featured

THY'DE YAŞANMIŞ MİKROFON SÜRTÜŞMELERİ

Sektör büyüdükçe, birileri de bu büyümeden pay almak için bir şeyler yapmaya çalışıyor. Önce, “Pilot ihtiyacı had safhaya çıktı” dediler, daha sonra hemen öne atlayıp bol, bol pilot okulları açtılar. Sonra, birileri Türkiye’nin bakım üssü olacağını, teknisyen ihtiyacının artacağını söyledi, hemen bazı kurnazlar çıktı, önce kurs ücretinin tamamının öğrenci tarafından karşılanacağını ve kurs sonunda işe alınacaklarını söyleyerek iş garantili kurslar açıp paralarını aldılar, sonra dışarıda bıraktılar.
Daha sonra, İşkur çıktı ortaya. İşkur; işsizliği çözmek ve genç nesli hemen iş yaşamına sokabilmek amaçlı siyasi bir düşüncenin eseri idi. Bizim kurnazlar bu fırsatı kaçırır mı hiç? Hemen İşkur ile bağlantılar başladı ve kursiyerleri kendilerine çekebilmek için iş garantisi verilmeye başlandı. Ailelerin ve gençlerin, elleri ekmek tutup kısa sürede iş yaşamına atılacaklar diye büyük ümit bağladıkları bu sistem, art niyetli eğitim simsarları tarafından rezil oldu.
İşkur’dan adam başı ücreti alan MRO’lar, daha sonra bu kursu bitirenlerin bir çoğunu eften, püften nedenlerle işten çıkardılar.
Bu arada kimse, SHYO’larından mezun olanların ne olacağını düşünmedi. “Bu okulların mezunlarına boş lisans verin, daha sonra deneyim süreci doldurulduktan sonra tip kursuna gidip lisanslarına işletsinler” dedik. Kabul görmedi. Bu gençleri farklı bir şekilde değerlendirip ara bir kadro kurulabilir mi? dedik. Olmadı. Şimdiki durumda; 6 aylık TYP kursunu bitirip işe alınanlarla bu yüksek okul mezunu gençler arasında işyerine başladıktan sonraki deneyim süreci dışında bir fark yok. Sonuçta; her ikisi de lisans alıp aynı kategoride değerlendiriliyor.
Ne güzel memleket; sen 6 aylık TYP programı aç, kursiyerleri bul sonra bu kursiyerler sayesinde 6 aylık İşkur’dan ödenek al, sonra bu kursiyerleri atölye çalışması yaptırıyorum diye bedava iş gücü sağlayarak MRO’larında çalıştır.
Kursiyerlerin parasını da sigortasını da İşkur ödesin. Daha sonra bu kursiyerlerin kursu bittiğinde sözleşme gereği mecbur olunan süre olan 6 ay çalıştırdıktan sonra eften ,püften bir sebep bularak onları kapıya koy. Sonra, hiç bir şey olmamışcasına tekrar İşkur’a yanaş yeni kursiyerleri “ayda şunu vereceğim, bunu vereceğim” diye kandırdıktan sonra yine aynı senaryoyu onlara da uygula çark devam etsin dursun.
Bu memleketin en uyanığı siz misiniz? Bu uyanıklığa İŞKUR nasıl izin verir, anlayabilmiş değilim? Bunun yanı sıra, bu yazıyı okuyan SHGM bu üç kağıt yapan firmalara yönelik bir yaptırım getiremiyorsa bile en azından neden GÖNÜL KOYMAZ…
İşte size THY-İŞKUR rezaleti… TIKLAYIN…
Şimdi soru şu: Madem 6 aylık kursla teknisyen yetiştirebiliyorsunuz; 1+4 yıllık SHYO lar ( Eskişehir-Kayseri-Kocaeli) neden var? Yok illa da 4 sene şart diyorsan, Kapadokya’daki okul da YÖKe bağlı olup 1+ 2 sene, SHYO lar ise neden hala 1+4 sene. Bu soruya cevap verene ben uçak makedi hediye edeceğim:) Sakın biri “A” seviye diğeri “B” seviye lisans vermeye programlı falan demeyin. Çünkü; “A” sı da “B” si de iş hayatında eşitleniyor.
Ayrıca; Bu teknisyenlerin işe giriş ücretleride aynı. Sadece bununla kalınsa yine iyi. THY Teknik A.Ş düne kadar TYP sonucunda yüksek maaş ve sosyal haklarla işe başlattığı teknisyenleri bu sefer maaşlar yüksek oluyor diye farklı bir statü ile HABOM’a almaya çalışıyor. Ayrıca sözleşmedeki şartları bile göstermeden.
İşine gelirse deniyor yani…

