Avustralya, 400 kişiyi taşıyan bir yolcu uçağını havada patlatmayı amaçlayan IŞİD bağlantılı terör planı karşısında sarsıldı. Sidney merkezli iki kardeşin, bir Etihad uçağını patlayıcıyla havaya uçurma girişimi başarısızlıkla sonuçlanırken, failler en az 25 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Sinsi Plan ve Son Dakika Engelleme
Halid ve Mahmud Khayat kardeşler, 2017 yılında terör saldırısı hazırlamak suçundan mahkûm edildi. Planın merkezinde, üçüncü kardeşleri Tarek Khayat tarafından Suriye’den gönderilen patlayıcı bir cihaz bulunuyordu. Bomba, bir kıyma makinesinin içine gizlenerek Sidney’den Abu Dabi’ye uçan dördüncü kardeşleri Amer Khayat’ın bagajına yerleştirildi.
Ancak, havaalanındaki bagaj kontrolü sırasında aşırı ağırlık nedeniyle bagajın düzenlenmesi istenince Halid Khayat, cihazın fark edilmesinden korkarak bombayı çıkardı. Böylece uçak havadayken infilak ettirilmesi planlanan saldırı önlenmiş oldu.
Ömür Boyu Sürecek Cezalar
Yeni Güney Galler Yüksek Mahkemesi, Halid Khayat’a 40 yıl, Mahmud Khayat’a ise 36 yıl hapis cezası verdi. Saldırının başarılı olması durumunda yüzlerce kişinin ölebileceği, ayrıca yerde de büyük bir yıkım yaşanabileceği belirtildi.
Öte yandan, saldırıya hiçbir şekilde dahil olmadığı anlaşılan Amer Khayat, aklanarak serbest bırakıldı. Ancak Amer, ailesinin onu terör planına farkında olmadan alet etmeye çalıştığını öğrenince yaşadığı travmayı hâlâ atlatamadığını söyledi.
Tarek Khayat’tan Şok Sözler: “Bu Sadece Başlangıç”
Saldırıyı planlayan ve Irak’ta ölüm cezasına çarptırılan Tarek Khayat, IŞİD’in küresel bir tehdit olmaya devam ettiğini belirtti. “İslam Devleti asla ölmeyecek, daha güçlü geri dönecek.” ifadeleriyle yeni nesil radikallere ilham verdiğini söyledi.
Uzmanlar, IŞİD’in dünya çapında hâlâ aktif bir tehdit olduğunu vurgularken, FBI’nın eski yöneticilerinden Andrew McCabe, saldırı girişimini “benzeri görülmemiş bir operasyon” olarak nitelendirdi. McCabe, “Bu kadar karmaşık bir saldırı planı, IŞİD’in küresel güvenlik açısından hâlâ büyük bir risk olduğunu gösteriyor.” dedi.
Bu olay, uluslararası güvenlik önlemlerinin ne kadar kritik olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
