Geçen hafta gerçekten gündemi yoğun günler geçirdik. Önce Airporthaberin düzenlediği ve başarıyla gerçekleştirdiği Yılın Havayolu ve Havalimanı işletmecisi ödül töreni hazırlıkları, sonra da 193 sayılı gelir vergisi kanununun havacılık sektörünü yakından ilgilendiren 29/2 maddesi üzerindeki yazı çalışmalarım gerçekten yorucu oldu. Sizleri aydınlatma adına, bu konuda birçok Hukukçuyla görüşmelerim oldu.
Hafta boyunca bu konuda çok değişik gruplardan sayısız mail ve telefon aldım. Konuyu anlamak ve Maliye Bakanlığı’nın, neden kanun maddesinde değişikliğe gitmek için çalışma yaptığını soran onlarca insana tek, tek cevap vermemin güçlüğünü sanırım tahmin edersiniz.
27 Şubat 2006 günkü Airporthaber’de yazdığım; “Lütfen bu yazımı okumayın” konu başlıklı yazım, hala sütunumdaki “yazarın diğer yazıları” bölümünde duruyor. O zamanlar konunun tüm ayrıntılarıyla sizleri uyarmak amacıyla yazdığım yazılar, sizleri Maliye Bakanlığı’nın yapmak istediği uygulamanın nedeni hususunda yeteri kadar aydınlatacaktır.
Düne kadar bu konuya ilgisiz kalan, kendilerini uyardığım ve kanuna uygun hareket etmiyorsunuz diye suçladığım THY ve Maliye Bakanlığı yetkilileri, tarafıma karşı gerek mahkemelerde, gerekse Danıştay’da kaybettikleri davanın sonucunda haksızlık ettikleri kesimlere karşı sessiz kalıp yapılan haksızlığı gidereceklerine, sessiz kalıp gelişmeleri izlemekle yetinmektedirler.
Sayın Maliye Bakanının, hukuken kaybettikleri davayı, kanun değişikliğine giderek değiştirme isteklerine “aklın şimdi mi başına geldi?” diyerek, 27 Şubat 2006 tarihli yazımı ve aşağıdaki yeni yazıyı okuyarak tarafsızca düşünmenizi diliyorum. Ben, şahsen, bu yasa değişikliğinin aklın yolu birse, TBMM den geçemeyeceğini ve komisyonlarda uzun, uzun tartışılacağını düşünüyoum.
Değerli okurlarım,
www.basbakanlik.gov.tr ‘da Kanun tasarıları bölümündeki ilgili maddenin eski ve yeni halini okumayan okuyucularımızın olması ihtimaline karşı yeniden yayınlamak istiyorum.
Kanunun 1960 senesinden itibaren uygulamada olan son hali:
Teşvik ikramiye ve mükâfatları:
Madde 29 – Teşvik gayesiyle verilen aşağıda yazılı ikramiye ve mükâfatlar Gelir Vergisinden müstesnadır:
1. İlim ve fenni, güzel sanatları, tarımı, hayvan yetiştirilmesini ve memleket bakımından faydalı olan diğer işleri ve faaliyetleri teşvik maksadiyle verilen ikramiyeler ve mükâfatlar;
(Değişik bentler 2.3.4: 24.12.1980–2361/20 md.)
2. Subay, astsubay, erbaş ve erlere ve Ordu hizmetinde bulunan sivil makinistlere, uçuş, dalış gibi hizmetleri dolayısıyla verilen tazminatlar, gündelikler, ikramiyeler, zamlar ile Türk Hava Kurumu veya kanuni ve iş merkezi Türkiye`de bulunan müesseselerde uçuş maksadıyla görevlendirilenlere; uçuş hizmetleri, denizaltına dalış yapanlara dalış hizmetleri dolayısıyla yapılan aynı mahiyetteki ödemeler;
3. Spor yarışmalarına katılan amatör sporculara ödenen ödül ve ikramiyeler;
4. Spor yarışmalarını yöneten hakemlere ödenen ücretler.
Kanunun tasarı halinde Maliye Bakanlığınca uygulanmak istenene hali:
MADDE 1- 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 29 uncu maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“2. Türk Silahlı Kuvvetleri, Emniyet Genel Müdürlüğü, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü, Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü ve Türk Hava Kurumu ile kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunan işletmelerde uçuş veya dalış maksadıyla görevlendirilenlere; bu hizmetleri dolayısıyla verilen tazminat ve ikramiyeler ile bu mahiyetteki ödemeler (Bu istisna, fiili uçuş ve dalış hizmetleri karşılığında verilen tazminat ve ikramiyeler ile bu mahiyetteki ödemeleri kapsar ve her aya ait toplam brüt ücretin yüzde altmışını aşamaz.);”
Bu Kanun tasarısı,01.01.2007 tarihinden geçerli olacakmış.( tabiî ki bu değişiklik önerisi normal olarak bu konuda kurulacak komisyonlardan geçmesi gerekir)
Yasanın: Tasarı halinde TBMM gelme tarihi 28 Kasım 2006–1/1266 esas no. Dönemi ve yasama yılı 22/5 dir. Bu tasarının TBMM Plan Bütçe Komisyonuna sevki ise 4.12.2006 olup Kanun hükmünde kararnameyle değiştirilme şartı bulunmamaktadır.
