GEÇMİŞİNİ BİLMEYEN, GELECEĞİNİ YÖNLENDİREMEZ.09 Şubat 2015 Pazartesi
Bu haftaki yazımı UTED’in 14 Şubat 2015 de yapılacak olan olağan genel kuruluna ayırmak istedim. UTED başkanlığını 20 yıl süreyle yapmış olan biri olarak ve üzülerek belirteyim: şimdiki UTED’in kurulduğundan bu yana en pasif dönemlerini geçirmekte olduğunu görmekteyiz.. Ancak, bu genel kurul öncesi iki ayrı listenin göreve istekli olup, geleceğe yönelik projeler sunması sevindirici gelişmelerdir. Tabii ki sadece projeyi sunmak, yeterli olmaz. Projeyi sunmanın yanı sıra, projenin nasıl gerçekleşebileceğini üyelere anlatmak ve üye desteğinin alınması gerekiyor.
UTED Genel Kuruluna yaklaşılırken, seçime hazırlanan ve hala kulis faaliyetlerini sürdüren bu iki gruptan ilginç teklifler aldım. UTED Yönetim adayı olarak; iki liste ile karşımıza çıkacak olan arkadaşlarımızla, onların isteği üzerine yaptığım öneri sunma toplantılarında, benim aday olmam durumunda her iki grubun da birlikte çalışmak isteyeceklerini söylemesi, benim adıma gurur verici olmanın yanı sıra, yönetim adaylarının kişisel beklentileri doğrultusunda illaki başkan olayım sevdasında olmadıklarını gösteriyor.
Dernek tüzüğümüz gereği üyelik aidatlarını ödeyen ve fahri üye kapsamına alınmamış kişilerin aday olabilmesi olanaklı. Profesyonel başkanlık önerisi, dernek başkanlığını bıraktığım 2006 senesinde de yapılmış ve bu isteği onaylamamıştım. Çünkü sendika, dernek ve vakıf yöneticiliğinin, ancak amatör ruhla yapıldığı zaman başarılı olunacağını düşünür ve işin içine para girdiğinde amatör düşüncenin bozulacağına inanırım.
Bu nedenlerle profesyonel başkanlığa karşıyım. Çünkü emekli ve bağımsız biri olmam nedeniyle eskiye göre yaşanan MÜTHİŞ hak kayıplarını gidermeye çalıştığımda; THY yönetimi ile gireceğimiz çatışmalarda, THY buna razı olmayacağından, etik olmayan metotlarla(!) yönetimdeki arkadaşlarıma saldıracakları ve yönetim kurulumuza ayrılma baskısı yapacakları kesin. Tek başıma dernekçilik yapamayacağıma göre, bu işe soyunmak mantıklı değil. Başarı, ancak üyelerin desteği ile olabiliyor. Üyesini arkasına alamayan yönetimin başarılı olabilmesi olanaklı değil.
Şimdi de gelelim UTED ile aynı ismi taşıyan UTED Dergiye…
UTED dergiyi ilk çıkarttığımız sırada düşüncemiz; hangarın çelik kapıları ardında çalışan ve en az pilot kadar önemli kişiler olan uçak teknisyenlerinin, ne iş yaptıklarını kamuoyu ve medyaya anlatabilmek amacını taşıyordu. Çünkü siz ne yaparsanız yapın, bunu geniş kitlelere yayamıyorsanız, başarınız sadece kendi kapalı kapılarınızın ardında kalmak zorundadır. Aslına bakacak olursanız, amacımıza da ulaşmıştık.
Dergimizin dağıtımını iyi becerebiliyorduk. Dergimizi, üyelerimiz ve THY personeli arasında paylaştıktan sonra çok etkili bir alanla da paylaşıyorduk. Devlet erkanına dağıtım yapmanın dışında, dergimizi Türkiye’deki yazılı ve görsel medya kuruluşlarının etkili programcı ve yazarlarına da yollardık. Hiç unutmam; Binali Yıldırım’ın Ulaştırma Bakanlığı yaptığı sıralarda 08.01.2003 günü THY’nin TC-THG RJ 100 uçağı, Diyarbakır’a sisli bir havada inmeye çalışırken, piste varmadan yere çakılmış ve ekip dâhil 75 kişi hayatını kaybetmişti. Herkes Diyarbakır’da ILS’nin olmadığından bu kazanın olduğunu konuşuyordu.
