Avrupa havayolları için bağlantı raporu, havacılık pazarındaki sistemik değişikliklere işaret ederek eksik ve dengesiz toparlanma rakamlarını ortaya koyuyor
26 Haziran 2023 ACI EUROPE, 33. Yıllık Kongresi ve Genel Kurulu arifesinde, hava bağlantısının kesin göstergesi olan Havalimanı Endüstrisi Bağlantı Raporu’nun son güncelle halini bugün yayınlıyor. Rapor, SEO Amsterdam Economics tarafından geliştirilen ve bir havalimanının bağlanabilirliğini ölçmek ve sıralamak için en kapsamlı ve eksiksiz araç olan bağlanabilirlik endekslerine dayanmaktadır.
2023 Raporu, havayolu bağlantısı rakamlarının yolcu hacimlerindeki toparlanmanın gerisinde kaldığını gösteriyor. Ayrıca COVID sonrası toparlanma modellerinin sadece havacılık pazarını değil, aynı zamanda bağlanabilirliğin mobilite ihtiyaçlarına hizmet ettiği ve önemli ekonomik ve sosyal faydalar sağladığı yolcuları ve toplulukları da nasıl etkilediğini ortaya koymaktadır. Bu COVID sonrası toparlanma modelleri hem ulusal pazarların hem de münferit havalimanlarının bağlantı performansını şekillendirmekte ve doğrudan ve dolaylı/merkez (hub) bağlantıları arasında önemli farklılıklar gösteren yapısal değişikliklere yol açmaktadır.
Pandemi başladıktan üç yıldan fazla bir süre sonra bile Avrupa Ülkelerinin toplam hava bağlantısı hala tam olarak toparlanamadı
Avrupa’nın toplam hava bağlantısı, yani doğrudan ve dolaylı bağlantıların toplamı, pandemi öncesi (2019) seviyelere kıyasla %16 oranında azalmış durumda. Bu, Avrupa havalimanlarından seyahat edenlerin daha az seçenekle karşılaşmaya devam ettiği anlamına gelirken, hava ücretlerindeki artış tüketici fiyat enflasyonunun 6 katından fazladır.
Hava yolcu trafiğindeki toparlanmayla doğrudan bir karşılaştırma yapıldığında, Avrupa yolcu trafiğinin şu anda pandemi öncesi seviyelere kıyasla -%7,6 seviyesinde olması, bağlantının önemli ölçüde geride kaldığını gösteriyor.
Bu büyük rakamlar kendi hikayelerini anlatmaktadır, ancak bunun altında, esasen COVID-19 toparlanma modellerinin kalıcılığını yansıtan ulusal pazarlar arasındaki önemli farklılıklar yatmaktadır. Özellikle tatil amaçlı yolcu talebinin önemini, ultra-LCC’lerin (ultra Düşük Maliyetli Taşıyıcılar) seçici genişlemesini ve FSC’lerin (Tam Hizmet Taşıyıcıları) göreceli olarak gerilemesini – Ukrayna’daki savaşın etkisiyle birlikte görüyoruz:
Tüm bu bilgilerin yanı sıra sadece 5 ulusal pazar pandemi öncesi bağlantı seviyelerini aşmıştır: Türkiye (+%19), Kıbrıs (+%17), Bosna-Hersek (+%8), Arnavutluk (+%7) ve Yunanistan (+%4).
Daha büyük AB+ pazarları arasında İngiltere (-%10) İspanya (-%12) ile birlikte en iyi performansı gösterirken, onu İtalya (-%16), Fransa (-%17) ve Almanya (-%27) ilgili ülkeleri takip etmektedir.
Çekya (-%44) ve Finlandiya (-%40) gibi diğer AB+ pazarları toplam bağlantı seviyelerini toparlamaktan uzaktır.
Rusya’nın işgali sonucunda Ukrayna, hava sahası ve havalimanlarının kapatılmasıyla birlikte tüm ticari hava bağlantısını kaybetti.
Ukrayna’daki savaşa tepki olarak uygulanan uluslararası yaptırımlar, Belarus’un (-%82) ve daha az olmakla birlikte Rusya’nın (-%34) toplam hava bağlantısında önemli kayıplara yol açmıştır.
Toparlanma modelleri artık havayolu bağlantısında yapısal değişikliklere yol açıyor
Ulusal pazarlardaki farklılaşmaları etkileyen aynı modeller, hava bağlantılarında da yapısal değişikliklere yol açmaktadır. Dolayısıyla, doğrudan bağlantının (-%4) neredeyse iyileştiğini, dolaylı bağlantının (-%22) ve aktarma merkezi bağlantısının (-%25) ise salgın öncesi seviyelerin oldukça altında kaldığını görüyoruz.
Bu durum, LCC’lerin (düşük maliyetli taşıyıcılar) pandemi öncesinden (2019) bu yana doğrudan bağlantılarını +%12 artırırken, FSC’lerin (bayrak [geleneksel] taşıyıcılar) doğrudan bağlantılarının -%13 azaldığı gerçeğini yansıtmaktadır. Yine de FSC’ler ana merkezlerindeki doğrudan bağlantı paylarını korumuş ve hatta %66’ya çıkarmıştır.
