Hamdi Topçu THY’nin hasbelkader yönetim kurulu üyesi ve hatta yönetim kurulu başkanlığına kadar gelebilmiş biri. Hamdi Topçu’nun yayın organı gibi çalışan ve nemalanan malum siteyi benden iyi kimse tanıyamaz. 2005 den 2015 yılına kadar o yayın organının yönetiminde yer almamış olsam da köşe yazılarıma hiç müdahale edildiğine rastlamadım.
Edilseydi zaten anında ayrılırdım. Çünkü orayı kendim seçmemiş rica üzerine yer almıştım.
Bu süreçte neler yaşadım neler… Malumunuz olduğu üzere her haber sitesinin bir stratejisi vardır. Bu stratejiyi yayın kuruluşunun patronu belirler. Örneğin; Sizin de bildiğiniz üzere Airlinehaber’in stratejisi çalışandan yana taraf olmaktır.
Malum haber sitesi de aynı çalışandan taraflı yayın hayatına başlamış ve sonra stratejisini değiştirmişti. Çünkü çalışandan yana olmanız size maddi hiçbir getiri sağlamaz. Bu nedenle, haber sitesi açma amacınız para kazanmak veya muhit edinerek siyasi arenaya girmek ise, mecburen yanlı politikalar uygularsınız veya para kazanamaz yerinizde sayarsınız.
Tabii ki Airlinehaber olarak şimdilik yine sizlerin sayesinde masrafımızı çıkartabiliyor ve yayın hayatımızı sürdürüyoruz. Kimsenin uydusu olmadık. Olmayız da…Sipariş yazı yazmadık….Yazmayız da… Havacılık sektöründe ki en eski kalem olarak imaj kaybına uğrayacağıma yazmayı bırakıp binlerce eş, dost ve arkadaşlarımı üzmem. Eskiden tanıdıkları ben ne isem yine öyle kalmak isterim. Diğer malum sitenin böyle bir düşüncesi olamaz. Çünkü havacılık mazileri çok kısa olduğundan kim ne tanıyacak ki…
Aslında işverenden yani paraya, güce, siyasi beklentiye yönelik tavır alanları da kınamıyorum. Bu bir tarz meselesi. İçleri başka kalemleri başka tarafa çalışıyor. Kısaca ruhlarını, vicdanlarını kiralamak zorunda kalıyorlar. Bir nevi ekmek kavgası içindeler.
Değerli okurlarım;
Geçen hafta THY gibi Türkiye’nin en büyük havayolunun, hasbelkader yönetim kurulu başkanlığına kadar ilerlemiş Bay Hamdi’nin “THY’nin Yükseliş dönemi” isimli bir kitap yazdığını ve yayınlanacağını duydum. Tabii ki bu duyurunun altında yorum hanesi kapatılmıştı. Sanırım Bay Hamdi’ye yönelik atılacağına inandıkları yüzlerce yorumu önlemek için yapılmış bir uygulama. Haberin yoruma kapalı olması,başta ben olmak üzere birçok seveni(!) tarafından üzüntüyle karşılandı.
İlgili malum site yönetimi, Bay Hamdi gibi THY’ye cağ atlatmış bir kişiliğin neden bizler tarafından da yorumlanmasını istememiş olabilirler ki…Ne kadar güzel yorumlar atılırdı kim bilir? Bu haberde yorum hanesi açık istediğin kadar yorum atabilirsiniz. Ancak lütfen küfürlü yorumları atmayın yayınlayamıyoruz.
Bay Hamdi sanırım Cem Kozlu’nun, “Bulutların Üstüne Tırmanırken – THY, Bir Dönüşüm Öyküsü” kitabına özenmiş olmalı. Evet, bu kitap benim kütüphanemde imzalı olarak yerini aldı. Cem Kozlu döneminde o zamanların en popüler dergisi olan NOKTA’da yer alan bir yazım üzerine üç yevmiye ceza almama rağmen kendisine yönelik hiçbir husumet beslememiştim.