Değerli okurlarım, bu kanun Gelir Vergisi Kanunu’nun teşvik maddesi olup, ilk çıkış tarihi 1930’lu yıllara dayanır. Havacılığın ilerlemesine katkı sağlama amaçlıdır.
Özel Havayollarımız bu kanununu gerçek şekilde yorumlayıp, teknik personeline uygulamasına rağmen, THY’nin ve Hava-İş Sendikasının senelerdir bu kanuna yanlış yaklaşımları nedeniyle THY Teknik mağdur edilmiş ve konu Danıştay a kadar tarafımdan iletilmiştir.
Sevgili THY, sen senelerdir bu kanunu fiili uçuş şartı aranmadığı halde, uyarılmana rağmen yanlış uygulayacaksın, sana gösterilen özel havayolu örneklerine kayıtsız kalacaksın, Bu mücadeleyi tek başına sürdüren bir personeline etmediğini bırakmayacaksın. Sonra bu mücadeleyi hukuken kaybedip, bu sefer Maliye Bakanlığı ile görüşerek bu Teknik personellerin bundan sonraki haklarını almalarına mani Kanun taslağı çıkmasına olanak sağlayacak ya da seyirci kalacaksın.
Ve sen sevgili Sendika yönetimi, bir üyenin hatta UTED Yönetiminin sana getirdiği bu hukuki konuyu işçiden yani çalışandan yana olmayıp, THY Yönetimin ağzından konuşup bu kanun maddesinin Teknik personele şamil olmadığında ısrarlı olacaksın,
Bu konuda hukukçularını nezaket ende olsa harekete geçirmeyeceksin, üstelik bu kanun maddesi için avukat tutarak konunun üstüne giden UTED yönetimini ve bilhassa o günkü başkanını “toplumu kandırıyorlar” diyerek sahtekâr ilan edeceksin.
Ve sonrada o sahtekâr dediğiniz kimse, Davayı kazanıp 5 sene geriye dönük Maliye Bakanlığından46.035 Milyar TL yi geri aldığında özür dileyip onu kutlayacağınıza, hemen konuya el atıp, davayı sahiplenerek, Avukatlarınıza inanmadığınız bu davanın yürütülmesi emrini vereceksiniz. (kadrolu avukatınız varken her nedense avukatlık ücretini de üyenizden isteyerek) Bu ahlaki kriterlere uymayan etik olup olmadığının tartışılması bile anlamsız olan davranış biçimine ne denir bilmem ki(!)
Ve siz Sayın Maliye bakanı; Bakanlığınız davayı kaybeder kaybetmez, geriye dönük olarak binlerce kişiye 5 senelik vergi iadelerini yapma zorunda kalıp alel, aceleyle bundan sonrakini bari vermeyelim diyerek, uygulamasında büyük sorunlar teşkil edecek tasarıyı gündeme getiriyorsun. Allahtan Revamı bu.
Değerli okurlarım bu konuya ilişkin inanınki sayfalarca yazı yazabilirim. 12–13 seneden beri ilgilendiğim bu konuda Türkiye de bir ilki kazanmış biri olarak sizlere yardımcı olmak isterim.
Bu kanun tasarısı henüz kesinleşmemiştir. Yani daha alt komisyon, üst komisyon çalışmaların yapılması gerekir. Bu komisyon çalışmalarında Havacılık sektöründe örgütlenmiş tüm mesleki gruplara büyük bir görev düşmektedir.
Ayrıca; Sivil Havacılık Kanun çalışmaları yapılan komisyonlarda, Uçak Teknisyen ininde uçucu olarak yer alması gündeme gelmişken ve komisyon başkanınca bu görüş olumlu karşılanmışken bu kanun madde değişikliği ne yaman çelişkidir böyle diye de ayrıca düşünüyorum.
Bu konuda UHAP önderliğinde yâda başka bir kurum önderliğinde bu çalışmalar hemen başlamalıdır.Sadece Teknik elemanlarda değil, Pilot ve Kabin memuru arkadaşlarda da bu konuda sorunlar yaratacak bir tasarıyla karşı karşıyayız.
Çünkü Yeni tasarıyla getirilmek istenen FİİLİ uçuş şartından havada kaldığı süre kastediliyorsa( ki-bu bir yorum meselesidir) sektörde Pilot ve Kabin memuru olup ta yöneticilik yapan kişilerde fiili uçuş yapma süreleri görevleri icabı diğerlerinden düşük olacağından maddi kayıplara yol açacak ve bu görevlere talip olan çıkmayacaktır.
