mavi Max” olarak adlandırıyordu. Blue Max terimi, hava savaşı ustası pilot Max Immelmann’ın 8 düşman uçağını düşürdükten sonra bu ödüle layık görülen ilk havacı olmasından sonra geldi.
Birinci Dünya Savaşı’nın savaşçı asları
Max Immelmann ve Oswald Boelcke Alman savaş pilotlarının en iyileri olsa da, bugün herkes Baron Manfred von Richthofen’i (Kızıl Baron) en iyi savaş pilotu olarak tanıyor. Prusyalı aristokrat bir ailede doğan Manfred Richthofen, gençliğinde ata binmeyi ve avlanmayı severdi. 11 yaşındayken askeri okula kaydoldu ve mezun olduktan sonra Alman süvari birliğine katıldı.
Havacılık 20. asrın başlarında yeni gelişirken askeri uçaklara pilot yetiştirmek için yapılan seçme sınavlarında başarılı olan genç süvari subayları tercih ediliyordu. Süvari subayları uçmaya çok daha kolay adapte oluyorlardı. THY’nın 1933 yılında kuruluşun ilk genel müdürü olan emekli pilot Albay Fesa Evrensev de pilotluk eğitimi almadan önce 3 yıl süvari subaylığı yapmıştı.
Baron Richthofen de, 1915 de Alman İmparatorluk Ordusu süvari birliğinden Hava Kuvvetleri’ne transfer oldu, pilotaj eğitim alarak pilot oldu. Kısa sürede iyi bir pilot olarak öne çıktı ve 2 yıl sonra 1917’de “Jasta-11” filosunun lideri oldu. Filosunu diğerlerinden ayırmak için filosundaki tüm uçakları parlak renklere boyattı ve kullandığı 789/16 seri numaralı Albatros D.III uçağını parlak kırmızıya boyayınca lâkabı “Kızıl Baron/Red Baron” oldu.
Kızıl Baron Manfred von Richthofen, I. Dünya Savaşı’nda Alman Hava Kuvvetlerinin artık en korkulan ve en ünlü pilotudur. Ona ve pilot arkadaşlarına göre hava muharebeleri, savaşın korkunç boyutu göz ardı edilerek, sportif nitelikte, teknik mücadele ve oyunculuk gerektiren bir olaydı. Yaralandığında hastanede tedavisini yapan hemşire Käte’ye aşık olan Manfred, kendisinin Alman hava kuvvetlerinde propaganda amacıyla kullanıldığını fark etmesine karşın, iyileştikten sonra bir savaş pilotu olarak orduya dönüp uçmak zorunda kaldı.
Kızıl Baron 3 yıl içinde 80 düşman uçağını düşürdükten sonra 21 Nisan 1918’de Fransa’nın Vaux-sur-Somme yakınlarında bir Fransız “Farman” uçağının makineli tüfeği ile havada vurularak 26 yaşında iken öldü. Red Baron’un kısa hayatı bir çok kitaba ve filme konu oldu. İnternette bulup izlemenizi öneririm.
Müttefik kuvvetlerin pilotları, Almanların yalnızca kendi hatlarının gerisinde faaliyet göstermesi nedeniyle Kızıl Baronun uçak düşürme sayısına erişemediler. Bununla birlikte, Fransız savaş pilotu Rene Fonck 75, İngiliz pilot Edward Mannock 73 ve Kanadalı pilot William Bishop’un 72 düşman uçağı düşürdükleri kaydedildi. Birinci Dünya Savaşı’ndaki en başarılı Amerikan savaş pilotu, 26 hava zaferi kazanan Edward Rickenbacher’dı.
İspanya İç Savaşı sırasında (1936-1939), milliyetçi savaş pilotu Joaquin Garcia Morato, çoğunlukla tek motorlu, çift kanatlı “Fiat CR.32” uçağı ile 40 hava zaferi elde etti.
Erhan İnanç – Ağustos 2024