Cem Kozlu’nun o kitabı da medyada konu olmuş ama altına hiç kimse menfi bir yorum atmamıştı. Bay Hamdi’ye bu şansı neden vermediler anlayamıyorum.
Hamdi Topçu, benim deyişimle, Bay Hamdi’nin kitabını kim alır kim okur bunu bilemem ama ilk alacak olan benim. Merakla bekliyorum. Tabii ki yalan yanlış yazdığında buradan okurları aydınlatırız.
Bay Hamdi’nin bu satırları dikkatle okuduğunu biliyorum. Bu nedenle şimdi onunla ilk tanışan THY çalışanı olarak yazdıklarımı Bay Hamdi’de okusun sizlerde…
Bay Hamdi ile ilk tanışmam THY’nin kuruluş yıldönümü nedeniyle verdiği bir yemekte oldu. O zamanlar dernek başkanı olarak diğer dernek başkanları ile birlikte bir masada oturuyorduk. Tabii ki bu yemek içkili idi. İsteyen içiyor isteyen içmiyordu. İşin normali de bu zaten. Kimse, kimseye sen içme veya içsene diyemeyeceği bir ortam sağlanmıştı. UTED ve TALPA’nın kutlama geceleri gibi…
Yemekli toplantının masa aralarında biri dolaşıyor ve masadakiler ile ayakta sohbet ediyordu. Bay Hamdi’yi ilk görüşüm idi. Yanılmıyorsam, Nisan 2003 yılı olmalı… Masadakiler ile sohbete başlamış iken bizim masaya doğru şişmanca ve orta boylu biri yaklaştı. Benim yanıma geldi ve merhaba deyince kim olduğunu bilmediğimizden buyurun masaya dedik.
Bay Hamdi, kendini tanıttı ve ben yeni yönetim kurulu üyesiyim dedi. Hatırlarsınız. Yine o yıllarda Candan Karlıtekin yönetim kurulu başkanı idi. Neyse, ne içersiniz Hamdi Bey dedim. Masaya bir baktı herkes ya şarap ya da rakı içiyor. O alkollü içecekten uzak durdu ama ne içtiğini şu anda hatırlayamadım.
Bay Hamdi ile sohbetimiz derinleşti. Spordan falan bahsediyorduk ki, bir anda Bay Hamdi bende iyi basket oynarım demez mi… Kendimi tutamadım ve Hamdi bey yahu sen o kilo ve boy ile nasıl basketbol oynuyorsun deyince masada kahkahalar yayıldı. En neşeli masa olmuştuk. Bay Hamdi tabii ki çok bozuldu ve bana dönüp size araba yollatacağım ve beni seyretmenizi sağlayacağım. Bakalım o zamanda böyle konuşabilecek misin dedi. Yine kahkahalar etrafa yayıldı. Bende olur gelir seyrederim diyerek konuyu kapattık.
Aslında Bay Hamdi sevimli biri idi. Benim yapıma uygun… Rahat rahat laf sokabileceğiniz biri. Aynı zamanda esprili…
Bay Hamdi ile çok iyi anlaşıyorduk. Hatta benim oğlumun Ticaret Üniversitesine başladığını duyduğunda, sakın para falan verme ben o okul yönetimini tanırım. Oğluna burs aldırtırım bile demiş ama ben bu jestini kabul etmeyip paralı okutmuştum.
Bay Hamdi yönetim kurulunda iken yurt dışına birçok defa yolculuk yaptı. Gitmediği yer kalmadı diyebilirim. Çünkü samimiyiz ya… Nereye gittiğini söyler ve ben görevde isem uçağa gider hayırlı yolculuklar derdim. Kısaca kafa dengi biridir…
Ne oldu da aramız açıldı? Şimdi anlatıyorum. Yönetim kurulu başkanı Candan Karlıtekin zamanında görevimden alınmış ve rica üzerine ilgili haber sitesinin yönetimine girmemek şartı ile köşe yazısı yazmaya başlamıştım.Kısaca emekliliğim dolduğu için ekstra tazminatlarımı alarak emeklilik hayatıma başlamıştım.
