Bu hafta, aslına bakacak olursanız; THY ve grev süreci ile ilgili yazı yazmak istemiyordum. Bu hafta yazmayı planladığım asıl konuya girmeden önce, yine de bu süreçle ilgili birkaç gözlemimi yazmadan geçemeyeceğim.
Otuz seneyi aşkın görev yaptığım THY, şu anki yönetimin işbaşına geldiği günden bu yana, öyle bir parçalandı ki, inanın kimse bir daha bu parçaları toplayamaz. Bizim zamanımızdaki kardeşlik, arkadaşlık ve yardımlaşma duygusu, bu sistem içerisinde o kadar kötü hale getirildi ki inanılmaz. Biat kültürü eşliğinde getirilen yalakalık ve ispiyon mekanizması, oldukça başarılı biçimde sürdürülüyor. THY yönetimi, sadece bununla yetinmedi ve çalışanların ve sendikaların korkulu rüyası; BÖL-PARÇALA-YÖNET ve “Kervan yolda düzülür” sistemini işleterek inanılmaz başarıları(!) ile göz dolduruyor.
THY’nin bugünkü çalışma organizasyonunda; part-time çalışanlar, diğerlerine, diğerleri dediğim THY sendikalı personel de; part-time çalışanlara, kokpit çalışanı, kabin çalışanına, kabin çalışanı, kokpit çalışanına, Teknik A.Ş çalışanı, Habom çalışanına, Habom çalışanı Teknik A.Ş çalışanına, TGS çalışanı THY çalışanına, THY çalışanı, TGS çalışanına, greve çıkanlar, çıkmayanlara, greve çıkmayanlar greve çıkanlara, Hava-İş –Çelik İş e, Çelik İş Hava-İş e ve her iki sendikanın üyeleri de birbirine, THY yönetimi hepsine ve tüm çalışanlarda THY yönetimine adeta düşman kesilmiş durumda.
İşverenler tarafından geliştirildiğinden ve uygulandığı yıllardan bu yana, “böl-parçala- yönet” ve “Kervan yolda düzülür” sistemi, sistem olalı böyle başarılı bir gidiş sergilememiştir. Çalışanların arasında olması gereken, aslında doğal olarak var olan dayanışma ve birlik, işverenlerin ölesiye korktukları bir olgudur. Bu yüzden çalışanlar arasına ücret farklılıkları, çalışma statüleri, farklı kayırma yöntemleri uygular ve çalışanları birbirine düşürür. Sendikasına güvenini sarsacak çeşitli provokasyonların ustasıdır. Bilhassa, kervan yolda düzülür mantığı sadece THY’de değil, eğitim kurumlarımıza da bulaşmış durumda.
Altı bezli çocuklarla başlatılan 4+4+4 eğitim sistemi gibi, üniversitelerimiz ve yüksek okullarımızda da kaliteden çok, sayısal ilerleme ön plana çıkmış durumda. Ülkedeki üniversitelerimizin kalitesi ile övüneceğimize üniversitelerin sayısı ile övünür hale gelmişiz.
Havacılıkla ilgili eğitim veren okullardaki altyapısız ilerlemeden, öğretim elemanları da nasibini almış. Birçok akademisyen, henüz uçak yüzü bile görmeden yeni nesil havacı yetiştirmeye başlamış.
Davet edilerek gittiğim birçok Yüksekokulda gördüğüm eksiklikleri burada yazmaya kalksam, zaten başlı başına bir köşe yazısı olur. Havacılık konularında öğretim veren yüksek okullarda öğretim programı var, ama kitap yok. Buralarda görev yapan öğretim üye ve görevlilerine sorduğumda, ellerinde doküman ve kitaplar olmadığından, kendileri yabancı yayın ve kitaplardan çeviriler yaparak, bu boşluğu doldurmaya çalıştıklarını söylüyorlar. Kısaca, hocalar ve öğrenciler birlikte öğrenmeye çalışıyorlar.
Bu nedenle gençler bilgiye, öğrenmeye aç. Ellerine bir doküman geçmesin, hemen çoğaltıp paylaşıyor ve sorularına cevap arıyorlar.
Bu gençlerin mail aracılığı ile ilettikleri sorularından birer örnek vermek gerekirse;
1) Yaz okulu proje ödevim için sizden yardımcı kaynak veya sizin bir köşe yazınız ya da mümkün ise sizin yardımınızı istiyorum. Proje ödevi konum ise Türkiye’de ki havayolu filo yapısı ve filo planlaması nasıldır? Türkiye’ye siparişi verilen uçak tipleri hangileridir? Yeni sipariş uçaklar yeni uçuş noktaları demek midir?
2) Dünya’daki havayolu taşımacılığında ivme ne yönde ilerlemektedir?
3) Şirket birleşmeleri ve satın almalar konusunda hangi ülkelerin ya da havayollarının öncü olduğunu düşünüyorsunuz? Yönelim hangi ülkelerden, hangi ülkelere doğru?
4) Havayolu şirketlerini uluslararasılaşmaya ve birleşmeye iten nedenler nelerdir?
5) Ulusal ve uluslararası havayolu birleşmelerinde karşılaşılan sorunlar nelerdir?
6) Günümüzde gelişmiş ülkelerin birçoğunun bayrak taşıyıcı havayolu şirketleri, özellikle finansal kriz ve low-cost havayolu firmaları nedeniyle zor durumda bulunurken, gelişmekte olan ülkelerin havayolu firmalarının pazarı domine etmesini sağlayan etkenler nelerdir?
7) Türkiye havayolu yolcu taşıma şirketlerini dış pazarlarda yaptırıma iten güç nedir? Gelecekte sektörü nasıl görüyorsunuz?
8) Sivil havacılıkta bakım ve usulleri hakkında bir doküman var mı?
Bu tür sorulara cevap verecek bir kaynak var mıdır? Sanırım hocalar, bunları öğrencilerine sorup öğrenip kendilerine kaynak oluşturmaya çalışıyorlar. Ben de bu arkadaşlara yanıt verebilmek için; sektördeki alaylılara sorup, soruşturup onlara yardımcı olmaya çalışıyorum.
1 Yorum
- Yorumların Sıralanışı
- Yeniden Eskiye
- Eskiden Yeniye
Gençlere yardımcı olmanız güzel bir davranış. İnsan kıvanç duyar, ne güzel! Gerçekleri vurgulamanız, paylaşmanız bazılarını rahatsız ediyor, hırçınlaşıyorlar. En iyisi umursamamak. Kaleminize sağlık,iyi çalışmalar dilerim