Bu haftaki köşe yazımı yazarken bir arkadaşımız bana hepimizin yakinen tanıdığı balon haberci diye ismi çıkmış bir habercinin twitter den attığı mesajı iletti. Beni asıl güldüren ve yuhhh yani dedirten bu mesaj değildi. Mesaj’da daha önce yayınladığı bir haberde 41 yerden maaş aldığı iddia edilen Yahya Üstün, bu iddianın yanlış olduğunu bir tek yerden maaş aldığını beyan edip yalanlamıştı.
Bu beyandan sonra balon haberleri ile isim yapan, havacılık bilgisi SIFIR olan bu habercinin Yahya Üstün’ün 41 yerden ayrı, ayrı maaş aldığını ispat etmesi lazım. (Belgeleri ile birlikte) Bu işlem, bir gazeteci için zor olmasa gerek… Ayrıca, iddia da bulunan iddiasını ispatla mükelleftir.
Bakın ben bir haber yapıyorsam, birilerini eleştiriyorsam, bilin ki, hepsi belgelidir. Arzu edene yollayabilirim. Çünkü, Belgesiz atıp tutan kişiye müfteri denir. Hepinizce malum sitenin malum balon habercisi boş atıp dolu tutmaya çalışacağına bulup belgeleri yayınlamalı.
Malum site gibi, reklam aldığı Onur Air ve Atlas Global’daki gidişatı yazamayan birinin iddia ettiği bilgiler okurlar tarafından ne kadar ciddiye alınabilir?
Hep merak ediyorum. Düne kadar THY ve ortaklıklarının hepsinden ayrı ayrı aldığın reklam mamaları kesilmese idi şimdi malum sitenin malum balon habercileri olarak bunları yazabilir miydiniz? Karşı tarafı reklam vermeye zorlarsan, yarın birileri de çıkar ve sana şantajcı ve tetikçi der…
Aklı başında ve bir firma sana reklam verir mi? Havacılık haber sitesi açan bu malum kişinin havacılıkla uzaktan yakından ilgisi alakası var mı? (yolcu olarak uçmaktan başka)
Hava-İş sendikası yönetimi değişip Ali Kemal Tatlıbal yönetimi geldikten hemen sonra Hava-İş yönetimine yönelik bir dolu hakaret eden (Bu yazıların hepsi bende mevcut) ama sonra bir anda dönerek Hava-İş’in yayın organı olarak çalışmaya başlayan malum sitenin balon habercisinin birkaç senedir Hava-İş’i eleştiren bir yazısı olmuş mudur? Üyelerinin hakkını doğru dürüst aramayan Hava-İş’i eleştiren bir tek yazısını bana yollayın ben kalemimi bırakacağım. Sizce neden eleştiremez? (Yorumculara bırakıyorum)
Benim yönetim kurulu başkanı olduğum AirportTV yayın yaparken, vergi borcun var diye sana benden yüksek maaş ödettirdiğimi unuttun mu? (Belgeli) Vergi borcun olduğunda AirportHaber’in sahibi ablan değil miydi? Benim sayemde ( 0 zamanın 15.000 TL ) yüksek maaş verdirerek vergi borçlarını ödeyip haber sitesini üstüne almana kim yardım etti?
Hangi şirkette yayın yönetmeni, yönetim kurulu başkanından çok daha yüksek maaş alabilir ki? (TV’deki Maaş Skalası ve maaş alanların listesi hala bende saklı)
Ayrıca havalimanında yolcuların unuttuğu eşyaları bir şekilde alıp, satmak için Küçükçekmece’de dükkân açan sen değil misin?
Ya Merter Metro istasyonun altına bir gece yarısı kondurduğun kaçak büfe olayına ne demeli?
İYİ PARTİ’ye geçer geçmez yaptığın bu suiistimal ilerde de aynı suiistimallere devam edeceğini göstermiyor mu?
Reklam almak için randevu isterken İyi Parti’nin ismini kullandığın söylenmekte. Bu doğru mu?
İyi Parti’nin adını da bu tür şaibeli işe karıştırdın ya pes yani… Senin neyine siyaset… Pozitifle Negatifin anlamını ilkokul çocukları bile bilirken, genel yayın yönetmenliği yapan birinin bilememesi skandaldır. (yok, öyle bir şey dersen belgesi bende)
Yazdığı ve sonra birilerinin ikazı ile sildiği aslı bende olan twit de şunlar yazılıydı. “Covid 19 test sonucum hayırlısı ile pozitif çıktı” deniyor. (Arzu edene bu cahilce iletiyi yollayabilirim)
Yerel seçimlerde CHP Küçükçekmece listesinden belediye meclis üyesi seçilip, 6 ay sonra istifa edip İYİ PARTİ ye geçen biri hem CHP’nin hem de İYİ PARTİ’nin adını da rezil ediyor.
