featured

UÇUCU TEKNİSYEN SORUNLARI… EKİP PLANLAMADA SORUN MU VAR?

 

Geçtiğimiz hafta THY SAW hangarlarına yaptığım ziyareti ve izlenimlerimi sizlerle paylaşmıştım. Göğsümüzü kabartan yeni, modern hangarları ve bizim dönemle mukayese ettiğim teknolojik gelişmeler beni fazlasıyla mutlu etmişti. Her ne kadar işin yapıldığı ortam çağın yeniliklerine uygun görünse de, çalışanların içinde bulunduğu atmosfer de çok önemlidir.

Okurlarımızdan ve ziyaret dolaysıyla bana ulaşan arkadaşlarımızdan, özellikle mevcut personel yönetimi ve uçucu personel yönetmeliği ile ilgili çok şikâyet ve sitemler aldım.

Benim dernek başkanlığı yaptığım zamanlarda, teknisyenlerin iş kıyafetinden tutun da, uçucu ekipler ile anlaşmasına, görevli olarak katıldığı uçuşlardaki oturacağı koltuk sorununa ve gördüğü muameleye kadar her anlamda irdeleyerek, şirketteki imajı için çok büyük mücadeleler vermiş ve çok önemli kazanımlar elde etmiştik.
Giyilecek kıyafetlerle ilgili ihalelere dernek olarak bizzat girer ve ihaleye katılan firmalara ne istediğimizi bizzat anlatır ve takipçisi olurduk. Beden ölçülerine göre yaptırılan resmi uçuş elbiselerinde “drop” sistemini şart koşar ve her teknisyenin beden ölçülerinin ayrı ayrı alınmasını sağladık.

3 vardiyalı sistemde çalışan arkadaşlarımız için her vardiyada ölçü verebilmelerini sağlamış, iş kıyafetlerini yapan firmaya dağıtım esnasında, terzi bulundurmasını şart koşar ve gerekli düzeltmeleri devamlı denetlerdik.

Kıyafetin ne kadar önemli olduğunu burada anlatacak değilim. Unutmamak gerekir ki, Bir insan bir ortama kılık kıyafetiyle girer şahsiyeti ile çıkar. “Zarf mı, mazruf mu” deyimi ülkemizde maalesef her zaman “zarf önemlidir” olmuştur. (Bu deyimi bilmeyenler lütfen Google’a bir sorsunlar)

Programlı uçuşlarda, teknisyen götürülmesi gerekiyorsa, ekip tahsis olarak uçakta yer ayrılmasında sorunlar yasardık. Bu sorunları, çözebilmek için çok uğraştık ve sonunda görevli teknisyen için sol önden 4. Sıra koridor tarafı koltuk olmasını sağlamıştık. Yani bu koltuk yolcuya verilmez, uçuşa görevli olarak katılan teknisyen gidiş ve dönüş bacaklarında mutlaka o ayrılan koltuğa otururdu.

Kısacası uçakta oturacağı yeri belliydi. Aldığım duyumlara göre, uçuşa katılan teknisyen, ne kokpit ekibinde ne de kabin ekibinde görülmüyormuş. Bu doğruysa rezalet derecesinde bir ayıp… Uçuş ekibinde görülmeyen teknisyen uçuşa katılmaz, varış istasyonunda yerel bir şirketten ücreti karşılığında teknik hizmet alınır, ceremesini de şirket çeker.

Bu çalışmalarımız, teknisyen arkadaşlarımızın hem uçakta ve hem de sahada imajlarını ve gördükleri muameleyi önemli ölçüde olumlu olarak etkilemişti. Ama duyuyorum ki, zamanında yaptığımız bu çalışmalar günümüzde eriyip yok olmuş. Koltuk ve kumanya ile otopark sorunlarına tam manasıyla kalıcı çözümler üretilememiş. Ayrıca anlatılanlara bakılırsa, teknisyenler yatıya kaldıkları yerlerdeki konaklama imkânlarında bile çifte standarta ve zaman zaman ayrımcılığa maruz kalıyorlarmış. Bu konularla doğrudan dernek yönetimi ilgilenmelidir.
Yıllardır bu konuyu gündeme getirdikleri söyleniyor ama henüz çözüm yok… Yönetime sorduklarında, “yapıyoruz, çalışmalar devam ediyor, hazırlıyoruz” diyerek bu güne kadar bu konular hep geçiştirilmiş.

