Binlerce kabin memuru ve kaptan pilot, uzun yıllardır seçme hakkını kullanamıyor

pilot

14 Mayıs’ta yapılacak milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçiminde on binlerce kişi sadece havacılık çalışanı olduğu için o gün sandığa gidemeyecek. Havacılık sektörü çalışanları, sendikaları ve sivil toplum örgütleri vasıtasıyla vatandaşlık haklarını kullanmak için düzenleme yapılmasını talep ediyor.

Türkiye’de havacılık sektöründe çalışan binlerce kabin memuru ve kaptan pilot, uzun yıllardır seçme hakkını kullanamıyor. Tüm havayolu şirketlerinde görev yapan on binlerce çalışanın yaklaşık yarısı seçim günlerinde uçuş görevini icra ettiği için kayıtlı olduğu seçim merkezine gidip oy veremiyor.

Havayolu Çalışanları Sendikası (HAVA-SEN) Başkanı Seçkin Seçim Koçak, devletin kayıtlarında istatistiki veriler açık olmadığı için tam sayıyı tespit edememekle birlikte havayolu şirketlerinde çalışanların sayısının 70-80 bin kişi olarak tahmin edildiğini söylüyor.

Bu sayının yaklaşık yarısının, seçimlerin yapılacağı 14 Mayıs günü görev başında olabileceği düşünüldüğünde, oy veremeyecek 30 bin kişinin Dersim’de bir milletvekili çıkarmak için gerekli olan oy sayısına eşit olduğu düşünülebilir.

Seçkin Seçim Koçak, bu durumun uçucu personel için yılların problemi olduğu belirtiyor: “Şirketler, yer hizmetlerinde çalışanlar için bazı önlemler alabiliyor ama uçucu personel seçim günü ya yurt dışında oluyor veya uçuşa gidiyor/uçuştan dönüyor. Bu on binlerce insanı etkileyen bir durum.”

’13 senedir uçuyorum, daha hiç oy kullanamadım’

Türk Hava Yolları’nda görevli bir kabin amiri de 13 senedir oy kullanamadığından şikayet ediyor:

Seçim günü en erken saatte koşturarak oyumuzu verip uçuşa gideceksek şanslıyız, alanda bizim için kurulmuş sandık yok çünkü. Veya yatıdayken o gün Türkiye’de değilsek hiçbir biçimde oyumuzu kullanamıyoruz. Ben 13 senedir uçuyorum, daha hiç oy kullanamadım. Sadece THY’de 13 bin kabin personeli, 6 bin kaptan pilot çalışıyor. Seçim gününde yaklaşık yarısı mutlaka görevde oluyor ve oy kullanamıyor. Bu konuyla ilgili imza toplanmıştı, bir sonuç çıkmadı.

‘Vatandaşlık hakkımızı kullanamamanın üzüntüsünü yaşıyoruz’

Hava Yolları Kabin Memurları Derneği (TASSA) de yıllardır konuya çözüm getirmek için uğraşan meslek örgütlerinden biri. 10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı Seçimi öncesinde Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) ilettikleri dilekçede çözüm önerilerine de yer vermişlerdi:

Yerel seçimler dışında hemen hemen tüm seçimlerde mesleğimizi icra ettiğimiz havalimanlarında sandıklar kurulmaktadır. Basından izlediğimiz kadarıyla yurt dışı seçmen kütüğüne kayıtlı vatandaşlar dışında, yapılan düzenleme ile görevlerini icra etmeleri nedeniyle emniyet mensupları da bu sandıklarda oy kullanabilmektedir. Vatandaşlık hakkımızı kullanabilmek için benzer bir düzenlemenin meslek grubumuz için de yapılmasını saygılarımızla arz ederiz.

O dönem TASSA Başkanlığını yürüten THY sorumlu kabin amiri Turgay Taştepe, konuyla ilgili YSK’den olumlu bir cevap beklediklerini belirterek, “Görevli olduğumuz her seçimde, havalimanlarında oy verilen o sandıkların yanından geçerken vatandaşlık hakkımızı kullanamamanın üzüntüsünü yaşıyoruz” demişti.

Sorun o dönemde çözülemedi, üstelik havayolu şirketleri finansal açıdan büyüdükçe personel sayısı da arttı ve seçim günü görev yapan uçucu personelin oy verememe problemi de büyüdü.

Havayolu çalışanları muhatap bulamıyor

Yaklaşık bir buçuk senedir konuyla uğraştıklarını, siyasi partilere problemi ve önerilerini ilettiklerini, YSK ile de görüştüklerini anlatan HAVA-SEN Başkanı Seçkin Seçim Koçak, bir müracaat makamı bulamadıkları için gerekli düzenlemenin yapılamadığı görüşünde.

Bir düzenleme yapılması lazım ama havacılığın bir temsilcisi yok Meclis’te. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü haricinde havacıların çalışma şartlarını düzenleyen bir birim de yok. Çalışma Bakanlığı’nın da havacıların çalışma şartları hakkında bir fikri yok. Dolayısıyla bu konuda bir müracaat makamımız olmadığı için, bir temsilcimiz olmadığı için yıllardır oy kullanamıyoruz.

Koçak, Yüksek Seçim Kurulu ile resmi kanallardan iletişim kuramadıklarını ifade ediyor ve “Bu seçime belki yetişmeyecek ama bundan sonraki seçimler için talep etmeye devam edeceğiz” diyor.

