Değerli Okurlar,
Ocak ayı yükselen enflasyon ve asgari ücretin yanı sıra kamu çalışanlara yapılan zam oranı sonucunda tüm havacılık sektörünün gözünü işverenine çevirdiği bir ay oldu. Kimi iştiraklerinde oranlar tatmin etmeyip nefes aldırsa da takip ettiğim kadarıyla en çok THY kendi personelini yeterince mutlu edemedi. Ücretlerin alt iş gruplarında düşük olduğu TGS‘ye yapılan kademeli zamlar, henüz zam oranları açıklanmayan Teknik A.Ş. için bir nebze de olsa umutları filizlendirdi.
TGS’de şef altı unvanlı çalışanlara yüzde 40, Şef unvanlı çalışanlara yüzde 30, Müdür ve üstü çalışanlara yüzde 25 ve tüm ek ücret kalemlerine yüzde 20 zam kararı, düşük ücretli çalışanların asgari ücret karşısındaki maaşının korunması bakımından önemli ve değerli bir adım… Tüm bu zamlar, açıklanan asgari ücret artış oranının altında kalarak artan enflasyon oranlarına nazaran yetersiz bulunsa da %40’lık artışla aradaki makas kısmen korunmaya çalışılmış. Bu nedenle mevcut durum yeterli değil ancak kısmen kabul edilebilir bir seviyeye geldi…
Turkish DO&CO personelinin Mavi TİS kapsamında 6 ayda bir zam uygulaması yapılan Mavi Yaka personelinin maaşlarına yüzde 20 oranında, yılda 1 kez zam uygulaması yapılan kapsam dışı Beyaz Yaka ve FC personelinin maaşlarına yapılan yüzde 70 oranında açıklanan zam oranları, yüzde 64,27 yıllık enflasyon oranının üstüne yaklaşık %6 üstü oranında bir refah payı eklenerek ücretlerde bir düzenlemeye gidilmiş…
Anlaşılan mavi yakada da her yerde THY A.O. %20 zam sınırını korumaya çalışmış. Tabii durum böyle olunca orada da beklentiler yeterince karşılanamamış… Pegasus’ta uçuş ve sektör ücretlerine yapılan %50’lik zam da çalışanları memnun etmeye yetmedi. En düşük kıdemli kabin memuruna günümüzde asgari ücret 8500TL iken geçtiğimiz yıl 9500TL küsürlerde başlangıç maaşı verilmesi, en yüksek kemik ücretin yapılan zamla 22,500’ler seviyesinde olması, THY’nin yüzde %20’lik zammına bile rahmet okuttu. Hiçbir ayrım yapılmadan %50’lik görece iyi zam oranına rağmen, malum ekonomik koşullarda haklı olarak yeterli bulunmadı. Yani Pegasus’ta durum THY’ye göre daha iyi olup, süreç daha iyi sistematize edilse de yüzleri yeterince güldürmeye yetmedi.
THY A.O. ortaklığında yeni işe başlayanların A.0 ve A1 kademesi kaldırılarak kademe ilerlemesi ise ücrette hiçbir fark getirmemiş. Yani eskiden B kademesinde olan bir çalışan, E kademesine ilerlemiş gözükse de aslında aynı ücrette kalıp sadece harf değişikliği yapılmış. Tabii bu haklı olarak çalışanlarda bir hayal kırıklığı yarattı. Eğer ücretlere yansımayacaksa harf ilerletmenin ne anlamı var!!! Sadece yeni işe başlayanlar 2,5 yılda ilerleyeceğine, bundan sonra 2 yıl da bir ilerleme olacaksa bunu öyle duyursaydınız bari. Oysa adil olan bu 5 yılda A kademesine ulaşarak, 1 yıllık fazladan geçirilmiş süreninde mevcut kademe ilerlemesine yansıtılmış olmasıydı. Yani bu düzenleme geriye doğru bir kaybı telafi etmiyorsa kâğıt üzerinde gösterilmesinin ne anlamı var kimse anlamış değil.