Şimdi asıl bu konulardan da mesul olan UTED yönetimi yıllardır tutturmuş bir EASA- SHGM lisansı türküsünü, eskiden “okullu alaylı” çatışmasını şimdi “sivil havacılık okulu” ve “diğerleri” diye polemik yaratmaktan öte bir işe yaramıyor…

Kardeşim, sivil havacılık okulları mezunları mesleğimizin göz bebeği ve onların sorunları, beklentileri tabii ki bizim için çok kıymetli.. Lakin sektör tıkanıp dönem dönem eleman yetersizliği yaşandığında, müfredata uygun bölümlerin mezunlardan sıkı bir sınav, eğitim ve değerlendirme süreçlerinden geçip başarılı olanlardan da istifade etmesinden daha doğal ne olabilir. Çalışanları uzlaştırmak, sektörü geliştirmek yerine sırf bir yerlere şirin gözükmek için, “SHGM lisanslı-EASA lisanslı” diye ayrıştırmanın ne anlamı var.

Tüm dünyanın tanıdığı EASA lisansını siz hangi hüviyetle yok sayarsınız. Böyle bir gücünüz de yetkiniz de yok. Şayet bu lisansların edinme biçimi ile ilgili kaygınız varsa zaten bunu sorgulayan bir otoriteniz var. Oralara şikâyet ve kaygılarınız iletebilirsiniz. Ayrıca, karma sınav diye bir ölçme değerlendirme zorluğu getirilmiş. İngilizcesini sorgulayıp ölçüyorsunuz. Tecrübesini ve aldığı lisansı da belirlediğiniz modüllerden sınavla bilgisini de ölçüyorsunuz. Daha da derdiniz ne?

Ahmet BOLAT’ı ziyaret ederken elde ettiğiniz görüşme fırsatını boş konularla heder ettiğiniz konuşuluyor hangarlarda. Tabii ki dernek başkanı ofis çalışanı olursa, işte bu kadar anlatırsın hangarların dertlerini…
Sizi havada da yerde de temsil eden bütün çalışanlarınıza eşit muamele ile yaklaşmaz, sorunlarını görmezden gelirseniz iş gurupları arasında sürekli çatışmalara neden olursunuz.

Şimdi yine söylemeden geçmeyeyim. Sayın Bolat ve Akbulut’ta görüyorum ki, her kademeden neredeyse tüm sorunlara fazlasıyla vakıflar. Bunlar için çözüm üretme iradesi gösterip, adil ve liyakatli bir yönetim anlayışını da benimsiyorlar.

Yahu başınızda önünüzü açan çözüm odaklı yöneticiler varken, ne diye ara kademelerdeki yöneticiler ayak diretiyor anlayamıyorum. Bu insanları üst yönetime şikâyet etmelisiniz. Tabii, bu iş sizi temsil eden dernek yönetimi tarafından yapılmalı.

Bunu bütün paydaşlarıyla konuşup ortak bir akılla kalıcı çözümler üretemiyorsanız yıllardır bir uçucu teknisyen yönetmeliğinde bir düzenleme yapamıyorsanız hala ne işiniz var o koltuklarda… Yeni döneme ayak bağı olmayın, bence bir an evvel çekin gidin. Şirket artık bir nefes alsın.

Sağda solda bir kabin memuru ya da bir pilot tanıdığınızla karşılaştığınızda bakın, bu ara kademedeki beceriksiz zihniyet yüzünden nasıl kan ağlıyorlar. İnsanlar “son yıllarda ekip planlama yüzünden resmen bittik, tükendik” diyorlar.

Bilhassa dar gövdede uçanlar, uçuş saatlerindeki planlama beceriksizliği yüzünden birçok uçuşta kan kusuyorlar. Böylesi önemli bir konuda uçuş emniyeti ve şirketin marka değeri nasıl riske edilir. Yaptığınız kıvrak manevralarla işi saatine, kitabına uydurdum diye adamların dinlenme aralıklarını, uçuş planlamasını işkenceye çevirenlere bir felaket olduğu zaman mı hesap sorulacak?