Arkadaşlarımız bir haftadır YSK ile görüşüyorlar. Bir de tabii muhalif olarak görüldüğümüzden, devlet ve iktidar partisi de resmi olarak görüşmüyor, bilgileri gayrı resmi olarak alıyoruz. Yetkili sendikalar, konfederasyonlar da devlete problem yaratacak hiçbir konuya girmedikleri -çünkü oradaki konumlarını şu anki hükümet sağladığı- için ilerleme sağlamak mümkün olmuyor. Devlet bürokrasisi de artık bu tür işlerle uğraşamayacak hale gelmiş durumda…

‘Kolluk kuvvetleri için yapılan düzenleme havayolu çalışanlarına da uygulanabilir’

Havayolu şirketleri personelinin, seçim günü görev başında olsa bile oy kullanabilmesinin sağlanması için HAVA-SEN’in geliştirdiği önerilerden biri yurt dışında yaşayan seçmenlere sağlanan olanakların havacı personele de sağlanması.

Havaalanlarında, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın oy kullandığı sandıkların yanına bir sandık daha konulmasıyla sorun çözülebilir, o insanlar da anayasal haklarını kullanmış olur.

Sendikanın bir başka önerisi de seçim günü, örneğin sağlık personeli gibi görev başında olması gereken diğer seçmenlerle birlikte belirli bölgelerde oy kullanmaları için bir sistem kurulması.

Sivil havacılık ve uçuş emniyeti üzerine çalışmaları bulunan ve geçen yıla kadar havayolu kaptanlığı görevi sürdüren HAVA-SEN Genel Başkan Yardımcısı Engin Aksüt, ekip terminallerine (İstanbul, Antalya, İzmir) seçim sandığı yerleştirilmesiyle ilgili olarak sendika avukatının YSK ile temasından bir sonuç çıkmadığını anlatıyor:

Seçim günü görev yapan kolluk kuvvetleri, kendilerine verilen 142 no’lu belgeyle, çalıştıkları bölgelerde oylarını kullanabiliyorlar. YSK’den deniyor ki: Size bu belgeyi çıkarttığımızı düşünelim, o belgenin üzerinde oyu nerede kullanmak gerektiği yazıyor. Fakat siz uçucu personelin 14 Mayıs günü nerede olacağını bilmiyorsunuz. Veya herkese çalıştıkları terminallerde oy kullanma hakkı verelim, o durumda oylamanın seçim bölgelerine dağılımı nasıl yapılacak?

Oy kullanmak için mazeret izni almak mümkün mü?

Seçim günü oy kullanmak gerekçesiyle mazeret izni almak ise mümkün değil. Türk Hava Yolları’nda çalışan kabin amiri, “Daha önceki seçimlerde oy kullanmak için izin almak isteyenler oldu ama verilmediğini biliyorum. Sadece sağlık sorunları nedeniyle, rapor alarak seçim günü mazeret kullanabilirsiniz, çünkü çok kişi oy kullanmak istiyor ve mazeret izni için çok talep oluyor” diyor.

Yine de uçuş ekipleri bir sonraki ayın programı çıkmadan evvel hangi günlerde boş oldukları konusunda istekte bulunabiliyorlar. Fakat pek çok kişi seçim günü için talepte bulunacağından dolayı taleplerin ne kadarının karşılanacağı belli değil.

Kaptan Engin Aksüt, durumu “Uçuş ekipleri program çıkmadan evvel Mayıs için hangi günlerde boş olduklarının isteğini yapacaklar. Ama birileri uçacak, birileri çalışacak. Burada da adaletli bir boş gün dağılımı yapılacak mı o da bir soru işareti” diyerek özetliyor.

Başka ülkeler nasıl çözüm buluyor?

Diğer ülkelerde görev başındaki uçuş personelinin nasıl oy kullandığı ile ilgili sorumuzu, aynı zamanda şu anda CHP’den milletvekili aday adayı olan Kaptan Engin Aksüt şöyle yanıtlıyor:

Ben 25 yıl İsviçre’de yaşadım, seçim olacağı zaman evinize posta ile seçim kartı geliyor, siz de onu doldurup posta ile geri gönderiyorsunuz. Diyelim seçim 14 Mayıs’ta, siz 5 Mayıs’tan itibaren oylamanızı yapıp en yakın seçim kutusuna veya postaneye veriyorsunuz, bu kadar basit. Amacımız bu seviyeyi yakalayabilmek tabii ki. Bunun için yükselen bir ahlak seviyesi ve oy çalmanın söz konusu olmayacağı bir toplum olmamız gerekiyor. Ama gönül isterdi ki parmak boyası olsaydı ve uçuş ekiplerine bir-iki gün önceden oy verme şansı tanınsaydı. Şu anda gayet güvenilir elektronik bir ortamda yaşıyoruz; uçuş ekiplerine e-devlet üzerinden de oylama şansı verilebilir, niye verilemesin.

Aksüt, 15 Mart günü seçim güvenliğinin tartışıldığı Meclis oturumunda muhalefet milletvekillerinin parmak boyasının yeniden kullanılması önerisi hatırlatıyor. Öneri, Yüksek Seçim Kurulu AKP temsilcisi Recep Özel tarafından parmak boyasının sadece Filipinler, Etiyopya ve Uganda gibi ülkelerde kullanıldığı belirtilerek “Türkiye bir Uganda değil” diye yanıtlanmıştı.

Engin Aksüt, sözlerini “Her bir kişinin oyu çok değerli. Dilerim bir sonraki seçimde havayolu şirketleri çalışanları da oylamaya katılabilsin. İnsanlarımız oylarının kaybolacağı, çalınacağı düşüncesini hiç kafaya takmadan gönül rahatlığıyla oylarını kullanabilsin. Böyle bir Türkiye istiyoruz” diyerek sonlandırıyor.

Kaynak: Gazetekarinca / Ebru Uzpeder

Exit mobile version