Değerli okurlarım,
Yoğun gündem ile baş edemeyince yazılarımıza bir hafta ara vermek zorunda kaldık. Bu hafta, sizleri önce havacılıkta yeni nesil eğitim yöntemini daha yakından tanımaya davet edeceğim. Sonra eğitim kurumlarında yöntemin nasıl uygulandığını inceleyeceğiz. Bunların ardından duruma havacılık emniyeti tarafından bakarak yorumlayacağız. Çünkü dünyamız döne döne değişiyor. Üzerinde yaşadığımız bu yaşam topu kendi ekseni etrafında saatte 1670 kilometre hızla (ekvatorda) ve Güneşimizin etrafında yaklaşık saatte 107 bin km hızla dönmektedir. Bu çılgın hızı elbette hissetmiyoruz ama dünyamızın önüne katıp çöller, denizler, ormanlar ve şehirler boyunca esen sürekli değişim ve sürekli dönüşüm rüzgârını hissedebiliyoruz.
Değişime ayak uydurmakta nitelikli insana, nitelikli havacıyı tanımlayıp geliştirmeye ihtiyaç duymaktayız. Bugünkü yazımızın konusu yenilenen eğitim koşullarında doğru nitelikleri haiz havacıları yetiştirmenin yollarını aramak olacak.
Eğitim diyelim
Eğitim, “merak”ı asla dinmeyen “insan”ın beşikten mezara kadar süren öğrenme macerasıdır.
Eğitim bir kültürel çevrede, başkalarıyla iletişim ve etkileşim halinde iken gerçekleşen öğrenmelerin (yaşantı içinde) neden olduğu “kalıcı davranış değişiklikleri” ile birlikte tanımlanır. Bu da demek oluyor ki bir “havacı” hem uluslararası hem de ulusal kültürün etkisinde sürekli öğrenmek zorundadır. Bu yüzden davranışlarını desenlerde ya da bütün olarak değiştirerek işini yapabilecek hale gelmektedir.
Eğitim okulda da okul dışında da gerçekleşebilir. Nitekim hem okulda hem de işbaşında öğrenerek işlerimizi başarıyoruz. Zaten havacılık mesleğimizin farklı iş kollarında icrasında somut uygulamaların ağırlıklı olduğu (uçağı kullanmak, perçin atmak, kabinde servis yapmak, bavul yüklemek, takoz kaldırmak, vb eylemler) açıktır.
Eğitim öğrenen bireyin çevresi ile etkileşim sürecine “evrensel değerler” ve “toplumsal fayda” gözetilerek etik ilkelere bağlılıkla ve evrensel birey haklarına saygı içerisinde gerçekleşir. Ülke genelinde olduğu gibi havacılıkta da yetki verilen eğitim kurumlarında bu şartların somut şekilde karşılanıp karşılanmadığı sorgulanır.
Tam burada yetkili okullarda yani havacılık liselerinden başlayarak havacılık bölümleri ve programları yürüten yükseköğretim kurumlarında ve/veya SHGM Onaylı ticari eğitim kurumlarında verilen meslek eğitimi diyelim ve soralım:
İhtiyaç duyulan bilgiye, beceriye ve mesleki davranış kalıplarına yönelik somut ve olumlu sonuçlar üretebiliyor muyuz?
Soruma yanıtınız kısmen ya da tamamen hayır ise eğitimin yönteminde ve/veya kültürel çevrede eksiklik yahut aksaklıklar var demektir. Bu demek oluyor ki eğitim iyi bile olsa, kültürel çevre bunu desteklemediği sürece kalıcı davranış değişikliği mümkün olamaz. Tersten okursak, eğitimde yöntem kötü ise en besleyici kültürel çevrede bile beklenen sonuçlar alınamaz.