Ey CHP ve İyi Parti yönetimi. Birini kadronuza alacaksanız araştırın be kardeşim. Manavdan domates alırken bile çürüğü var mı diye bakıp almıyoruz. Siz, İstanbul belediye meclis üyeliği için isim belirlerken kadronuza aldığınız kişilerin siciline bakmıyor musunuz?
Kim onu listesine kabul buyuruyorsa, oradan seçime girebilir. İlk önceleri AKP tarafında dolandı durdu. Aday/Adayı oldu kazanamadı. Bu sefer Binali Yıldırımın peşine takıldı. Aynı, İYİ PARTİ Başkanı Meral Akşener hanımında yanına yaklaşıp boy, boy resimler çektirdiği gibi Binali Yıldırım ile de bir dolu fotoğrafı mevcut. Şimdi siz bana malum kişinin mesleğini sorsanız ve Ticaret mi; Siyaset mi, Gazetecilik mi, Komisyonculuk mu? Yapıyor deseniz, ben hepsini birden yapıyor der ve ispat ederim
Bu nedenle, onun için İYİ PARTİ veya bir başka parti çok da önemli değil. Önemli olan ticari ilişkilerine yardımcı olunması.
Bu malum kişi için önemli olan, ticari ilişkileri için randevu alacağı ve ticari kazanç sağlayacağı siyasi bir kimlik idi. Bu kimlik ile isteği yerden randevu alabilip ticari işleri için kullanmak. Aslında şimdiden kullanmaya başlamış olmalı
Kısaca; Geçen hafta köşesinde yazdığı yazı, belgeli ve ispatlı illegal işlerle tanınan biri tarafından yazılmamalıydı? Bir başka isimle o yazı yazılsa idi etkili olurdu. Şimdi ise tam tersi oldu.
Yahu birini suiistimal yapmak ile suçlarken karsına ayna koy ve kendine geçmişine arada sırada bir bak. Unutmuşsundur belki de…
Hatırlatmaya çalışayım;
Senin THY ile THK arasındaki pilot eğitimi anlaşmasında araya girip komisyonculuk yaptığını ve bu komisyonculuk sonrasında, pilot başına komisyon ödemesini (2013 yılının 340.000 TL’si) kendi hesabına yatırttığını unuttun mu? (bugünün parası ile 340.000TL kaç dolar ediyor hesaplayın)
Hesabına yatırılan bu paranın vergisini ödedin mi?
Şimdi sana komisyoncu diyenler yalan mı söylemiş oluyor? THY ve THK arasındaki anlaşmadan sen nasıl komisyon alabildin?
Bir habercinin, bu tür illegal işler yapıp sonra siyasete girmeye çalışması hem kendinin hem de mensubu olduğu siyasi partinin intihar etmesi demektir. Bu sicille IBB toplantılarında bile AKP grubunun komisyoncuyu maskaraya çevirdiklerini görmüyor musunuz?
Okumayanlar için bir daha aşağıda ki belgeleri yayınlayayım mı?
Pilot olabilmek için, babasına, anasına evini, arabasını sattırıp eğitim ücretini ödeyenlerden aldığın kişi başı komisyon senin hakkın mıydı? (Sana o mukavele yapma yetkisini kim verdi.) THY ile THK arasında ki bu suiistimalin altında imzalar var. O dönemlerde THY yönetiminde kim vardı acaba? O dönem, Bay Hamdi’nin dönemi değil miydi? Siz yorum atıp yazarsınız artık. Bu suçlamalara cevap verilirse aynen yayınlarım.
Senin işin habercilik mi? Komisyonculuk mu? Siyaset mi? Tekstil mi? Bitpazarı yönetimi mi? Konfeksiyonculuk mu? Bir adını koysan keşke…
Bay Hamdi zamanında Florida’daki FITA uçuş okuluna, su anda kapanan ve Sahiplerinin Amerika’da olduğunu sandığım YEŞİL KUNDURA’ nın yakın akrabası Sevda Kutlu ile birlikte götürdüğün THY’nin pilot adayları ve Florida da bir aya yakın kaldığın üniversitede öğretim üyesi olan ve o zamanki köşe yazarınız Korhan Oyman ile işbirliği neticesinde oluşan faturayı Temel Kotil’in yüksek bularak onaylamadığını ve bu nedenle Bay Hamdi ile aralarının açıldığını biliyoruz. YALAN MI?
