B747’ye benziyor ama pervaneli garip bir uçak

B747’ye benziyor ama pervaneli garip bir uçak

Efsanevi Boeing 747’ye benzerliği ile anında kendine özgü çift katlı gövdesiyle dikkat çekiyor. Gökyüzü Kraliçesi ünvanlı B747 Jumbo Jet, ünlü üst katı olan ilk uçak değildi. Çünkü Aviation Traders ATL-98 Carvair ilk kez Haziran 1961’de, yani jumbodan sekiz yıl önce havalanmıştı. Bu uçak, 747 gibi bir jet değil, DC-4’den bozma, dört adet pistonlu yıldız motorla çalışan büyük bir nakliye uçağıydı.

Böyle bir uçak fikri, İngiliz Aviation Traders Ltd (ATL) adlı küçük bir havacılık firmasının sahibi olan Freddie Laker’ın, Douglas DC-4 ve onun askeri türevi C-54 Skymaster’ı dönüştürmek düşüncesiyle ortaya çıktı. Bu düşünce ile dönüştürülecek bu uçak, giderek yaşlanan Bristol 170 Freighter’ın emekliye ayrılacağı bir dönemde otomobil taşımacılığına ucuz bir çözüm sağlayacaktı.
Otomobil pazarının 1950’lerin başında yükselmesi nedeniyle, İngiltere ile Avrupa ana karası arasında otomobil taşımak için daha yeterli kapasiteye ihtiyaç duyuluyordu. Yaşlı Bristol 1700 Freighter’ın burnunda araba yüklemek ve indirmek için kayan bir rampası vardı, ancak kapasitesi sınırlı idi. Bu sınırlı kapasitesi göz önüne alındığında, o zamanın modern otomobilleri için yeterli olmuyordu.

Bu nedenle Laker, mevcut bir uçak tipi olan DC-4’ü değiştirmeyi tasarlayıp burnunu genişleterek, kokpiti daha yükseğe almayı seçti. Bu işlem, yeni bir uçak tipi tasarlamak ve üretmek kadar pahalı olmadan, artan talebi karşılamanın kolay bir yolu olacaktı.

Savaş sonrası dönemde jet motorlu uçakların ortaya çıkışıyla birlikte, Douglas’ın DC-4’ü piyasada geçerliliğini yitirmişti ve bu nedenle oldukça ucuza temin edilebiliyordu. Dönüşüm ile kokpit önemli ölçüde daha yükseğe alındı.

Aviation Traders ATL-98 Carvair adı verilen bu uçağın arka kabininde 22 yolcu taşıyabilirken, ön kabine 5 adede kadar otomobil yüklenebiliyordu. Yeniden yapılandırılan kabin, yükleme düzeninin müşteri ihtiyaçlarına göre hızlı bir şekilde uyarlanmasına olanak sağlıyordu. Bu bakımdan ATL-98 Carvair, 20. yüzyılın sonlarında görülen Kombi (Yolcu + Kargo) jetlerin öncüsü olarak görülebilir.
Carvair Şubat 1962’de piyasaya tanıtıldı. Toplamda 21 adet Douglas DC-4, ATL-98 Carvair’e dönüştürüldü. British United Air Ferries kargo şirketi 18 uçakla bu tipin en büyük müşteri oldu. Avustralyalı Ansett şirketi kalan üçünü aldı. Daha sonraki operatörler arasında Aer Lingus ve British United de vardı.

Giderek daha fazla dönüşüm tamamlandıkça, 1962’den itibaren dünya çapında göklerde giderek daha fazla görülmeye başlandı. James Bond serisinin hayranları, 1964’teki Goldfinger filminde görünen bir ATL-98 Carvair’i hatırlayacaklardır.

Uçak, 4 adet Pratt & Whitney R-2000-7M2 Twin Wasp 14 silindirli yıldız motorla çalıştırılırken üç kişilik kokpit mürettebatı tarafından uçuruluyordu. Üç palli Hamilton-Standart Hidromatik pervaneleri uçağa 400 km/saat hız sağlıyordu ve 3.400 km menzile sahipti.

Aviation Safety Net, yıllar içinde bu 21 uçaktan sekizinin kaza sonucu kal’e ayrıldığını gösteriyor. Modern jet motorlu kargo uçakların piyasaya çıkışı Carvair’e olan ihtiyacı bitirdi.

Douglas DC-4’den bozma, B747 Jumbojet görünümlü Aviation Traders ATL-98 Carvair’in havacılık tarihinde kendine özgü bir yer bulduğu muhakkak.


Erhan İnanç Aralık 2023

Exit mobile version