featured

AYNI YOLUN YOLCULARI VE DIŞ GÜÇLER…

AYNI YOLUN YOLCULARI VE DIŞ GÜÇLER…KUMPAS KİME KURULUYOR?

THY AO ve Yönetim kurulu geçen haftanın en çok konuşulan konularından biri oldu.Sadece Havacılık camiasında değil, yazılı ve görsel basın THY den oldukça fazla bahsetti.
İstanbul Havalimanında taksi süreleri(Uçakların iniş veya kalkış anına kadar yerde geçen süre) ile ilgili şikâyetler, Hamdi Topçunun kitabı üzerine yapılan yorumlar ve son olarak Mevcut Yönetim kurulu başkanı ve eşi ile ilgili haberler(yurt dışı seyahat, kırmızı halı, yaş günü kutlaması, basın müşaviri) oldukça yoğun yazıldı ve konuşuldu.
Bu konuda yapılan haberler ve bu haberlerin yapılış şekli siyasi duruş ve kişisel çıkarlara göre şekillendi maalesef. Eski bir yönetim kurulu başkanının İstanbul havalimanı ile ilgili değerlendirmesini özellikle muhalif basın manşetlere taşıdı. Ancak aynı basın eski yönetim kurulu başkanının işçilere ve sendika seçimlerine ilişkin kendi zamanında yaptığı operasyonları görmezden geldi. THY nin eski yönetim kurlu  başkanı tarafından  milli havayolumuzun lime lime edilerek parçalanmasını ( HABOM, TGS,TEC,THY OPET,  VS.) sendikasızlaştırılmasını,itiraz edenlerin işten atılmasını,2013 yılının 15 mayısında çıkılan grev de, grev kırıcılığı yaptığını yazmadı. Bu dönemlerin tanığı ve yedi ay grevde kalmış, grev sonunda da işten atılmış bir işçi olarak gerçekten üzüldüm tabii. Zaman geçmiş işten atılanlar atılmış, satılanlar satılmış ve unutulmuştu. Herkes yeni duruma göre pozisyon alıyordu.
Oysa Geçmiş yönetim kurulu başkanı da şimdiki yönetim de aynı yolun yolcuları. Aralarında işçilere bakış açısı ve onların haklarını vermemek konusunda en ufak bir farklılık yok bence. Sermayeden yana işci ve emek düşmanı tavırlarına baktığımızda bunu görebiliyoruz.
Yapılanlar ve yazılanlar şimdiki yönetim kurulu başkanına Eski yönetim kurulu başkanı üzerinden bir operasyon hazırlığıdır. Kim bunlar diye soracak olursanız bir kaç yıldır ülkemizde bu konuda kimlerin ne yaptığına bakarsanız doğru adresi de tahmin edebilirsiniz sanırım.
Hava iş sendikasının başkanı zat niye sessiz acaba, kendisini iktidara atayan eski yönetim kurulu başkanı ve son sendika seçimi de onun yerine seçim çalışması yapan mevcut yönetim kurulu başkanına sahip çıkması lazım, diyet ödeme sırası onda. Ancak düşene vurulmaz atasözü bizde artık tersine işliyor. Bekleyip göreceğiz.
Benim dikkatimi çeken işverenin şakşakçısı durumundaki bazı medyanın da saf değiştiriyormuş gibi bir havaya girmesi. Anladım ki kirli işler, kirli ilişkileri olanlara yaptırılmaya başlandı. Dikkat etmek lazım vesselam.
Gelelim İstanbul havalimanındaki genel eleştiri ve şikâyetler konusunda yazılıp çizilenlere.
Yeni Havalimanı konusunda özellikle Mimarlar odası ve bağlı kurumlar, çevreci örgütler, havacılık konusunda teknik ve coğrafik bilgilere sahip kişi ve kurumlar çok önceleri yeni havalimanı ile ilgili yaşanacak sorunlar konunda görüş ve önerilerini yazdılar anlattılar.