Ayrıca THY Teknik A.Ş.’de daha önce sendikanın ek protokollerle hayata geçirdiği uygulamaların yine içeriği ile oynanarak THY A.O. tarafında farklı imzalanmasının mantığını herkes sorgular oldu. Bir tarafa 24 ay verdiğiniz kronik ve ağır hastalıklar için ücretli izin hakkını, öteki yerde 36 ay olarak vererek yine bir rekabet ve kızıştırma ortamı mı hedefleniyor yoksa bu ufak tefek şeyler ile onlara şirin mi gözükmeye çalışılmış anlaşılmış değil.
Taşeron konusunda da herkesin kadroya geçirileceği duyurulsa bile koşullar ve içeriklerin nasıl yapılandırılacağı merakla bekleniyor… Burada kesinlikle çaycı, temizlikçi, güvenlik vb. diye hiçbir ayrım gözetilmeden herkesin bu haktan faydalanması gerekmekte. Diğer bir husus da bu arkadaşların iş kolu ve gelecekte sendikalılık haklarının olup olmayacağı konusu. Bu kadar çalışanın tecrübesinin ya da kıdeminin yok sayılmadan, sosyal haklarıyla birlikte eksiksiz şekilde sistematize edilmiş bir ücret çerçevesi oluşturulması gerekiyor. Aksi halde taşeron şartlarında hiçbir sosyal ve özlük hakkı sayılmadan bir iştirak şirketi altında toplanmasının ne değeri olur ki… Ayrıca sorunu tamamen çözmeye yetmeyeceği gibi beraberinde bir sürü başka tartışma ve çatışma alanları oluşturacağı da en azından şu an kesin gibi…
Gelelim EYT ile eli kulağında durumunu kaygıyla bekleyenlere… En azından bununla ilgili politika belirlenip nasıl bir uygulamaya gidileceği de açıklanmalı… Eğer toplu bir emeklilik kıyımına gidilirse, kurumsal hafıza korunamayacağı gibi tecrübeli iş gücü kaybı da yaşanabilir. Yine beyaz yaka mavi yaka ayrımı da seçimlerde yakanıza yapışacak bir ayrım olur. Konunun her ne kadar 2023 sonuna kadar stratejik olarak ertelenmesi size kolay gelse de ben bu belirsizliğin insanların oy verme ya da tercih yapma kararını etkileyeceğini de düşünüyorum. O nedenle bu muallak konularda herkesin önünü göreceği adımlar atılarak gerekli açıklamalar bir an evvel yapılmalı.
Tüm eleştirilere saygı duyarak okuyucularımız tarafından sadece THY Teknik ile ilgili konuları yazıyoruz gibi algılansa da tarafımıza ulaşan tüm serzeniş ve feryatları her hafta gündeme getirip köşemizden yetkililere sizin adınıza seslenmeye devam ediyoruz. Örneğin yetkili kişilerin en azından TGS’de başardığı gibi, iş gruplarına göre bir zam yapılması ve düşük ücretli grupların mutlaka korunması lazım. Mevcut maaşıyla kira ödeyemeyen, temel ihtiyaçlarını karşılayamadığı için kredi ve kart borcuna boğulmuş personelinizin artık sesini duyun… Ben bile yüzlerce mesajla bu durumun farkına varabiliyorsam sizin hayli hayli varmanız gerekiyor…
Arzu ederseniz korkusundan size sesini mevcut statükoya karşı çıkarmayan ancak tarafıma iletilen tüm sitemleri ve talepleri sizlerle de paylaşabilirim. Bir an evvel buralara müdahale şart. Aksi halde ileride yetkili teknisyen ihtiyacı artan bu sektörde inanın zamanla yaprak dökümü başlayacak. Kalanlarında sitemi ve düşük motivasyonuyla ne kadar başarılı olup olmayacağı da muamma. Çünkü çoğu inanılmaz dolmuş ve çaresiz hissediyor kendini… Haklı olarak Pandemide bile herkes evinden, uzaktan çalışırken canını hiçe saymış üstelik %30 kesintiyle full artı full çalışmış çalışanlar, yöneticilerinden destek bekliyor…
