THY’NİN KÖLELERİ VE KÖLEBAŞILIK SİSTEMİ.10 Kasım 2014 Pazartesi
Her hafta sektöre yönelik görüşler sunarken toplumsal konulara yönelik yazı yazmayı da ihmal etmemeye özen gösteriyorum.Bu senenin Temmuz ayında Taşeron Uygulamalar ile ilgili bir yazı yazmışken son zamanlarda meydana gelen hepimizi büyük bir üzüntüye uğratan maden kazalarının asıl nedeninin Taşeron Uygulamalar olduğunu gördüm ve bir kez daha bu saçma sisteme dokunmak istedim.
Büyük, paralı, iktidarlara yakın müteahhitler devletten ihale ile veya doğrudan “yol, köprü, okul, hastane v.b.” yapmak üzere iş alıyorlar. Fakat işi genelde kendileri yapmayıp, “TAŞERONA” devrediyorlar.
Her ne kadar daha önceleri fiilen uygulansa da Hükümet 2003 yılında “4857 sayılı iş kanunu” ile “Yasada ismi ALT İŞVEREN” olan TAŞERONLUK SİSTEMİNİ getirdi. Bence bu Taşeronluk Sisteminde, günümüzde son maden kazalarından sonra kullanılmaya başlanan DAYIBAŞILIK veya KÖLEBAŞILIK arasında bir fark yok göremiyorum.
Şimdi diyeceksiniz ki Sivil Havacılıkta KÖLEBAŞI ne alaka?
Günümüzde iş hayatını mahveden ve birçok çalışanın yarına güvenle bakabilmesinin önünü kesen bir uygulama var. Bu uygulama Taşeron işçi çalıştırmaktır.
Bu nedenle maden kazalarından sonra gündeme gelip manşetlerde yer alan DAYIBAŞILIK ve benim tabirim ile KÖLEBAŞILIK sistemi özünde aynı olmasına rağmen Taşeron Uygulamalar olarak sektörümüzde de yer bulmuştur. Bilhassa THY gibi büyük ölçekli şirketlerde Taşeron Sistemi işverenler için bulunmaz nimetken, Taşeron İşçiler için ise kölelik düzenidir. Sendikalar ve sendikaların bağlı olduğu konfederasyonlar ise bu soruna çözüm bulmaktan aciz kalmışlardır.
Örneğin; THY yönetimine kaç çalışanınız var diye sorduğunuzda size mutlaka kadrolu çalışanlarının sayısını verecektir. Aslına bakacak olursanız Taşeron olarak sisteme yardımcı olan THY ve ortaklıkları bünyesinde tam olarak sayıyı kestiremesem de 3000 civarında Taşeron işçi vardır. Bu Taşeron işçiler, şirketin kadrolu elemanları arasında görülmediklerinden uçak başına çalışan personel sayısı oranı gerçeği göstermeyecektir. Bu nedenle bir siyasi yetkili THY’deki uçak filosuna göre çalışan sayısına baktığında, “hımmm aferin Dünya standartlarına göre az adamla iyi iş çıkartıyorsunuz” diyerek övgüde bulunabilir. Buda THY’nin siyasi iktidarın isteği doğrultusunda getirdiği kadrolara artı puan yazar.
THY’nin birçok işyerinde bu uygulama mevcuttur. Takriben sayıları 3000 civarında olan ve 5 veya 6 Taşeron Firmaya yani KÖLEBAŞILARIN kurmuş olduğu şirketlere yayılmış işçiler vardır. Bu iş güvencesiz ve sendikal haklardan mahrum işçiler, sendikal haklardan ve iş güvencesinden faydalanamamalarına rağmen kendilerine verilen en meşakkatli işleri çok düşük ücretle yaparlar. Her ne kadar asıl işi Taşerona yaptırmak yasak olsa da yapıldığı iddia edilen tarafıma yollanmış bilgiler mevcuttur.
Yarın öbür gün bu Taşeron Sistemi Sivil Havacılığımızda farklı işyerlerine de yansıyabilir. Kimse bize bu uygulama yapılamaz dememelidir. Konuya sadece kişi bazında değil sistem bazında da bakmak gerekir. Mesela THY Teknikteki yetersizlik nedeniyle uçak bakımlarına gelen yerli ve yabancı firmalar ve elemanları geçici ve dönemsel olsa bile taşeron uygulamalara birer örnek değil midir? İşte bunlar zamanla genişleyip her iş yerini kapsayabilir.
Tarafıma yollanmış bu mail de bakın ne deniyor? (Aynen yayınlıyorum) Bu ileti her ne kadar doğrudur. Sizler yorumladığınızda anlayacağız.
