AJET yolcuları çok dertli… Ahmet BOLAT’ın bayram öncesi jesti… İşten çıkarmalar ve geri bildirim sorunu.

AJET yolcuları çok dertli... Ahmet BOLAT’ın bayram öncesi jesti… İşten çıkarmalar ve geri bildirim sorunu.

Değerli Okurlar,

Gökyüzünün kanatsız melekleri, uçuş emniyetinin ve güvenliğinin teminatı, güler yüz ve şefkatle konforlu uçuşların mimarı olan kıymetli kabin memurlarımızın DÜNYA KABİN MEMURLARI GÜNÜNÜ bende bir kez daha kutlamak istiyorum. Meslek hayatları boyunca gökyüzünde 10 binlerce saat gece gündüz demeden hizmet veren sağlıklarından ve yaşam düzenlerinden çok büyük fedakarlıkla mesleğini icra eden bu arkadaşlarımıza şüphesiz hepimiz çok şey borçluyuz.

Kötü bir yolculuğun veya uçuş esnasında yaşanan ilgisizliğin yarattığı memnuniyetsizlikler, zamanla hava yolu şirketlerinin tercih edilmeme nedenlerini doğurduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Son dönemde AJET ile sistem değişikliği ve geçiş sürecinde yaşanan rötarlar ile bazı teknik aksaklıklar nedeniyle farklı havalimanlarına inmek zorunda kalan uçaklar yüzünden şikayetler epeyce artmaya, yeni biletleme ve rezervasyon sisteminde yaşanan sorunlar hizmet kalitesini sorgulamaya ve şirket imajına ciddi zararlar vermeye başladı. Umarız bir an evvel bu sorunlar aşılır, şikayetler giderilir. 

Ahmet BOLAT Beyin bu hafta duyurduğu iştirak firmalarda bayram öncesi verdiği erken zam haberi iştirak çalışanlarına bir nebzede olsa rahat bir nefes aldırdı. Tüm THY çalışanlarında her şeye rağmen halen Kurban Bayramı ikramiye beklentisi devam ediyor. Ama aldığımız duyumlara ve yapılan açıklamalara, kamudaki tasarruf tedbirleri ve yapılan genel kurul sonrası havaya bakınca bu ihtimalin giderek azaldığını düşünüyorum. Fakat açıklanması muhtemel 6 aylık enflasyonun üzerinde %30 zammın Mayıs ve Haziran ayı maaşlarına yansıtılarak şimdiden 2 ay önden verilmesi özellikle geçim sıkıntısı yaşayan düşük ücretli iştirak personellerinin yüzünü güldürdü. 

Ekonominin giderek ağırlaşan yükünü omzunda taşıyan düşük gelirli kesimin bu zamanlarda desteklenmesi çok kıymetli. Bu konuda THY’nin izlediği ikramiye ve kâr payı dağıtım politikasını en çok bu açıdan önemsiyorum. Yüksek maaşlı arkadaşlarımızın mutlaka sektörel ve mesleki bakımdan farkları ya da kıyaslamalı beklentileri ve eleştirileri olabilir. Ama yer hizmetleri ve destek hizmetleri ile ana operasyonun tedarik zincirinde çalışanlarının ücret ve skalaları hakikaten iç açıcı değil. 

THY’nin birçok iştirak firmasına Ahmet Bey’in yeni yönetim kurulu başkanları atamasıyla umarız bu huzur hakkı ve maaş tartışmaları yaratanlar da gerekli mesajı almıştır. Burada ana yetki ve sorumluluk her ne kadar THY yönetimindeyse de bu yükün diğer yönetim organlarındaki arkadaşlarla paylaşılması hem işleyiş ve iş yükü açısından fayda sağlamakla beraber hem de lüzumsuz tartışmaları da son erdireceği için yerinde, doğru bir karar olarak görüyorum. Kabul etmeliyiz ki bu dönemde çok büyük uçak siparişleri ile filolarımızda hızlı bir büyümeye ve radikal değişimlerle kronik birçok sorunların çözümüne şahitlik ettik. 

Taşeronların iştirak bir firma ile kadrolara, ücret ve özlük haklarının iyileştirilerek THY teminatı altına alınması benim açımdan en önemli hamlelerden biriydi. Yine bu dönemde bonkörce verilen kâr payı ve ikramiyeler yüksek gelir vergisi ve ağır zamlar karşısında zorlanan çalışanlara karşı atılan iyi niyetli adımlardı. Bir de sendikalı olmalarının bu dönemde önü açılırsa büyük bir devrim olur. Büyük liderlik, cesur ve radikal değişimler için güçlü, iradeli adımlar atmayı gerektirir. Bizler her zaman ara kademelerde yaşanan sıkıntıların ve aradaki iletişim sorunlarının giderilememesini eleştiriyoruz. 

