Sevgili Okurlar,
Uzun bir aradan sonra Atlasjet İflas ile ilgili bir son bir yılda meydana gelenleri özetleyip, mevcut durumun bir resmini çizmeye çalışacağım.
Atlasjet İflası Nasıl Planlandı?
Mayıs 2019 itibariyle Atlasjet içinde çalışırken duymaya başladığımız, Atlasjet tarafından hizmet aldığı firmalara geciktirilen ödemeler, ödenmeyen borçlar, kalkışına izin verilmeyen uçaklar, otoriteler tarafından el konulmaya çalışılan uçaklar, uçuşların devam edebilmesi için, anlık para transferleri, günü kurtarmalar aslında, Atlasjet’de yanlış giden, planlı veya plansız bir şeylerin sinyalleriydi.
“Ödemeleri geciktir, öteyebildiğin kadar ötele” şeklinde bir finans yönetimini kullanıyorlardı. Alacaklı şirketler ise, kardeşi Turizm Bakanı, öder nasıl olsa, sıkıntı olmaz diye bekleyen şirketler, daha toleranslı davranan alacaklılar rolünü oynamak zorunda kaldılar.
Atlasjet’in İflasa Gittiğini Anlayamadık…
Ben ve birçok çalışma arkadaşım, iflas eden bir şirket durumunu Atlasjet’de tecrübe etmiş olduk. Daha önce başka şirketlerde benzer durumu yaşayan arkadaşlarımız çok hızlı bir şekilde teşhisi koymuşlardı. Ancak, birçok çalışanımız, Murat Ersoy’un tatlı yalanlarına inanarak, şirkete olan aidiyet hissi ve uçuşların devam edebilmesi için, ücret almadan çalışmaya ve özveride bulunmaya devam ettik.
Atlasjet İşvereni Ali Murat Ersoy ise, her defasında biz çalışanları o güzel sözleri ile etkileyerek kandırmaya, aldatmaya ve bizim emeklerimizi çalmaya devam etti. İflas başvurusundan sonra, bir yıldan fazla süredir, yaptığımız incelemelerde, parça parça bilgilerin birleştirilmesi ile adeta büyük bir bulmacayı çözmeye çalıştık.
Havacılıkta Sendikacılığın Gelişmesi Şart
Bütün bunlar olurken, bizler ne kadar çaresiz, haklarımızı arama konusunda ne kadar bilgisiz, birlikte ve güçlü olmanın eksikliğini sonradan kavradık.
Bu hafta HAVA-SEN’in güç kaybettiğini anlatan ve adete bu durumdan zevk almış gibi görünen bir haber yayılandı . Keşke bu haber, havacılık sektöründeki sendikacılığın durumunu daha detaylı bir şekilde bizlere anlatıyor olsaydı. Burada iki durum söz konusu; birincisi, Hava-Sen güç kaybetmiştir. Doğrudur. Hava-İş ise güç kazanmıştır, üye sayısını artırmıştır. Peki, Hava-İş bu kadar güçlü olmasına rağmen Atlasjet İflasında emekçilerin yanında neden durmamıştır? Önemli olan güçlünün yanında olmak değil, zayıfın yanında durabilmektir. Üyesi olmayan emekçilerle ilgilenmiyor olabilirler, umarım kendi üyelerinin haklarını koruyor ve iyileştirme için çok yoğun bir çalışma içerisindedirler. Bunun için var olduklarını da hiç unutmadan çalışıyorlardır diye ümit ediyorum.
Havacılık Sektörü neden Taşımacılık İş Kolunda?
Burada bir hakikati de belirtmeden geçemeyeceğim. Havacılık sektörü, sendikacılık kanununda “Taşımacılık” iş kolunda bulunmaktadır. Bu nedenle Hava-İş’in üye sayısının yüksek olmasının nedenlerinden birisi de, havacılık sektörü dışında Taşımacılık sektöründen birçok emekçinin bu sendikaya üye olmasıdır. Havacılık sektöründe sendikacılık olması gerektiği gibi maalesef çalışmıyor veya çalışamıyor. Bunun nedenlerini bir sonraki yazımda kaleme alıyor olacağım. Deniz Taşımacılığı aynı bir iş kolu sayılırken, Havacılık sektörünün ayrı bir iş kolu sayılmaması kabul edilemez ve bunun bir an önce düzeltilmesi gerekiyor.