Ayrıca; THY de uygulanan, Dondurulmuş, kredilendirilmiş gibi düzenlemeler ve ilave tediyeler (ikramiyeler) fiili uçuş şartının şart olduğu bir kanunla yapılamaz. Bu kanun tasarısı havadaki kalınan süreyi kapsamış olarak algılanılabilinir. Yâda o düşüncede yapılması düşünülmüş olabilir. Bu düşünce egemen olduğunda uçucu kesimin ayrıca bir iş tazminatı alıp (%100 vergili) buna ilavetende uçtuğu saatlerdeki birim uçuş saat ücretlerinin toplamını ekstra olarak %60 net %40 vergili alması gerekir.
İlave Tediyeler, Hastalık durumları, senelik izinlerinin ücretleri fiili uçuş kapsamında değerlendirilemez ve %100 vergili olma durumunda kalınabilinir.
Eğer şirketlerdeki uygulama, eskisi gibi dondurulmuş,kredilendirilmiş sistem içerisinde ayrıca, Senelik izinde ve İlave tediyeler dâhil olmak üzere ne kadar uçulursa uçulsun denilerek belirlenmiş tazminatın her şekilde %60 ını NET %40 ını Vergilendirilmiş olarak alınacak denirse;
Uçucu personel dışında herhangi bir Teknik elemanda uçuşa yollanma durumunda (deneme ucuşu, havadaki arızaların görülebilmesi veya yabancı meydana uçağın bakımı yapılması için gönderilme) uçucu personel olarak mütalaa edilmelidir. Bu uçucu teknik gruba yani Uçak Teknisyenlerine resmi elbise, Landing kart verip uçuş görevini resmen programlandırıp üstelik ortaklık el kitabına uçuşa katılan teknik personel yazıp sonrada siz sadece yer personelisiniz demek ne derece akıllıca olacaktır. ( üstelik Teknisyenlerin uçuş hizmeti yaptıkları Danıştay’ca onaylanmasına rağmen)
Uçucu grubun tüm tazminatına %60 net %40 vergili, Uçuşa katılan Teknik personelin tazminatını %100 vergili kılmak ne kadar adildir.
Kısaca, uçucu personelle, gerektiğinde uçuşa katılan personel ayrımı yapmamak gerekir.Kuralların her iki gruba da aynen uygulanmaması sorunları da beraberinde getirecektir. Konu şu an TBMM plan bütçe komisyonundadır. Bilhassa Silahlı kuvvetler, Emniyet Genel Müdürlüğü uçucu ekiplerini de kapsadığından ve kanunun neler getirip neler götüreceği tam anlaşılmadığından tasarının bir daha gözden geçirilmesinde fayda vardır.
Burada düşündüğümü tam anlatamamam veya yazamamam, bir kavram kargaşası yaratmış olabilir. Sizler yazıya yorum attıkça, konu okuyucular tarafından daha net anlaşılacaktır. Bu önemli kanun değişikliği, başta THY olmak üzere, Türk Silahlı kuvvetleri, Emniyet Genel Müdürlüğü, SHGM, DHMİ ve Türk Hava Kurumu ve tüm Özel Havayolu şirketlerimizi kapsamaktadır.
Bence bu kanun oldubittiye getirilmeden sektör temsilcilerinin ve sivil toplum örgütlerinin üstünde beraber çalışacağı alt ve üst komisyonlardan mutlaka geçmeli ve uzun, uzun tartışılmalıdır. Aksi takdirde ben yaptım oldu mantığı ilerde, şimdiki durumdan daha çok sorunları beraberinde getirecektir.
Saygılarımla.
İyi haftalar dileğimle.
SAYIN GÜNTAY ŞİMSEK
10.12.2006 TARİHLİ SABAH GAZETESİ PAZAR İLAVESİNDEKİ YAZINIZI BEĞENDİM. YALNIZ BU YAZININ İÇERİĞİ VE THY NİN STAR ALLIANCE BİRLİKTELİĞİNDEKİ KUŞKULARINIZI VE ÖNERİLERİLERİNİZİ BEN, GEÇEN HAFTA KÖŞEMDE “KIZIMIZ EVLENİYOR” BAŞLIĞIYLA YAYINLAMIŞTIM.
KUŞKULARIMIZIN VE ÖNERİLERİMİZİN BU KADAR BİRE BİR OLMASI BİR TESADÜF OLMASA GEREK DİYE DÜŞÜNMEKTEYİM. BU NEDENLE MESLEK ETİĞİNE UYGUN OLARAK ALINTILARIN VEYA ESİNLENMELERİN MUTLAKA BELİRTİLMESİ GEREKTİĞİNİ HATIRLATIRIM.SEVGİLER