İstanbul, Amsterdam-Schiphol ve Londra-Heathrow Havalimanları doğrudan bağlantı baz alındığında önde geliyor
İstanbul bu yıl Amsterdam-Schiphol’ün yerini alarak Avrupa’da en yüksek doğrudan bağlantı seviyesine sahip havalimanı oldu ve pandemi öncesi 5. sıradaki konumundan yükseldi. Türkiye’deki merkez, salgın öncesi doğrudan bağlantı seviyesini +%9 oranında aştı ve son 10 yılda bu seviyeyi şaşırtıcı bir şekilde +%32 oranında artırdı – bu performans büyük ölçüde Türk Hava Yolları ağının büyümesinden kaynaklanıyor. LCC’lerin havalimanındaki penetrasyonunun hala düşük olması, havalimanının daha fazla bağlantı büyümesi ve çeşitlendirme için önemli bir potansiyele sahip olduğuna işaret ediyor.
Amsterdam-Schiphol’ün doğrudan bağlantısı pandemi öncesine kıyasla -%8 oranında ve Avrupa içi doğrudan bağlantı açısından en iyisi olmaya devam ediyor. Ancak Hollanda Hükümeti’nin kapasitesini azaltma kararı uygulanırsa, havalimanı sıralamasında düşüşlerle karşılaşacaktır.
Londra-Heathrow, pandemi öncesine kıyasla -%5’lik doğrudan bağlantı oranıyla üçüncü sıradaki yerini koruyor. İngiliz aktarma merkezi hem Kuzey Amerika hem de Asya-Pasifik bölgelerine açık ara en iyi doğrudan bağlantıya sahip.
Frankfurt, aktarma merkezi bağlanabilirliğinde dünya genelinde 1. sırada yer alırken, sistemik aktarma merkezi bağlanabilirliğindeki daralmayı da gözler önüne seriyor
Frankfurt, pandemi öncesi (2019) hub bağlanabilirlik seviyesinin -%23 altında kalmasına rağmen, hub bağlanabilirliği açısından küresel olarak en üst sıradaki yerini koruyor. Alman aktarma merkezini İstanbul (+%31) ve Dallas Fort Worth (-%19) takip ediyor.
İstanbul’un performansının önemli bir istisna olduğu Avrupa pazarı, aktarma merkezi bağlanabilirliğinde sistematik bir daralma ve önemli performans farklılıkları ile karakterize ediliyor.
Helsinki (-%61) ve Roma-Fiumicino (-%60), Ukrayna’daki savaşın Finnair’in Asya odaklı ağını etkilemesi ve Alitalia’nın yerini daha küçük ölçekte devam eden ITA Airways’in almasının bir sonucu olarak, pandemiden bu yana merkez bağlantı seviyelerinin önemli ölçüde daraldığını gördü.
Stockholm-Arlanda (-%54), Varşova (-%43), Brüksel (-%40) ve Münih (-%37) de aktarma merkezi bağlantı seviyelerinde önemli kayıplar yaşadı.
Sadece birkaç küçük ve niş aktarma merkezi salgın öncesi aktarma merkezi bağlanabilirlik seviyelerini aşmayı başardı: İstanbul-Sabiha Gökçen (+%37), Atina (+%33), Lizbon (+%4) ve Dublin (+%3).
ACI EUROPE Genel Direktörü Olivier Jankovec şunları söyledi: “COVID-19 salgını ve başta Ukrayna’daki savaş olmak üzere artan jeopolitik gerilimler hava bağlantısının dayanıklılığını açıkça zorladı. Bugün yayınlanan rapor, Avrupa’da hava bağlantısının trafik hacimlerinin gerisinde kaldığını ve coğrafyalar ve havalimanı pazarları arasında tek tip olmaktan uzak olduğunu gösteriyor.
Bunlar sistemik gibi görünen ve büyük olasılıkla kalıcı olacak değişikliklerdir. Bunun yanı sıra, iklim konusundaki acil durum, hava bağlantısının toplumsal rolünü ve değerini sorgulanır hale getiriyor. Kolektif geleceğimizi riskten kurtarmak istiyorsak, hava bağlantısının müthiş ekonomik ve sosyal faydalarının karbonsuzlaştırma ile el ele gitmesi gerekiyor.
“Bu şekilde, tüm havacılık sektörü net sıfır hava bağlantısına sıkı sıkıya bağlı olarak somut ilerleme için durmaksızın çalışmaktadır.”
Elde edilen endeksler ile bu raporun temelini oluşturan SEO Amsterdam Economics’in proje lideri Christiaan Behrens ise şunları söyledi “Bu raporun 10. Baskısı sektör için bir kıstas oluşturmakta ve havalimanları ile kamuoyuna, havalimanlarının halkın ulaşım talebini ne ölçüde karşıladığı konusunda eyleme geçirilebilir bilgiler sağlamaktadır. Sektör toparlanıp yeniden inşa edilirken, toparlanma modellerini anlamak ve gelişimlerini takip etmek hiç bu kadar önemli olmamıştı. “Havalimanı Sektörü Bağlantı Raporu tam da bunu yapıyor”.
©AirlineHaber.com
Not: Haber sitemizde yapılan havacılık haberleri kaynak gösterilmeden kullanılamaz.