Bunların yanı sıra; baktılar ki, bir dolu teknisyen lisans almaya çalışıyor. Ne uğraşacaklar. Nasıl olsa taseron sistemi son derece yaygınlaştı. Birde lisans misanslamı uğraşacaklar yahu… Bu kişileri kendi ünitesinde lisans imtihanına sokmakla uğraşacaklarına dışardan lisans alsın gelsinler diyerek Yunanistan’dan EASA’lı bir firma buldular. Bunu yaparken de bazı kurum veya kuruluşları araya koyup onlar üzerinden kendi yapmaları gereken eğitim ve sınavları başkalarına (Yunanlı firma) ihale ettiler.
Çalışanlar kendi ceplerinden binlerce Euro ödeyerek modül kursları alıp sınavları veriyorlar(!) Tabii ki iş bununla bitmiyor. Deneyim süreci konusu var. Minarayi çalan, kılıfını hazırlıyor yani… Buyrun… Lisans burada.
Peki; Eğitim ve sınav sistemi neden bu yöne kaydı? EASA’nın verdiği kurs ve sınavlardan sonra bu gençler yurt dışındamı çalışacak? Hayır.
Kusura bakmayın, benim gördüğüm resim biraz hüzün verici; Ucuz iş gücü sağlamak birinci konu. Kalite imiş, kalitesiz iş imiş bunlar, Türkiye’de daha sonra düşünülecek konular.Peki başka ne olabilir? Lisansız teknisyenler işi tamam. Maşallah TYP’ler darphane gibi çalışıyor. Ve sonrası malum. Peki, Lisanslı teknisyen konusunu nasıl çözeceğiz? O da kolay, azizim…
Önce; Yunanlı, munanlı deme, bol, bol lisans aldır. Sonra da aynı firmaya Tip kurslarını verdir. (Nasıl olsa lisans ücretini de tip kursunu da çalışana ödettireceksin.) . Lisans iyice bollaştımı iş tamam. Koy, yeni sözleşmeyi masaya, isteyen gelsin çalışsın, istemeyene güle-güle…