Kâr payı dağıtılırken Teknik Eğitmen, Teknisyen, Destek Personeli ve İşçi gibi gruplara THY A.O.’dan daha fazla kâr payı dağıtılması için Mikail Akbulut Bey’in inisiyatif kullanarak, yüksek ücretli üst yöneticilerden kısıp, onlara THY A.O.’dan daha yüksek meblağlar dağıtılması için gösterdiği çaba her ortamda konuşuluyor. Bu adım THY Teknikte büyük bir karşılık görmüş ve çalışanlarca çok ciddi bir takdir kazanmıştı. Kâr payı dağıtımı yeterli ve adil bulunmasa da yöneticisinin kendilerine karşı bu iyi niyetli yaklaşımı çoğu personelde güven ve memnuniyet yaratmıştı. Özellikle mavi yakaya yaptığı bu jest hepimizce alkışlanmış, yöneticilerinin kendilerini düşünen bu adımı büyük mutluluk yaratmıştı. Şimdi sendikayla uzayıp süren bu ücret sürüncemesini de onları memnun edecek bir kararla sonlandırıp, yine aynı yaklaşımın sergilenmesi bekleniyor.
Çalışanların küstürülmeden kayda değer bir oranla mutlaka yüzü güldürülmeli. Bu kuruma bu kadar değer kattığı ve büyüyerek karınızı yükselttiği bu dönemde, onların geçim kaygısı ve haksızlığa uğramışlık duygusu size güç ve enerji kaybından ve hatta şirket içi huzursuzluktan başka hiçbir şey getirmeyecektir bizden söylemesi… Neticede elçiye zeval olmaz
O yüzden bana ulaşan herkesten sizin adınıza, kendi çalışanlarınız adına biraz daha gayret ve iyi niyet beklendiğini açıkça belirtmek isterim. En zor şartlarda bile operasyonu aksatmadan başınızı önünüze eğdirmemiş, emeğini ve cesaretini her olumsuz koşulda sergilemiş personeliniz bence çok daha iyisini hak ediyor. Onların mutluluğu ve huzurunun, işyerinizin ve sizin mutluluğunuz olacağından hiçbir şüphem yok…
%20 tam bir hayal kırıklığı, bu değer acilen %30 a taşınmalı, düşük skaldaki gruplara ise %50 oranında acilen zam gerekli, aksi halde üst düzey yöneticilerin samimiyetsiz olduğunu düşünmeye başlayacağız
Havacılığın uzun zamandır dışında kaldığım için yazın tam olarak bilemediğim konular. Ama yine CESUR yüreğinle şahsi ekonomik kaygılarına, yaşadıkları zorluklara rağmen inatla sektörü başarıdan başarıya taşıyan çalışanların ve okurlarının yanında ve sesi olmuş, yetkililerin dikkatini tekrar tekrar çekmiş, çözüm üretilmesini istemişsin. İfadelerin olabildiğince güçlü ve etkileyici.
Bu misyonunu maddi kaygılar taşımadan sürdürebilmenin; samimiyetine inancı ve sana olan güveni artırmakta olduğunu yapılan diğer yorumlardan görüyorum. Bu yaklaşım hem ‘babasının oğlu’ na, hem de sana yakışıyor.
‘Bir şeyi 40 defa söylersen olurmuş’ derler, umarım yeterince duyan olur, karşılık bulur.
Yolun açık olsun,
Sayenizde haftalık ne konular varsa öğreniyoruz. Hemde objektif ve kaliteli bir yazı diliyle. Gündemi yakinen takip ediyorsunuz.