Ağır adımlarla ilerlemeye çalıştığım dar bir koridorda,bir ses tüneli içinde gibi hissediyorum kendimi.Sanki her şey ağır çekimde.İnsanların suratlarındaki mimikler,hareketlerindeki robotsu kıvrılmalar,bana doğru dönen bakışlarda ki bir şey sormaya hazır ani değişiklikler.Hiç bir şey net değil gözlerimde.Bunların hepsinin sebebi her biri ayrı tonda ve ayrı notada,40 bin feet de kulak zarıma doğru ulaşmaya çalışan kabinin klasikleşmiş eseri. Hem de acapella… Ruhumu alıp götürmüşken başka bir diyara,koridorda kaçak seyahat eden bir çift bacağın, gözlerime ve topuklu ayakkabılarıma takılmasıyla,gittiğim yerden çok çabuk dönüyorum. Kafamda dönen klibin son notasında,kendimi hayal edemeyeceğim birinin üzerinde buluyorum.Merak etmeyin dediğim gibi hayal edemeyeceğim biri,biriydi,biriydik… Aslında bu aydınlanma anına geldiğimde genelde eserin sonuna yetişiyor ve derin bir huzur buluyordum. O kadar çok dinliyordum ki bu eseri artık her duyduğumda beynim kendini korumak için her şeyi ağırdan alıyor olmalıydı. Fakat anlıyorum ki birileri uzatma kemeri istemiş !!! “Hayır ,olamaz ,devam ediyor.Oysa ki bitti sanmıştım.” Dünya üzerinde nereye giderseniz gidin bu sesi tanırım.Hele kabinde 13 bebek varsa,başımıza gelecekleri daha kapı eşiğinde anlarım. “Canım benim ne de tatlı,tatlılar,tatlıyız… Aslında sevgili bebekler sizleri de anlıyorum,ciğerlerinizi açmak ,büyümek ve daha gür sesler çıkartmak için böyle ses çalışması yapmanız gerek tabi ki anlıyorum. Saygı duyuyorum ama ne yapmalı bilemedim. Bir orta yol bulmak lazım.” “Her saat başı sadece iki dakika mesela nasıl olur?” İkaz ışıklarının yanına bebek ses modu on/off işareti mi koymalı ? Ağzı bantlanmış bir bebek işareti çıksa.Anne babalarda bunu gösterse fena olmazdı hani… ” Bunun karşılığında hava yolumuz iş birliğiniz için sizlere kabin basıncına uyumlu, gaz yapmayan laktozsuz muzlu süt veriyorrrrrrr…” “Nasıl ama ?” Yok yok bu klip tutmaz.Gerçeklere dönmek lazım. Çaresiz ben de durumdan keyif almayı seçerek,orkestra şefi gibi koroyu yönetmeye başlıyorum.Elimde şefin sihirli değneği var gibi sallıyorum.İşe yarıyor sanki,görüyorum sinirleri gerilmiş suratların kahkahası bastırıyor sesleri ve “Ne oluyor şimdi ?” diyerek susuyorlar.Hızlı ve derin bir uyku hali suratlarında.
Görevliyken bir başka da,yolcu olarak o koltuklarda duruma şahit olmak bir başkaymış.Tabi ki çocuktur,bebektir,yapacak bir şey yok diyorsunuz içinizden.Bir dergi sayfası karıştırıyor,kitabınızın okuduğunuz sayfasında her bir kelimeyi anlayamayıp,onlarca kez tekrarlayarak kendinizi meşgul ediyorsunuz. Annesinin yerinde de olabilirdim diye teselli oluyorsunuz belki… Ben yolcuyken,beynimin geliştirdiği kendini durumdan uzaklaştırma metotlarıyla uyumayı seçiyorum. Ama arka tarafımda uçuş boyunca ara ara ağlayan bir çocuk var 4 yaşlarında.Anne babası ilgilenip duruyor ama yok susmuyor. İniş takımları açıldı sesi daha da artmaya başladı. “Babacığımmm ,babacığımmm ” diyerek ağlıyor yazık. Herkes az kaldı bak iniyoruz canım diyerek seviyor.Çocuk hiç bir şekilde susmuyor. “Babacığımmm,babacığım ,olmuyor,babacığım,acıyorrrr…” Kulaklarının tıkandığını ve acıdığını düşünüp herkes dayanamayıp seferber oluyor kendi arasında . “Şeker yok mu kimsede?” “Ah ah vah vah sesleri kabinde.” Çocuksa iyice acıklı bir tonda babasına yalvarmaya başladı. “Babacığım ,olmuyor ,babacığım özür dilerim,özür dilerim… Babacığımmmm,yapamıyorummm,babacığımmm…” Hepimizin içi parçalandı. Derken, “Babacığımmm,baba,baba… “Olmuyorrrr,yaptımmmm yaptımm…yaptımmm…tutamadımmm…tutamadım babacığım…”
Kabinden yükselen kahkaha,alkış ve rahatlama sesleri… “Yap,yap kızım.Sen de rahatla…”
Dünya’nın en trajikomik işemesi bu olsa gerek.İlahi bebek…
***************
NOT/ Akapella, müzik terminolojisinde a capella olarak geçen çok sesli bir müzik türü. Enstrüman olarak insan sesi kullanılır. Kelime anlamı olarak İtalyanca “kilise tarzı” demektir ve rönesans tarzı ile barok konçertosunu birbirinden ayırmak için geliştirilmiştir.
19. yüzyılda rönesans tarzı kilise müziklerinde genellikle enstrümanlar kullanılırdı, bu tarz ise aynı tip müziklerin herhangi bir enstrüman kullanılmadan seslendirilmesidir. Daha çok kilise korolarında duyulmakla birlikte Rock, Jazz, Pop, Rap, R&B gibi müzik türlerinin tümünde akapellaya rastlanabilir.