Ben ve belki birçok arkadaşımız, sendika konusundaki ilk tecrübemizi Atlasjet İflasında yaşadık. Hava-İş’in çok güçlü ve üye sayısının çok olmasına rağmen, Hava-İş’in Atlaszedelere sahip çıkmadığını, buna karşın sendika üyesi olmamalarına rağmen Hava-Sen’in Atlasjet çalışanlarına nasıl kucak açtığını, tüm basın açıklamalarında başta Hava-Sen Başkanı Seçkin Koçak ve diğer Sendika Yöneticilerinin en önde mücadele ettiğini, tüm Atlaszedelere bilgilendirme, yönlendirme, hukuki destek konularında ihtiyaç duyulan konularda nasıl yardımcı olduğunu hepimiz gördük. Atlaszedelerin hak arayışında Hava-Sen bu kadar destek olurken, ben Hava-İş’in desteğini maalesef hiç göremedim, belki de ben duymadım.
Biz Ersoy Ailesiyiz, Bizde Kimsenin Parası Kalmaz Dediler, Ama Ersoy Ailesi Borçları Ödemedi.
Olayın diğer bir yönü, Atlasjet İşvereni Ali Murat Ersoy’un ikiz kardeşi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy olması nedeniyle, Atlasjet İflası ile ilgili basın açıklamaları hem Murat Ersoy ve hem de Bakan Mehmet Ersoy cephesinde rahatsızlıklar yarattı. Nitekim, 10 Aralık 2020 İnsan Hakları Gününde, ETS Tur önünde yapılan basın açıklaması ve oturma eylemi sırasında, Atlaszedeler, bir saz sanatçısı, bir gazeteci ve iki sendika başkanı gözaltına alınmıştı. Hava-Sen Başkanı Seçkin Koçak bu emekçilerin haklarının ararken, anayasal haklarını kullanan Atlaszedeler ile birlikte gözaltına alındı. Atlaszedelerin yardımına Enerji İş Sendikası, Milletvekilleri ve burada ismini sayamadığım birçok kişi ve kurumlar destek olurken, Hava-İş’i hiç görmedik. Sanıyorum çalışanların ve emekçilerin haklarını korurken çok meşguldüler. Bize ayıracak zamanları olmadı. Diğer taraftan, Umut-Sen yetkilileri de AZAP Platformunun her basın açıklamasında desteklerini esirgemediler ve kendilerine teşekkür etmeden geçemeyeceğim.
Murat Ersoy 100’e yakın şirket kurmuş…
Murat Ersoy’un son 20 yıl içerisinde, yurt içinde kurduğu ve İstanbul Ticaret Odasına kayıtlı 41 Şirket, İsviçre’de kurduğu 7 Şirket, Atlasjet’in uçuş yaptığı ülkelerde kurduğu 20’ye yakın şirket ve daha ismini bilemediğimiz veya tespit edemediğimiz diğer şirketler hep bu büyük resmin bir parçasıydı. Tabiki bu kadar büyük bir resmin birçok yöneticisi olduğu kadar, buradan nemalanan, şirketin gelirlerine göz diken fırsatçıların olmaması imkansızdı. Aklına bir fikir gelen, Ali Murat Ersoy’a anlatarak şirketten avans almak suretiyle, çalışmalara başladı ve sonrasında ortadan kayboldular. Olan şirketin paralarına oldu.
Daha önceki bir yazımda, bu şirket kuran Ali Murat Ersoy’a 41 kere maşallah demiştik. Ama o günden bu zamana kadar şirket sayısında yeni tespitler ile artışlar olmuştur. Şirket sayısının 100’e yakın olduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca Ali Murat Ersoy’a aynı yazıda sormuş olduğumuz sorulara bugüne kadar herhangi bir cevap verilmemiştir.
