Geçtiğimiz günlerde Güney Çin Denizi’nde bir adet F-35C savaş uçağını kaybeden ABD Donanmasının diğer uçak gemisi konuşlu uçaklarında ciddi derecede aşınma söz konusu.
Radar emici kaplamaların tarihsel olarak çevresel koşullara karşı çok hassas olan malzemelerden yapıldığı bilinen bir gerçek.
savunmasanayist.com’da yer alan haberde; F-35 tasarımında radar emici malzemelerin (RAM) muhafazasında önemli sıçramaların entegre edildiği bilinmekle birlikte, F-35C’nin ilk seyir yolculuğundan alınan son görüntüler, jetin kaplamalarını deniz ortamındaki zorlu koşullarda korumanın kolaylığı hakkında bazı soruları gündeme getiriyor.
Pentagon tarafından paylaşılan USS Carl Vinson uçak gemisindeki F-35C savaş uçaklarını gösteren fotoğraflarda uçakların maruz kaldığı aşınma çok net bir şekilde görülebiliyor.
ABD Hava Kuvvetleri envanterinde yer alan F-35’lerin aksine USS Carl Vinson uçak gemisindeki F-35C savaş uçaklarının gövdelerinde kırmızı-kahverengi renkte aşınmalar göze çarpıyor. Bu aşınmaların bulunduğu yerler arasında uçak gövdesi ve kanatlar da yer alıyor. Hatta öyle ki uçaklar paslanmış gibi gözüküyorlar. Bu elbette çok da anormal bir durum değil.
Pas neden oluşuyor?
Pas, özellikle çelik gibi demir içeren metallerde kendini daha çok göstermeye yatkındır. Bu durumda gövdesinin büyük çoğunluğu kompozitten üretilen F-35’lerin paslanması pek beklenen bir durum olmaz.
Ancak gövde üzerindeki RAM, sert tuzlu su ortamına önemli ölçüde maruz kaldıktan sonra benzer işaretler gösterebiliyor.
F-35’in RAM’ini oluşturan maddeler son derece sıkı korunan bir sır olsa da demir, düşük görünürlük teknolojisinin doğuşuna kadar giden radar emici kaplamaların bilinen bir bileşenidir. RAM teknolojisinin başat maddelerinden bir tanesinin demir olduğu bilinen bir gerçek.
Aslında burada uçakların paslı gözükmelerinin sebebi radar emici boyanın içerisindeki demirin oksitlenmesinden kaynaklı. ABD Donanması bazı durumlarda radar görünürlüğünü test etmek için kasten uçakların periyodik bakımlarını dahi aksatabiliyor.
Yani her ne kadar F-35C’ler denizde altı ay kadar bir süre geçirdikten sonra paslanmış gibi gözükseler de kahverengi lekelerin uçak gövdesi üzerinde bir etkisi olmayabilir. Jetlerin gövdesi üzerindeki oksitlenme etkisi, gizlilik (stealth) özelliklerini önemli ölçüde etkilemeyecektir.
B-2 ve F-22 gibi geçmişteki radar görünürlüğü düşük uçakların RAM’lerinin zamanla bozulduğunu, ardından belirli bir eşiğe ulaştıklarında veya operasyonel endişeler söz konusu olduğunda bu uçakları en uygun duruma geri getirmek için onarımlar yapıldığını belirtmekte fayda var. Yüksek nem ve ısı gibi elementlere maruz kalmak bu bozulmayı hızlandırabiliyor.
Tehdit oluşturuyor mu?
Özet olarak şu söylenebilir: Uçakların gövdeleri üzerindeki RAM boyasındaki aşınmalar uçağın radarlara karşı tamamen korunmasız kaldığı manasına gelmiyor.
Ancak uçaklar üzerinde bulunan radar emici boyanın muhafaza edilmesi ve bakımlarının sürekli olarak yapılması gerektiği de biliniyor. Bu işlemler çok hassas el işçiliği ve özel kimyasalların karıştırılmasıyla icra ediliyor. Temizlik uzunca bir süre alıyor ancak bunun yapılması da şart.
Ek olarak F-35C henüz ilk seferinde. Hem Lockheed Martin hem de ABD Donanması uçağı en iyi nasıl kullanabileceklerine dair hala çalışmalarını sürdürüyor ve sürdürmeye de devam edecek.