Yine THY’nin kuruluş günü ve bu sefer Anadolu Ateşi grubu ile salon tıklım, tıklım neredeyse havayolları hepsi gelmiş gibi… İlk defa seyrediyorum. Güzel bir folklor şenliğiydi. Bir ara verildi ve hemen dışarıya attık kendimizi sigara içip tekrar gireceğiz.
Bir baktım karşımda Bay Hamdi. Verilen molada ki arada dışarı çıkmış. Ayaküstü sohbetimiz başladı. Bir ara benle birlikte gelen ve malum haber sitesinin sahibi kişi uzaktan bize bakıyordu. Henüz tanışmamışlardı. Çağırma şunu dedi hiç hazzetmiyorum ondan nedense dedi. Ancak Malum sitenin sahibi yanımıza gelmişti bile… Neyse kendini tanıttı ve Bay Hamdi istemeye, istemeye konuşmak zorunda kaldı.
Bay Hamdi bana dedi ki önümüzdeki hafta, havalimanı muhabirlerine yemek vereceğim dedi. Bende kendisine hayırdır nereden çıktı bu yemek daveti böyle deyince anlatmaya başladı. O zamanlar Hürriyet gazetesinde yazan Ali Atıf Bir isimli bir yazar, bir yazısında Bay Hamdi’ye hakaret edici kelimeler yazmış. Bizim Bay Hamdi’miz ise onu mahkemeye vermiş ve bayağı yüksek bir tazminata mahkûm ettirmiş ve aldığı tazminatı havalimanı gazetecileri ile birlikte yemece karar vermiş. Muhabir arkadaşlara mesaj atarak ileteceğim tarihte TAV’ın salonunda bulaşalım birlikte yemek yiyelim dedi.
Hamdi Bey bu davranışınız hoş değil dedim. Siz o yazardan kazandığınızı bize yedirmekle gözdağımı veriyorsunuz diye sordum. Hiç cevap vermedi… Ben şahsen bir gazeteciden alınan para ile havalimanında faaliyet gösteren diğer medya gruplarına verilecek yemeğe katılmayı kendime yediremem dedim. Ayrıca bu daveti, aba altından sopa göstermek olarak yorumluyorum dedim ve yemek yapıldı ve gitmeyen bir tek ben kalmıştım. Bizim malum site yönetimi ikazıma rağmen gitti.
İşte Bay Hamdi ile aramız o gün bozuldu.
Candan Bey gitmiş yerine Bay Hamdi yönetim kurulu başkanı olmuştu. Sürtüşmemiz bu sefer THY genel kurullarında devam etti.
*******************
Çalışanların yani THY personelinin ve sendikasının kıyım günü nasıl başladı.
THY çalışanlarının yaptıkları bir eylem neticesinde 305 çalışanın birden işten çıkartıldığı günü hatırlayalım. İşte eylemin başladığı gün, malum sitede eylemcilerin fotoğrafları yayınlandı. Ben havalimanına ayda bir veya iki kere giden biri olduğumdan bu fotoğrafları evden görüp anında ikaz ettim. Yapmayın etmeyin siz resmen eylem yapanları deşifre ediyorsunuz dedim. Kimisi can derdinde kimisi reyting derdinde… Bu fotoğraflar bir şekilde yerine ulaştı. Bu an, Malum site ile Bay Hamdi’nin birlikteliğinin başladığı andır. ve ömür boyu devam edecek gibi… Ediyor da…
Hamdi Bey, THY’den yollandığında Onur Aİr ve Bora jet de dikiş tutturamamış ve emlak işine girmişti. Hatta şirketi bile varmış. Şimdi o günlere gidin ve Onur Air ve Borajet ile ilgili reklam nemalanmalarını hatırlayın. Bay Hamdi kendini destekleyeni destekleyecek biridir. Tabii ki herkesin mizacı ve midesi kaldırmaz o başka…
Bay Hamdi THY çalışanlarına ne yanlışlar yaptı…
Bay Hamdi, sendikanın olası bir grevine karşı kendini hazırlamıştı. Bir şekilde Teknik A.Ş ile THY’nin toplu iş sözleşme başlama ve bitme tarihlerini ayırdı. Kısaca olası bir grevde THY ve Teknik A.Ş bir araya gelemeyecekti.