“TAŞERON belası oradakileri nasıl ezdiyse ezmeye devam ediyorsa, Sivil Havacılık sektöründe de aynı bela var. EASA ve FAA’den denetime geldikleri zaman tüm TAŞERONLAR çil yavrusu gibi dağılsın ve ortada görünmeyin deniliyor. Ayrıca Soma’daki işleyen yapı, THY Teknik’te de aynı şekilde devam ediyor. Soma’da firmaya 2.000 tl, işçiye 1.100 ya da 1.300 tl arası para veriliyor. Sivil Havacılık Sektöründe THY ve THY Teknik’te çalışan taşeronların firmalara kişi başı 300-400 tl kar, TAŞERON elemanlarına da 1.000-1.200 tL maaş veriyorlar. Allah aşkına bu nasıl bir sistem. Binlerce TAŞERON ELEMANININ üzerinden yüz milyarlarca para kazanıyorlar. KİMİN BU TAŞERON FİRMA ? LÜTFEN ALLAH AŞKINA ORTAYA ÇIKARIN? Selamlar…” THY’NİN TAŞERONLARI.
Taşeron İşçilerin o işyerinde örgütlenmiş sendikalara üye olabilmeleri mümkün iken ne sendikalardan gelin sizi üye yapalım diyen var ne de KÖLEBAŞI korkusundan üye olmak isteyen… Kısaca; içler acısı bir durum söz konusu.
Şimdi de bahsettiğimiz Taşeronluk Sistemi ne demektir onu açıklayalım.
Taşeron Kiralama, genel olarak projenin maliyetlerini ve diğer risklerini azaltmak amacıyla genel yüklenici tarafından tercih edilmektedir. Böylece genel müteahhit veya genel yüklenici kendisi tarafından da yapılabilecek bir işte aynı veya daha iyi hizmet alarak riskini düşük düzeyde tutabilir. Ayrıca bu yolla ucuz işçilik ve rekabet ortamı da yaratılmış olur. Ancak bu sınıflandırma, işçilerin sendikal haklarının azalmasına ve toplu pazarlık hakkının kullanılamaz duruma gelmesine neden olmuştur.
Bu sistem çerçevesinde başta Belediyeler olmak üzere Devlet Kurumlarında çalışanların çoğu başka kurumlara yönlendirildiler. Bu kaydırılan personelin yaptığı işler ise Taşerona devredildi.
Bu taşeron işçilerin, iş güvenceleri, izin ve sosyal hakları yok. TAŞERONUN işyeri ile sözleşmesi bitince çalışanlar işsiz kalabiliyor. Birde bakıyorsunuz ki, TAŞERON FİRMA PATRONU işçilerin kıdem tazminatını ödemeden çekip gitmiş. Bunlar yaşanmış olaylar. Her ne kadar THY’de kıdem ve senelik izin hakkı varsa da bu özel uygulama geneli kapsamıyor.
Aslında TAŞERONLUĞU uzun uzun anlatmaya gerek bile yok. Etrafınıza baktığınızda temizlik işçileri, güvenlikçiler, su ve elektrik saatlerine bakanlar ve bir dolu daha farklı işlerde çalışanların Taşeron Sistemi ile çalıştıklarını biliyorsunuzdur.
Anayasamıza göre, “Devlet” ülkeyi yöneten hükümetler insanların refah içinde yaşamasını sağlamak, herkese, yaşına, cinsiyetine ve gücüne göre iş sağlamak, bütün çalışanlara insanca yaşayacak bir ücret, “Dünya çalışma örgütü İLO kurallarına uygun” çalışma şartları ve iş güvencesi sağlamak zorundadır derken, Anayasada çalışanlar lehine var olan hakların hiçbiri TAŞERONLUK SİSTEMİNDE bulunmamaktadır.
TAŞERONLUK SİSTEMİ NEDEN GETİRİLDİ?
Türkiye’de son senelerde iktidara gelen partiler hep özelleştirmeleri savunmuşlardır. (Bilhassa sağ partiler) AKP de bildiğiniz üzere sol bir parti değildir. AKP 2002 seçimlerinde tek başına iktidar olunca, politikaları doğrultusunda özelleşmeye hız verdiler. Ancak bir sorun vardı. Bu sorun, Devletin bütün işyerlerinde memurların iş güvenceli ve işçilerin ise sendikalarının olması idi. Böyle bir durumda kurumları nasıl özelleştirecekti. İşverenler senelerce yapılmış Toplu İş Sözleşmeleri nedeniyle artış kaydetmiş bu işyerlerini almaya yanaşmazdı. Çünkü bu özelleştirilmeyle çalışılan kurumlar işçiyi ucuza çalıştırmak isteyeceğinden sendikal haklar ve iş güvenceleri onlar için istenmeyenlerdir.
1982 Anayasası, sendikaların ve işçi kesiminin birçok haklarını tırpanlamıştı ama yine de bu sendikalar varlıklarını devam ettirdiği müddetçe ileride yine güçlenme ihtimalleri vardı. İşte bu nedenle TAŞERONLUK ve 4 /C SİSTEMLERİNİ getirdiler. Kısaca tavşan kaç tazı tutu oynadılar.
Sonuç olarak; TAŞERONLUK ve 4 / C uygulaması kölelik sistemi olup İnsan Haklarına aykırıdır. İş kazalarının en büyük nedeni Taşeron Uygulamalar ve bu uygulamaları denetlemekten aciz yöneticilerdir.