Geçen hafta yazılı ve görsel medyada THY markası çok konuşuldu.
THY’nin Skytrax isimli bu İngiliz şirketinin ödül kriterleri, çok farklı kategorilerde 100 ülkede 18,8 milyon yolcunun oyları ile belirleniyor(muş). Skytrax’ın bu ülkelerde nasıl örgütlendiğini ve verilen yolcu oylarında katakulli yapılıp yapılmadığını bilebilecek düzeyde olmadığımızdan, ne derlerse ona inanmak zorundayız.
Bu nedenle, reklam bütçesi 70 milyon doları aşan THY’nin bu bütçe ile 2011’in en iyileri seçilen; Qatar Airways, Singapore Airlines, Asiana Airlines, Cathay Pacific, Thai Airways şirketlerini geçmesi gerekirdi. Çünkü; bu tür özel organizasyonlar, para kazanma amaçlıdır. “Ne kadar para, o kadar köfte” anlayışı ile çalışır. Bu nedenle, Skytrax ödüllerinin THY’nin pazarlama aşamasında ve yolcu artışı açısından çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle THY’nin bu başarısını(!) kutluyor ve THY’nin bu reklam bütcesi ile Qatar ı bile geçmesi gerektiğine inanıyorum.
Skytrax sisteminin çalışmasına bir bakalım…
Skytrax sisteminin çalışmasına bir bakalım…
Benim www.sefainan.com isimli kişisel bir internet bloğum var. Burayı açmaktaki amacım; öncelikle kendi yazılarımı, videolarımı, özel haberlerimi, fotoğraflarımı bir araya getirip toplamak ve havacılık konuları ile ilgilenenler için ücretsiz yararlanılacak bir kaynak oluşturmaktır.
Bu site reklam amaçlı tasarlanmamıştır. Durum böyleyken, bir arkadaşım; “Bu sitenin çok tıklanmasını ve havacılık dendiği zaman, en üst sırada yer almasını ister misin? diye bir soru sorarak, öneride bulundu. İlginç buldum ve “Bana ne yararı olur ki?” diye sordum. “Kişisel siteni ileride profesyonel olarak kullanmak istersen, reklam almak istediğinde, senden alexa verilerini isteyecekler veya oraya bakacaklardır. İsterseniz sizin sitenizi alexa sisteminde havacılık sektörünün en çok okunan sitesi gibi yapabiliriz.
Buyurun, buradan yakın!
Bu olanaklı mı? diye soruşturdum; olabiliyormuş. Bu durumda insanlar kandırılmış olmuyor mu?
Tabii ki oluyor, bu bir tür dolandırıcılık. Yapan var mıdır diye sordum; ”Olmaz olur mu ağabey! yanıtını aldım ve bir an düşündüm; TV reyting oylamaları, seçim zamanı yapılan anket değerlendirmeleri, En iyi spiker-En iyi programcı-En iyi yapımcı-En iyi haber programı- TV yarışmaları…vb.. Demek ki bu sonuçlar noter kanallı kontrol edilmediğine göre istenilen kişi-kurum veya organizasyonlarla oynanabiliyor…Bu durumda, bize sunulan, servis edilen verilerin, doğruluğu tartışılır bir konu olmuyor mu?
Bu tür kuruluşların asıl amacı, kapitalist sistemin yapısına uygun (düzene uygun) enformasyon üretmek, bunlarla halkı aldatıp yanlış yöne (kendi yönlerine) yönlendirmek amacını taşımıyor mu?
Daha ileri gidelim; bu düzenin sahipleri, toplumsal yaşamı bu tür yanlış enformasyon merkezlerinin manupleleri ile biçimlendirmiyorlar mı?
Şüphesiz EVET.
Konumuza dönelim. Benim anlayamadığım; yolcuların havayolu seçimlerini neye göre yaptığı. Kendimi sıradan bir yolcu yerine koyup, uçtuğum şirketi hangi ölçütlere göre seçtiğimi sorguladığımda; öncelikle fiyat ve sunulan tarifenin uygunluğu öne çıkıyor.
Fiyat ve tarife bana uygunsa ve bu uygunlukta bir kaç şirket varsa, adı en çok bilinene, reklamı en çok yapılana binerim. Yolcu nereden bilsin; hangi şirket uçuş emniyetine daha çok değer verir ve bu konuda ne kadar yatırım yapar? Yolcu, bu konuda uçağın tipini ve modelini sorguluyor. Sanki; uçağın tipi ve modeli, emniyet ve güvenirlik açısından önde gelirmiş gibi.
