featured

PERŞEMBENİN GELİŞİ ÇARSAMBADAN BELLİYDİ.

Sektörde ki sorunları ve gelişmeleri yakinen takip ediyorum. Suya sabuna dokunacak bir konu bulursam anında yazmaya çalışıyorum. Perşembenin gelişi Çarşambadan bellidir derler ya… İşte aynı böyle bir durum gerçekleşti. Geçenlerde bir alış veriş merkezinde ISG (Sabiha Gökçen) genel müdürü Gökhan Buğday beyle karşılaştım. Bir sordum bin ah işittim desem abartı olmaz.
Gökhan Bey, artan trafiğe rağmen havalimanı gelirlerinin düşüşünden bahsetti. Antalya’da beklenen durgunluk, veznecilerde yaşanan terör saldırından sonra İstanbul’da da kendini hissettirdi diyor. Yolcularının çoğunun transit olduğunu ve bunun havalimanına para bırakmadığından söz etti. Sanırım aynı durum Atatürk Havalimanımız için de geçerlidir.
Aslına bakacak olursanız, 2015-2016 arasında DHMI verilerine göre Antalya’da dış hatlarda %41, Gazipaşa’da %36, Dalamanda %38 ve Bodrumda ise %37’lik düşüşler yaşandığı, buna karşın, Atatürk Havalimanında %2, Sabiha Gökçende ise %7’ lik bir büyüme gerçekleştiği görünüyor. Tabii ki Atatürk ve Sabiha Gökçen için bu büyüme oranları yeterli değil.
Bu olumsuz koşullar sadece havalimanlarımız vuracak değil ya. Tabii ki havayollarımızı da etkiledi. Rusya krizinden sonra Antalya’nın bu sene etkileneceğini anlamıştık ama bu kriz beklentisi düşündüğümüzden de çok olsa gerek ki, su anda Antalya’nın bir terminali hala kapalı. Turizmcilerle yaptığım sohbet ortamında 2016’yı düşünen yok. Bu seneyi kayıp ettiklerini zaten kabullenmişler. Turizmcilerin kaygısı bu olumsuz koşullarının 2017’yi nasıl etkileyeceğine yoğunlaşmış durumda.
Antalya’nın Rusları kaybetmesinden sonra bu boşluğu Ukrayna ve İsrail’den gelen turist kafileleri doldurmaya çalışıyorsa da geçen senelerdeki Rus turistlerin yarısını bile karşılamadığı söyleniyor.
Dolayısıyla havayollarımız, iç hatlarda artış kaydederken dış hatlarda düşüş var. (Transit hariç)
Bu olumsuz koşullardan en çok etkilenecek olan şüphesiz THY olacaktır. THY’nin sunumlarında açıkladığı 2016 yılı için öngördüğü doluluk oranı %78,2’nin tutma şansı yok gibi. Çünkü THY’nin öngördüğü bu rakamı tutturabilmek için basit bir hesap yaptığımızda karsımıza bugünden itibaren doluluk oranlarını %81 e çıkartması gerekiyor. Şu anda THY’nin doluluk oranları %73,8.
Buna karşın THY’nin açıklayacağı ilk altı aylık bilançoda zararının ilk üç aylık verilerdeki zarardan daha çok olacağını tahmin ediyorum. (Şimdiye kadar yanılmadım) Çünkü THY’yi bu sefer kur farkı (Japon yeni ile borçlanılması) ve doluluk oranlarının, finansal olarak THY’yi etkilemesi kaçınılmaz olacak. Bu nedenle zararın hepsinin faturasını THY’ye ve yeni yönetime kesmek yanlış olur. Çünkü doluluk oranları THY’nin yanlış politikalarından düşmüş değil.
Peki, bu kötü gidiş nasıl duracak? İşte önemli soru burada. Havacılık sektörü bildiğiniz üzere krizlerde en çok etkilenen sektörlerin başında gelir. Ülkemizdeki terör konusu başta olmak üzere komsularla olan ilişkilerdeki sertleşmeler havacılık ve turizm sektörünü menfi yönden etkilemekte. Bu nedenle turizm ve havacılık sektörü, siyasi iktidarın yaptığı ve yapacağı her türlü hamlede, ibresini yukarı veya aşağı doğru değiştirecek kadar hassaslık içerir.
Sektörümüzün gidişatı ile ilgili veriler eşliğinde yaptığım yorumlardan sonra birazda çalışanları temsil eden sendika ve derneklere bakış atmak lazım.
Hemen hemen her gün yabancı havayollarının çalışanlarının yaptıkları eylem ve grev uygulamaları haberlerini yayınlıyoruz. Bunlarda mesleki sendikalar bol miktarda. Pilotların ayrı, kabin çalışanlarının ayrı, teknisyenlerinin ayrı ayrı sendikaları var.
Bizde ise hepsi bir arada…
Hâlbuki bir havayolunda en az 10 tane ayrı ayrı iş tanımına giren çalışanlar var.
Havacılık İş değerlendirilmesi yapılmamış bir sektör. Üretime katkı, temininde çekilen güçlük, yapılan işin zorluk derecesi vb. gibi değerlendirmeler yapılmamış. Bir zamanlar THY genel müdürü Cem Kozlu zamanında yabancılara yaptırtılan değerlendirme her nedense birilerinin işine gelmemiş olmalı ki uygulanmadı ve bu aylarca süren çalışmaya ödenen paralar boşa gitti.
Aslına bakacak olursanız, o yapıldığı halde uygulanmayan iş kolları arasındaki değerlendirmedeki puan ve birbirlerine olan orantıları Avrupa’daki sendikalardan buldurmuş ve inanılmaz farklılıkları yazmıştım. Tabii ki ne bir sendika nede bir dernek bu değerlendirmelerin aslı ile ilgilenmedi.
Örneğin; Teknik A.Ş de operatör (şoför) kadrosunda çalışan biri, teknisyen kadrosunda çalışandan daha yüksek ücret alabiliyorsa bu ayıp bu fiyasko bize yeter de artar bile.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