Şimdi THY’ye soruyorum?
Temel Kotil o faturayı neden imzalamadı? O faturada anlaşma dışında ne kadar rakam vardı da Temel Kotil tarafından imzalanmamıştı… “Kol kırılır yeni içinde kalır” demeyin lütfen bana o belgeyi yollayın ki, anlaşma dışında ekstradan ne kadar para neden istenmiş okurlarıma yayınlıyayım.. O dönem de THY yönetim kurulu başkanı kimdi acep?
Sayın okurlarımız;
Belgeli olmayan hiçbir suçlama yapılamaz. Çünkü belge yoksa suçta yoktur. Birini suiistimalle veya bir başka nedenlerle suçlayacaksan mutlaka elinde geçerli legal belgeler ve şahitler olmalıdır? Aksi takdirde başınıza büyük bela açarsınız. THY’deki 30 yıl süren hizmetimde ne savunmam alındı ne de disiplin kurullarına çıkarıldım. ( Disiplin kurulu THY ve Sendika temsilcilerinden kuruluyor)
Malum kişi bu aralar fena bastırıyor. Sanırım önümüzdeki seçimlerde bir kez daha seçilmeye çalışacak gibi… Kim bilir, belki de milletvekili hatta bakan olmayı hayal ediyor olabilir. Kulağıma gelen bilgilerde Ulaştırma bakanı olmak istiyormuş. (Aç tavuk kendini darı ambarında sanırmış) Bence İyi Parti’nin en büyük yanlışı, alelacele kadro kuracağız diyerek araştırmadan, incelemeden bazı mimli ve geçmiş sicili bozuk kişileri kadrosuna almış olmasıdır.
IBB de iken bile, meclis toplantılarında bu arkadaşa karşı büfeci, komisyoncu, şantajcı sözleri havada uçuşuyor. TBMM ye girebilse acaba ne olurdu? Bu nedenle hiçbir parti sicili şaibeli biri ile seçim yarışına giremez. Seçici olmak zorundalar. Bu kişiyi kadrosuna alana havacılık camiasından oy çıkmaz. Bu sayı aileleri ile birlikte 400 Binin altında değildir.
BİRAZDA GÜLELİM;
Bakın, malum kişi, Cumhuriyet gazetesi yazarı Mine Kırıkkanat hanımefendiye nasıl hitap ediyor? Maşallah aşmış kendini. Çok samimi bile olsa yine de bir hanıma hitaben yazılan bir iletide ön isimle hitap edilmez. Adamın cahilliğine bak yahu hiç tanımadığı birine “Mine ne haber, Kemal iyi çocuktur” diyor. Bu Kemal dediği, babasının oğlu falan değil. İlker Aycı’nın özel kalemi iken TGS’ye yollanan genel müdür yardımcısı olmalı. Malum kişi, Kemal dediğine göre onunla da çok fazla samimi olmuş demektir.
Şimdi THY basın müşaviri Yahya beyin birçok yerde yönetim kurulunda yer aldığını yazıyor ve şikâyet ediyorsan, Kemal Haydar Öztürk’ün de THY dışında 9 yönetim kurulu üyeliği olduğunu da yazmalısın. ( Mine Kırıkkanat hanımefendi yazmış) Ayrıca, neden Kemal bey için Mine hanımdan ricacı oluyorsun ki? Şimdiden mi başladın aracılığa… Komisyonculuk yetmedi mi?
Neyse Mine Hanım da, gereken cevabı anında vermiş. Bu cevabı aşağıda link olarak yayınlıyorum.
Ya sevgili CHP-İYİ PARTİ Sizler birini kadronuza alırken o kişinin geçmişine bakmaz mısınız? Havacılık ile ilgili bilgileri, malum kişiden alıyorsanız yanmışsınız…
Ben bile Haber sitem için alacağım elemanı araştırıp öyle karar verirken siz ne yapıyorsunuz böyle…
Aşağıda link verdiğim iletileri ben yazmadım ki, size oy vermeyi planlayan halk yazmış.
Kısaca: https://eksisozluk.com/ali-kidik–2378292?p=2 (tıklayın).
Siyasiler hiç buralara bakmaz mı? Adaylarının geçmişini araştırmaz mı? Toplumun adayınıza bakış acısını değerlendirmez mi?