Dr. Suphi Ayvaz, sağlık sektörünün önde gelen kuruluşlarından birinde yönetici olarak çalışıyor. Ama kamuoyu onu daha çok havacılık ve THY aşkı ile tanıyor. Buzdolabına veya çamaşır makinesine aşık olup Arçelik veya Beko hissesi alan var mıdır bilinmez ama havacılık aşkı Ayvaz’ı THY hissedarı yapmış. Çok uzun yıllardır THY hissedarı. Ayvaz bu uzun süreci şöyle özetliyor: ” 1990 yılında hisselerin halka arzına, 2006 yılında hisselerin çoğunluğunun halka geçtiğine tanıklık ettim.” Okuyunca bir an duruyorsunuz. Aklınıza son padişahın tahta çıkışına, Cumhuriyetin ilanına ve çok partili hayata geçişimize tanıklık ettiği için haberlere konu olan 90- 100 yaşındaki kişiler geliyor. Medyanın bu kişiler için kullandığı “canlı tarih” nitelemesi Dr. Ayvaz için yapılabilir mi bilinmez ama THY’ye ciddi biçimde kafa yorduğu belli. Hatta bir de kitap yazmış.: THY İle Dostluktan Öte 40 Yıl…
2008’de çıkan bu kitap kaç adet sattı, THY kaç adet satın aldı veya THY bu kitaba sponsor oldu mu bilmiyoruz…Halka açık THY, açıklarsa öğreniriz.
HER GENEL KURULA LAZIM
THY Genel Kurullarına katılanlar bilirler. Hissesi olan herkese açıktır fakat basına kapalıdır. Ama Sefa İnan gibi sektöre yıllarını veren aynı zamanda havacılık konusunda kamuoyunu doğru bilgilendirmeyi görev edinenler, bir kilo kabak parasına bir adet hisse senedi alıp Genel Kurula girer, daha tutanak imzalanıp açıklama Borsaya gönderilmeden salondan canlı yayın yaparlar. İşte bu Genel Kurullar, genellikle planlandığı şekilde renksiz biçimde devam ederken iki hissedar tipi ortaya çıkınca renklenir. Ya yaşanan olumsuzlukları gündeme getirenler ya da söz alıp THY Yönetiminin aslında ne kadar başarılı, akil ve yetenekli insanlardan oluştuğunu, herkesin bu güzide heyete şükran duyması gerektiğini büyük bir aşkla dile getirenler. Birinci tip hissedarlar ortamı gerer, kafaları karıştırırken ikinci tipler iltifatları ve yapıcı(!) önerileri ile yönetimi rahatlatırlar. Bu kişilere özellikle en son söz verilir ki, final güzel olsun…
ZARARI BOŞVER FİDAN DİKELİM
Son 10 yılın Genel Kurullarına bakıldığında, ikinci tipte sayabileceğimiz ilk isim Ümit Utku. Ayrı bir yazı konusudur, geçelim. Genel Kurullarda ortamı gevşeten hissedarlardan biri ise Dr. Suphi Ayvaz… Ayvaz, her Genel Kurulda mutlaka konuşur. Başlangıçta “Ortaklardan Suphi Ayvaz söz alarak temennilerini dile getirdi.” Şeklinde tutanaklarda yer alırken son 4 Genel Kurulda önerileri de detayları ile yazılmaya başlanır.
Örneğin 2011 yılını THY 1 milyar TL zararla kapatmışken bakın 2012 yılında Ayvaz ne demiş? ” Tüm THY çalışanlarının nikâhında birer adet fidan hediye edilsin. 80. Kuruluş Yılı belgesel kitabı hazırlansın. Satış amaçlı küçük metal uçak maketleri yaptırılsın. Bir uçak, nostaljik şekilde pijama desenine boyansın.”
TUZLAYAYIM DA KOKMA…
2013 Genel Kurulunda Pijamalı uçak konusunu tekrar gündeme getiren Ayvaz, filoya katılacak uçaklara İstanbul’daki semtlerin isimlerini önermiş. Kargo uçaklarından birine Kervan adının verilmesi fikrini ortaya atmış. 2014 Genel Kurulunda Pijamalı uçak ve Kervan ısrarını sürdüren Suphi Ayvaz uçak ikramında tuz kullanımının azaltılmasını istemiş. Uçak ve uçuş sevdalılarını üzdüğü için uçak isimlerinin değiştirilmemesi önerisinde bulunmuş. 2015 yılı Genel Kurulunda de tuzla mücadelesini kararlılıkla devam ettirmiş. Gerçekten son derece hayati öneriler !..Uçaklar pistten çıkarken, teknisyenler, kabin memurları yaşamını yitirirken, THY ile ilgili şaibe iddiaları gündemden düşmez iken Ayvaz’ın önerileri gerçekten önemli(!)
PİJAMA GİYDİREMEDİ AMA ÇOCUKLAR İŞE GİRDİ.
Ayvaz’ın Genel Kurullarda THY yönetimini yere göğe sığdıramaması, iyi niyetli ve havacılık aşığı bir hissedar profilinden mi kaynaklanıyor? Yoksa iki çocuğunun da THY’de işe girmesi ile bir bağlantısı var mı? Yani, gençlerin THY’de işe başlaması, Ayvaz’ın Genel Kurullardaki performansının sebebi mi sonucu mu ? Ya da ikisi birden mi? Ayvaz’ın kızı Pınar Ayvaz yaklaşık 10 yıl önce THY’ye girmiş. Bilgisi ve birikimi ile temayüz etmiş olmalı ki, önce Helsinki Müdürü olarak atanmış, 2010 yılında ise Kopenhag Müdürü İbrahim Şimşek yolsuzluk iddiaları ile görevden alınınca Kopenhag Müdürü olmuş, halen de bu görevde… Kopenhag’ın havasından mıdır, suyundan mıdır bilinmez, Pınar Ayvaz hakkında da çeşitli iddialar seslendirilmeye başlanmış.
Suphi Ayvaz’ın oğlu Deniz ise, Anadolu Üniversitesi Pilotaj bölümünü bitirmiş ve 2006 yılında THY’ye girmiş. Bir süre B-737’lerde uçan 2. Pilot Deniz Ayvaz şimdilerde A-340 filosunda görev yapıyor. Son 40 yılda yaklaşık THY ile 1800 uçuş yaptığını söyleyen Suphi Ayvaz artık bundan sonra uçağa para vermeyecek. Çocuklarının alacağı pass biletlerle istediği yere bedava uçabilecek…
HER HİSSEDARA NASİP OLMAZ
THY’nin 138 milyar adet hissesinin % 51’i on binlerce yatırımcıya dağılmış durumda. Ayvaz’ın da 7.893 adet hissesi var… Kabaca nominal olarak 7000 TL, civarında… Hani deyim uygunsa devede kulak… Ancak Kopenhag Müdürü olan Pınar Ayvaz’ın kendisine suçlamalarda bulunanlara verdiği iddia edilen cevaba bakılırsa bu hisseler gerçekten çok büyük ve önemli. Ne diyor Pınar Hanım? “Benim babam THY hissedarı, kardeşim de THY’de pilot…” Arkası sağlam anlayacağınız. Bilmeyenler Dr. Ayvaz’ın THY’nin % 20’sine sahip olduğunu sanır… Eğer, işsiz çocuklara THY gibi güzide bir şirkette ayda yaklaşık 6-7 bin dolarlık iş imkânı sağlayacaksa, 7893 adet değil, evini arabasını satıp 20-30 bin THY hissesi alacak binlerce insan var bu ülkede…