Ancak kimse dinlemedi ve kamuoyu bu konuda adeta bilgisiz kılındı. Burada yaşanan işçi ölümleri uzun süre gizlendi. Dünyanın en büyük havalimanını, resmi rakamlara göre 28 sendikaların verdiği rakamlara göre 37 işçinin ölümünün üzerine inşa ettik. Ve bu konuda ölen işçilerin ailelerinden ve bu meseleyi dert edinen üç beş vicdanlı insandan başka hepimiz unuttuk. İşçiler dünyanın en büyük havalimanını yaptılar ve öldüler o kadar.
Uçakların taksi sürelerinin uzunluğunu dert edinip sosyal medyada yayınlayan adı büyük sanatçı ve yazarlar, iş insanları, siyasetçiler de dahil işçiler öldüğünde nedense ortalıkta görünmediler.
Konu işci olunca bütün kapılar kapalı, vicdanlar kör, kulaklar sağırlaşıyor malesef.
Havalimanı taşınma sürecindeki gerçekleri ve yeni havalimanı işletmesinde  yaşanabilecek aksaklıkları Hava Sen sendikası 2018 yılında rapor halinde Cumhurbaşkanlığı başta olmak üzere ilgili tüm kurumlara verdi.Ancak ilgilenen oldumu bilmiyorum.Hava sen Genel Sekreteri bir yıl boyunca bu konuda çalmadık kapı bırakmadı.
Havalimanı sürecini yönetemeyen ve yaşanan olumsuzlukları örtmeye çalışan idareciler bu konuda eleştirisi olanları hain ilan edip işin içinden çıkıverdiler. THY nin yaşadığı pilot sorununu dile getiren, çözümü ne olduğunu söyleyenlere, bunlar yeni havalimanını sabote etmek isteyen dış güçlerin adamlarıdır. Arkalarında illegal örgütler var deyip bazı pilot ve kabin memurların işten attılar.Oysa bugün yaşananları önceden görüp bu konuda eleştiri ve önerilerini dile getirenlerin doğruları anlattığını yaşayarak görmekteyiz.
Ve bu insanlar taşınma süreci de dahil şu ana kadar canla başla çalışıyorlar. Peki, Alman ajanları ve dış güçler suçlamasına ne oldu. Bu algıyı yaratanlar bugün aynı operasyona maruz kalmış durumdalar. Ve operasyon temiz görünümlü kirli ilişkileri olan birilerine yaptırılıyor.
Uyarıyorum, THY AO yönetimi çalışanları ile barışmalı, sendikacılığı sadece geçim kapısı olarak görenlerin arkasından çekilmelidir. İşçiler özgür iradeleri ile sendikalarını seçmelidir.
Hamdi Topçu sendika seçimlerine nasıl ve kimlerle müdahale ettiklerini kitabına kısaca koymuş ve bazı isimler de vermiş.THY Çalışanları ve Sarı sendikanın yanında durmaya devam edenler, bunun ne demek olduğunu görmelidirler.Tabi yazılmayanlarda var kuşkusuz.
Özellikle uçuş işletme delegasyonunun  2013 sendika seçimlerinde nasıl yönlendirildiği tekrar sorgulanmalıdır, birlikte olması gereken muhalefet grupların uçuş işletme üzerinden nasıl parçalandığı daha açık şekilde ortada değil mi. Hamdi Topçu bu itirafı yapıyor kitabında.
Neden söylüyorum bunu,çünkü Hava Sen  sendikası da böyle bir operasyona gelmek üzere.Hava sen kendine gelmelidir artık.Böyle gitmeyeceği çok açık.Umutlar tükeniyor.
 Son olarak THY  nin ve İstanbul Havalimanı nın ağır yükünü çeken TGS çalışanları, Gece gündüz demeden düşük ücretler ile çalıştırılan, baskı ve mobinge uğrayan, onurları ayaklar altına alınarak ötekileştirilen işçiler,
İstanbul Havalimanı sizlerin fedakârlığı ile bu ağır dönemi atlatmaya çalışıyor. Sizin ise bir sendikanız bile yok. Kimseden lütuf beklememelisiniz. Güç sizsiniz. Sarı sendikalara teslim olmayın. THY ve Teknik işçilerinin, işveren destekli Sarı Sendikalar tarafından nasıl esir alındığının üzerinden fazla bir zaman geçmedi henüz.
Saygılarımla.
 