Bu haber yazılı ve görsel medyada günlerce yer aldı. Bu reytingi yüksek haber o zamanların en etkili programı olan ve ATV kanalında yer alan Ali Kırca’nın Siyaset Meydanını harekete geçirmiş ve Ali Kırca, bir ilke imza atarak, canlı yayını ilk defa Atatürk Havalimanından yapmıştı. Kimler yoktu ki…
TAV’ın ortağı Hamdi Akın, Yavuz Çizmeci, pilotlar derneği, şirket yöneticileri vb bir dolu önemli konuklar sıra ile konuşuyorlardı. Binali Yıldırım’ın da canlı yayınla bağlandığı bu program başlamadan önce havalimanına gelen Ali Kırca’nın, koltuğunun altında 4-5 tane UTED derginin olduğunu gördüğümde yanına yaklaşmış ve Ali Bey ILS ile ilgili bilgileri buradan mı okudunuz diyerek sohbete girmiştik. Ali Kırca; “- Evet Sefa bey, haklısınız buradan okudum” diyerek, sohbetimiz devam etmiş ve “her ay düzenli olarak yolladığınız dergileri çok beğeniyorum. Ayrıca havacılığa çok meraklı biriyim ve bu nedenle bu tür bilgilerin tek yayınlandığı dergi olarak UTED’i görüyor ve onu okuyorum ve sizi de bu nedenle programımda görmek istedim ve davet ettim” demişti.
İşin ilginç yanı, canlı programda devamlı olarak bana söz vererek, özellikle ILS’in o meydanda olup olmamasının etkileri konusunda Binali Beyle tartıştırmıştı.
UTED derginin avantajları o kadar çoktu ki… Dernek gecelerimizde bile bizlere son derece faydalı oluyordu. Bir çok iftar yemeğimizi UTED dergiye verilecek reklam karşılığında yapıyorduk. UTED dergiye 3 ay reklam koyup 1000’e yakın üyemize iftar yemekleri organize edebiliyorduk. Dernek ve dergi kuruluş yıldönümlerinde yani 5 Aralıklarda İstanbul’un seçkin restoranlarında üyelerimizi ve konuklarımızı eşleri ile birlikte ağırlıyor ve birbirinden ünlü sanatçıları ücretsiz getirebiliyorduk. Bu da dergi ve derneğin saygınlığındandı. Gecelerimize sponsor yağardı. Ünlü pasta haneler B737’den pasta yaparak, gecelerimizde bizleri yalnız bırakmazdı. Gecelerimizde piyango çekilişi bile yaptığımız olurdu. Hediyelerin hepsi sponsorlardan karşılanırdı. Bir üyemizin eşine vizon kürk bile çıkmıştı. Aynı zamanda, ünlü giyim firmaları, bu çekilişlere takım elbiseler ve kaşmir paltolarını gecemizdeki piyangoya konmak üzere ücretsiz verir ve böylece markalarının ve mağazalarının reklamlarını yaparlardı. Konuklarımızın hepsi orkidelerle karşılanır ve her çıkan sanatçıya orkidelerden bir buket yaptırtıp sunardık. Bunlar hep üyemize verdiğimiz değeri gösteren uygulamalardı.
25 senesini dolduran tüm üyelere gecelerimizde ailelerin yanında plaketler sunulur ve alkış tufanı yaşanırdı. Kutlama gecemize ait haberler TV’lerde yayınlanırdı. Hafızam beni yanıltmıyorsa; Seda Sayan- Gülben Ergen- Sibel Can- Nükhet Duru-Candan Erçetin-Demet Sağıroğlu-Muazzez Ersoy-Muazzez Abacı ve Tanyeli’nin çıktığı gecelerde, 500 kişilik salon hınca hınç dolardı. Gecemize katılmış olan konuklarımız içinde; İstanbul Valileri-THY Yön kur bşk ları, Genel Müdürlerimiz; Yılmaz Oral-Cem Kozlu-Atilla Çelebi-Erman Yerdelen-Yusuf Bolayırlı- Candan Karlıtekin-Temel Kotil, Sendika ve kardeş dernek yöneticileri gibi havacılık camiasının yakından tanıdığı kişi ve kurumlar şimdilik sayabildiklerim…
Üyelerimizin 25. yıl plaketlerini bu konuklarımıza verdirmiştik. UTED geceleri tüm üyelerimizin ve özellikle eşlerinin beklediği gecelerdi. Böyle güçlü sosyal aktiviteleri olan bir dernek, tanınmaz mı? Bu çevreleri UTED sayesinde kazanmış ve yine UTED üyeleri için kullanmıştık.