Biraz komikleştirerek;
”-Abi ya, geçenlerde 737/800 ile geldim, çok güvenli uçak ya…
-Yok be, ben Antalya’dan gelirken A-321’ye bindim, varyaaaaaaaa, mükemmel uçak! Senin Boeing ine on basar.
– Hadi canım sende; bizim şirketin 737 si, senin uçtuğun şirketin 320’ni katlar valla …” Boru değil Boeing bu Boeing…. Senin Airbus ın gibi yeni yetme değil. Hemde yepyeniydi. Kanat ucu kıvrıklardan. Pilotda mükemmel uçtu kardeşim ya…
Bununla, aynen çocukların kendi aralarında; ”Benim babam senin babanı döver” demeleri arasında pek fark yoktur.
Bu tür yolcu profili, şimdilerde, ne yazık ki havayolunu seçen yolcuların genel durumunu yansıtıyor. Gerçekten, tümüyle “Havayolu, Halkın Yolu” olmuş durumda! İlgilileri kutlamak gerekir. Havayolu Halkın Yolu yapıldı ama yolcu profili de eskiye göre çok değişti.
Yolcu havayolundan; hem ucuz, hem yeni uçak, hem de ücretsiz ikram bekliyor. Güvenlikmiş,ucuş emniyeti imiş kimsenin umursadığı yok. Kazaları “Takdir i İlahi” olarak yorumlayabilen bir başka millet varmıdır bilmiyorum ama BİZ VARIZ. Bundan 7-8 yıl önce, kontuarların önünde görevlilerle tartışan yolcu az bulurdunuz. Şimdilerde ise check in desklerde memurluk yapmak cesaret ister; geç kalan ya da fazla kilo ile kontuara gelip dayanmış yolcuyu ikna etmeye çalışan memurların durumunu bir araştırın. Kaşına yumruk yiyenlerin, iktidar yetkililerine şikayet edilmekle tehdit edilenlerin, olmadık laflarla ve davranışlarla karşılaşanların sayısı sürekli artıyor.
Ancak, benim anlayamadığım; İkram konusu.
Yolculara, yemek yemek için mi, yoksa gidilecek yere rahat bir koltukta, güvenli bir şekilde gitmek mi istersiniz? diye sorulsa; tümü; tabii ki güvenlik önce gelir ve sonra koltuk aralıkları rahat olmalı diyeceklerdir…
Bu ikram faslı da nereden çıkıyor? Uçakla güvenli bir yolculuğun değil de sanki süper bir restoranın reklamı yapılıyor! Saçmalıktan başka bir şey değil…Çok yakında; Benim karnıyarığım senin karnıyarığından daha lezzetli söylemli bilboard lara rastlarsanız şaşırmayın.
Allaha şükür, sonradan görme paralı yolcularımız fark atacaklar ya “Halkın Yolunu” seçmiş diğer yolculara karşın ancak ön koltuk ve ikram farklılığı ile hava atabilirler. Hava yolunun halkın yolu olmasından rahatsız bir kitlede mevcut. Hatta iddia ediyorum ki; Bir şirket çıksa VIP Air diye bir şirket kursa ve gerçekten kişiye özel hizmetlerle havayolu taşımacılığına soyunsa ve bunun reklamını,“Güzide insanlar bizle uçar” tarzı yapıp bunu iyice işlese; İstanbul –Ankara arasında 500 TL ve yukarısına uçması mümkündür.
Yolcu yeterki hangi şirkette geldiniz diyen yakınına “aaaa ben her zaman VIP Air i seçiyorum azizim çok memnunum” diyerek havasını atabilsin. Bu tarz yolcu az değil yatırımcılara duyurulur.
Yüzlerce Euro fazla parayı yemek için verenlere önerim; uçakta yiyebileceklerinden daha nefis yemekleri, gittikleri destinasyonlarda, dünya mutfaklarının en nefis yemeklerini bulabilecekleri restoranların beklediğini ve harika bir atmosferde servis yapılan mekanlar olduğunu,bu nedenle iştahlarını birkaç saat sonraya saklamaları olacaktır.
Konserve kutusu gibi dar bir alanda yemek yemenin zevkini pek anlayabilmiş değilim.
Ancak,” TK’nın ….seferinde first (business) class’ta yolculuk yaptım varyaaaa nefis bir ikram ve servis kalitesi valla bu THY çağ atlamış muhterem” diyerek hava yapmak istiyorsalar buna bir şey diyemem.
