ABD'nin Hiçbir Ülkeye Vermediği Gökyüzündeki Ölüm Makinesi

Ülkelerin kendi ulusal güvenliklerini korumak adına her geçen gün attıkları adımlar, yeni teknoloji harikalarının doğmasına sebep oluyor. Amerikan Hava Kuvvetleri’nin sadece kendisi için ürettirdiği en ölümcül savaş makinesi F-22 Raptor’u gelin yakından tanıyalım.
Süpersonik hızlarla seyahat edebilen uçaklar söz konusu olduğunda, yüzlerce kilometre dakikalar içerisinde kat edilebiliyor. Yolcu uçakları, ulaşım konusunda hızlı olması açısından tercih sebebi olsalar da, aslında kardeşleri arasında oldukça hantal kaldıklarını söyleyebiliriz. Bugün, ulusal güvenlik için tercih edilen savaş jetleri arasında, en gelişmiş makinelerden birisi olarak gösterlen F-22 Raptor’un dudak uçuklata özellikleri derledik.
ABD’li silah ve uçak üreticisi Lockheed Martin tarafından tam 147 milyon dolar maliyetle üretilen F-22, rakiplerinden oldukça farklı teknolojilere sahip bir uçak. Bu süper makine ise sadece ABD ulusal güvenliği için, Amerikan Hava Kuvvetleri’nce kullanılabiliyor. ABD hükümeti, bu uçakların kesinlikle başka bir ülkeye satışına izin vermiyor, en yakın müttefiklerine bile.

Peki lakabı “Hayalet Uçak” olan F-22 Raptor’u bu kadar özel kılan ne?

F-22 tamamen hava hakimiyeti için geliştirilmiş bir uçak. Savunma amaçlı üretilmiş bütün jetler olabildiğince hızlı ve güçlü olması için tasarlanıyor. Lockheed Martin’in bu canavarı ise tüm bu özelliklerinin yanı sıra, neredeyse görünmezliğe yaklaşıyor. F-22’nin üretiminde kullanılan kompozit malzemeler, onu radarlarda çok küçük bir iz olarak gösteriyor Aynı zamanda kullandığı radar sistemi, tarama yapan diğer radar sinyallerinin parametrelerini bozabiliyor.

Saatte 2410 kilometre hız:

Dünya’nın en pahalı ve en güçlü savaş uçağı Raptor, saatte 2410 kilometrelik hızla uçabiliyor, bu da onu süpersonik hızlarda hareket edebilen bir savaş makinesi haline getiriyor. Yüksek süratine ve 3200 kilometrelik menzile, gövdesine yerleştirilmiş çift motoru sayesinde ulaşabiliyor.

F-22, en cüsseli savaş uçaklarından birisi. İçinde ölüm taşıyor:

Tek pilot için tasarlanmış bir kokpit dizaynı olmasına rağmen, 19 metre uzunluğunda olan jetin 15 tonluk ağırlığı var. Bu vahşi kuşun seleflerinden en büyük farkı ise füzelerini, dışarıdan görülemeyecek bir biçimde, gövdesinin içinde saklıyor olması. Bu sayede tam 322 kilogram ağırlığında mühimmat taşıma kapasitesine erişiyor. Düşman hava sahasına sızıp öncü darbeler indirebilen F-22’nin çok yüksek bir manevra kabiliyeti var. Savaş uçağı, bulunduğu görevlerde, 6 adet AIM-120C ve 2 adet AIM-9 güdümlü AA füze taşıyabilme kapasitesine sahip.

Herkesin bir kusuru vardır:

Amerikan Hükümeti sadece kendi kullandığı bu savaş jetlerinin yüksek maliyetlerinden dolayı, program kapsamında toplam 66,7 milyar dolarlık bir harcama gerçekleştirdi. ABD ordusunun en güçlü silahlarından olmasına rağmen, şimdiye kadar yalnızca 195 adet üretilmesinin nedeni, bu yüksek üretim maliyetiydi.
Öte yandan F-22’ler, Amerikan Donanması’nda bulunan bazı füzeleri, F-35’lere göre yeterince etkin kullanamıyorlar. Yine de sağladığı hava hakimiyeti o kadar üstün ki ordunun vazgeçilmezleri arasında yer alıyorlar.

Gelecek yıllarda, ülkelerin pilotlu savaş uçakları yerine büyük oranda insansız hava araçlarına geçeceği öngörülüyor. Bu nedenle yüksek maliyetli bu jetlerin ömürlerinin çok da uzun olacağı sanılmıyor. Daha gelişmiş teknolojiler, İHA’ları çok uzun menziller boyunca kontrol etmeye başladığı an, göklerde bu tarz ölüm makinelerini göremeyeceğiz gibi gözüküyor.
Tabi bu durum için üzülmeli mi yoksa sevinmeli miyiz, bunun kararını da siz okuyucularımıza bırakıyoruz.

Exit mobile version