Havacılık emisyonlarını azaltmaya yönelik fikirlerin büyük bir kısmı elektrik motorlarına dayanıyor, bu da pil teknolojisi gelişinceye gidene kadar (ve ayrıca, elektrik fosil yakıtlardan geliyorsa) onlar hakkında henüz ciddi olarak düşünemeyeceğimiz anlamına geliyor. Bu nedenle tüm dünyanın gözü, sadece havacılık için değil, otomotiv endüstrisi için de geleceğin yakıtı olarak anılan hidrojene giderek daha fazla çevriliyor.
Yeni hidrojen uçağının tasarımının ortaya çıkardığı Aerospace Technology Institute (ATI) sayesinde böyle bir çözümün nasıl görünebileceğini görme fırsatına sahibiz. FlyZero girişiminin bir parçası olarak geliştirilen uçak, mevcut orta büyüklükteki uçakların (kanat açıklığı 54 metre) hız ve konforunu sunmak ve aynı zamanda ek yakıt ikmali yapmadan dünyanın diğer tarafına uçmasına izin vermektir.
Uçak, -250 santigrat derecelik bir sıcaklığı koruyarak, gövdenin arkasındaözel bir tankta depolanacak olan sıvı hidrojenle çalışacak, yakıt tüketimi ile dengeyi sağlamak için ön tarafta iki küçük tank daha olacak.
Her durumda, hidrojen uçak teknolojisinin ticari olarak kullanılması yıllar sonra olacaktır, çünkü şu anda hidrojeni taşımak, depolamak ve yakıt ikmali yapmak için gereken yüksek maliyeti olan altyapıya sahip değiliz. (aynı sorun hidrojenle çalışan arabalar için de geçerlidir)
Ancak ATI, birçok endüstride hidrojene geçişin duyurulması nedeniyle, hidrojen uçaklarının belki 15 yıl sonra, 2035 civarında şu anda kullanımda olanlardan daha ekonomik hale geleceğini umuyor.
