AYCI İLE 2 YIL DAHA…
Değerli okurlar, birilerinin merakla beklediği THY Genel Kurulu nihayet yapıldı. Beni çok fazla enterese etmediğini yazmıştım. Kim gelirse gelsin anlayış değişmedikten sonra esaslı bir değişiklik olmayacağı ortada. Haa, kim çok fazla ilgilenmiştir? İlker beyle kişisel dostluğu, arkadaşlığı olan, onun biryerlere getirdiği kişiler merakla belki de endişe ile beklemiştir Genel Kurulu… Bir de İlker beyle husumeti olan, onunla sorun yaşayan, onun gazabına uğramış olanlar da umutla izlemişlerdir. Temel sorunumuz bu işte… Sana ne birader? Kim gelirse gelsin sana ne? Kafa değişmedikten sonra o gitmiş, bu gelmiş ne anlamı var ki? Aslında çok da büyütmemek lazım. “Gelen ağam, giden paşam.” anlayışının yerleştiği topraklardır buralar. Veya “Kral öldü yaşasın yeni kral.”
NE DEDİYSEK O !
Gelelim gecikmeli Genel Kurula… Haftalardır en çok konuşulan konu, İlker Aycı’nın gidip gitmeyeceği idi. Birçokları ciddi ciddi Aycı’nın gideceğine iman etmiş, hatta taksimetre çalıştıranlar bile olmuştu. Hani seçimlerde yapılır ya, “seçime 19 gün kaldı, 18 gün kaldı” diye… Bu işler risklidir, “gitti artık” dersiniz, arkasından döşersiniz, bir de bakmışsınız adam kalıvermiş. O yüzden elinizde sağlam ipuçları ve dayanaklar yoksa böyle toplara girmemek gerekir. Biz de yazdık. 5 Haziran günü gayet net bir ifade kullanarak “İlker Aycı kalıyor.” dedik. (https://www.airlinehaber.com/topcunun-kitabi-satar-mi-ayci-kalir-mi/ ) Bu tezimizi de Aycı’nın Türkiye Futbol Federasyonu Denetleme Kurulu Başkanlığına seçilmesi olayına dayandırdık. Dediğimiz çıktı. Bütün plan ve projelerini THY’de Yönetim Kurulu Başkanının değişmesine bağlayanlar, Aycı-Toto oynayanlar şaşırıp kaldılar.
AYCI’YA 2 YILLIK KREDİ…
Üstelik daha garip bir şey oldu. Her Genel Kurulda “izleyen Genel Kurula kadar bir yıl için” seçilen Yönetim Kurulu ve Yönetim Kurulu Başkanı bu kez iki yıllığına seçildi! Yani 2020 Genel Kurulunda Yönetim Kurulu seçimi yok... “1 yıl çabuk geçer, önümüzdeki yıl nasılsa gider.” demek de mümkün değil artık. Yetmedi, “İlker Bey gider, Dilberoğlu gelir.” beklentisi içinde olanlar da hayal kırıklığına uğradı. İsmail Cenk Dilberoğlu bu kez yönetime bile giremedi. Yine yetmedi, Aycı’nın Yatırım Ajansında birlikte çalıştığı ve ayrılırken de başkanlık görevini devrettiği halefi Arda Ermut da yönetime girdi. Yetmedi, İlker Bey Arda Ermut’u İcra Komitesine de aldı.
GENEL MÜDÜRSÜZ İCRA KOMİTESİ.
Bana göre en çarpıcı detaylardan biri ise, Genel Müdür Bilal Ekşi’nin İcra Komitesine alınmamasıydı. Bay Karlıtekin ve Bay Topçu’nun Yönetim Kurulunu bypass ederek Genel Müdürün yetkilerinin büyük kısmını devralmak üzere icat ettikleri İcra Komitesi yaklaşık 13 yıldır faaliyette. Ve bu süre içinde yapılan her Genel Kurul sonrasında Genel Müdürler İcra Komitesinde yer almışlardı. İlk kez bir Genel Müdür icra komitesinin dışında bırakıldı. Anlaşılan Bay Hamdi ile Temel Kotil arasında yüzyıl savaşlarını andıracak şekilde uzun süren ve ayyuka çıkan Yönetim Kurulu Başkanı-Genel Müdür çekişmesi, Aycı ile Ekşi arasında da yaşanıyormuş. Özetlemek gerekirse, gidecek denilen Aycı büyük bir tasfiye operasyonu yaparak daha güçlü bir şekilde üstelik 2 yıllığına yerinde kaldı. İlker beyi en ağır şekilde eleştirenlerden biriyim. Merak eden varsa 4 yıldır yazdığım yazılara göz atabilir. Bundan sonra da yazmaya devam edeceğiz. Burada sadece bir tespit yapıyoruz.
ŞİMDİ DİYALOG ZAMANI
Şimdi yeni bir sayfa açma zamanı. Herkesin oturup kendini gözden geçirmesi ve bir muhasebe yapması gerekiyor. Bu Genel Kurul’dan akılda kalan tek olay Sefa İnan’ın kürsü konuşmasıydı. Bu konuşmayı İlker Bey ve ekibinin birkaç kez daha dinlemesinde fayda var. Özellikle sendikalar arası mücadelede taraf tutmaktan vazgeçmesi şirketin faydasına olacak. Mao Zedung’un ünlü sözündeki gibi “Yüz çiçek açsın, bin fikir yarışsın.” Çok seslilikten zarar gelmez. Diyeceksiniz, Havasen’in hiç mi kusuru yok? Var tabii… Öncelikle şu dilini değiştirmeli Havasen… Bilimsel olmalı, rakamlara, olgulara, gerçeklere dayanmalı. Okuyanları ikna edecek bir söylem geliştirmeli. Sonuçta hepimiz aynı uçaktayız. Kokpitte kavga çıkarsa o uçak gideceği yere salimen varamaz.
İlker Bey, bırakın sendikalar kendi aralarında mücadele etsinler. Kim kazanırsa sizin muhatabınız odur. Bay Hamdi’nin 6 yıl önce bozduğu iş barışını daha da bozmayın. Sendikayı düşman görmekten vazgeçin. Oturup konuşmakla hiç kimse bir şey kaybetmez. Ülke ekonomik olarak zorda. Bu gidişat THY’yi de etkileyecek. Buradan çıkış yolu, herkesle, her kesimle, Sivil Toplum Kuruluşları ile birlikte hareket etmekten geçiyor. Biz uçak pistten çıkmadan uyarılarımızı yapalım da, gerisi sizin bileceğiniz iş