Havacılık Eğitimi Veren Yetkili Kurumlarda Uygulamaya Ağırlık Vermek Şart
Eğitim programları hazırlanırken istenen iş çıktılarının elde edilebilmesi için bireysel becerilerde hedeflenen değişiklikler belirlenir. Zaten becerilerin geliştirilmesinden bahsediyorsak sahip olunan mesleki bilginin uygulanması aşamasındayız demektir. Hava aracı bakım eğitimlerinde tasklarda, Hava Trafik Kontrolörü eğitimlerinde özellikle simülatörle öğretimde yol kontrol/yaklaşma/meydan görevleri alt başlıklarında, pilotaj eğitimlerinde simülatör ya da uçakla eğitimde her aşamada geliştirilmesi beklenen becerileri tanımlıyoruz. Bu beceriler genelde insan-makine (donanım) ve insan- yazılım etkileşiminde tanımlıdır. Havacılık psikolojisinin, havacılıkta insan faktörlerinin ve EKY’nin (CRM) mevzi kazandığı son dönemde, insan-insan etkileşimi de önem kazanmış ve bu beceriler de tanımlanıp öğretilmeye başlanmıştır. Bununla birlikte bilgi temelli öğretimin geleneksel sınıf ortamlarının kısıtlarından kurtulup etkileşimli ve yazılım destekli hale geldiği, bireyi daha çok kendi başına öğrenmeye ittiği, eğitimcinin rolünü “öğretici olmak”tan “mentör olma”ya dönüştürdüğünü görüyoruz.
Eğitimde Yetkinliğe Yolculuk
Eğitimde önceleri beceri sonra da yetkinlik temelli yaklaşım baskın hale gelmiştir.
Beceri temelli eğitimler, bilinen teorinin iş ortamında uygulanabilmesini sağlamaktadır. Bunun için atölye ve laboratuarların yanı sıra gerçek iş koşulları da kullanılır. Diğer taraftan bilgi temelli öğretim ile beceri temelli öğretimin birlikte istenen seviyelere ulaştırılmasının yeterli olmadığı bir sektörde emek sarf ediyoruz. Havacıların bilgi ve becerilerini farklı koşullarda hemen hemen aynı performansta sergilenmesine gerek duyuyoruz. Bu yüzden artık eğitimde “yetkinlik” kavramına odaklanan bir anlayış içerisinde hedefe nasıl ve hangi bilgileri kullanarak ulaşılacağı üzerinde durmaktayız.
“Yetkinlik temelli yaklaşım” gelecek yönelimlidir ve gelişim odaklıdır. Havacının mevcut ve gelecek işlerde beklenen performansı tanımlanır, uygulamalarda ölçülüp değerlendirilir ve stratejiye uygun şekilde iyileştirilir.
Örneğin bir hava trafik kontrolörünün telsizi nasıl ve hangi koşullarda hangi özel terminolojiyi kullanarak kullanacağını ilk öğrendiği süreç bilgi seviyesi öğrenmedir. Simülatörde ya da kulede/yaklaşma kontrolde skop başında iken telsizi kullanarak bu becerisini sergiler. Basitçe anlatırsak, eğitimci hatalarını düzeltecek uyarıları yaparak ve kursiyeri/öğrenciyi motive ederek davranışsal gelişimine yön verir. Bu şekilde öğrencinin becerileri gelişir. Fakat bunlar yeterli değildir.
Bir ekibin parçası olmak, fiziken ve mental olarak daima işine hazır olmak, sosyal sorunlarını iş yerinin dışında tutabilmek, stresle baş edebilmek gibi performansını doğrudan etkileyen faktörleri de kontrol edebilecek becerilere sahip olması gerekmektedir. Bunlara “anahtar beceriler” diyoruz ve performansı tanımlayıp ölçerken bunlardan yararlanıyoruz. Bunlara örnek olarak; inisiyatif kullanma ve karar verme, kritik düşünme ve problem çözme, işbirliği ve takım çalışması, insan ilişkileri ve sosyal uyum gibi becerileri örnek verebiliriz.
Anahtar becerileri sergileyebilen kursiyer/öğrenci aldığı birden fazla sayıda eğitimin bir arada işe yaramasının sonuçlarını sergiliyordur.