Kısaca; Medya ve üst düzey yöneticiler bizler için kolay ulaşılabilecek kişiler olmuşlardı. www.uted.org a girdiğinizde “Medya’da UTED başlığı altında elliye yakın UTED imzalı, zehir zemberek beyanatları görmeniz mümkün.
Üye desteğimiz çok yüksek olduğundan yöneticilerde olası bir tepkiden tedirgindi. Bakın bakalım UTED başkanına yapılan yanlış ve sonrası nasıl gelişmiş. THY’DE YAŞANMIŞ MİKROFON SÜRTÜŞMELERİ »
Çünkü UTED bizden eski dönemlerde atılan arkadaşlarına bile destek verip her ay topladıkları para ile atılan arkadaşlarının mağduriyetini önleyerek arkadaşını işe geriye aldırana kadar mücadele eden ve başaran bir dernektik. THY yönetimi ve sendika ile anlaşamadığımızda rotayı Bakan, Başbakan ve TBMM başkanlarına kadar çeviren ve bizzat görüşmelerde bulunan insanlardık.
Dernek başkanlığı yaptığım dönemlerin tüm faaliyet raporlarını saklarım. Geçenlerde derneğin 24.Genel Kurulu (2006 yılı) yani, benim başkanlığı bıraktığım Genel Kurul Toplantımızın Faaliyet Raporu gözüme ilişti. 24.Dönem faaliyet raporuna şöyle bir göz attığımda ne göreyim. O dönem benim son dönemim olduğundan THY’ye girdiğim günden, ayrıldığım güne yeni yönetimlere yönelik geçmişte yapılan kadar olan gelişmeleri yazmışım… Sektöre benden sonra binlerce teknisyen girdi ve bunların birçoğu üye bile olmamış. Bu beni çok üzüyor. Çünkü bizim zamanımızda üye olmayan kalmazdı. İşe ilk başlayan teknisyene; işe girdiği gün ilk işinin derhal UTED’e üye olması gerektiğini söyleyen abilerimiz vardı.
Bu ay ilk defa UTED yönetimine dergide yayınlar mısınız diyerek 24.Dönem UTED faaliyet raporunu yolladım. Sağ olsun yayınlamışlar. UTED Şubat 215 tarihli dergide yayınlanan yazı sadece faaliyet raporunun ufak bir kısmı. 14 Şubattaki genel kurula tamamını getirir ve isterlerse okuturuz. Neler yapılmış neler…
Bu vesileyle, Başkanlık yaptığım dönemlerde benimle birlikte, 20 sene yönetimi paylaşan tüm arkadaşları burada anmadan geçmek olmaz. Hepsi ellerinden geleni yaptılar. Onlara çok şey borçluyuz bunu bilesiniz istedim.
Sonuç olarak; Her dernek faaliyetimiz derneğe maddi katkılarda sağlardı. Üye aidatından çok faaliyet gelirlerimiz vardı. Peki, bu faaliyet karları ile derneğimize en az iki mülk daha alıp bırakacağımıza, neden nakit devrettik?
Neden mi?
Bizim dönemimizdeki bütçemiz ile, İzmir ve Ankara’da mülk alıp lokal açmak olanaklı iken, yeni seçilecek olan yönetimin ve üyelerin isteği, Park yeri sorunu olmayan, Yeşilköy, Florya gibi merkezi ve sosyal statüsü yüksek bir semtte bağımsız bahçeli bir mülk alıp, oraya yeni bir lokal daha açmaktı. Bu nedenle hazır para bırakılmasının yanı sıra, üye aidatları da 10 TL’den 30.- TL’ ye çıkartılmıştı. Hatta aynı genel kurulda mülk alımında şaibe olmasın diye, genel kurul seçerek heyet oluşturulmuştu. Ama çalıştırılmadılar ve ikinci mülk alımı olmadı.
