Bugün derneğimiz UTED’in paylaştığı mesaj ile emekli uçak teknisyeni Ahmet Meşeli’nin vefat ettiğini üzülerek öğrendik.
Ahmet Meşeli ağabeyi Atatürk Havalimanı THY Teknik Müdürlükte uçak teknisyeni olarak çalışırken tanıdım. Her zaman neşeli, keyifli, hemen her arkadaşına güzel şakalar yapan bir ağabeyimizdi. Bu nedenle bazı arkadaşları ona Ahmet Neşeli derlerdi.
Biz uçak teknisyenleri 1960’lı yılların sonlarında 07-15 ve 15-23 ikili vardiya düzeninde çalışıyorduk. 15-23 çalışan postanın bazı elemanları ertesi sabah seferi olan uçakların bitmeyen işlemlerini tamamlamak için fazla mesai yapılarak uçaklar faal duruma getirilirdi.
F-27 Fokker ve Fairchield uçakları hidrolik yerine, 3.000 PSI’lık basınçlı hava sistemi (Pneumatic System) kullanırlardı. Sabah erken sefere gidecek F-27 uçaklarının gece boyunca olası kaçaklar nedeniyle pneumatic tüp basıncı düştüğü için, sabah saat 07’de işe gelecek postadan 2 kişi saat 05’de hangara gelir ve seyyar kompresör yardımı ile bu uçakların hava deposunu 3.000 PSI’a yükselterek sefer gecikmesini önlerlerdi.
Bizim, yani A Postası’nın 07-15 vardiyası günlerine Ahmet Meşeli ağabey Atatürk Havalimanı’na çok yakın olan Küçükçekmece’de oturduğu için gönüllü olarak saat 05’de işbaşı yapardı.
Postamızda bir uçak teknisyeni olan Saim Kuyumcu ağabey (Sarı Saim) koyu Fenerbahçeli idi. Bir Pazar günü oynanan Fenerbahçe-Galatasaray maçını Fenerbahçe kaybetmişti. Ahmet ağabeyin, Fanatik Fenerbahçeli olan Saim ağabeyi bir şekilde kızdırması gerekiyordu. Pazartesi sabahı erkenden işe geldiğinde hangarın sağ ön tarafındaki bulunan dinlenme odamızın kontraplak olan tavanındaki delikten geçirdiği ipin ucuna etrafını sarı lacivert renkli grapon kağıtları ile fenerbahçeli yaptığı kovayı bağlamış, ipin değer ucunu da hemen yakındaki banyonun kapısından geçirip kovayı 1,5 metre yüksekliğe çekip duvara sabitlemiş. Ahmet ağabey kurduğu düzeneği bize anlatıp Saim gelinceye kadar dinlenme odasına girmeyin, olacakları uzaktan izleyin dedi. Saim ağabey saat 07’de işe geldiğinde dinlenme odasının tavanından sallanan Fenerbahçe kovasını görünce kovayı çekip almak istedi. Ancak Ahmet Meşeli banyo duvarına sabitlenmiş ipi çekince kova 3 metre yüksekliğe çıkınca kovaya erişemedi. Bir merdiven bulmak için odadan dışarıya çıkarken kovayı yeniden alçalmış görünce tekrar kovayı yakalamak istedi ama kova tekrar yukarıya çıkmıştı bile. Saim ağabey 3-4 defa deneyip kovayı yakalamayınca sonunda kovaya bağlı ipi takip ederek banyo kapısının arkasına gizlenmiş olan Ahmet ağabeyi suçüstü yakaladı. Fanatik Saim ağabey dahil hepimiz katılırcasına gülüyorduk.
Ahmet ağabey usta bir kara avcısı ve olta balıkçısıydı. Çay paydosunda anlattığı hikayelerin tamamı inanılması zor avcılık hikayeleri idi. Bir ateş ile 2 yaban kazını birden vurmak, vurduğu kazı düştüğü yerden almaya gidince, kazın son nefesini vermeden önce Ahmet ağabeye “neden vurdun beni abi” demesi gibi sayısız avcılık/atıcılık hikayeleri.
Hangar içine yerleşmiş çok sayıdaki kargalar hangardaki uçakların üzerine kakalarını bırakarak boyaya zarar verirlerdi. Avcılık ruhsatına sahip olan Sadece Ahmet Meşeli ve Ahmet Çağlayan uçak atölyesinin ruhsatlı av tüfeği ile hangarın çatı altına yerleşmiş kargalara ateş ederek kaçırmaya çalışırdı. Silah patlayınca tüm kargalar hemen hangar dışına uçarlar, 5-10 dakika sonra yeniden hangara dönerlerdi. Bu sonuç vermeyen korkutma işlemi oluklu saç olan hangar tavanında sayısız delik açıyordu. Yağmurlu havalarda bu deliklerden hangar içine su akardı. 3-4 yılda bir dışarıdan bir firmanın elemanları gelir, hangar damına çıkarak bu saçma deliklerini ziftleyerek kapatırlardı.
Sevgili Ahmet ağabeye Allah’tan rahmet, ailesi başta olmak üzere camiamıza başsağlığı ve sabırlar diliyorum, mekânı cennet olur İnşallah.
Erhan İnanç 15 Temmuz 2024
Teşekkürler Erhan abi yazınızı zevkle okudum
Ahmet abi için allahtan rahmet ve ailesinde sabırlar dilerim
Sevgili Erhan , bizleri geçmişin güzelliklerine götürdün . Kendisini çok tanımazdım ama arkadaşlardan hikayelerini özelliklede Cavit ten dinlemişdim . Mizahi akıl , olayları analiz etmek için herzaman gereklidir , hele uçak sistemlerini çözebilmek içinde böyle akla ihtiyaç vardır . Ahirete göçmüş arkadaşlarımıza rahmet dilemenin yanısıra , güzel yanlarınıda anmak kalanların bir borcu .
Teşekkürler Erhan abi yazınızı zevkle okudum
Ahmet abi için allahtan rahmet diliyorum