Murat Ersoy Kendi Şirketlerine Sipariş Avansı Vermiş
Bilirkişi raporunu incelediğimizde ise, Atlasjet’in kazandığı paraların ve aldığı kredilerin, Ali Murat Ersoy’un diğer şirketlerine sipariş avansları olarak verildiği veya yüksek miktarda parasal kaynakların karşılıksız olarak aktarıldığı, bankalardan alınan kredilerle Ali Murat Ersoy’un sahip olduğu İntek ve İKS şirketleri aracılığı ile Elexus Hotelin inşaatının finanse edildiğine işaret etmektedir..
Bu süreçte, siyasi partilerden de davetler gelmesi üzerine, siyasi parti liderleri ve ilgili milletvekilleri ile görüşüldü. Yaşanan mağduriyetler anlatıldı. Atlasjet İflası ile ilgili incelemelerde, bizlere hukuki ve finansal inceleme konusunda destek sağlandı.
Mahkeme 22 Nisan 2021’de Karar Verecek mi?
18 Mart 2021 günü, Bilirkişi raporunun, tebligatı için ek süre verilmesi nedeniyle, Mahkeme duruşmayı 22 Nisan tarihine ertelendi. Bu duruşmada, Atlaszedeler, bilirkişi raporuna itirazlarını çok detaylı bir çalışma ile yaptılar. İflasın normal bir iflas olmadığını, Hileli İflas olduğu yönünde kuvvetli deliller olduğunu ve bununla ilgili bilgileri Mahkemeye sundular ve Mahkemenin sonucunu bekliyorlar. Mahkemenin iflası kabul etmesi durumunda, Atlasjet Havacılık A.Ş.’ne ait tespit edilen varlıklar ve iştiraklerine ait şirketler ve bu şirketlere ait mal varlıkları Mahkeme tarafından görevlendirilecek İflas Masası ve Heyeti tarafından gerekli icra, varlıkların satışı ve borçların ödenmesi yönünde işlem yapıyor olacaklar.
Süreci özetleyecek olursak, defalarca Ali Murat Ersoy tarafından söz verilmesine rağmen, çalışanların alacakları için ödemeler yapılmadı. Bunlara karşılık olarak Atlaszedeler, Ali Murat Ersoy’un evinin ve işyerinin önünde, ilgili diğer mekanlarda basın açıklamaları yaparak durumu protesto ettiler ve alacaklarını talep ettiler. Ancak, üzerinden 16 ay geçmesine rağmen ödemeler yapılmadı.
Şubat 2020 tarihinden bugüne kadar Atlaszedeler tarafından kurulan AZAP Platformunun tüm eylemleri, basın açıklamaları ve hak arayışları ile ilgili tarihsel akışına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
https://azap.online-b2b.net/
Önümüzdeki birkaç ay çok kritik bir süreç. Bir havayolunun iflas etmesi, sadece o havayolunu, çalışanlarını ve ailelerini etkilemiyor, aynı zamanda tüm havacılık sektörünü, o şirket ile birlikte çalışan diğer kurum ve kuruluşları, bugüne kadar yapılan yatırımları ve şu an aklımıza gelmeyen birçok unsuru çok olumsuz bir şekilde etkilemektedir.
22 Ekim 2020 tarihinde, “Türkiye’de İflas Eden İlk Büyük Havayolu Şirketi ve Alınması Gerekli Dersler” konulu bir yazı yayınlamıştım. Yazımda, iflas eden bir havayolu firmasının ne tür sorunlara yol açabileceğini, bunları önlemek için neler yapılması gerektiğini anlatmaya çalıştım. Dünyamızı etkileyen bu salgında, havayolu firmalarının ayakta durabilmesi için, devlet desteğinin sağlanması çok önemlidir. Aksi takdirde Havacılık Sektörü çok gerilere gidecek ve telafisi imkansız boşluklar yaratacaktır. Konunun öneminden dolayı tekrar not düşmek istedim.
2021 yılının birinci yarısının sonuna gelirken, dünya genelinde ve ülkemizde aşılamanın başarılı olmasını ümit ediyor ve havacılığın eski seviyelerine dönmesini diliyorum.
Hepinize, sağlıklı günler diliyorum.
Yazar: İdris Elmas