İşte yetkinlikleri bu anahtar becerilerin sergilendiği yerde tanımlayabiliriz. Lisans sahibi her pilot zaten uçak kullanma becerisi ve kumanda yöntemleri hakkında gerekli bilgiye ve farklı durumlarda bunları sergileyebilecek tecrübeye sahiptir. Ancak almış olduğu emniyet, CRM eğitimleri, güvenlik eğitimi, hava hukuku eğitimi gibi diğer eğitimlerde öğrendiklerini de işbaşında iken sergilemesi beklenmektedir. Yani sac kesen bir hava aracı bakım personelinin; bunun nasıl yapılması gerektiğinin teorisini iyi bilmesi, işini yaparken becerisini iyi seviyede ortaya koyması ve aynı zamanda da işlemlerde emniyet hassasiyeti göstermesi de beklenir.
Yetkinlik Nasıl Kazandırılır
Eğitim programları sayesinde yetkinlik kazandırılır, ölçülür ve geliştirilir.
Bazı kaynaklarda öğrenim kazanımları diye ifade bulma sebebi de böyle bir yaklaşımdır. Sürecin doğru işlemesi için ilk şart “yetkinliklerin doğru tanımlanmasıdır”. Burada, sorumluluk üstlenen eğitim planlayıcılarına rehberlik edecek sektörel regülasyonların ve/veya rehber dokümanların yanı sıra gerçek dünyaya göre güncellemeleri başarmak üzere kurum içi ya da kurumlar arası çalıştaylara ihtiyaç bulunduğu görülmektedir.
Yetkinlik Nasıl Ölçülür
Yetkinlikler işbaşında ve tutumlar gözlemlenerek ölçülür. Kaynaklar gözlem süresinin yinelenme sayısına ya da zamanına bağlı olarak belirlenmesini öneriyor. Yetkinliklerin ölçümünde objektif değerlendirmeye olanak tanıyacak ölçeklerin (formların da diyebiliriz) geliştirilmesi ve birden fazla eğitimci tarafından doldurulmasını öneriyoruz.
Havacılık kurumları için farklı düzeylerde tanımlanabilecek yetkinlikler için aşağıdaki ana başlıklarda bir sınıflandırmayı tavsiye ediyorum:
- Bağımsız çalışabilme ve sorumluluk alabilme yetkinliği,
- Öğrenme yetkinliği,
- İletişim ve sosyal yetkinlik,
- Alana özgü ve mesleki yetkinlik.
Hedeflenen bilgi ve beceri temelli hedefler bir matriste karşılaştırmalı olarak da ölçülebilecektir.
İşbaşında gözlemlenemeyen yetkinlikler için hedeflenen tutumların gelişme düzeyini tutum ölçeklerinden yararlanarak ölçmek de mümkündür. Böylece örgüt genelinde sonuçlar elde edilerek örgütün stratejik hedeflerine ulaşma oranı da tanımlanabilir.
Teşekkür
Geçtiğimiz hafta içinde Türkiye Uçak Bakım Eğitim Kuruluşları (TUBEK) toplantısına davet edildik. Sivil toplum örgütlerinin demokrasimiz için önemine ve sektörel konularda mesleklerin ilerleyişinde etkili olmaları gerektiğine yürekten inanan bir havacı olarak büyük emek vermiş olan UTED yöneticilerine teşekkürler.
Toplantıda Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün havacılık eğitimlerinde uzak geleceği ne kadar doğru okuduğuna sevinerek şahit olup umutlandık.
TUBEK’in ve bir sonraki toplantıdan itibaren başlayacak çalıştayları sayesinde hava aracı bakım eğitimlerinde yol gösterici olacağına inanıyoruz.
*
Tanımlanabilir operasyonel risklerin arttığı bu kış günlerinde tüm havacılarımıza kolay gelsin diyorum ve güzel bir hafta diliyorum.
Dr.Cengiz Mesut BÜKEÇ,