Kıbrıslı Rumlar, adada turizmin lideri! TC-GVA 4 yıldır Brezilya’da mahsur Devlet uçağıydı eroinden alıkonuldu

Kıbrıslı Rumlar, adada turizmin lideri! TC-GVA 4 yıldır Brezilya’da mahsur Devlet uçağıydı eroinden alıkonuldu

Kıbrıs adasında iki toplumu bir araya getirmeyi amaçlayan toplantılardan biri daha 18 Mart 2025’te İsviçre’nin Cenevre kentinde yapıldı. Doğrusu bu toplantılardan nasıl bir sonuç çıkar bilemeyiz, ama ortada bir gerçek var ki, başta Birleşmiş Milletler (BM) olmak üzere dünyadaki tüm kurum ve kuruluşlar Kıbrıs Cumhuriyeti adıyla bilinen
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni tanımakta, Kuzey Kıbrıs’a yasaklar koymaktadır. Bu nedenle Güney Kıbrıs turizm ve havacılıkta Kuzey’e göre daha ileri durumdadır. 1 milyon nüfusu olan bu bölge yılda 4 milyon turist ağırlıyor.

1960 yılında her iki toplumun devleti olarak kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ana havaalanı Lefkoşa’daydı. Meydan İngiliz Yönetimi sırasında kurulmuş olup, hem sivil havacılık hem de İngiliz Kraliyet Hava Kuvvetleri’ne hizmet vermişti. 1974 Kıbrıs Barış Harekatı sonrasında alanın yönetimi Birleşmiş Milletler yönetimine geçti.

Rumlar Şubat 1975’ten sonra hava trafiklerini 1940’ların sonunda İngilizlerin terk ettiği havaalanı ve iniş pistinde kurulan Larnaka Havaalanı’ndan sağlıyorlardı. Baf’taki (Pafos) diğer havalimanı ise ancak 1983’te açıldı.

Turistik bir ada olan Kıbrıs’ın turizmi büyük ölçüde havacılığa bağımlı olup, turistlerin büyük çoğunluğu Kıbrıs’a ulaşmak için havayolunu kullanmak zorundadır. Güney Kıbrıs’ta turizmin yükselişi eş zamanlı olarak havaalanı altyapısının geliştirilmesiyle at başı gitmedi. Bütçeleri yetmediği için de yaygın uygulamaları örnek alarak Baf ve Larnaka Havalimanları’nın gelişimi için özel sektörü de işe dahil ettiler.
Havalimanlarını modernizasyon için 2006 yılında B.O.T (Yap-İşlet-Devret) yöntemiyle 25 yıl süreyle Hermes Airports Ltd. adındaki şirkete verdiler.

Hermes Airports, Larnaka ve Baf’taki yeni tesislerin yapımını, TAV Airports ile ortak olan ADP (Aeroport de Paris) tarafından hazırlanan genel master plana uygun olarak gerçekleştirdi. 7,5 milyon kapasiteye çıkan Larnaka yeni terminal binası 2009’da hizmete girdi. Genişletilme ve ikinci paralel pist için de gerekli düzenlemeler yapıldı.
Baf Havalimanı’nın 2,7 milyon kapasitesi olan tesisleri 2008’de faaliyete geçti. Her iki terminalde büyüklük ve yolcu konforu açısından Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği’nin (IATA) şartına uygun, B ve C seviyede hizmet veriyor.  Yeni yapılacak büyütme düzenlemesi ile Larnaka 12.5 milyon ve Baf ise 5 milyon yolcu kapasitesine ulaşacak.

Önceleri Ulaştırma Bakanlığı’na bağlı olan iki meydan sonra Sivil Havacılık Dairesi’nin sorumluluğuna verildi.

Güney Kıbrıs Rum Yönetim, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınmamasını bir avantaj olarak kullanıp Avrupa ve Orta Doğu arasında bir havacılık aktarma merkezi olmak için gayret sarf ediyor.  Havayoluyla adaya gelen yabancı yolcunun tamamına yakını bu iki havalimanından geliyor ve dönüyor. Kendi havayollarının dışında 70’i aşkın tarifeli ve charter şirket Güney Kıbrıs’a 70 ayrı noktadan uçuş yapmakta.

Eurocypria Airlines’in 2010 yılında kapanmasından sonra halen Cyprus Airways (3 adet Airbus 320), TUS Airlines (3 adet Airbus 320) Charlie Airlines (2 Adet Airbus 320) ve Euroavia (1 Adet Boeing 767-300) olmak üzere toplam uçak sayıları 9 kadardır. Ülkede 31 Aralık 2024 itibariyle 24’ü Cessna, 11’i Piper olmak üzere toplam 63 adet bussines jet ve eğitim uçağının yanı sıra 2’si büyük (Agusta, Leonardo) olmak üzere 18 adet de Bell ve Leonardo marka özel helikopter de sicile kayıtlıdır.  En yoğun hava trafiğinin yaz aylarında Nisan – Ekim arasında gerçekleştiği Güney Kıbrıs’ta gelecek yıllarda yolcu trafiğinin yüzde 5 oranındaki artışının turizmdeki rekabete, uluslararası ekonomiye ve bölgedeki siyasi istikrar gibi faktörlere bağlı olduğu belirtiliyor.