Mevcut sendikanın bilhassa teknikte güçlü olduğunu gören işveren, bu birlikteliği ise HABOM adı altında farklı bir şirket kurup işe yeni başlayan teknisyenleri oraya alarak hem ucuz iş gücü yaratmak hem de tekniği bölme olarak kullandı. MNG Tekniğin, THY tarafından alınması bu işin tuzu biberi oldu. Teknik A.Ş resmen üç ayrı birim de ve üç ayrı ücret ve sosyal hak farklılığında çalışmaya başladı. İşveren için harika bir ortam sağlandı.
Durun daha bitmedi.
THY işvereni HABOM’da ayrı bir iş koluna mensup Çelik İş i devreye sokarak en büyük hamlelerinden birini yaptı. Nasıl olsa sendikalarının ücretini çalışanlar ödüyor. Çalışanlar ücretini ödesin ama sendika yönetimi benim dediğimden çıkmasın mantığı çerçevesinde otobüslere çalışanlar doldurulup Çelik İş sendika üyeliğine imza attırıldılar. Oldu mu sana İki ayrı sendika. Yemede yanında yat misali.
İşte bu gelişimleri sessiz ve sakin izleyen ve uyarılara rağmen çalışanlarla durum değerlendirmesi yapmayıp pasif kalan dernekleri anlayabilmiş değildim. Görünen köy kılavuz istemezken ve Hamdi Topçu’nun gizlice değil, göstere göstere yaptığı atılımları görmemek olanaksızdı. Ayrıca, bir de üstüne üstlük her gelişmeyi net olarak bu platformlarda defalarca yazmış ve de uyarmış olmama rağmen. İlginç Değil mi?
Ancak, yiğidi öldür, hakkını yeme, Bükemediğin bileği öpeceksin demişler. THY yönetimi bu işte galip geldiyse ve en yaman karşıtları dâhil kimsenin deviremediği Hava İş’te Atilay Ayçin yönetimi devrilebildi ise ve Teknik A.Ş taşımacılık iş kolundan bir anda metal iş koluna geçirildiyse, Bu HAMDİ TOPÇU sayesindedir. Hamdi Topçu’ya bu konuda yardımcı olanlar bugün ödüllendiriliyorlar. Bunlar için fark etmez Hamdi gider bir başkası gelir..
Kısaca; THY’nin “Dikensiz gül bahçesinin” bahçıvanıdır Bay Hamdi. BÖL-PARÇALA-YÖNET filminin senarist ve rejisörüdür Bay Hamdi…
Cumhurbaşkanımız tarafından benim de katıldığım genel kurulda çok doğru bir kararla görevden el çektirilendir Bay Hamdi…
O genel kurulda, genel kurul ve THY yönetimi yerini almış beklerken bir anda divan başkanlığına hükumet tarafından yollanan kişinin geçmesi ve genel kurulu yönetmesi hala aklımdadır. Divan başkanlığı koltuğuna başkası geçtiğinde anında HAMDİ TOPÇU görevden alındı yazdığımı bu yazıyı okuyan herkes bilir.
Şimdi onu görevden kendi isteği ayrıldı veya istifa etti diye yazan yalakalar var. Bile bile yalan söylemek zorunda neden kalıyorlar ki…Çünkü işbirliği devam ediyor.
Bugün yaşanan toplu iş sözleşmelerinin başarısız olması SARI ÖKÜZÜ Bay Hamdi’nin kucağına attığınızdan kaynaklanmıştır.
