Kıymetli Okuyucularım, Yeni bir yazar, yeni bir yazı, yeni bir tarz! İşte karşınızda bendeniz Zülal Hoca… Merhaba…
Şubat 2004 Yılı, 147 sayılı ‘UTED’ Dergisi’nde kaleme almış olduğum yazım, ‘Ağaç Yaş İken Eğilir’ başlığı taşımaktaydı. Sizleri bir anda yıllar önce kat etmiş olduğum bir yolculuğa şahitliğe davet etmek istememin sebebi aslında çok derin!
Belirtmiş olduğum yılda kaleme aldığım yazımın ilk paragrafı aynen şöyle başlıyordu: ‘Hayatta başarının en önemli adımlarından bir tanesi de şüphesiz ki EĞİTİM! Toplumsal gelişmenin en temel sağlayıcılarından biri olan bu hedefte, amacımızı başarılı olmak ve ilerlemek olarak varsayarsak; kişisel eğitimin başarıyı ve ilerlemenin ise toplumsal düşünmeyi yani EKİP RUHUNU öğrenmeyi sağlayacağı düşüncesine varılması mümkündür. Geleceği teslim edebileceğimiz toplumun en önemli ve vazgeçilmesi olan çocuklarımızın geleceğine ışık tutmak amacı ile yepyeni bir projeye daha imza atan THY A.O. AKADEMİSİ yine görev başında’
Kim bilebilirdi ki bir gün Sefa Bey için topluma hizmetkarlık adına bıraktığı mirasın ucundan bir ekip ruhu ile tutacağız ve başka bir platformdan yine eğitim, yine davranış, yine havacılık, yine yönetim, yine organizasyon, yine işletme ve kısaca yine bilimsel çiçeklerle bezenecek yeni yazılarda burada buluşacağız!
2000’li yıllarda, iş hayatında bir şefle, bir müdürle, bir başkanla hele ki bir dernek başkanı ile konuşmak, görüşmek, hal hatır sormak ve çekinmeden muhabbete girmek hiç de kolay değildi! Şimdilerde gerek ‘Y’, gerek ‘Z’ kuşağı için her kesimle iletişim herhangi bir kural olmadan çok seri ilerlerken bizler için bu yol o kadar da hızlı kat edilecek bir durumda değildi… işte Sefa Beyi o yıllarda gerek dergi yazıları için iletişimde, gerekse başkanlık toplantılarına katılım sağladığında tanımıştım ve onunla ilgili aklımda kalan en önemli vasıflar, alçak gönüllü olması, her kesim her statü ve her kadro ile samimi, paylaşımcı, objektif, sakin ve eğitici konuşmaları dikkatlice sergiliyor olmasıydı. Sefa Bey ile aynı statüde olan insanlar sekreter aracılığı ile iletişim kurarken Sefa Bey bizzat iletişimi kendi kurmak isteyen çok kibar, beyefendi bir insandı. Çok dolu bir beyne sahipti. Ona sorduğunuz her sorunun yanıtını ayrıntılı olarak almanız mümkündü… Hiçbir konuyu savsakladığını görmedim ve kim olursa olsun herkese her yerde selam veren, saygı duyan ve insana insan olduğunu hissettiren bir insandı. Her zaman şık giyindiğini hatırlıyorum. Hatta yıllar sonra bir röportaj için havacılık ile ilgili aklımdaki soruları sorabileceğim bir yönetici ararken kendisinin en doğru kişilerden birisi olacağını öngörmüş ve kendisine teklif götürmüştüm. Hiçbir sorgulama yapmadan, röportaj nerede? kim için? ne zaman? ve ne tarzda? Gibi soruları sormadan, bana direk verdiği yanıt bir soru eki taşıyordu: ‘NEDEN OLMASIN?’