12 Yorum

  1. 8 yıl önce

    Genel kurulda İlker Bey, hisselerin değerinin istenilen seviyede olmadığını, gerekirse belli bir miktar hisse alarak fiyatı destekleyeceklerini söylemisti. O gün 7,85 civari olan hisse seğeri şu an 5.70 civarina düştü ve şirket halen geri alim yapmadi, olab sirketin hisse geri alim programiyla hissesine sahip cikacagina inanan yatirimcisina oldu.
    Sefa Bey, kurulu takip ettiginizi iletmistiniz, bir yazinizda, bu konuda ne düsünüyorsunuz?
    Saygilar.

    Cevapla
  2. 8 yıl önce

    borçluluğunun %32’si Euro, %33’ü Yen, %31’i USD. Bilançonu USD hazırladığın için, USD hariç herhangi bir para birimi USD’ye karşı değer kazanırsa sen de otomatik olarak zarar yazarsın. Ama buna accounting loss denir, herhangi bir para çıkışı falan yoktur. Farazidir. Sizin kafaya göre, sadece USD borçlanarak uçak almak lazım, ya da cash parayla (yerse!).

    Cevapla
  3. 8 yıl önce

    Şirketin 500 milyon doların üstünde gelir kaybı var. Bunun da en büyük sebebi yeni yönetimdir. Analizci adamı GY başkanı yapmışlar. Ticaretten haberi yok. Babadan torpilli diye yönetim kurulu başkanı bile laf edemiyor. Mr. Olmuştur da etkisiz, gelirler düşüyor O hala faydasız işlerle meşgul. Durum ortada. Bu sene rekor zarar gelecek maalesef.

    Cevapla
  4. 8 yıl önce

    Salı günü öğlen saatlerinde bir iş için Sultanahmet taraflarındaydım, maalesef her zaman turist kaynayan bölge çok sessiz ve sakindi. Tek tük turistler ortada geziniyordu, eski cıvıl cıvıl günlerden eser yok. Üzüldüm doğrusu.

    Cevapla
  5. 8 yıl önce

    ahmet kim la ne yapmış?

    Cevapla
  6. 8 yıl önce

    Japon yeni değerleniyor yazan arkadaşlara: accounting loss’un ne olduğunu, Japon Yeni borçlanma oranlarıyla USD borçlanma oranlarını biliyor mu yoksa kendi kulaklarına fısıldanan “Japon Yeni konusunu gündeme getirin” palavrasını mı gündeme taşıyorlar?

    Cevapla
    • 8 yıl önce

      hangi abin yazdırıyor sana bilmem. oranları söyle bilelim. oran sıfır olsa yine kur farkı zararı daha fazla çıkar. kılıç gibi keskin olma sakin ol.

      Cevapla
  7. 8 yıl önce

    9 milyar dolar borç var. borcun 33% si japonyeni. peki gelirin ne kadarı japonyeni 1,1%. kim yaptı bunu. şerbetlimisiniz şerbet mi içtiniz.

    Cevapla
  8. 8 yıl önce

    japonyeni değerleniyor, çok kur farkı zararı yazarız. bunu yapanın utanması gerekir hatta istifa etmesi. koca thy sizin yüzünüzden zarar edecek.

    Cevapla
  9. Japonyeniyle hangi akilli borclanalim demis ki? hangi ongoruyle yapmis. Hesap versin. Devletin milletin hakki var.

    Cevapla
  10. 8 yıl önce

    Japon Yeni ile borçlanma? Neymiş efendim Japon yeni ile borçlanmanın zararı? Kimden duydunuz? THY’den kim fısıldadı kulağınıza bunu? Hangi Ahmet??

    Cevapla
    • 8 yıl önce

      ahmet beye iftira atma. mali işler kendi hazırladığı raporda söylüyor. yatırımcı ilişkilerinden gir bak sen bile görür anlarsın.

      Cevapla