Bizim toplumumuzda bazı ilginç kişilikler var. Derneğe lokal kazandıranlara teşekkür edilip yeni yönetimlere örnek gösterilmesi beklenirken bir de bakıyorsunuz ki, bir yönetimin lokal binası alıp duvarına asılan ve hangi dönemde alındığını yazan künye olarak da tabir edilebilecek tabelası kaldırılmış. Derneğe mülk alınması için tasarruf yaparak mülkü alana ve orayı tefriş ederek kullanıma açan o zamanki yönetimi oluşturan insanlar küsmez mi? Unutmayın ki bugün sizler eskileri dışlarsanız yarın aynı akıbetle karşılaşırsınız. Bizim dönemlerimiz, bizden önceki yönetimleri hiç unutmadı, bunu bilesiniz.
Bu tür davranışlar, insanları toplumculuktan soğutuyor.
Sonuç olarak; Siz gençler böyle olmayın. Sizler için çalışanlara her zaman yardımcı olun. UTED çok güçlü bir dernektir. Hala da eski gücüne gelebilir. Bizim zamanımızda üye olmaya gelenlerden bağış alırken, şimdi ki yönetimler üye olun diye size geliyor.
2006’daki mevcut teknisyen sayısı şimdi beşe katlanmış durumda, ama her nedense UTED’in üye sayısı gittikçe düşüyor. Üye olmak için; “bu dernek bana ne verir” diye düşünmeyin. Yukarıda verdiğim örnekleri okuduğunuzda, bu derneğin neler verebileceğini görüyorsunuz. Unutmayın ki, üye desteksiz dernek, sadece tabela derneğidir. Gidişattan memnun olmayabilirsiniz. Önce üye olun, sonra dernek yöneticilerini sorgulayın, eleştirin.
Şimdiye kadar uçak teknisyeni olarak ne hak kazandırıldıysa UTED sayesinde kazandırılmıştır.
Çok güçlü bir iş kolunuz var. Çoğunuz yetkin imzalara sahipsiniz.
Havacılık sektöründe yetiştirilmesi en zor ve en meşakkatli meslek dalı uçak teknisyenliğidir.
Bir uçak teknisyen ortalama 15 senede yetişebiliyorken be ne hal yahu? Teknisyen yardımcılığı, teknisyen, lisanslı teknisyen, C/S teknisyen adı altında bölüp parçalamışlar. Habom-Teknik A.Ş-MNG hepsi THY’nin iken ayrı muamelelere müsaade etmeyin.
Sizler önce yaptığınız mesleğin önemini bilecek sonra da bu mesleği ve kendinizin önemini pazarlayacaksınız. THY’den örnek alın. Sizin ve benim iç yüzünü bildiğimiz ve istisnasız tüm branşlarda iç sürtüşmelerin yaşandığı THY dışarıdan nasıl gözüküyor?
Sizi sizden başkası düşünmez. Bireysel çözüm arayışları (torpil aramak) yerine toplumsal çözüm arayışlarına yönlenin. Sendikaya isteklerinizi yazılı olarak sunun. Baktınız ki yapmıyor veya yapamıyorlar UTED i devreye sokun. Ankara temsilciliğiniz bürokratlarla ve siyasilerle irtibat kusun. Hiçbir şey yapamıyorsanız, Başbakanın ve Cumhurbaşkanının uçaklarına sizin üyeleriniz bakıyor. UTED dergide sorunlarınızı yazın masalarına bırakın.
Sevgili adaylar; Teknisyenin hakkını her platformda korkusuzca arayamayacaksanız, bu işe girişmeyin. Atılırım, satılırım diye korkuyorsanız, bu hak mücadelesini sürdüremezsiniz. Kişisel değil, toplumsal çalışacaksanız ve sonunda aferin bile alamayacağınızı bile bile yine de dernekçiliğe soyunacaksanız, soyunun. Yoksa, laf olsun diye bu işlere girip de sakın UTED’in sonunu getirmeyin.
UTED olarak en büyük avantajınız, sivil toplum örgütü olarak üstünüzde bir başka amirin olmaması ve kimseden izin almaksızın istediğiniz platformlarda konuşabilmektir. Kullanın bu gücü!
Cumhurbaşkanına gidin, Başbakana gidin, Bakana gidin. Kimse size niye randevu istiyorsunuz diye soramaz. İşte o zaman, tüm teknisyenler arkanızda olacaktır.
Hadi bakalım hayırlı genel kurullar olsun. Başarılar…