Bu cümle çok önemli bir cümledir. Zira bir eğitmenseniz bu soru cümlesini çok kullanmak zorundasınız. Bir öğrenciniz size bir soru sorduğunda veya yönetim toplantılarında uç noktada bir fikir önerisi size sunulduğunda hemen itiraz etmek yerine insanların fikrine değer vermenin en iyi iletim yöntemi olan bu soru çok değerli bir sorudur. Bu sorunun içinde MAZERET YOKTUR! Bahane yoktur. Biz koçlar, mazereti sevmeyiz ve insanı geliştiren, kişiliğine renk katan, davranışlarını dizayn eden en önemli unsurun daima her şeyin olabileceğine odaklanmak isteriz. Bu sebeple Sefa Beyin benim yaklaşık 4 ay önce röportaj teklifimi düşünmeden kabul etmiş olması beni çok mutlu etmişti çünkü bu hareketi onun aslında her alanda isim olarak ölümsüz olmaya ve bu amaçla dünyada hep isminin anılacağı yararlı her tür faaliyetin icrasına destek olmaya niyetli birisi olduğunu gösteriyordu. Öyle de oldu… Kim bilebilirdi ki bana sunduğu röportaj son iletişim olacaktı?
Aslına bakarsanız insan oğlu kaç yaşına kadar yaşarsa yaşasın dünyaya geldiği andan itibaren bir yandan bir gün mutlaka bu dünyadan göçeceği gerçeğini hiç unutmadan yaşama odaklanmalı… En yakınınızı kaybetmediğiniz müddetçe tam olarak dünyanın var oluşunun, insan oğlunun hedeflerindeki derinliğin, yaşama sebebinizin, sizler için kimlerin önemli olabileceğinin ve var oluşunuzun sebeplerini tam olarak kavrayamazsınız… Bunun en önemli nedeni başınıza gelen olayların derinliğini hissedemeyecek olmanızdandır. Kuşaklar arası çatışmanın en önemli kök sebebi de budur.
Bugün burada bizleri bir ilkte buluşturan durumda Sefa Beyin aramızdan ani ve beklenmedik ayrılışından sonra onun yaptığı iyiliklerin, vefa borcunun ödenme zamanının gelmiş olmasından kaynaklanmaktadır. Sefa Bey daima olumlu, pozitif, yapıcı, sakin ve sabırlı, beyefendi tavırları ve geride bıraktığı iletişim ağları ile yaşamaya devam edecektir. Bizler onun dostları olarak tahtını devir alan oğlunun ve değerli ailesiniz daima yanında olacağız. Bugün benim sizlerle ilk defa bu kanalda buluşmanın tek sebebi de Sefa Beyin değerli oğlu Tolga Beyin bana yazı yazma teklifini sunmuş olmasıdır. Sefa Beyin bana söylediği gibi ‘NEDEN OLMASIN?’
Her ne kadar zor günlerden geçiyor olsak da daima dost bildiğimiz insanlara, ailesine ve Değerli Sefa Beyin anısına (Allah rahmet eylesin) hepinize yazılarıma hoş geldiniz, 2022 Yılına güle güle ve yepyeni bir yılda elem, keder, sıkıntı, hastalık olmadan buram buram paylaşım dolu bir dünyaya merhaba demek istiyorum.
Sülçi lisan ettiysek af ola…
Artık buradayım… Farklılık yaratmak için, farklılıkları fark ettirebilmek için tecrübelerimi paylaşmak için belki taklit edilmek için belki akıllarda kalıcı olmak için belki bu dünyadan göçtükten sonra hala akıllarda ve yazı arşivlerinde var olmak için ve kısaca SİZLERE FAYDALI VERİLER SUNMAK için….
PhDC. Zülal GÜNAL
Hocam hoşgeldiniz, tebrikler.
Hayırlı olsun Hocam.
Sürçü lisanda bir sürçme olmuş yanlız.
Nazar boncuğu diyelim…
Kısaca Sefa beyin muhabbetini çok özleyeceğiz ve eksikliği sektörde hep hissedilecek. Sefa beye tekrar Allahtan rahmet diliyor yeni yazı dizisi serüveninizde size başarılar diliyorum Zülal hocam.