“Yolcu profiliniz” bu özellikleri istiyorsa, yapacak pek bir şeyiniz yoktur. Şirketler de o profile uygun seçenekler sunmak zorunda kalacaklardır. (Diğer havayolları ile rekabet edebilmeleri için…)
Bunu gören Skytrax gibi ticari firmalar, yolcuya kalkıp; “XXX firmasının uçuş emniyetine verdiği önemi nasıl buluyorsunuz” diye soramayacağına göre, değerlendirmeleri hep yüzeysel alanda yapmak durumunda kalacaktır.Bu nedenledir ki; ikram ve yolcu konforu ağırlıklı seçenekler ön planda.
Bizler de hala; alt yapı eksikliğimiz çok, yönetmelikler yeterli ve uyumlu değil, EASA-ECAC-Eurocontrol vb. deyip duralım, kimin umurunda? Toplumun genelinden vazgeçtim. Bunu kendi otoritelerimize bile anlatmak için,adeta deveye hendek atlatıyoruz..
Skytrax; sözüm ona 100 ülkede 18,8 milyon yolcu oylamasıyla (Ben saymadım, kim saymış oalabilir?) yaptığı anketlere, bir de, en güvenli havayolu- kaza-kırım sayısı en düşük şirket-en az rötar yapan şirket.vb… seçeneklerini sunsa, sizce THY hangi sıralamada çıkardı?
Bu işin teknik tarafını kimse önemsemiyor. Önemli olan şirketin nasıl göründüğü. Siz araba alırken bile, önce aracın tipine, modeline, sonra boyasına ve rengine bakmıyor musunuz? Kaç kişi araç alırken, aracın torkuna, ivmelenmesine, sacının kalınlığına, güvenlik roll-bar’larına bakar? Çoğunluk için önemli olan görünüş değil mi?
Skytrax da bu mantıkla bakarak iyi yere dükkan açmış; firmaların ve yolcuların neyi önemsediğini çok iyi biliyor. Bu nedenle kalite seçeneklerinde hep görsel yanı kullanmış. Bu nedenle; havacılığın görsel yanı olan, ikram ve yolcu konforu önemsenerek buna ödüller veriliyor. Gönül isterdi ki; Dünyanın en güvenli havayolu şirketi-Avrupa’nın uçuş emniyet ve güvenirliliğine en çok yatırım yapan şirketi- En az kaza-kırım yapan şirketi- Rötar’ların en az olduğu şirket- Bagaj kayıplarının en az olduğu şirket-vb… dallarında ödüller verilebilseydi.
THY’nin bu görsel kategorilerde aldığı ödüllerin az olduğunu ve hakkının yendiğini söylemek istiyorum.THY gerçekten alt yapıdan ziyade işin görünen tarafına daha çok yatırım yapan bir şirket.THY’nin ve çok sevgili genel müdürünün en çok önem verdiği konu; ikram ve uçak konforuna yönelik iken, sadece Comfort Class koltuğuyla sadece “En iyi Premium Ekonomi Koltuğu” ve “ Güney Avrupa’nın En iyi Havayolu” Ödüllerini alması haksızlıktır. Sanırım,skytrax a birileri daha çok yatırım yapmış.
70 milyon dolar, reklam ve tanıtım için ayrılacak, sonra Skytrax sana lütfen ödül verecek…Adama derlerki; Ya paranı iyi kullanamadın veya yemini iyi veremedin.
Neyse, ben burada bilinçli bir kitleye yazı yazdığımdan, beni anlayacağınızı umuyorum. Ancak, burada yazdıklarımı, günlük bir gazetede yazsam (yazacak gazete de kalmadı neredeyse!); okuyanlar “Hadi be, kıskanıyorsunuz milli havayolumuzu!” diyeceklerdir ve koltukların konforunu ve yemeklerin lezizliğini bana tekrar hatırlatacak, başıma kakacaklardır.
Eşim ve oğlum bile; “THY’yi eleştirip duruyorsun, adamlar Avrupa’nın en iyisi olmuş” deyip bana laf attığına göre, ben de neredeyse; uçuş emniyetinin de uçuş güvenliğinin de, eğitimin de, kaza-kırım oranlarının da, deneyimli personelin de canı cehenneme dememek için kendimi zor tutuyorum.Kısaca; Bu ödül gerçekten THY’nin işine yarayacak. Ancak unutulmaması gerekir ki bir yanlış olay hepsini tamamen siler geçer.
Bir gün belki de, havacılık konularındaki olmazsa-olmazlarına ve duyarlılıklara; THY yönetimi ile aynı açıdan bakabilmeyi öğrenebilir,yeni hat açılımlarında davetli olarak katılıp güzel menüden seçimimi yaparak; THY’nin ikram kalitesini içeren” mmmmmmmmmmmm nefisssssss” başlıklı bir yazı yazabilirim.
Kim bilir?