Bunlar yetmezmiş gibi, koskoca yeni havalimanında onca uygun yer, arazi varken bu adamlar nasıl olur da halâ otoparkta araç park etme kavgaları yaşayıp her gün yer kapma yarışıyla kazalar yapar. Çok mu zor yeni bir katlı otopark inşaatı. Bundan 40 yıl önce, 1980’li yıllarda Frankfurt havalimanında Lufthansa hangarlarının hemen yanı başında teknisyenler için ücretsiz 4-5 katlı otoparkı görmüştüm. İnanın makul bir ücretle böyle bir hizmet verilse kimse itiraz etmeyecek. Kabul edilebilir, makul bir abonelik ücreti bile olsa bu hizmetten birçok çalışan istifade etmek isteyecek. Maliyeti de kısa sürede amorti ve sonrasında kâr edilebilecek bir yatırım haline gelebilecek bir çözüm üretilebilir. Bu kişilerin, uçuşa sağlıklı ve vaktinde ulaşabilmeleri için ulaşım ve otopark sorunlarının muhakkak sağlanması lazım. Bu kadar basit sorunlar yüzünden alana 3- 4 saat öncesinden gelip yer kapmak için kıvranan, gündüzü gecesi belirsiz bir iş yükü ve stres altında olan bu arkadaşların dinlenme saatlerinden çalıp arkadaşların bu şartlarda yolculara nasıl gülümseyip üstüne bir de kusursuz hizmet vermelerini bekliyorsunuz anlamış değilim…

Arkadaşlar, modern hangarlara, büyüyen filoya, ekonomik sıkıntılar içinde kısmen toparlanan ücretlere rağmen sizin süreç yönetimiz yüzünden kokpiti bezmiş halde yorgunsa, kabini baskı ve stres altında kıvranıyorsa, Teknisyeni kendi sürekli değersiz ve mutsuz hissediyorsa o zaman bu müdür, başkan ve GMY koltuklarında yüksek maaş ve emrine tahsis edilmiş makam arabalarıyla oturan kodamanlarda büyük bir sorun olmalı…

Birileri size bunun hesabını sormazsa, korkarım bu gidişle siz ve altınızdaki ferasetsizler bu milli şirketimize, ya da ALLAH KORUSUN, çalışanlara ağır bedeller ödetebilir… Modern iş yerleri, ilkel esir çalışma şartları ile kâbusa dönüştürülmüş ise, çalışanlardan pozitif verim elde edilmesi imkânsızdır. Bunu bilen, anlayan yönetici yok mu?

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

16 Yorum

  1. 2 yıl önce

    Havacılık bölümü mezunu değilim. Üç yıldan uzun bir süredir shgm onaylı kuruluşlarda modül sınavlarına giriyorum emek sarf ediyorum. Sınavlar gerçekten zor ve geçme notu malum yüksek. Bende bilirdim bir miktar dolar karşılığı modülleri tamamlamayı ama hakkımla lisansı almak işime dair bişeyler öğrenebilmek için ve doğrusu bu olduğu için kendi çabamla sınavlarımı veriyorum. Para karşılığı modüllerini tamamlayan hiçbir bilgisi olmayan, ingilizce adını bile söyleyemeyen birini neden kıskanayım.

    Cevapla
  2. 2 yıl önce

    Sizin bu nefret ve kininizin EASA lisans ya da SHGM lisansına olduğunu düşünmüyorum. Sizin bu nefretiniz çalışma arkadaşlarınıza. Daha doğrusu okullu olmayan çalışma arkadaşlarınıza. Sizler Kocaeli, Eskişehir vb ünilerden muafiyetle mezun olup şirkete gelince kendinizi diğer cqm lerden üstün görenlersiniz. Diğer arkadaşlarınız sizden önce kursa gitmesi zorunuza gidiyor. Açık konuşun, buralarda ağlamayın.

    Cevapla
  3. 2 yıl önce

    Tüm dünyanın tanıdığı EASA lisansını siz hangi hüviyetle yok sayarsınız. Böyle bir gücünüz de yetkiniz de yok. Şayet bu lisansların edinme biçimi ile ilgili kaygınız varsa zaten bunu sorgulayan bir otoriteniz var. Oralara şikâyet ve kaygılarınız iletebilirsiniz. Ayrıca, karma sınav diye bir ölçme değerlendirme zorluğu getirilmiş. İngilizcesini sorgulayıp ölçüyorsunuz. Tecrübesini ve aldığı lisansı da belirlediğiniz modüllerden sınavla bilgisini de ölçüyorsunuz. Daha da derdiniz ne?Merhaba Sefa Bey,Bu kişilerin nasıl EASA lisansı edindiği hakkında eminim bilgininiz vardır. Çeşitli kişiler aracılığı ile para karşılığı modüllerini tamamlayan kişiler EASA üzerinden lisans sahibi oluyor ve bu iş yıllardır bu şekilde sürüyor. Neden bu durumla ilgili bir yazı yazmıyorsunuz? Bu durum havacılık emniyetini tehlikeye atmıyor mu? Hatta son dönemde sahte İngilizce belgesi alan kişiler oldu ve bundan dolayı ilgili dil kurumundan belge alanların belgesi kabul edilmiyor. Sektörün içinde olduğunuzu söylüyorsunuz neden bu durumları dile getirmiyorsunuz? Ortalık sahte lisanslı teknisyen (!) doldu.

    Cevapla
  4. 2 yıl önce

    Arkadaşlar birinizin acilen şizofreni rahatsızlığından diğerinin de kişilik gelişimi yetersizliğinden ilgili tıp alanlarına başvurmanızı ve tedavi olmanızı canı gönülden isterim. Asıl uçuş güvenliği sizin gibi insanları teknik departmanlarda çalıştırarak tehlikeye atıyorlar. Easa lisansı da shgm lisansıda dönem dönem el altına düşmüştür. Kimse kimseyi kötülemesin. İşi lisans ing vs… yapmıyor. Bunlar kaliteye etken gelişimi hızlı destekleyen vaktörler. İşi kendini geliştiren tecrube sahibi teknisyenler yapıyor. Kimse kimseyi kandırmasın bölünmesin taraf olmasın.

    Cevapla
  5. 2 yıl önce

    Kafalar 1 milyon. Beni bul yiğidim sana şirketi anlatayım. Aklın yok fikrin var. İşte bu kafasa insanlarla çalışmak zor abi. Uçaktan anlamaz uçuşta başım belaya girdi der. Ben uçuşta arıza olsun da biraz action olsun diye bakıyorum. Her zaman söylerim hat bakımdan başka adam uçuşa gitmesin kimse de alınmasın zaten hakkı da yok. Amaç para da. Kardeşim hat bakım bu operasyonu yönetmek için var. Adam işi biliyor. Diğeri hangstdan çıkmamış bir arıza düşünce ağlamaya başlıyor sonra klavye delikanlısı

    Cevapla
  6. 2 yıl önce

    Sefa bey Tekniği ayakta tutan shyo mezunları,uçuşa giden teknisyen kime güvenipte gidiyor,mcc de shyo köşeleri tutmuş bunu kötüye kullanıp bazı arkadaşları pasif duruma düşürüp,uçuşunu engelliyebiliyorlar,belki bu durumun önüne geçilebilir,çünkü müdürü uçuşa yazıyor,adamın gittiği istasyonu L.K.oglu değiştiriyor,oncan dediğin memur zaten çıkarına göre uçuş yazıyor,kim kimin için ne yapıyor belli değil birileri gücünü kötüye kullanıyor,kimisi çıkarına gire hareket ediyor.Torpilli tayfanin neden uçuşta başı belaya girmiyor,ya bir müslüman cikipta bunun aksini desin ya! Her nasıl oluyorsa,bu Osman Özdilek zamanında çok dikkat çekmişti,kimi surundurmek istiyorlarsa uçuşta başı belaya giriyor yada şirketine karşı nefret dolu oluyor,bir müslüman cikipta yalanlasin,aksini söylesin.Bu piyarlamalar kabinde de çok olduğu söyleniyor,demek ki bir şebeke var şirkette,bunlar kokpit,kabin v teknik kilit noktalardaki vatandaşlar paslasiyorlar,bunların örneklerini çok duyduk,L.K.oglu bu konuda Profesyonel olmalı,Mikail daha genç,kendi adamı bile olsa,yerler önüne atarlar kendi eliyle ceza vermek zorunda bırakırlar,mcc şefleri bu piyarlardan haberdarlar,hatta oncani arayıp devamlı onun bunun uçuşunu sorup duruyorlar,hayırdır senin işin mi bu?Bu eski tayfa milleti kusturerek istifa sınırına taşıdılar,hatta revizyon da ucundan katılıyor bu tayfaya,Haluk Özyol ve benzeri takım adamlar,haberdar olan kaşar şefler de geri kalmıyorlar.THY den ayrılıp geri gelen kaç tane Teknisyen var,cevap yazan olursa bilelim,bence ayrılan herkes mutludur,ıssız bile olsa mutludur.SHYO Mezunları ile dönüyor teknik ama onlarin kuyruğunu dikleştiren Levent Kodakoglu bey oldu,Devamlı yanlarında asker gibi kullanıyor hepsini,evet ise yarıyan adamlar zaten ayrıcalık görüyorlar üstüne birde başka personellerin ekmeğiyle oynamak nedir,bu imkani veren kişi muhtemelen kendi pis işlerini de rica ediyordur.

    Cevapla
  7. 2 yıl önce

    Pavyon fişini sendikaya faturlayan Fero gelsinde çözsün uçuş yönetmeliğini. Onca söz verip yeşillendik mavillendik..taso hangara havlayacağına pet şişe bira kutusu toplayan okanını alıp gitsene işverenin kapısına sorsana ne oldu yönetmelik ne oldu sinyorita. 8 aydır genel merkez sevdası dışında naptınız feronun enikleri. Sizdende sendikanızdan da bi cacık olmaz. Zaten işverende sizi adam yerine koymuyor. Uzaktan Sefa abi kadar bile katkınız olmadı. Allahtan yazıp çiziyorda az sesimiz çıkıyor. Aidatsız sendikacılık yapıyor sizin yerinize. Ama sizde utanma ar ne gezer.

    Cevapla
  8. 2 yıl önce

    Şu havacılık sektörü cankut bagana gibisini görmedi. Şirketi satmıyor, uçma uçmuyor, iflas etmiyor, para vermiyor. 2,5 senedir insanları oyalıyor. Onurair’in bütün malını OMS ye aktardı, kimseye zırnık koklatmıyor. 20 – 25 sene çalışmış insanların onca parasını, tazminatlarını yedi, yine de doymuyor. Hala kesem dolsun derdinde. Korkaklıklarından çıkıp delikanlı gibi 1 kere konuşmuyorlar. Yazık vallahi ne diyeyim

    Cevapla
  9. 2 yıl önce

    TGS ye alımlar ne zaman olur acaba???

    Cevapla
  10. 2 yıl önce

    Onur Air personnel Cankut denen zalimden parasını alamiyor,yanımızda olur musun ?

    Cevapla
    • Yönetici 2 yıl önce

      Yanınızda olmadığım zaman mı oldu? Onur Air sorunları başladığından beri çalışanların yanındayız. Siz o soruyu Onur Air den senelerce reklam alanlara sormalısınız.

      Cevapla
  11. 2 yıl önce

    abi easa – shgm lisanslı ayrımı demişsin, bu ayrım tabiki yapılmalı, hakkıyla alan belki vardır ama EASA lisanslıların nasıl lisans aldığı biliniyor. Daha doğrusu EASA lisanslı değilde çakma lisanslı diyelim. Aralarında İPANA ile fırçalanmış taraf, başka diş macunu ile fırçalanmış taraf gibi fark var.

    Cevapla
  12. Sefa abi Çelik işin mzaladığı 7. Dönem tiste uçucu teknisyen yönetmeliği 6 ay içinde hazırlanıp yürürlüğe girer diyor . 6 ay geçti henüz uçucu teknisyenlerle alakalı bir çalışma yapılmadı . Bu konuyada değinirsen seviniriz . Nerdesin ÇELİK iş . Mahkemeye verme hakkı var diye biliyorum tis maddesini gündeme almadı diye

    Cevapla
  13. Teknisyenin pass bilet öncelik sorunu çözülmedi, uçuşlarda karşılaşılan aşağılayıcı uygulamalar halen devam ediyor. Teknisyenin ağzına bir parmak bal çalındı ve resmen alay ediliyor. Koskoca genel müdür artık sicil geçerli dedikten sonra aylar geçmesine rağmen halen AO-teknik ayrımı uygulanıyor. Kim kardeşim bu teknisyen düşmanı? Teknisyene düşmanlık uçuş emniyetini riske atmaktır. Kim bu ayrımcılığın uygulayıcısı ise hak ettiği karşılığı Ahmet Bey den görmelidir.

    Cevapla
  14. 2 yıl önce

    Safa bey her hafta yazılarını keyifle takip ediyorum. Bu haftada yine aynı güzellikte bir makale daha…Bravo

    Cevapla
  15. 2 yıl önce

    Uçuşlar azaba dönüştü. Teknisyen kardeşlerimize utana sıkıla yer değiştriyoruz. Ah met bey iyi güzelde bu Mr çay ge ekibi ekip planlama kafasına bizimde onlarında üzerine çökmüş. Uçuşa giderken park yeri için her gün karın ağrısı çekmeye mahkum edildik. Rüşvetle planlama yapıldığı dedikoduları ortada kol geziyor bu işe acil bir çözüm lazım

    Cevapla