 
 

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

10 Yorum

  1. 6 yıl önce

    Sözde muhalif olan medya hakkında yazdıklarınız çok doğru. Havuz medyalarından hiçbir farkları yok malesef

    Cevapla
  2. 6 yıl önce

    Ali bey,yazınızdan dolayı teşekkür ederim

    Cevapla
  3. 6 yıl önce

    Çok çalışıyor,çok yoruluyoruz.TGS ye kimse sahip çıkmayacakmı.Bizi sömürenlere isyan ediyoruz.Tek çare sendika başka yolu yok.

    Cevapla
  4. 6 yıl önce

    Mevcut iktidar varken hamdi gider ilker gelir o gider başkası ama aynı kafadaki adam gelir sonuçta olan işçilere olur. Hali hazırda thy’de çalışanların büyük çoğunluğu iktidar partisinin ve destekçisi partinin adamları dolayısıyla kendilerine mevcut şartlarda iyi maaş ve sosyal haklar verenlere sırt çeviremezler,ne derlerse onu yaparlar,mensubu oldukları biat kültürü bunu gerektirir çünkü. Tgs ve taşeronların da onlardan farkı yok,onlar da fırsatını bulsa daha sağlam torpili bulup thy’ye kapak atarlar ki içlerinden bir sürü vasıfsız insan torpille thy’ye geçti önce gidip onlardan hesap sorsunlar. Thy’de onlara yer açılsın diye binlerce insan haksız yere işten atıldı hangisi geri alındı? Hiçbiri. Alınmaz da. Sarı sendika başkanı ve yanındakiler de kendi koltuğu gitmesin derdinde şu an.Dış güçler de her yerde karşımıza çıkıyor artık hangi ülkelerse bir türlü isimlerini de veremiyorlar ama mesela Almanya’ya boyuna iş,ihale saçıp,iga işletmesinde danışmanlığı da onlardan alıyorlar.

    Cevapla
  5. 6 yıl önce

    TEBRİKLER Ali bey. Güzel bir bakış açısı. 2013 Hava İş Genel Kurulunu daha detaylı yazar mısınız bir ara?

    Cevapla
  6. 6 yıl önce

    THY’nın kapsam içi personeli (sendika üyesi veya üye olma hakkına sahip çalışanları) Ali Gülçiçek’in bu güzel yazısını okumalı ve düşünmeliyiz. Buna sendikasız TGS ile sendikalı THY Teknik de dahil. Alın terimizi, emeğimizi satarak para kazandığımızın yani işçi olduğumuzun bilincinde değiliz. Pilot, teknisyen, beden işçisi, kabin memuru vb fark etmez, bireysel menfaatleri bırakıp bütünlük içinde olma, işçi olduğumuzun bilincine sahip oluncaya kadar işveren temsilcilerinin biçimlendirdiği şartlar içinde çalışmak zorunda olduğumuzu unutmayın. Kim tarafından söylendiği tartışmalı olan (Plato, Montesquieu, Churchill) meşhur söze göre; Her toplum layık olduğu şekilde yönetiliyor.

    Cevapla
  7. 6 yıl önce

    Hafızamız tazelendi Kalemine sağlık

    Cevapla
  8. 6 yıl önce

    Ali bey,Sarı sendikanın malum örgüt temsilcisi var,Hani şu sarı imam dedikleri.Hamdi Topçu kitabında bahsediyor.Biz sendika operasyonunu onunla yaptık diyor.Bu adam piyasada görünmüyor.Hani şu Tatlıbal ın kankası,tatlıbal ona başkanım diye hitap ediyor.Ondan niye bahsetmiyorsun.

    Cevapla
  9. 6 yıl önce

    Hamdi TOPÇU chp den aday olacak bir dahaki seçimde demedi demeyin

    Cevapla
  10. Güzel yazı,kimin eli kimin cebinde belli değil.Ancak herkes hak ettiğini mutlaka buluyor sonunda.Uçuş işletme ve özellikle pilotlar bu kadar bencil olmasa Her Şey çok güzel olacak.Ama uçuculardan umudum yok malesef.

    Cevapla