Simdide gelelim, Kapadokya’da yeni açılan teknisyen ve kabin memuru yetiştirecek okula; Bu okulun iki bacağı var. Bir bacağı; uçak teknolojileri programı kapsamında 1+2 yıllık müfredat programı ile uçak teknisyeni yetiştirecekmiş. Okul, YÖK’e bağlı olduğundan, üniversite giriş puanları ile öğrenci kabul edecek. Şimdi sormak lazım; sen, SHGM den 145-147 aldın mı?, Sektörel deneyimli hocaların var mı?
Yoksa taşıma suyla bir gün My Technic’ten, bir gün Teknik A.ş’den part time hocalarla işini döndürmeyemi çalışacaksın. Bu tarz sistemle değirmen dönmüyor bilesiniz. SHYO’ların problemi,TYP rezeleti bitmeden, Domates yetiştirir gibi teknisyen yetiştiren saçma-sapan programların yanı sıra bir de bu program çıktı ortaya. Okulu, sektöre kaliteli eleman yetiştirmek için mi açıyorsun, yoksa düşüncen tamamen duygusal mı(!) İlgiyle izlenecek bir okul.
Bu okulun ikinci bacağı kabin memuru yetiştirecekmiş.
Program kontenjanı 80 kişi. THY güya 2012-2016 seneleri arasında 100 kapadokya mezunu alacakmış. Kısaca senede 20 kişi.. Peki; Diğer 60 kişi ne yapacak? Bu okul reklam amaçlı olarak THY İşletme Başkanı Menderes Çakıcı’yı okula davet etmiş. Gaye belli; bak THY’nin işletme başkanı bile okulumuzu destekliyor imajı yakalanmak isteniyor. Menderes bey ne yapsın, davete icabet etmiş, gitmiş boy,boy resim çektirmiş. Kabin memuru sıkıntısı had safhada sergileniyor ya…(!)
Şimdi bu okul yönetimine sormak lazım; Nerden çıktı kardeşim bu kabin memurluğu okulu. Tabii ki bir kabin memurluğu ilanında binlerce kişi biri birini yiyor. Torpillerin ağa babası dönüyor. Bu işte mama var, bu kesin. Hemen bir eğitim kurumu açalım d’imi ama?
THY, Lise ve Üniversite mezunları içinden lisan sınavı yaparak 43 günde fevkalade kabin memuru yetiştiriyorken, sen bu 2 senede kafalarına kuş mu konduracaksın. Bu meslek madem 2 senede yetişiyordu, şimdiye kadar 43 günde yetiştirilen kabin memurları yanlış mı olmuş?
Günah yahu bu gençlere. Hem para, hem zaman, hem de THY adı ile bu gençleri hayal aleminde yüzdürmeyin. Ayıptır. Günahtır.

Bu program tutar mı? Kesinlikle tutar. Özellikle genç kızlarımız akın, akın gelecek ve para makinası gibi çalışıp mezunlar vereceksiniz. Bunlardan 5-10 tanesini THY aldımı iş tamam. Peki; diğerleri ne olacak?
Cevap hazır. Üffff sıktın ama… Bir başka şirket alır onları canım…
Değerli Kapadokya okul yöneticileri; kabin memurluğu lisansiye bir meslek olmayıp 2 senelik eğitime ihtiyacı yoktur. Olsa bile; Havayolu şirketleri bu eğitimi zaten kendi sınav sistemi eşliğinde işe kabul ettiği personeline kendi kurumsal kültürü eşliğinde veriyor.
Aslına bakacak olursanız; Benim Kapadokya ile ilgili bir sorunum yok. Bu sadece bir örnek. Bu yapıda alt yapısız kurulmuş veya kurulma aşamasında bir dolu okul olduğunu duyuyorum. Bu okullar özel tabii ki.. Ticari önceliğin ön planda olduğunu söylemeye bile gerek yok.
Yeter ki müşteri, pardon(!) öğrenci bulsunlar… Sen ne istediğini söyle, onun eğitimini verelim derler.
Ayrıca, okula giriş şartlarınıza baktımda şasırdım. Ne demekmiş ,Dövme-İz- Leke-Piercing olmayacak. Sana ne yahu… Sen eğitim kurumu musun, yoksa güzellik yarışması mı yapıyorsu? THY veya bir başka şirket dövmeli, piercing’li eleman almıyor diye her şirket almayacak değil ya. Yoksa dövme ve Piercing uçuş emniyetini ihlal’mi edecek :). Bu şartlar okula değil de şirkete girerken şart koşulsa, hadi neyse…En fazla derim ki; şirketin kuralları bu. Evet çok saçma ama kural koymuşlar işte. Ancak, sen Cumhuriyet okulusun. Bu şartlar da neyin nesi. Ayrıca; görünmeyen yerde olma kaydiylekimseyi piercing de dövme de, leke de ilgilendirmez.
Oldu olacak kızları,erkekleri soyun çırılçıplak bakın oralarına buralarına ne var ne yok diye…
Ne günlere kaldık…
NOT/ Konuk yazarlarda İzmir’de düşen askeri uçağımızla ilgili; “Kaza ve Asker Egemen Yapı”başlıklı bir makale çok ilginç olup, KKTC Uluslararası ilişkiler temsilcisi Uluhan Ceran imzasını taşıyor.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir