Avrupa Birliği’nin (AB) havacılık sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin uluslararası rekabet ortamında zorluklarla karşı karşıya olduğu belirtiliyor. Önde gelen havayolu şirketlerinin CEO’ları, artan havacılık vergileri, sürdürülebilir havacılık yakıtı (SAF) alım zorunluluğu ve Rusya’nın hava sahasının kapatılması gibi faktörlerin Avrupa dışındaki rakiplere karşı dezavantaj yarattığını ifade ediyor.
Air France-KLM CEO’su Ben Smith, Avrupalı havayolu şirketlerinin rekabet ederken karşılaştığı zorlukları vurgulayarak, çevresel sürdürülebilirlik konusunda uyumlu olduklarını ancak rakip şirketlerin SAF zorunluluğuna tabi olmadığı için vergilerin kendilerine göre daha yüksek olduğunu belirtiyor.
TUI Group Havayolu Sorumlusu Marco Ciomperlik ise AB havayollarının ek vergilerin ve düzenlemelerin etkisi altında olduğunu, bu durumun komşu ülkelerin havayolu şirketlerine avantaj sağladığını dile getiriyor. Ek vergilerin ekonomileri dengesiz şekilde etkilediğine dikkat çeken Ciomperlik, havacılık sektöründe adil bir düzenleme gerekliliğine vurgu yapıyor.
Avrupa havayolu şirketleri, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesinden bu yana Rus hava sahasının kapatılmasının da bir dezavantaj olduğunu belirtiyor. Bu durumun özellikle Avrupa’dan Asya’ya olan uçuşlarda zaman kaybına neden olduğu ve Çin havayolu şirketleri için bir avantaj oluşturduğu ifade ediliyor.
Önde gelen havayolu şirketlerinin CEO’ları, uluslararası rekabetin etkisi altında olduklarını ve rekabeti bozan vergi ve sübvansiyon politikalarının sektörü olumsuz etkilediğini vurguluyor. Orta Doğu’daki taşıyıcıların devlet sübvansiyonları nedeniyle Asya ve Orta Doğu arasındaki pazarı yeniden şekillendirdiği belirtilirken, Avrupa havayolu şirketlerinin bu durumdan olumsuz etkilendiği ifade ediliyor.