Koltuklarını korumak veya varlıklarını sürdürmek için işgüzarlık yapan liyakatsiz ve vicdansız kademelerin kötü muamelelerine ve çalışanlara zarar vermesine engel olunması gerekiyor. Bunun içinde CİMER gibi çalışanların yaşadıkları tüm sorun ve önerilerin irdelendiği ETİK ve ŞİKAYET gibi kanalların çok etkin olarak kullanılması gerekiyor. Kuralların insani ve ahlaki çerçevede uygulanmayarak, etik normların dikkate alınmadığı bir sistemde başarısızlıklar ve kopuşlar başlar. Bunlara asla fırsat verilmemeli.

Halen süren pass ced bilet konusu ve jump seat sorunu özellikle THY Teknik çalışanlarında ciddi bir moral ve motivasyon kaybına neden oluyor. Garantili uçuş bileti düzeni ve indirimli biletten faydalanan yakınlarla ilgili değişiklik durumu herkeste farklı soru işaretlerine ve tartışmalara neden oluyor. Açıkçası yaygın kanaat ve beklenti garantili uçuş bileti hakkının sağlanmasının yanı sıra CED bilet uygulamasının da mevcut kapsamı ile devam etmesinden yana. Haklı olarak diğer iştirak firmaların çalışanları da belirli düzeyde bu haktan faydalanmayı bekliyor. Umarız tüm bu taleplerin gözetildiği bir çalışma yapılır. TGS, TSS, THY OPET, DOCO gibi şirketlerin çalışanlarının da kulakları sizde…

Emniyet kültürü ve organizasyonel problemler

Yazımı sonlandırırken “emniyet kültürü” kavramından bahsetmek istiyorum. Emniyete ilişkin paylaşılan inanışlar, değerler, uygulamalar ve tutumlar şeklinde ifade edilen bu kavram ilk olarak 1986 yılında Çernobil nükleer faciasından sonra hazırlanan hata raporunda ortaya çıkmıştır. Bunun nedeni ise bu facianın sebebinin örgütsel sorunlardan kaynaklanmasıdır. Sonrasında 1991 yılında Viyana da düzenlenen International Atomic Energy Agency konferansında derinlemesine incelenen bu kavramın en önemli unsuru insandır. Emniyet aşamalarında 1950’lerin Teknik, 1970’lerin sonlarının İnsan Faktörü, 1990’lı yılların da Organizasyonel aşama olarak adlandırıldığı düşünüldüğünde, hataların en büyük sebebinin insan faktöründen ziyade insanların oluşturduğu organizasyon yapısından kaynaklandığı ortaya çıkacaktır. 

THY’de işten çıkarmalar ve geri bildirim sorunu

Hepimizin bildiği üzere son haftalarda THY’de birçok işten çıkartma oldu. Açıkçası iştirakleri ile 80000’den fazla kişinin çalıştığı bir şirkette söz konusu sayılardaki işten çıkartmaların olması son derece doğal ancak burada önemli olan husus fesihnamede işten çıkartma gerekçesinin belirtilmesi gerekliliğidir.

Örneğin işten çıkartılan personelden savunma almadan, CRM’e aykırı mı davranıldı, disiplin suçu mu işlendi, sosyal medya politikasına mı aykırı davranıldı vb. şeklinde bilgi akışının da olmadığını düşündüğümüzde çalışmaya devam eden personellerin de bu durumdan olumsuz etkilenebilme durumu söz konusu. 

Gençlere yer açılması için çok eskiden beri çalışan ve şirket tarafından uygunsuz davrandığı düşünülen personellerin işten çıkartılması doğal sayılabilirse de kurum kültürüne sahip uzun yıllar çalışan personelin toplam personel sayısına oranı ve tecrübeli personellerin gençlere örnek oluşturması da o kadar önemli. 

Sayı her ne kadar açıklanmasa da umarım THY işten adam atmayı gerektirecek bir insan kaynakları politikası izlemez umarım bu tür talihsiz ve personeli mağdur edecek işlemler sınırlı olur ve sonrasında tekrarlanmaz. THY gibi büyük ölçekli ve başarılı bir şirketin bu detayı muhakkak düşündüğünü ve önemsediğini düşünsem de geleceğe yönelik kamuoyuna daha güzel bir imaj vermeleri gerektiğini de düşünüyorum.

AirlineHaber’in kuruluşundan bugüne ve geleceğe yönelik stratejisi bellidir. Rahmetli babamın ilkeleri yalan söylememek, yalan haber yapmamak, doğru bilgileri paylaşmak ve sadece çalışanın yanında olmaktır. Bu ilkeleri bizde sürdürmeye kararlılıkla devam ediyoruz. Bu nedenle nefesimiz yettiği kadar ilkeli yayın yapma kararlılığımızı sürdüreceğiz.

Hepinize sağlık ve huzur dolu bir hafta diliyorum…

Exit mobile version