İnşallah bu işçi düşmanlığı da kitabında değerlendirir Bay Hamdi. İnşallah domates alır gibi aldığı uçakların kendi gittiğinde farklı farklı meydanlara neden dağıldığını ve neden uçamadığını da yazar Bay Hamdi.
Hava-İş in tarihe geçen toplu iş sözleşme skandalı
Delegelerin genel kuruldan kaçtığı gün
Teknik A.Ş de kazanan Ayçin grubunun 25 delegesinden 17 si işveren korkusu ile genel kurula gelememişti. Genel kurulun en güçlü işletme grubu delegeleri görünürde kemik gibiydi. Güzel hazırlanmışlardı. Bu grup sendika genel kuruluna gel(ebil)seydi ve genel kurulda Ali Gülçiçek grubundaki delegeler ve bağımsız duran Hat bakımın 11 delegesi ile birleşebilse ve kulis faaliyetleri sürdürerek bağımsız delegeleri ikna edebilmeye uğraşsalardı %100 ipi göğüslerlerdi. Zaten genel kurulun favori ekibiydiler. Bunların yanı sıra İşverenin zoraki delege yaptığı Reform grubunun delegelerinin (kapalı oy sistemi içinde) fire vermemesi mümkün değildi.
Ancak olmadı ve sendika tarihinde bir ilk yaşanarak sendika işverene çalışanların el birliği ile teslim edildi. Maalesef yine Hamdi Topçu kazandı.
Bay Hamdi’nin en büyük özelliği insan sarraflığıdır. Satın alınacak kişilerle satın alınamayacak kişileri anında anlar. Ancak görüldüğü üzere satın alınamayanlar da var… THY –Onur Air-BoraJet hangisinde dikiş tutturabilmiş ki şimdi kitap yazabiliyor. Çok ilginç çok…
THY’nin Florida Institute of Technology Aviation da pilot yetiştirme programı. (FITA)
Bu program başladığında bayağı iyi neticeler alınıyordu. Bay Hamdi zamanında başlanan bu operasyon da aklıma gelenler, Korhan Oyman- Malum sitenin malum kişisi- Birde Bay Hamdi’nin akrabası olduğu söylenen ama akrabalığından emin olamadığım Sevda Kutlu isimli bir bayan aklıma geliyor.
THY’de bu okuldan mezun olan ve hala aktif olarak uçuş görevlerini icra eden birçok pilot olmalı. Onlar çok iyi hatırlarlar. THY bir okulla anlaşıyor ve onları Amerika’daki bu okula kimler götürüp teslim ediyor. THY gibi dev bir şirket pilot okulu öğrencilerini kendi elemanları yok muydu ki bir başkası ile yolluyordu… Malum sitenin sahibinin Florida da bir ay müddetçe kalmasının ve Sevda hanımın THY ve FITA ile ne ilgisi olabilir(!)
O zamanların THY genel müdür Temel Kotil FITA’dan gelen faturaları, anlaşmamız haricinde burada fazladan yazılmış rakamlar var diye imzalamadığını sanırım duymuşsunuzdur. Bu imzalamama sonrasında FITA ile ilgili anlaşma bozulmuştu.
Faturalar anlaşma dışı rakamlar var diyerek neden imzalanmamıştı? Aracılık yapıp ta bunu faturaya müteferrik giderler misali yazdıranlar kimlerdi? Bay Hamdi bu faturaları neden THY genel müdürü Temel Kotil’e imzalatamadı.
Bunları bir tek İlker Aycı cevaplayabilir ama oda suya sabuna dokunmayı tercih etmeyebilir ve Yine, Yiyen yediğiyle kalır?
Ne oldu orada? Ben biliyorum da başkası da biliyor mu diye merak ediyorum. Kısaca FITA mafyasını kim detaylı olarak açıklayabilir?
Bay Hamdi kitabında bu konuya da açıklık getir emi…