Tüm dünyayı etkileyen ve yıkıcılığını giderek artıran küresel salgında, bazı aşılara kullanım onayı verilmesi ile umut verici bir sürece girilmiştir. Birçok ülke aşılamada belli bir mesafe kaydetmiş, Türkiye’de ise Çin Sinovac üretimi CoronaVac aşısından 3 milyon dozun ülkemize getirildiği açıklanmıştır. Sağlık Bakanlğı’nın planlamasına göre önceliğin ; sağlık çalışanlarına, öğretmenlere ve emniyet mensuplarına verileceği anlaşılmaktadır. Bu planlama, en riskli temas gruplarının seçildiğini göstermektedir. Yapılan değerlendirme isabetli olmakla birlikte eksik olduğu düşünülmektedir.
Pandeminin başında gerek kargo ve gerek tahliye seferlerinde büyük risk altında görev yapan pilotlar, kabin memurları ve yolcuyla direk veya dolaylı olarak da olsa teması olan havacılık çalışanlarının Haziran ayından itibaren havayolu taşımacılığının göreceli olarak serbest bırakılması ile ciddi ve sürekli tehdit ile karşı karşıya kaldığı açıktır. Nitekim bu dönemde, havayolu işletmelerinin şeffaf bir şekilde bildirimde bulunmaması nedeniyle kesin bir sayı vermek mümkün olamasa da çok sayıda pilot, kabin memuru, kargo yükleme uzmanı ve teknisyenin söz konusu hastalığa yakalandığı bir bölümünün de yaşamını yitirdiği bilinmektedir. Uzmanlar, kapalı ortamlarda riskin arttığını belirtmektedir. Sosyal mesafeyi sağlamanın imkansız olduğu uçak yolculuklarında, üstelik yolcuların yeme-içme gereksinimleri için maskelerini çıkardıkları düşünüldüğünde uçuş personelinin 1 saatten başlayıp 10-12 saate ulaşan ve kapalı bir tüpün içinde gerçekleşen operasyonlarda önemli bir riske maruz kaldığı ortadadır. Özellikle kokpit gibi çok dar bir alanda saatler boyunca birlikte görev yapmak zorunda kalan pilotların, yolcuyla yakın temas etmek zorunda kalan kabin memurları ile operasyon gereği biraraya gelen havacılık çalışanlarının bulaş riskinin yüksek olması, ayrıca birtakım uçuşlarda, varış meydanlarında ekiplerin yatıya kalması ise riski daha da artırmaktadır. Böylece sözkonusu çalışanların, covide yakalanması bir yana ailelerine ve yakın çevrelerine de bulaştırma olasılığı da yükselmektedir.
Bu gerçeklerden hareketle; ülkemize getirilen 3 milyon doz aşı uygulanması sürecine, sayıları 30 bini geçmeyen pilot ve kabin memurları ile riske maruz kalan havacılık çalışanlarının, sağlık çalışanlarının ardından ivedilikle dahil edilmesi gerekmektedir. Konu ile ilgili olarak sendikamız HAVA-SEN, Cumhurbaşkanlığımız başta olmak üzere Sağlık Bakanlığına, ilgili bakanlıklara ve Sivil Havacılık Genel Müdürlüğüne resmi başvurularda bulunmuş olup, talebimizin havacılık işletmelerimizce de takip edilerek, uçuş ekiplerimizin sağlık ve yaşam haklarına sahip çıkma mücadelemize katılmaya davet ediyoruz.
Saygılarımızla,
HAVA-SEN YÖNETİM KURULU
Hava İş’çiler herhalde bir yolunu bulup aşı oldular. Sesleri çıkmıyor.Para bol arkadaşlarda nasılsa.
bravo HAVASEN. Sizden başka biz uçuş ekiplerini düşünen hibir kurum yok.
Hava-sen i ve airlinehaberi alkışlıyorum.Sesimiz oluyorsunuz teşekkürler
At izi it izine karışmış şu ortamda aceleye gerek yok. Kokpit kabin teknik hepiniz değerlisiniz önlem alın sabir