Larnaka Havalimanı hava trafiğinin yüzde 70’den fazlasının, Baf Havalimanı yolcu trafiğinin de yüzde 80’den fazlasının Avrupa Birliği ülkelerinden olması dikkat çekicidir. Larnaka Havalimanı için charter uçuşların oranı yüzde 25, Baf Havalimanı için ise bu oran yüzde 50’ye yakındır. İngiltere ise yüzde 40 oranıyla Güney Kıbrıs’ın yolcu trafiğindeki birinci pazarıdır. Bu ülkeyi yüzde 15 ile Yunanistan, yüzde 10 ile Rusya ve de yüzde 5 ile Almanya izlemektedir. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin 50’den fazla ülkeyle İkili Havacılık Antlaşması var. Avrupa Birliği üyesi olmasının yanı sıra diğer uluslararası kuruluşlarca tanınıp desteklenen Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin ekonomisi bu nedenle ileri gitmiştir.

Yani, adanın kaymağını Rumlar yiyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 50 yıl boyunca ambargo altında ezilmesi ve ekonomik olarak geri bırakılmasının faturası ödenmeden nasıl bir anlaşma yapılır doğrusu kestirebilmek çok zor.

Başka kazanımlar için Kıbrıs’tan asker çekilmesi ve toprak bırakılması gibi tavizler verilmesi geçmişi unutmaktır.

Mutlu yarınlar Kıbrıs Türk Cumhuriyeti.

TC-GVA 4 yıldır Brezilya’da mahsur Devlet uçağıydı eroinden alıkonuldu

Geçmişte Türk hava aracı siciline kayıtlı bir uçak vardı. Devlete hizmet etmek için kim bilir kaça alınmıştı. Marka ve modeli Gulfstream-450 diye tanımlanan uçağın teknik özelliklerine baktığımızda şu bilgileri görüyorduk.

  • Model: Gulfstream Aerospace Gulfstream IV
  • Yolcu kapasitesi: 14-19
  • Boş ağırlık: 21,9 ton
  • Maksimum iniş ağırlığı: 34,1 ton
  • Menzili: 12501 km
  • Max Uçuş hızı: 0,885 Mach

Markanın anlamı Körfez Akıntısı demekti. Üzerine, devlet uçaklarına verilmek için rezerve edilen TC-ATA tescil işareti konulmuş, bir tarafına Türkiye Cumhuriyeti, diğer yanına da Republic of Turkey (sonra Türkiye) yazılmıştı. Devlete hizmet derken tabii bütün devlet memurlarını değil, en üst kademedeki devlet adamlarını kastediyorum.
1988 yılında satın alınan bu uçak ilk olarak Turgut Özal’ı taşıdı, dünyanın dört bir yanına hiç sorun çıkarmadan gitti, geldi. Sonra Özal’ın emriyle ta Avusturalya’nın Sidney kentine kadar gidip, Dünya ve Olimpiyat Halter Şampiyonu Naim Süleymanoğlu’nun nefes kesen gizli bir operasyonla Türkiye’ye getirilmesinde görev aldı. Süleyman Demirel’e, Bülent Ecevit’e, Necmettin Erbakan’a da hizmet etti.
Tayyip Erdoğan ve Ahmet Davutoğlu da bu emektar uçağı hiç sorunsuz kullandı.  Hatta, FETÖ darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Dalaman Havalimanı’ndan yolcu uçağı bilgileriyle İstanbul Atatürk Havalimanı’na bu uçakla geldi.

Birçok tarihi olaya tanıklık etmiş ve birçok devlet adamını taşıyan bu uçak 2017 yılında nedense Başbakanlık envanterinden çıkarılarak yine bir kamu kurumu olan Savunma Sanayii Başkanlığı’na (SSB) envanterine geçirildi. Bu geçişten sonra tescil işareti de TC-GVA olarak değiştirildi.

TC-ATA tescil işareti ise daha sonra satın alınan Gulfstream G550 tipi başka bir uçağa verildi.  Rivayet odur ki, bir havacılık şirketine 1 milyon 390 bin USD’ye satılan bu uçağa, satış öncesinde 2.5 milyon USD harcama yapılarak biri yedek iki motor alınmış.
Uçağı yolcu taşımacılığı için satın alan şirketin adı Brezilya’da uyuşturucu kaçakçılığına karıştı. Başbakanları ve cumhurbaşkanlarını taşıyan bu uçak 4 Ağustos 2021 tarihinde Brezilya’da bin 300 kilo uyuşturucu taşıdığı için alıkonuldu. Aylardan bu yana orada bakımı yapılamayan uçağın şimdilik Türkiye’ye iadesi de mümkün değil. Üzerinde devlet hizmetindeyken var olan boyasıyla dikkat çeken bussiness jet uçağın çürümesi de kaçınılmaz olacak.

Yani anlayacağınız, bir zamanlar apronlarda özel alanlara park edilen Gulfstream 450 makus talihini nasıl yener bilinmez. Suça karışmış olsa dahi uçağın Türkiye’ye getirilmesi gerekir. Fakat bu durumda ufukta böyle bir ihtimal yok. Yazık olacak.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir